Babacan Kosova'da
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Kosova ziyaretinin hem siyasi ilişkilerin derinleşmesi, hem de ekonomik ilişkilerin ilerlemesi açısından önem taşıdığını söyledi. Kosova'nın ekonomisinin gelişmesinin gerekliliğine de dikkati çeken Babacan, ziyaret çerçevesinde Türkiye ile Kosova arasında bir strateji belgesinin ve vize muafiyet anlaşmasının imzalanacağını söyledi.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Kosova'nın başkenti Priştine'deki temasları çerçevesinde Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu tarafından kabul edildi.
Kosova Cumhurbaşkanlığı'nda yapılan görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Seydiu, verimli bir görüşme yaptıklarını söyleyerek, Türkiye ile ekonomik ilişkilerin ve kültürel işbirliğinin iyi seviyede olduğunu belirtti.
Babacan'a ziyareti için teşekkür eden Seydiu, iki ülke arasında yüksek seviyede karşılıklı ziyaretlerin devam edeceğini vurguladı. Seydiu ayrıca, Kosova'nın AB ve NATO üyesi olmak için çabaları bulunduğunu söyledi.
Babacan da Türkiye ve Kosova'nın tarihten gelen güçlü dostluk ve kardeşlik bağlarına sahip olduğunu kaydetti. "Avrupa'nın en genç cumhuriyeti olan Kosova Cumhuriyetine Türkiye'nin desteği ve güveni tamdır" diyen Babacan, Kosova'nın bağımsızlığının ilan edildiği 17 Şubat'tan sonra giderek daha fazla ülke tarafından Kosova'nın tanındığını belirtti. Babacan, Türkiye'nin Kosova'yı ilk tanıyan ülkeler arasında yer aldığını hatırlatarak, Kosova'nın bölgedeki barış, huzur ve istikrar açısından önemine dikkati çekti.
"Kosova'nın AB ve transatlantik yönelimi önemli"
Babacan, Kosova'nın AB ve transatlantik yöneliminin önemli olduğunu da belirterek, Türkiye ve Kosova'nın kültürel ilişkilerin derinleşmesi için yoğun çaba içinde olduklarını bildirdi.
Babacan, Kosova'daki Türk toplumunun siyasi sistemde yerini almasının ve temel hak ve özgürlüklere sahip olmasının önemli olduğunu söyledi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Babacan, Türkiye'nin BMGK'ye seçildiğinin hatırlatılması ve bu çerçevede Kosova'nın olası BM üyeliği konusunda Türkiye'nin nasıl bir tutum takınacağının sorulması üzerine, Kosova'nın BM üyeliğinin birkaç yöntemle olabileceğini kaydetti.
Türkiye'nin BMGK'deki üyelerden biri olduğuna, ancak karar alınırken daimi üyelerin alınacak kararı veto etmemesinin önemli olduğuna dikkati çeken Babacan, "Böyle bir konu Güvenlik Konseyi'ne geldiğinde Türkiye'nin nasıl bir tutum içinde olacağı konusunda hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır" dedi.
Gazze'ye ilişkin bir soru üzerineyse Babacan, BMGK'nin Gazze konusunda aldığı kararı hatırlatarak, bu kararın derhal uygulanması gerektiğini söyledi. Babacan, Cumhurbaşkanı Seydiu ile basın toplantısının ardından Kosova Meclis Başkanı Yakup Krasniki ile bir araya geldi. Babacan'ın bugün Kosova Meclisi Genel Kurulu'na da hitap etmesi bekleniyor.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkçe yaptığı konuşmasına, "Kosova Cumhuriyeti Meclisi'nde, bu saygın kurumun çatısı altında, bugün sizlerle beraber olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu vesileyle genç Kosova Cumhuriyeti ve halklarına daha iyi bir gelecek ve refah dilerken, bağımsızlığınızı en içten dileklerimle yeniden kutlarım" diyerek başladı.
Bakan Babacan, bağımsız genç Kosova Cumhuriyeti'nin, ülkenin tüm unsurlarını kucaklayıp bünyesinde barındıran yüce meclisinden, Kosova halkına seslenebilmenin kendisi için gurur verici olduğunu ve tarihi bir vesile oluşturduğunu söyledi.
