Balyoz tutukluları soruyor

Balyoz davası tutuklu sanıkları Tümamiral Fikret Güneş, kıdemli albay Koray Eryaşa, deniz kurmay albay Murat Saka, gazetemize gönderdikleri mektuplarda, mahkemenin sahte delilleri ayıklamadan karar aşamasına geçmesini eleştiriyor.

Balyoz tutukluları soruyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.03.2012 - 17:02

İddianamede Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın engellediğinin ileri sürülmesine karşın bu iki ismin tanık olarak dinlenmediğine dikkat çeken tutuklu subaylar, “Bu koşullarda mahkemeden nasıl olup da sağlıklı bir karar çıkacak?” diye soruyor.

Kuzey Görev Grup Komutanı Tümamiral Fikret Güneş, “Yeni atandığım ve göreve başladığım bu komutanlık, Deniz Kuvvetleri’nin en vurucu kuvvetini oluşturan filosu. Tutuklandığımdan bu yana komutansız” diyor. Balyoz sanıklarının büyük çoğunluğunun, sahte dijital belgelerin üst verilerine dayanılarak, dijital kullanıcı yollarında adlarının geçmesi nedeniyle suçlandığına dikkat çekiyor. TÜBİTAK dahil bütün bilirkişilerin, üst verilerin değiştirilebildiğini ve yeniden üretilebildiğini ifade ettiğini vurgulayan Güneş, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Bu davada tutuklu yargılanan 25 muvazzaf amiral, Deniz Kuvvetleri’ndeki amirallerin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Yani her iki amiralden biri tutuklu. Albay rütbesindeki 61’i tutuklu, 26’sı tutuksuz sanık denizci subaylara baktığımızda, tamamına yakının amirelliğe terfi şansı yüksek olan başarılı subaylar olduğu görülmektedir. Bunun bir tasfiye operasyonu olduğunu görmemek mümkün mü? Mahkemenin son kararı da gösterdi ki, mahkeme kararını çoktan vermiş, aradaki süreç de oynanan bir tiyatrodan başka bir şey değil.”

Özkök ve Yalman’ı bekliyoruz


Albay Murat Saka, tutuklanmalarına gerekçe olan Balyoz CD’lerinde, 2002’de yaratıldığı iddia edilen dosyaların 2007’de üretildiğinin ortaya çıktığını ancak sanıklar açısından değişen bir şeyin olmadığını söylüyor. Mahkemeye bilirkişi getirilerek CD’lerdeki çelişkilerin aydınlatılmasını beklediklerini belirterek, şöyle devam ediyor: “TSK’nin geçmişte düştüğü hataların cezasını, bugün o kurumun mensuplarına, suçu olmayan insanlara ödetmeye çalışmak, insanlığın kabul edemeyeceği hatalardandır. Bu kalleş oyunda payı bulunanlar, haksızlıkların hesabını elbette vereceklerdir. Ancak bu görevi yerine getirme sorumluluğunu taşıyan Türk yargısına kamuoyunca duyulan güven gün geçtikçe azalmaktadır.” Saka, Deniz Kuvvetleri Komutanı’na da şöyle sesleniyor: “Komutanımız, askeri savcılığın bilirkişi raporunu resmi internet sitesinden paylaşmalı. Emekli komutanlarımız Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın kendi iradeleriyle mahkemeye gelmelerini de ümit ediyoruz.”

Piri Reis’in kemikleri sızladı


Batı Grup Komutanlığı’nda görevli albay Koray Eryaşa, “5-7 Kasım 2002 tarihlerinde, 1. Hücumbot Komodoru emrinde, komutanı olduğum TCG Kılıç Hücumbotu ve 5 hücumbot, İmrali Ada ve Mudanya iskelelerinde ön keşif seyri yaparak, daha seçim sonuçları açıklanmadan ve hükümet kurulmadan önce, hükümeti yıkmaya teşebbüs suçunu işlediğim ileri sürülüyor. Bu 6 geminin 300’e yakın personelinden tek suçlanan benim. Başka kimsenin ifadesi bile alınmadı” diyor. Eryaşa, iddia edilen ön keşifin yapılması durumunda bütün personelin buna iştirak edeceğini söylüyor: “Bir denizci, herhangi bir iskeleyle ilgili bilgiye ihtiyaç duyarsa, iskelenin detaylı haritasını, planlarını inceler. Piri Reis’in kemikleri bu iddianameyle sızlamıştır.” Cezaevindeki en büyük sıkıntısının avukatıyla telefonda konuşamamak olduğunu ifade ederek, devam ediyor: “Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener serbest bırakıldı. Onların yakınlarının da nasıl işkenceye maruz bırakıldığını öğrendiniz. Ailemin böyle muamelelere maruz kalmaması için açık görüşe gelmesini istemedim. Küçük kızımı 6 Kasım 2011’den beri görmüyorum. Haftada bir gün telefonla konuşuyorum. Eşim iki kere açık görüşe gelebildi.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler