Avrupalı Bağnazlığı ve Kadirbilmezliği

Kendi ülkelerinin ekonomisinin kalkınması için davet edilen Müslümanlar çalıştırılırken ülkeleri için tehlikeli olmuyorlar, buna karşılık ibadethanelerinin minaresi ve dolayısıyla ezan, toplumsal düzenleri için tehlike arz edebiliyor.
Kiliselerde çan kulesi ne ise camide de minare odur. Başka bir deyişle, her ikisinin de işlevi insanları ibadete davet etmektir. Hıristiyan kiliseye, Müslüman da camiye gider.
Ülkeler vardır, örneğin Türkiye gibi, kentlerinde aynı anda hem ezan sesi duyulur, hem de çan sesleri…
Farklı dinlere mensup cemaatler birlikte aynı toprakları paylaşmışlar, farklı mekânlarda ibadetlerini gerçekleştirmişlerdir.
Kardeşlik için, dostluk için, insan hakları için, daha fazla demokrasi için, kısacası daha güzel bir dünya için yeni bir yol arayan Avrupa, insanların dini özgürlüğünü kısıtlayan bir engele çarptı. İsviçrelinin yüzde elli yedisi minareleri kendi ülkesi için tehlikeli gördü ve ülkelerinde yaşayan dört yüz bin Müslümanın ibadetlerine kısıtlama getirdi.
Referandum yoluyla kazanılan bu sözde zafer herhalde salt İsviçre’deki değil, diğer Avrupa ülkelerindeki ‘aşırı sağ’ eğilimli Avrupalıları sevindirmiştir!.. Kuşkusuz buna karşılık benim gibi yıllardır Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesini gönülden isteyen, ömür boyunca Avrupa kültürü ile iç içe olan vatandaşlarımızı da üzmüştür…
Demokrasi adına yapılan bir referandumun azınlıktakilerin ibadet özgürlüğüne kısıtlama getirmesi, demokratik bir rejimin temel amacının azınlıkların haklarını korumak olduğunu da yadsımaktadır.
İnsanlık adına utanıyorum… Kendi ülkelerinin ekonomisinin kalkınması için davet edilen Müslümanlar çalıştırılırken ülkeleri için tehlikeli olmuyorlar, buna karşılık ibadethanelerinin minaresi ve dolayısıyla ezan, toplumsal düzenleri için tehlike arz edebiliyor. Böyle bir mantığın ‘ortaçağ’ mantığından veya değer sisteminden bir farkı yoktur. Referandumun bu sonucunu sağlayanlar kadirşinas da değildir. Görülüyor ki teknoloji alanında ilerlemiş ve ekonomik refaha erişmiş olmak ‘insan’ olmak için yeterli değil… ‘İnsan’ olmak için daha başka niteliklere sahip olmak gerekiyor. Herhalde olması gereken niteliklerin başında ‘tolerans’ geliyor.
Farklı kültürlere saygılı olmak ve farklı değer sistemlerine sahip kişilere ‘öteki’ gözüyle bakmamak gerekiyor. Adaletin herkese eşit bir biçimde dağıtılması, insan sevgisinin egemen kılınması, çokkültürlülüğün özendirilmesi gibi olgular insanın daha iyi bir ‘insan’ olmasının yolunu açacaktır. Umudum bu referandumun sonucunun Avrupa İnsan Mahkemesi’nce reddedilmesidir.
Prof. Dr. Mete TAPAN

En Çok Okunan Haberler
-
‘Savunmasına katılmazsam namerdim’
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
Bozdağ, AKP’li Osman Gökçek’i yalanladı!
-
Zorlu Holding'ten Cem Köksal'ın yerine 'eski' atama!
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
Bakan Ersoy’un eşinden ‘destek’ geldi!
-
Sigara fiyatlarına dev zam: Tarih verildi!
-
163 bıçak darbesiyle öldürdü, 'gülerek' savunma yaptı
-
‘Affedebileceğim bir şey değil’