Babacan, bölgenin diğer halklarıyla olduğu gibi, Kosova'da yaşayan halklarla da uzun bir dönem ortak bir tarihin ve kaderin paylaşıldığını belirtti. Kosova'nın Türkiye açısından taşıdığı önemin, bu ortak geçmişten kaynaklanan kültürel ve beşeri bağlara dayandığını kaydeden Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bildiğiniz üzere, Kosova'da bugün sayıları azımsanmayacak bir Türk toplumu, Türkiye'de ise çok sayıda kökleri Kosova'da olan vatandaşlarımız vardır. Bu bağlantı, bizi, Kosova meselesine başından beri yakın bir ilgi göstermeye sevk eden hususların başında yer almıştır. Türkiye, Balkanlar'da barış ve istikrarın muhafaza edilmesine bir dış politika önceliği olarak ve aynı zamanda bir insani konu olarak her zaman büyük önem atfetmiştir. Batı Avrupa'da, değişik dönemlerde gelişen çeşitli düşünce akımlarından etkilenen Balkanlar günümüzde bir denge arayışı içindedir.
Bölgemizin, tarih boyunca çeşitli etnik grup, din ve kültürlerin 'yan yana' değil, 'iç içe' yaşamış olduğunu mutlaka göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Bu gerçeğin doğurduğu fırsatları, olumlu yönde kullanabileceğimize gönülden inanıyoruz. Bunu da Türkiye, savaş sırasında sarf ettiği diplomatik çabalar ve çeşitli dönemlerde ortaya koyduğu işbirliği projeleriyle kanıtlamıştır. Bu anlayıştan hareketle bize göre Kosova'nın huzur ve refahı aynı zamanda Balkanların ve Avrupa'nın istikrarı anlamına gelmektedir."
Kosova'nın bağımsızlığı
Kosova Meclisi'nin 17 Şubat 2008 tarihinde aldığı bağımsızlık kararının ardından Türkiye'nin Kosova Cumhuriyeti'ni tanıma kararı aldığını anımsatan Babacan, bağımsızlık kararı alındığında Ankara'nın da bu heyecanı paylaştığını belirtti.
"Bağımsızlık ilanınızın, tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden insanlık trajedilerinin yaşandığı ve çağımıza yakışmayan haksızlıkların ortaya konduğu bir sürecin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu da düşünüyoruz" diyen Babacan, medeniyet seviyesinin bu çağda ulaştığı düzeyde, vicdanların bu tür acıları kabul etmesinin mümkün olmadığını ve bu açıdan Kosova'nın bağımsızlık ilanına giden süreçte yaşanan acıların bütün Balkanlar ve insanlık için bir ders olması gerektiğini belirtti.
"Gazze konusunda Türkiye yoğun diplomatik faaliyet içinde"
Babacan, sorunların çözümü için diplomatik çözüm yollarının önemine dikkati çekerek, Gazze'de yaşananları hatırlattı ve şöyle konuştu:
"Dış politikamızda sorun çözmek için temel aracın hep diplomasi olduğunu söyledik. Siyasi diyalogdan başka çözüm yolları aramanın son derece riskli olduğunu hep söyledik. Bu saatlerde Gazze'de yaşananlar hepimiz için son derece kaygı vericidir ve o sorunun çözümü için de diplomasinin temel bir yol olduğunu söyledik. Ben burada sizlerleyken, Türkiye yoğun bir diplomatik faaliyetin içinde."
Günümüzün liderlerine büyük sorumluluk düştüğünü belirten Babacan, basiretli bir liderlikle sorunların çözülmesi gerektiğini düşündüklerini kaydetti. Babacan, bu tür trajedilerin önüne geçilmesinin Kosova'da olduğu gibi ancak uluslararası toplumun ortak iradesi ve kararlılığı ile mümkün olabileceğini söyledi. Babacan ayrıca, uluslararası toplumun insanlık trajedilerine dur demesinin büyük önem taşıdığını ve hiç kimsenin "bekleyip görelim" dememesi gerektiğini bildirdi.
Babacan, Kosova'nın bu acının ne demek olduğunu en iyi anlayacak ülkelerden biri olduğunu da kaydetti.
