Bakan Günay'dan Emek Sineması açıklaması

Bakan Günay, ''Avrupa Edebiyatı Türkiye'de–Türk Edebiyatı Avrupa'da'' adlı proje çerçevesinde Tarabya'daki Alman Büyükelçiliği yazlık rezidansında düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin, Beyoğlu'ndaki Emek Sineması'nın durumuyla ilgili sorularını yanıtladı.
Emek Sineması ve çevresindeki kompleksin, Kültür ve Turizm Bakanlığıyla hiçbir mülkiyet ilişkisi bulunmadığını, başka bir kurumla ilişkili olduğunu kaydeden Günay, bu projenin tarafı olmadıklarını söyledi.

Sadece bir kültür varlığının korunması çerçevesinde bu konuyla ilgilendiğini dile getiren Günay, ''Bana gösterilen Mart ayının son günlerindeki kurul kararı, oradaki bütün özgün mimarinin korunmasını, Emek'le ilgili bir alternatif olarak da özgün yapının korunarak taşınmasını içeriyor. Bu teknik bir konudur ve bilimsel bir rapora, İstanbul Teknik Üniversitesinin ve Kurulun kararına dayanıyor. Bu kurul kararının çok dikkatle irdelenmesi, başka alternatifler varsa bu seçeneklerin de gözetilmesi ve Emek'in, İstanbul'un kültür ve sanat yaşamına bir an önce katılması taraftarıyım'' diye konuştu.

Emek Sineması'nın özgün yapısının korunmasının, kendisinin en büyük hayallerinden biri olduğunu ifade eden Günay, ''Emek yıkılmasın, olduğu gibi korunsun. Ben de bu dileği tüm içtenliğimle paylaşıyorum ama bilim, teknik, hukuk ne karar verecek, onu hepimiz göreceğiz'' dedi.

Bir gazetecinin, ''Emek Sineması'nın olduğu yerde korunması gerektiği yönünde bazı insanlar ısrarlı. Siz bu bağlamda taşınma meselesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz'' şeklindeki sorusu üzerine de Günay, şunları söyledi:

''Bu teknik bir konudur. Tamamen sanat tarihçilerinin, arkeologların, mimarların, şehir planlamacılarının birlikte bağımsız bir kurul olarak verdikleri karardır. Bu kararın itiraz merkezi de bellidir. Ben bu bilimsel ve teknik kurulun kararının yerine kendimi koyamam. Benim dileğim, Emek'in bulunduğu yerde, dokunulmadan korunmasıdır ama eğer kültür ve İstanbul ortamıyla bağdaşmayan sıkıntılar varsa, onun da Dünya Miras Sözleşmesi'ne uygun biçimde, uygun bir formülle iyileştirilmesini sağlamak yine bilimsel bir çözüm gerektirir. Olabildiğince özgün mimari korunmalıdır. Emek, karanlık bir kutu olarak orada kalmamalıdır. Bütün o özgün yapılar İstanbul'un kültür ve sanat yaşamına katılmalıdır. Kurul kararını yakından okudum. Okudukça bazı konular kafamda netleşti. Dileğim şimdi proje sahiplerinin, kendilerinin dinlenileceği bir ortamda ne yapılmasının istendiğini, o kurul kararını bize açıklamaları.''