At pazarlığı-2 mi?
ABD Ticaret Bakanı Pritzker'in Ankara'da Cumhurbaşkanı ile bir araya gelerek ticari ilişkileri güçlendirmek arzusunda olduğunu ortaya koyması , akıllara "yeni bir tezkere pazarlığı mı yapılıyor" sorusunu getirdi. Siyasi literatürde kıran kırana pazarlığı ifade eden 'at pazarlığı', ABD ile Türkiye arasında 1 Mart 2003'te de gündeme gelmişti.
Uzun zamandır potansiyelinin çok altında bir ticaret hacmine sahip olunduğu her iki ülkenin ilgili bakanları tarafından son dönemde sıklıkla gündeme getirilmesinin ardından ABD Ticaret Bakanı Penny Pritzker, kısa bir süre önce İstanbul’da, ardından Ankara’da çeşitli temaslarda bulundu. Her ne kadar edindiğimiz bilgilere göre planlaması yaklaşık bir ay öncesine yani tezkereden epey öncesine dayansa da ABD Ticaret Bakanı Penny Pritzker’in önce İstanbul iş dünyası ve çeşitli derneklerle, ardından Ankara’da Cumhurbaşkanı ve gazetecilerle bir araya gelerek ticari ilişkileri güçlendirmek arzusunda olduğunu ortaya koyması “yeni bir tezkere pazarlığı mı” yorumlarını gündeme getirdi.
Çeşitli medya organlarında yer alan ve WSJ’de görüşleri ayrıntılı olarak aktarılan görüşmelerde Pritzker, uzun zamandır müttefiki olan Ankara’nın İslam Devleti ile mücadelede daha iddialı bir rol oynamasını sağlamak için Türkiye ile ticari ilişkileri ve yapılan yatırımları artırma vaadinde bulundu.
Pritzker, savunma alanında yapılabilecek işbirliğinin yanı sıra yeni yatırım ve ticaret anlaşmalarını da görüşmek amacıyla salı gününden bu yana işadamları ve yetkililer ile bir araya geldi. Uzun yıllardır güvenlik ve diplomatik işbirliğinin gerisinde kalan ekonomik bağların güçlendirilmesi, görüşmelerde ajandanın üst sıralarında yer aldı.
Pritzker, perşembe günü verdiği röportajda, Türkiye’nin ticari diplomasi misyonunda Ukrayna ve Polonya’nın ardından son durak olduğunu ve ABD’nin yalnızca jeopolitik risklerle mücadelede değil aynı zamanda ticari ilişkilerden kaynaklanan bağları da güçlendirmek istediğini belirtti. Ticaret Bakanı, “Bir ülke ile ticari bağların artırılması istikrar sağlayıcı bir güçtür. ABD şirketlerini buraya getirmek barışı sağlamak ve terörizm ile mücadele etmenin etkili bir yoludur” diye konuştu.
Yaklaşık 18 milyar dolar değerinde olan ABD - Türkiye ticareti, Türkiye’nin geçen yıl gerçekleştirdiği dış ticaretin sadece yüzde 4.5’ine denk geliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama’nın beş yıl önce ekonomik ve ticari bağları güçlendirmek amacıyla başlattıkları çabalara rağmen iki müttefik arasındaki ticari işlemler Türkiye’nin uluslararası ticaretinin yaklaşık yüzde beşini oluşturmaya devam ediyor. ABD’li yetkililer ile işadamlarına göre ABD şirketlerinin iştahını açan faktör yıllık 150 milyon yolcu kapasitesi ile üçüncü havalimanı inşaatı gibi altyapı projeleri oldu. Heyet üyeleri ABD’li yatırımcıların ilgilendikleri diğer alanların ise turizm ve teknoloji olduğunu belirtti.
Toplantılar sırasında Türk yetkililer Patriot üreticisi Raytheon Co.’nun Çinli ve Fransız-İtalyan tekliflerin ardından üçüncü sırada yer aldığı füze savunma sistemi ihalesi konusunda da baskı yaptı.
1 Mart'ta da olmuştu
Bu at pazarlığı ABD ile Türkiye arasında 1 Mart 2003’te de gündeme gelmişti. O dönem, Türkiye’nin “ulusal çıkarları” ABD’nin Irak’ı işgaline destek vermeyi ve bu sırada Türk askerlerinin Kürtleri silahsızlandırarak, Kuzey Irak’ta olası bir Kürt devletinin kurulmasını engellemeyi ve Kerkük ile Musul’daki petrol yatakları hakkındaki kararlarda söz sahibi olmaktı. Ek olarak, Türk ekonomisi 30 milyar dolarlık hibe ve kredi garantisine ihtiyaç duymuştu. TOBB, Türkiye savaşa destek versin veya vermesin, uğrayacağı ekonomik kayıpların 16.6 milyar dolar olacağını hesaplamıştı.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı