Bahçeli Samsun'dan seslendi

Ladik ilçesinde Belediye Başkanlığını ziyaret eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha sonra ilçe meydanında yurttaşlara seslendi.

Burada Ladiklilerden hangi partiden olurlarsa olsunlar baskı altında kalmadan, demokratik tercihlerini yaparak referandumda oylarını kullanmalarını isteyen Bahçeli, ''Anayasa değişikliğine ister evet ister hayır oyu kullanın hangi tercihte bulanacaksanız bulunun ama mutlaka sandığa gidin'' diye konuştu.

Anayasa değişikliğinin uzlaşma ile hazırlanmadığını belirten Bahçeli, MHP olarak referandumda 'hayır' oyu kullanacaklarını ifade etti.

"Türkiye'de 7 tane siyasi bölge yoktur"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 13 Kasım 2009'da Mecliste yaptığı bir konuşmaya işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti:
''Başbakan, eğer ağzından kaçırmamışsa o konuşmada 7 siyasi bölgeden bahsediyor. Türkiye bir milli devlettir, bir üniter yapıdır. Türkiye'de 7 tane siyasi bölge yoktur. Bunu söylemekle neyi amaçladığını Sayın Başbakan'ın anlatması lazım. Eğer bunu Sayın Başbakan anlatmazsa aklımıza şu soru gelir; Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in, 'Önümüzdeki günlerde özerk bir bölge kurulacaktır, bu bölge Güneydoğu Anadolu'da Kürdistan olarak adlandırılacaktır. Türk bayrağının yanında şöyle bir zırva bayrak da asılacaktır' sözüyle ne ölçüde örtüşüyor? Bunu Sayın Başbakan anlatmalıdır. Demokratik özerk bölge ile 7 siyasi bölge arasındaki farkı Sayın Başbakan Ladik'e gelip anlatmalıdır ki, Ladik'te tırmanan teröre karşı Ladikliler gönül rahatlığı ile bir cevap bulabilsin.''

AKP'nin 8 yıldır iktidarda olduğuna işaret ederek iktidarın gerilim stratejisi ile varlığını sürdürmeye çalıştığını öne süren Bahçeli, şunları kaydetti:
''Sayın Başbakan zaman zaman bir gerilim stratejisi başlatıyor. Bu gerilim stratejisine dayanak teşkil edecek tarzda Türkiye'yi etnik temelde, mezhep temelinde inanç temelinde ayrıştırmaya sokuyor ve ayrışan, bölünen, kamplaşan, cepheleşen gruplar arasında çatışmalar yaratarak kendi iktidarını sürekli kılmaya çalışıyor. Şimdi bakınız teslimiyetçilik oyunu içinde. Ülke meseleleri gündeme geldiği vakit 'ver kurtulcu', ekonomik darboğaza düştüğü zaman 'sat kurtulcu', öbür taraftan ise 'kazan kazan' oyunu ile yandaş ve hanedan yetiştiren bir kurum haline gelmiş olan AKP, bu gerilim stratejisi ile varlığını sürdürmeye çalışıyor.''

"Sivas Gavur dağının ötesi neresidir"

Geçenlerde İçişleri Bakanı'nın, ''Temizleyin bu Amanos Dağları'nı'' dediğini belirten Bahçeli şöyle devam etti:
''Amanos Dağları dediği, Gavur Dağları... 'Sivas'tan ötesine niye gitmiyorsunuz' diye bizi suçluyor. Bize demiyor ki, 'Sayın Bahçeli, geçenlerde Kars'a gittiniz, Iğdır'a geçtiniz. Oraya kadar gitmişken bir Ağrı'ya da uğrasan çok iyi olurdu'. Veyahut 'Elazığ'da miting yaptınız biraz daha ileri gidip Bingöl'de bir toplantı yapsaydınız çok daha iyi olurdu' demek dururken, ikide bir Sivas-Gavur Dağı hattını niye çiziyorsun? Burası neresidir? Sivas Gavur Dağı'nın ötesi neresidir? Şimdi Diyarbakır Belediye Başkanı adını koyuyor. Demokratik özerk Kürdistan bölgesi diyor. Sayın Başbakan ne diyor 13 Kasım 2009 tarihinde? Allah vere de 'dilim sürçtü' diye.''
 

"Silahlı kuvvetleri akıllarınca kuşatmaya çalışıyorlar"

Ladik'in ardından Kavak ilçesini ziyaret eden Bahçeli, ardından Samsun'un İlkadım ilçesine gelerek belediye binası önünde oluşturulan platformda yurttaşlara hitap etti.

Burada yaptığı konuşmada ara rejimlerden ülkeye hiçbir fayda sağlanmadığını dolasıyla darbeyle bir yere varmanın mümkün olmadığını ifade eden Bahçeli, ''Ara rejimleri tekrar deneyerek Türkiye'yi bir yere getirmek, taşımak mümkün değildir. Öyleyse darbeci zihniyeti demokratik kültür içinde eriterek ortadan kaldırmak lazımdır'' diye konuştu.
Darbeyle, darbeci zihniyetle mücadele ediyorum derken, Silahlı Kuvvetlerin yıpratılmaya çalışıldığını iddia eden Bahçeli, şöyle dedi:
''Silahlı Kuvvetleri aşağılayan, Silahlı Kuvvetleri tahrip eden, Silahlı Kuvvetleri suçlayan yaklaşımlarla Türkiye'deki terörle açıkça mücadele eden bir tek kurumu, terörle mücadelede zafiyete uğratmak kime yarar? AKP'ye yaramaz, MHP'ye yaramaz, diğer siyasi partilere yaramaz. Yararsa Türkiye üzerinde emeli olan küresel güçlere yarar, yararsa PKK denen çapulculara yarar. Şimdi eğer Türkiye'de demokrasiyi geliştirmek isterken, darbecileri zayıflamak istiyorsanız herkes sizin yanınızda, kim varsa darbeci al kolundan tut at. Bir daha Silahlı Kuvvetlerde bulunmasın. Ancak, Türkiye üzerindeki senaryonu, bütün kurumları çatıştırarak yavaş yavaş kontrol altına almaya başladığın bir dönemde açıkça terörle mücadelede cephelerde görev üstlenmiş komutanlar dahil, yargı yoluyla onları 'darbeci' veya 'darbeci potansiyel taşıyan komutanlar' olarak zikredip YAŞ kararları içinde birtakım hesaplara girmen doğru olmamıştır. Burası çok önemlidir. Türk Silahlı Kuvvetleri şu an darbeyle meşgul edilirken, öbür taraftan terörle mücadelede zafiyete uğratılmaya çalışıyor.
Yargı süreci başlamış, 2 seneyi buldu. Başlatmışsan sonucunu al, bitir şu Ergenekon davasını, bitir şu Balyoz denen davayı. Gece gündüz ne yapıyorsunuz? Televizyonlarda Silahlı Kuvvetlere saldırdığınız kadar onlarla ilgili dosyayı inceleyip mahkemeye getirseydiniz zaten davanın yarısı biterdi. Ama şimdi kalkmışlar YAŞ kararları adı altında yargı yoluyla Silahlı Kuvvetleri akıllarınca kuşatmaya çalışıyorlar. Burası yanlış olmuştur.''

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bir tanesi çıkmış emekli Korgeneral, Türkiye'de 93-97 sırasında çok ciddi bir terörle mücadelenin olduğu yerde, o zaman kendisi de asker. Şimdi emekli olmuş hangi holdingin danışmanı, oturmuş terbiyesizce konuşuyor. Diyor ki, 'Türkiye'de faili meçhuller, o iktidarlar döneminde arttı. Türkiye'de faili meçhullerin hesabı sorulamadı'' diyor. Şimdi biliyorsan gel sırada bekleyen yargıçlar, savcılar var. Götür ne biliyorsan onlara söyle, onlar halletsin. Televizyona çıkıp konuşarak yetiştiğin ocağa terbiyesizce karalama yapmanın kimseye faydası yoktur. Türkiye'nin böyle bir kritik döneminde herkes haddini ve hududunu bilmeli.''

MHP lideri, Fatih Sultan Mehmet Caddesi ile Mecidiye Çarşısı'nı gezerek esnafla sohbet etti. Bahçeli, Gazi Müzesi'ni gezdikten sonra karayoluyla Ankara'ya hareket etti.