"Türkiye balkanlarda kalıcı barışa büyük önem vermekte"
Türkiye'nin geçmişte büyük acılar yaşamış Balkanlar'da artık kalıcı barış anlayışının hakim olmasına önem verdiğini belirten Dışişleri Bakanı Babacan, Kosova'nın bağımsızlığının, bölge ülkeleri arasındaki istikrar ve güven ortamının takviyesi için de vesile teşkil etmesini temenni ettiğini söyledi. Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün gelinen aşamada Kosova Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğü ve istikrarı, Balkanlar'da ve Avrupa coğrafyasında barışın muhafazası bakımından uluslararası toplumun üzerinde hassasiyetle durması gereken bir hususu oluşturmaktadır.
Türkiye, Kosova'da, çoğulcu demokrasi, hukukun üstünlüğü, evrensel insan ve azınlık haklarına saygı gibi çağımızın temel değerlerinin yerleştirilmesi ve geliştirilmesi gerektiğine inanmaktadır. Ayrıca, Kosova ile komşuları arasında da karşılıklı güven ve işbirliği ortamının zaruret teşkil ettiği görüşündeyiz. Kosova Cumhuriyeti'nin milletler ailesinin, bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunan sorumluluk sahibi bir üyesi olarak tüm komşularıyla iyi ve dostane ilişkiler kurma doğrultusundaki tutumunu destekliyoruz. Özellikle Kosova'nın bağımsızlık bildirgesinde Sırbistan ile ilişkilerin dostluk ve işbirliği temelinde yürütüleceğinin ifade edilmesi de ayrıca memnuniyet vericidir."
Balkan uluslarının geçmişin esiri olmadan, ancak tarihten gerekli dersleri de çıkararak, yaralarını sarması ve yeni bir barış ortamı tesis etmesinin, tüm bölge ülkelerinin işbirliğini öne çıkaran bir dayanışmayı gerektirdiğine inandıklarını bildiren Babacan, Balkanlar'da sağlanacak genel istikrar ve refahın tüm insanlığın ve yakın bölgesi Avrupa'nın yararına olacağını vurguladı.
Bakan Babacan, Kosova dahil tüm bölge ülkelerinin Avrupa-Atlantik yapılarıyla entegrasyonunu desteklediklerini de ifade ederek, "Bu hedef hiç kuşkusuz tüm bölge ülkelerinin vizyonunu genişleterek, ortak bir ülküye yönelmesi ve Balkanlar'ı adeta bir dostluk, dayanışma ve kardeşliğin egemen olduğu zemine çevirmesiyle mümkün olabilecektir" diye konuştu.
"Balkan ülkelerinin AB yönelimi çok önemsiyoruz"
Balkanlar'ın farklı etnik kökenlerin, dinlerin, mezheplerin bir arada yaşadığı bir coğrafya olduğuna işaret eden Babacan, "Bu farklılıkları ne zaman biz bir zenginlik olarak görmeye başlarsak, ne zaman çok kültürlü bir temel tema ve temel bir güç kaynağı olarak görmeye başlarsak, o zaman Balkanlar'da kalıcı bir barışı, huzuru sağlayabileceğimize inanıyoruz" dedi. Babacan, bu çerçevede Balkan ülkelerinin AB yönelimini çok önemsediklerini bildirdi.
Ortak bir tarihi, kültürü ve gelenekleri paylaşan iki ülke halkında mevcut hissiyatla uyum içinde hareket eden Türkiye'nin, geçmişte zor günlerinde olduğu gibi yeni döneminde de Kosova'ya her alanda destek sağlamaya devam edeceğini söyleyen Babacan, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin tesisini takiben Priştine'deki temsilciliğin Büyükelçilik düzeyine çıkarıldığını ve bunu Kosova Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçiliğinin faaliyete geçmesinin izlediğini anımsattı.
Kosova'nın ekonomik ve sosyal kalkınmasını tamamlayarak, uluslararası toplum içinde hakettiği yeri almasının başlıca dilekleri olduğunu ifade eden Babacan, bu yönde, iki ülke arasında önümüzdeki dönemde yapılacak karşılıklı üst düzey ziyaretler ve işbirliğinin tüm alanlarını kapsayacak şekilde tamamlanacak anlaşmalar ile ilişkilerin hukuki zemininin de güçlendirileceğini belirtti.
Kosova Meclis Başkanı Yakup Krasniki'nin Meclis Başkanlık Divanı üyeleriyle birlikte Ocak ayı başında TBMM'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Babacan, iki meclis arasındaki bu ilk resmi temasın, kökleri tarihe dayanan işbirliğine yeni bir ivme kazandıracağının muhakkak olduğunu kaydetti.
