"Barış için üretilen uranyum o ülkenin hakkıdır"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''(İran üretime devam ediyor) deniliyor. Şimdi nükleer silah değil de barışçı amaç ile nükleer enerji için eğer bir ülke düşük düzeyde uranyum üretiyorsa ki bu onun hakkıdır, üretebilir. Burada mani bir şey yok. Şu anda İran'ın yaptığı da budur'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.05.2010 - 18:10

Başbakan Erdoğan ve Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkan Yardımcısı Kgalema Motlanthe başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler.

Konuşmalardan önce Türkiye ile Güney Afrika arasında ortak bildirge imzalandı. Bildirgeye Türkiye adına Erdoğan, Güney Afrika adına da Motlanthe imza attı. Erdoğan, baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin Türkiye ve Güney Afrika arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi bakımından büyük bir öneme haiz olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, Motlanthe ile ikili ilişkileri tüm yönleriyle ele aldıklarını belirterek, siyasi, ticari ve ekonomik konularda görüştüklerini kaydetti.


İki ülke ilişkileri

İki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 2.7 milyar dolara ulaştığını, bu rakamın 2009 yılında 2 milyar dolara düştüğünü hatırlatan Erdoğan, bunun her iki ülkenin bulunması gereken nokta olmadığına işaret etti. Bu rakamın daha da yukarılara taşınması gerektiğini vurgulayan Başbakan, bu konuda da aralarında mutabakatın ve iradenin olduğunu kaydetti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''İş birliğimizin her düzeyde derinleştirilerek, güçlendirilmesi istikametinde kararlılığımız, iradelerimizi paylaştık. Türkiye ile bölgesinin önemli bir ülkesi ve istikrar unsuru olan Güney Afrika Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler her iki ülke hükümetleri tarafından son yıllarda yoğun çabalar sonucu memnuniyet verici bir düzeye ulaşmıştır. Afrika kıtasındaki en güçlü ekonomiye sahip olan Güney Afrika Cumhuriyeti, sahranın güneyindeki Afrika'da en önemli ticaret ortağımızdır. Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasında bugüne kadar 9 anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmaların iki ülkenin menfaatleri yönünde uygulamaya konulmaları için daha çok çaba göstermemizin gereğine inanıyorum. 2005'te Güney Afrika Cumhuriyeti ziyaretim sırasında başlatılması kararlaştırılan THY'nin İstanbul-Johannesburg, Cape Town uçuşları iki ülke arasında resmi ve ticari ilişkilerin hızla artmasına önemli bir katkı yapmaktadır. Güney Afrika Cumhuriyetindeki gelişmeleri ve ekonomik reformları da büyük bir takdirle izlerken bu uçuşların daha da artırılmasının gereğini az önce değerli dostum da bana ifade ettiler. Siyasi istikrar ve ekonomik kalkınmanın bu süreçteki en büyük itici gücü oluşturduğuna inanıyoruz. Haziran ayı içerisinde Dünya Futbol Şampiyonası başlıyor. Bu şampiyonaya Güney Afrika ev sahipliği yapıyor. Kendilerine başarılar diliyorum.''

Uranyum takası

Erdoğan ve Motlanthe daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladılar. ''İran'ın nükleer programıyla ilgili olarak ABD basınında 'Obama'nın bu konuyla ilgili imzalanan anlaşmanın ülkesinin politikalarına uymadığı ve bu konuyla ilgili görüşmenizde sizi ikna etmeye çalıştığı' haberleri yer aldı. Bu haberleri nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Erdoğan, İran'ın nükleer programı ile ilgili olarak alınan mesafenin ''gerçekten bir diplomasi ve diyaloğun zaferi'' olduğunu söyledi.

Çok sabırlı bir süreç yaşandığını, bu süreçte birçok görüşme gerçekleştiğini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Nihayetinde Al Baradey'in görevini bitirmesinin bir hafta öncesindeydi, biliyorsunuz 'Türkiye'de bu takas yapılabilir' demişti. Ve daha sonra ABD, bu teklifi destekledi. 'Türkiye'de bu yapılabilir' dedi.

O aralar, İran, yani birinci etabın kendilerinde olmasını, daha sonra Türkiye'de devamı istikametinde bir yaklaşım göstermişti. Fakat yapılan çalışmalar sonucunda Brezilya'nın da devreye girmesiyle, bu süreci son anda beraber yürüttük. Ve üçlü olarak Tahran'da bir araya geldik. Ve Tahran'da bir araya gelişimizde de sayın Obama'nın Nükleer Güvenlik Zirvesi'nden, orada yaptığımız görüşmeden sonra bir mektubu oldu. Ve bu mektup çerçevesinde, kendileriyle görüşmelerimizi geliştirdik ve bu gelişmeler neticesinde de bildiğiniz gibi bin 200 kilo düşük düzeyli uranyumu Türkiye'ye teslimi etmeyi bir ay içinde kabul etti.

Fakat, 17 Mayıstan bir hafta içinde de, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na mektubu yazmayı da İran taahhüt etti. Ve bu mektup, dün bildiğiniz gibi Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na Türkiye ve Brezilya büyükelçilerinin şahitliğiyle, nezaretiyle teslim edildi.''

Artık sürecin başladığını anlatan Başbakan Erdoğan, 1 ay içinde söz konusu bin 200 kilo düşük düzeyli uranyumun Türkiye'ye teslim edileceğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama bu arada 1 yıl içerisinde de Viyana Grubu diye ifade edilen ABD, Rusya, Fransa ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, bu 120 kiloyu peyderpey bize teslim edecekler, biz de bunu İran'a teslim edeceğiz ve ondan sonra da 120 kiloyu İran'a teslim ettikten sonra bin 200 kiloyu Viyana Grubu'na teslim edeceğiz. Ana çerçevesi işin bu...
Fakat burada bazı şeyler ileri sürülüyor, o da şudur; 'fakat İran üretime devam ediyor' deniliyor. Şimdi nükleer silah değil de barışçı amaç ile nükleer enerji için eğer bir ülke düşük düzeyde uranyum üretiyorsa ki bu onun hakkıdır, üretebilir. Burada mani bir şey yok. Şu anda İran'ın yaptığı da budur. Ve bu da yine aynı şekilde o bildirgede yerini almıştır. Orada o da var...
Şimdi biz Türkiye olarak, şu anda Rusya Federasyonu ile hükümetlerarası bir anlaşma imzaladık. Bu anlaşma ile Türkiye'de yarın, diyelim ki 6 sene, 7 sene sonra nükleer santral kurmuş olacağız. Biz de bu tür bir düşük düzeyli uranyumu üretebilme şansına sahibiz, sahip olma hakkımız var ama barışçıl amaçlı olarak. Olayın bütün budur.''


Obama ile görüşme

Uranyum takası konusunda ABD Başkanı Obama ile 1 saat 15 dakikalık görüşme yaptıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bunları karşılıklı olarak konuştuk ve yapılanın bir defa takdir edildiğini kendilerinden bizzat dinledim, gördüm. Fakat bunu yine aynı şekilde süreci takip etme noktasında mutabakatımız oldu. Aynı şekilde Sayın Putin ile yaptığımız görüşme... Diğer 11 kadar ülke ile telefon görüşmesi yaptım, 26 ülkeye mektup yazdım. Dün sayın Sarkozy ile görüşmem oldu. Aynı şekilde Orta Doğu'da sayın Mübarek, sayın Kral Abdullah bin Abdulaziz, onlarla görüşmelerim oldu ve bu görüşmeler devam etti, devam ediyor.
Temenni ediyorum ki uluslararası camianın bu işe sahip çıkması, bölgemizdeki barışı, huzuru olumsuz yönde etkilemeyecektir. Ve böyle bir süreçten hep birlikte kazançlı çıkmış olacağız. Çünkü artık dünya bu tür özellikle Soğuk Savaş mantığından, anlayışından çok yoruldu, çok bıktı. Artık bunlardan kurtulmamız lazım. Kaldı ki Medeniyetler İttifakının eş başkanlığını yapan bir ülkeye düşen de budur, BM Güvenlik Konseyi'nin içinde yer alan bir ülkeye düşen budur.''

 

"Türkiye'nin oynadığı rolü takdirle karşılıyoruz"

Güney Afrika Devlet Başkanı Yardımcısı Kgaleme Motlanthe, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, çok verimli ve yapıcı görüşmeler yaptıklarını belirtti. Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti'nin enerjilerini, iki ülke arasında imzalanmış olan anlaşmaların yürürlüğe sokulması yönünde harcayacaklarını ifade eden Motlanthe, bu bağlamda ticaret hacminin artırılmasının da öngörüldüğünü kaydetti.

THY'nin Güney Afrika Cumhuriyeti'ne yaptığı uçuşların sayısının artırılması konusunda Türkiye'nin kararlılığından duyduğu memnuniyeti dile getiren Motlanthe, iki ülke arasında ayrıca enerji ve madencilik alanlarında da işbirliğinin geliştirilmesinin planlandığını söyledi. Bu arada, Motlanthe, Zonguldak'taki maden kazasında hayatını kaybeden maden işçilerinin ailelerine de başsağlığı diledi. İki ülke arasındaki muhtemel işbirliği alanlarının ve halklararası ilişkilerin geliştirilmesinin önemine değinen Motlanthe, iki ülkenin kalkınan ve kalkınmakta olan ülkeler arasında köprü oluşturabileceğini belirtti.

Sorunlu bölgelerde barış ve istikrarın tesisi için yapılabileceklerin de iki ülke arasında ele alındığını kaydeden Motlanthe, bu çerçevede "Türkiye gibi güvenilir bir ortağın bulunmasının önemli olduğunu" söyledi. İran'ın uranyum takası anlaşmasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Motlanthe, Türkiye'nin süreçteki rolünün büyük olduğunu belirterek, "Türkiye'nin anlaşma zemininin oluşturulmasında oynadığı kolaylaştırıcı rolü takdirle karşıladıklarını" kaydetti. Motlanthe, bir soru üzerine, Dünya Futbol Şampiyonası için 340 bin seyirci beklediklerini belirtti.

Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasında ulaşım bağlantılarının kuvvetlenmesi ve halklararası ilişkilerin ivme kazanması durumunda, iki ülke milli takımlarının dostluk maçları yapabilecek duruma gelebileceğini belirten Motlanthe, böylece takımların 2014 için hazır olabileceklerini söyledi.

İki ülke arasında futbol ve teknik adamı bağlamında zaten bir geçmişin olduğunu anımsatan Motlanthe, futbolun iki ülke arasında ciddi bir deneyim paylaşımı olduğunu ve bu bağlamda Türkiye'den de seyirci beklediklerini sözlerine ekledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon