Bakan Akdağ'dan Kılıçdaroğlu'na sert gönderme

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, üniversite ve sağlık çalışanlarının tam gün çalışmasını öngören yasanın bazı maddelerinin CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürüldüğünü belirterek, ''Çok net konuşuyorum, kasket takmakla falan halkçılık olmaz. Yahut da 'siperde ayakta duracağım' demekle halka bir hizmet edemezsiniz. Bunlar popülist yaklaşımlardır'' dedi.

Bakan Akdağ'dan Kılıçdaroğlu'na sert gönderme
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.07.2010 - 13:11

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Pendik Green Park Otel'de Sağlık Bakanlığı Proje Yönetim Destek Birimince düzenlenen İstanbul Acil Hizmetleri Değerlendirme Toplantısı dolayısıyla yaptığı basın toplantısında, İstanbul'un hem Türkiye'nin, hem dünyanın en önemli metropol kentlerinden birisi olduğunu söyledi.

Son yıllarda ortaya konan çabalarla İstanbul trafiğinde olumlu ilerleme kaydedilmesine rağmen, özellikle günün bazı yoğun saatlerinde ulaşımın zorlaştığı İstanbul'da, acil hizmetlerin özel bir çaba gerektirdiğini anlatan Akdağ, 8 yıl önce sağlık hizmeti sunan kuruluşların, birkaç çatı altında toplu olduğunu ve her yurttaşın bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kuruluşundan hizmet aldığını anımsattı.

Akdağ, yurttaşların hastane hastane dolaşmasının, o günün şartlarında günlük rutin içinde olduğunu hatırlatarak, İstanbul'da tam donanımlı 37 ambulansla Sağlık Bakanlığı'nın hizmet etmeye çalıştığını kaydetti.

2002 yılında 36 istasyonda 37 ambulansla hizmet veren İstanbul'un bugün 126 istasyonu olduğunu ve 232 ambulansa sahip bulunduğunu ifade eden Akdağ, hedef sayıya ulaşıldığını, filonun da sürekli yenilendiğini belirtti.

Akdağ, filo içerisinde 2 helikopter, 5 motosiklet, 1 adet de kar üstü ambulans bulunduğunu dile getirerek, istasyon sayısının 172'ye çıkartılmak istendiğini anlattı. İlk 10 dakikada vakaların kaçına ulaşıldığının önemli olduğunu kaydeden Akdağ, ilk 10 dakikada vakaların yüzde 80'ine ulaşıldığını söyledi.

İstanbul'da bunu yüzde 90'a çıkarma gayretinde olduklarını ifade eden Akdağ, trafik ve ambulansa yol verme kültürünün gelişmemesine de işaret etti.

Akdağ, acil hizmet personellerinin sürekli meslek içi hizmete tabi tutulduğunu, gelişmiş ülkelerde ambulans hizmetlerinde yer alanların acil tıp teknikerleri olduğunu, Türkiye'de de bunun gerçekleştirilmesi için çalışmalar yapıldığını anlattı. İstanbul'da 250'ye yakın ambulansa ulaşarak, filoyu yenilerek devam edeceklerini de dile getiren Akdağ, şunları söyledi:
''Vatandaşımızdan istediğimiz 3 şey var; yaralıları ve hastaları olduğunda doğrudan 112 numaralı telefonu arasınlar. Bunu polisler için de söylüyorum. Kaza ile 112'nin aranmasında geçen süre çok önemli. Hemen 112 aranmalı. Adres iyi tarif edilmeli. İkinci önemli nokta da 112 numaralı telefon asla gereksiz yere meşgul edilmemeli. Vatandaşımız 112'yi her gereksiz aradığında bunun bir cana mal olduğunu bilmeli. Üçüncüsü de ambulans sireni duyulduğunda trafikte yol verilmeli.''

Ambulans geç gittiğinde ambulanstakilerin suçlandığını hatırlatan Akdağ, ambulansın istasyondan çıkış süresinin ihbar geldikten sonra 1 dakika olduğunu söyledi.
Yurttaşların 112'yi aramalarının dijital ortamda kayıt altına alındığını bildiren Akdağ, ''İnsanla iş yapıyoruz. Çok nadiren de olsa sistemin içindeki çalışanlarda bir hata olduğunda bunun üstünü asla örtmüyoruz. Sistem artık saat gibi çalışıyor'' dedi.

Acil hastane hizmetleri

Türkiye'de hastane acili ve işleyiş tarzını anlatan Akdağ, hasta ya da yaralının acil servise ulaştığında, devletin şefkatli kollarına ulaştığını, burası bir özel hastane olsa da bunun değişmediğini söyledi.

Akdağ, ''Acil durumda bir vatandaş bir hastaneye ulaştığında o vatandaştan asla para alınmaz. Burası bir özel hastane de olsa'' dedi.

Sözleşmesiz hastanelerde yurttaşın ilk etapta ödediği parayı daha sonra Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan aldığını kaydeden Akdağ, bu hastanelere ilişkin yeni uygulamaların hazırlığı içinde olduklarını belirtti.

Acil durumda yurttaştan bir paranın alınamayacağını ve bir senetin imzalatılamayacağını, bu konuda yurttaşların bilinçli olması gerektiğine işaret eden Akdağ, ''Yurttaşın gerçek acil durumda bir hastaneye gittiğinde para ödemek zorunda olmadığını bilmelidir'' dedi.
Akdağ, artık bu şehirde el cerrahisi dolayısıyla hastane hastane dolaşanların görülmediğini, bu konuda bir nöbet sistemi oluşturulduğunu söyledi.

Burada en önemli konunun 112 servisinin aranması olduğunu belirten Akdağ, 112 servisinin hangi hastanede el cerrahisinin bulunduğunu bildiğini ifade etti.

İstanbul'da hizmetlerin büyük bir bölümünün özel sektörde verildiğini dile getiren Akdağ, özel sektörün de sistemin içine dahil edildiğini kaydetti.

Akdağ, İstanbul'da sadece Sağlık Bakanlığı'na ait yoğun bakım yatak sayısı 2002'den bu yana 3 kat arttığını, yeni doğanda 5 katına çıktığını anlattı.

Tam gün yasası vef kahvehanelerde sigara yasağı

Hastanelerde tam gün çalışmaya ilişkin kanunun CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürüldüğünü anımsatan Akdağ, ''Bu ve benzeri davranışları, ana muhalefet partisinin sosyal demokratlığının sadece adında kaldığını göstermektedir. Halkçılığının da sadece adında kaldığını göstermektedir. Çok net konuşuyorum, kasket takmakla falan halkçılık olmaz. Yahut da 'siperde ayakta duracağım' demekle halka bir hizmet edemezsiniz. Bunlar popülist yaklaşımlardır'' dedi.

Yurttaşa sosyal devlet ilkesi çerçevesinde eşitlikçi ve adaletli bir hizmet götürmenin esas olduğunu dile getiren Akdağ, ''Tam Gün Kanunu sosyal adaletçi, hakça bir kanundur'' dedi.
Akdağ, üniversite hastanelerinde ''hoca parası'' adı altında para vermeyi ortadan kaldıran maddenin de iptalinin CHP tarafından istendiğini kaydederek, böyle bir kanunun Anayasa Mahkemesi'ne götürmenin doğru olmadığını savundu.

Anayasa Mahkemesi'nin de Anayasa'nın 56. maddesinin emri doğrultusunda karar vereceğinden emin olduğunu bildiren Akdağ, bu kanunu Anayasa Mahkemesi'nin zedelemeyeceğine ilişkin kanaati olduğunu söyledi.

''Sigara meselesi zaten akla ziyan bir meseledir. Sigara konusunda, kahvehanelerde sigara içilmesin yönündeki kanun maddesinin iptali için Danıştay'ın ileri sürdüğü gerekçeler bilimden, çağdaş yönetim anlayışından uzak bir yaklaşımdır'' diye konuşan Akdağ, Danıştay'ın böyle bir gücü olmaması gerektiğini, yargının üzerinde halkın bulunduğunu vurguladı.

Hiç kimseye hesap vermeyen bir yargının söz konusu olamayacağını da dile getiren Akdağ, yargının sigara konusundaki başvurusunu eleştirerek, ''Yargının bu yaklaşımının yanlış olduğunu Türkiye halkına şikayet ediyorum. Sigara içmeyen insanların, sigara içmeyen kahvehane çalışanlarının hatta sigara içen insanların bir başkasının sigarasının dumanını solumama hakkı vardır. Bu Anayasal bir haktır'' dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda da halkın sağlığını koruyacak bir biçimde yasayı deldirmeyeceğini düşündüğünü ifade eden Akdağ, ''2010 yılının çağdaş Türkiye'si, kahvehaneler dahil kapalı mekanlarda sigara içilecek bir ülke değildir'' diye konuştu.
Tam gün yasası için dilekçe vermeyen doktorların yasa yürürlüğe girdiğinde kamudan ayrılmış sayılacağını da belirten Akdağ, İstanbul'da kasım ayında başlayacak aile hekimliği uygulaması için çalışmaların sürdüğünü söyledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler