Babalı-kızlı madalya skandalında söz savunmanın

Elif Akyüz, annesi ve aynı zamanda antrenör olan Fatma Akyüz ile yaptığı açıklamada, 2011 yılında Ankara'da düzenlenen Dünya Wushu Şampiyonası'nda 'kuzey mızrağı' dalındaki birinciliğiyle ilgili bugün bazı gazetelerde yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Başarılı olabilmek için çok çalıştığını ve okulundan geri kaldığını belirten Elif Akyüz, iddiaların ardından büyük bir moral bozukluğu yaşadığını söyledi.

Bu yıl kısa bir süre önce Malezya'da katıldığı dünya şampiyonasında 0,03 puan farklı ikinci olduğunu hatırlatan milli sporcu, şunları söyledi:
"Başarılı olabilmek için çok çalışıyoruz. Bu haber çıkınca moralim bozuldu. Sürekli çalışıyorum ve karşılığını böyle almak beni demoralize etti. Ancak bu haber beni daha çok hırslandırdı. 3 ay sonra şampiyona var. İnşallah orada birincilik alıp, başarımı göstereceğim. Şampiyonluk bu kadar basit ve ucuza alınabilecek bir şey değil. Malezya'daki 2013 Dünya Şampiyonası'nda birinciliği 0,03'lük bir puanla kaçırdım."

2011'deki performansını anlatan Elif Akyüz, hocasının stratejisiyle şampiyonluğa ulaştığını anlatarak, "O şampiyona için 3 aylık bir çalışma yapmıştım. Hocam şampiyona için iyi bir strateji hazırladı. Zorlu hareketler yoktu ve dolayısıyla hakemlerin puan kırması zorlaştı. Rakiplerim çok iyiydi ancak hocamın stratejisi sayesinde birinci olmuştum" diye konuştu.

"ALNIMIN TERİYLE, BİLEĞİMİN HAKKIYLA KAZANIYORUM"

Katıldığı şampiyonalarda İstiklal Marşı'nı okuttuğu için onur duyduğunu ifade eden Elif Akyüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Alnımın teriyle, bileğimin hakkıyla kazanıyorum. İftiralar çok kırıcı. Üst üste İstiklal Marşımızı okuttum. Bu benim için onur verici bir şey. Bayrağımızı göndere çektirdim. Bunları yaparken çok gururlanıyorum. İnsanların bunu çekememesi aslında beni çok üzüyor. Onurumu kırıyor. Dünya şampiyonasında tekrar birinci olmak istiyorum, görsünler nasıl birinci olunuyor. Babamın parasıyla şampiyonluk elde ettiğim iddiaları çok ayıp bir şey. Böyle bir şey olması imkansız. Ben sürekli çalışıyorum. Bunu çalışarak kazanıyorum. Alnımın teriyle, bileğimin hakkıyla alıyorum. Böyle iftiralar çok kırıcı. Onlara hakkımı helal etmiyorum. Beni çok kırdılar."

"BİZİM ÜZERİMİZDEN ÇOCUKLARIMIZA SALDIRIYORLAR"

Milli sporcunun annesi ve aynı zamanda antrenör olan Fatma Akyüz de iddiaların altında federasyonu ve eşi icra kurulu başkanı Abdurrahman Akyüz'ü yıpratma hedefi bulunduğunu savundu.

"Hak edilmemiş, satın alınmış, başkalarının hakkı gasbedilerek elde edilmiş bir madalya söz konusu değil" diyen anne Akyüz, şunları kaydetti:
"Abdurrahman Akyüz'e karşı, bugüne kadar yapılan saldırılardan, açılmış davalardan, mahkemelerden veya şikayetlerden elde edemedikleri sonuçları, kızına, çocuklarına saldırarak, onları ezerek, onları mağdur ederek almaya çalışıyorlar. Çünkü insanın en zayıf olduğu nokta çocuklarıdır. Eşim şu ana kadar kendisine yöneltilen suçlamalardan alnının akıyla çıktı. Ona hiçbir şekilde suç isnat edemediler. Bana aynı şekilde yapamadılar. Bizim üzerimizden çocuklarımıza saldırarak yapmaya çalışıyorlar, ezmeye çalışıyorlar. Hak edilmemiş, satın alınmış, başkalarının hakkı gasbedilerek elde edilmiş bir madalya söz konusu değil."

Kızının 2010'da Avrupa'da birincilik ve üçüncülük, 2011'de Ankara'da dünya şampiyonluğu ve 2012'de Macaou'da dünya şampiyonluğu elde ettiğini, bu yıl İslami Dayanışma Oyunları'nda birincilik aldığını, Malezya'da yapılan dünya şampiyonasında ise 0,03'lük kritik bir puanla ikinci sırada kaldığını anlatan anne Akyüz, "Kızımın böyle bir şeye ihtiyacı yok. Şimdiye kadar kendisini defaatle ispatlamış bir sporcu. Türkiye 'nin ve dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sporcuları arasında yer alacak bir sporcuyken böyle bir iddia ve iftirayla karşısına çıkmaları, ahlaksızlık ve alçaklıktır" şeklinde konuştu.

Kızına, 2011'de elde ettiği başarının ardından Spor Genel Müdürlüğü tarafından 54 bin lira ve Sakarya Valiliği'nce bir ev verildiğine ilişkin medyada yer alan bilgiyle ilgili olarak da Fatma Akyüz, şunları söyledi:
"Biz hala kirada oturuyoruz. Böyle bir şey yok. Eşimin Rolex saatler dağıttığı,14 bin dolar dağıtığı iddia ediliyor. Böyle bir şey söz konusu olsaydı, kendimize ev alırdık. Bugüne kadar kazanımlarımızı çocuklarımızın üzerine yatırdık. Biz kendi imkanlarımızla yurt dışına gidip hocalarımızı tuttuk, parasını verdik. Federasyon kimsenin babasının çiftliği değil. İstediği gibi harcayamaz. Devlet bizim başımızdayken, bu kadar teftiş, müfettiş varken böyle bir şey yapılabilir mi? Böyle bir iddia ortaya atıyorlarsa, adam gibi çıkıp belgelerini ortaya koyacaklar. Zerre kadar adamlıkları varsa böyle yaparlar."