TBMM'de Türkiye-Kosova Dostluk Grubu'nun kurulduğunu ve bu grubun milletvekilleri arasında yoğun ilgi gördüğünü söyleyen Babacan, "Bu durum da Kosova'ya verdiğimiz önemin ve Kosovalılara beslediğimiz muhabbet duygularının ayrı bir göstergesidir" dedi.
Kosova'nın kalkınması
Bakan Babacan, Türkiye'nin Kosova'nın kalkınması için, uluslararası toplumun Kosova'ya yapacağı bağışların ele alındığı Bağışçılar Konferansı'nda 30 milyon avro ayni yardım taahhüdünde bulunduğunu hatırlatarak, bu çerçevede, süregiden diğer yardımların yanı sıra söz konusu taahhüdü bütün Kosova sathında, eğitim, sağlık ve altyapı projelerine yönlendirmeyi öngördüklerini bildirdi.
Kosova'nın yeni döneminde Türk yatırımcılarının Kosova'ya yönelik ilgilerinin de giderek arttığını söyleyen Babacan, ziyaretinde kendisine refakat eden heyette çok sayıda iş adamının bulunmasının bu ilginin en somut göstergesi olduğunu kaydetti. Babacan, bu bağlamda
Türkiye'nin önümüzdeki dönemlerde de Kosova'nın önde gelen ticaret ortaklarından biri olmayı sürdüreceğine inandığını ifade etti. "Türkiye, Kosova'nın ekonomik kalkınmasının yanı sıra güvenlik ve istikrarının sürdürülmesine de büyük önem vermektedir" diyen Babacan, 1999 yılından itibaren KFOR ve UNMIK nezdinde görev yapan Türk asker, polis ve uzmanları vasıtasıyla Kosova'ya güvenlik alanında katkıda bulunulduğunu ve bunun ihtiyaç duyulacak süre boyunca devam ettirilmesini görev addettiklerini kaydetti.
Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kader ortağınız Kosovalı Türkler, ülkenin siyasi hayatına olumlu katkılarda bulunmakta, Kosova devletinin geleceğine daima her platformda samimi şekilde destek vermektedir. Kosova'da Türk toplumunun mevcudiyeti ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin ve mevcut bağın daha da güçlendirilmesinde özel bir köprü rolü oynamaktadır.
Halihazırda Kosova hükümetinde bir bakan ve Mecliste üç milletvekiliyle temsil edilen Türk toplumunun, Ahtisaari planıyla garanti altına alınan çok etnili, çok kültürlü Kosova için olumlu bir örnek teşkil ettiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, Kosova yönetiminin Türkçenin ve diğer azınlık dillerinin kullanımı hususunda atmış olduğu adımlardan duyduğumuz memnuniyeti de bilhassa dile getirmek istiyorum."
Türkiye-Kosova dostluğunun güçlenerek gelişeceğini de söyleyen Babacan, bugün Kosova Dışişleri Bakanı İskender Hüseyni ile ikili işbirliğinin esaslarına dair Strateji Belgesi'ni imzalayacaklarını ve böylelikle mevcut kardeşlik ortamının her alanda somut işbirliğine dönüştürülmesi yönünde de önemli bir adım atılmış olacağını kaydetti. Babacan, aynı anlayışla Vize Muafiyet Anlaşması'nı da imzalayacaklarını ve bu anlaşmanın da karşılıklı seyahatleri kolaylaştırarak iki ülke halkları arasındaki yakınlaşmaya katkıda bulunacağını belirtti.
Babacan, konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
"Kosova halkı geçmişte karşılaştığı büyük badireleri ortak azim ve iradesi ile aşarak, günümüzde genç ve demokratik bir Cumhuriyeti idrak etme başarısına erişmiştir.
Kosova devletinin samimi ve yapıcı bir yaklaşımla başta komşuları olmak üzere bölge ülkeleri ve uluslararası toplum ile olumlu ilişkiler geliştirmesinin bir zaruret teşkil ettiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu, Kosova'nın önünü açacak ve uluslararası toplum içinde hakettiği yeri almasını çabuklaştıracaktır. Kosova'nın bu yolda başarı göstereceğine inancımız tamdır."
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu