"Başbakan çelişkiler sultanı"
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Başbakan'ı Çelişkiler Sultanı ilan etmek lazım, Çelişkiler Sultanı I, şimdi o dönemi yaşıyoruz" diye konuştu. Demirtaş Başbakanın Mısır'daki ayaklanma hakkında suskun olduğunu ancak ABD ve AB'nin tavrını belirlemesinin ardından açıklama yaptığını belirterek "Bu tencere dibin kara seninki benden kara ilişkisi, bir haftadır bundan sesini çıkaramadı" diye konuştu.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin Meclis Grup Toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Hem Türkiye'de hem de Ortadoğu'da önemli siyasal gelişmelerin yaşandığını belirten Demirtaş, İstanbul'da "Herkesin Anayasasını yapmak için hepimiz konuşuyoruz" sloganıyla yapılan anayasa konferansını hatırlattı. Konferansın sonuç bildirgesinde Türkiye'nin bütün farklı kesimlerinin yeni anayasada kendisini bulabilmesi için yol haritası belirlendiğini ifade eden Demirtaş, "Herkesi kucaklayan bir anayasa yapılmak isteniyorsa adres de TBMM ise, bu Meclisin temsil kabiliyetini yükseltmek gerekir. Bunun için yüzde 10 barajı düşürülmeli" dedi. 54 gazetecinin halen düşüncelerinden dolayı cezaevinde olduğunu, "kendisi gibi düşünmeyen, kendisine biat etmeyeni terörist ilan eden" bir hükümet anlayışıyla anayasa yapılamayacağını söyleyen Demirtaş "Başbakan yeni anayasayı kafasında oturtmuş durumda. Seçimlerden sonra istediği gücü elde ederse sadece deklare edecek. Onun için Türkiye şimdiden nasıl bir anayasa istiyor tartışmalı. Seçimden sonraya bırakılacak anayasa tartışmaları Türkiye'ye kaybettirir. Bugün tartışmazsak yarın geç olacak" diye konuştu.
"Sanatçı tunç ve Sağ ile dayanışma içindeyiz"
Türkiye'de sadece türkü söyledikleri ve türkülerinde düşüncelerini ifade ettikleri için Ferhat Tunç ve Pınar Sağ hakkında hapis cezası verildiğini ifade eden Demirtaş, "İbrahim Kaypakkaya işkence ile katledilmiş bir devrimci. Kimse işkence ile öldürenleri suçlamıyor ama Pınar Sağ İbrahim Kaypakkaya'yı andı diye hapis cezası alıyor" dedi. Demirtaş, sanatçı Tunç ve Sağ ile dayanışma içinde olduklarını ifade etti.
"Kadının durumu raporu AKP'nin sınıfta kaldığının belgesi"
Konuşmasında "Türkiye'de Kadının Durumu"na ilişkin yapılan araştırmaya da değinerek hazırlanan raporun Türkiye'nin nasıl bir zihniyetle yönetildiğinin karnesi olduğunu söyledi. Raporun AKP'nin topluma, bireye ve kadına bakışının, yaklaşımının belgesi olduğunu da kaydeden Demirtaş, "Bu belge AKP'nin sınıfta kaldığının karnesidir" dedi. Raporun bölgelerarası ayrımcılığı da ortaya koyduğunu söyleyen Demirtaş "AKP'nin derdi eğitimli kadın, eğitimli toplum değil. Asimilasyon. Rapordaki rakamlar asimilasyoncu anlayışın somut göstergesidir" dedi. AKP hükümetleri döneminde çalışan kadın sayısının düştüğünü, AKP'nin kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gördüğünü belirten Demirtaş "Sandıkta AKP'den en güçlü hesabı kadınların sorması gerekir" dedi.
"Tencere dibin kara seninki benden kara"
Mısır'da yaşanan olaylara ilişkin hükümetin bir haftadır sessiz kaldığını belirten Demirtaş, "Başbakan'ın bir haftadır suskunluğunun nedeni kimin kaybedip kimin kazanacağını görmek içindir. Güçten yana tavır koyacak. Mübarek üstün çıkarsa kutlayacak, yola devam diyecek. Nihayet gördü Mübarek'in koltuğunun sallandığını halktan yana tavır koydu" diye konuştu. Başbakan'ın bir haftadır açılış adı altında 'istinad duvarı ve çeşme' açtığını ancak Mısır hakkında tek bir cümle söylemediğini kaydeden Demirtaş, "Bu tencere dibin kara, seninki benden kara ilişkisi. Bundan sesini çıkaramıyor. Mübarek 30 yıldır o ülkenin kanını emiyor, Suriye, İran, Sudan aynı. Sudan Devlet Başkanı El Beşir'i siz burada ağırlıyorsunuz, 'dostum El Beşir deyip sarılıp kokluyorsunuz'" dedi. Başbakan Erdoğan'ın bugünkü grup konuşmasındaki "Mısır'da tek bir kişinin burnunun kanamasını istemiyoruz" şeklindeki sözlerini hatırlatan Demirtaş, 2007-2010 yılları arasında Türkiye İran sınırında 30 köylünün kaçakçılık yaptıkları iddiasıyla İran ve Türk askerlerince açılan ateş sonucu yaşamını yitirdiğini ancak hükümetin "çıtının çıkmadığı"nı söyledi. Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın, Mısır konusunda AB ve ABD'nin tavrını beklediğini ifade ederek "Diktatörlüğe karşı ayaklanmış halka, içeriği ne olursa olsun önce destek verilmelidir. Sonra bu hareket demokratik mi değil mi tartışılır. Diktatörün yanında durursanız gerçek yüzünüz ortaya çıkar. AKP'nin gerçek yüzü de ortaya çıkmıştır" diye konuştu.
"AKP'nin devrim benzini bitti"
Başbakan Erdoğan'ın çarpıtma konusunda madalyayı hak ettiğini ifade eden Demirtaş, "Mısır halkı için söylediğini kendi halkı için söylesin ayakta alkışlarım. Türkiye toplumu değişim istiyor, sessiz kalmayın o zaman" dedi. Başbakan'ın artık kendisine destek veren aydınlara, entelektüellere saldırdığını da belirten Demirtaş, "AKP'nin devrim benzini bitti, devrim benzini şimdi çocuklarını yemeye başladı" diye konuştu. AKP'nin kendisini destekleyen aydınlara ihtiyacının kalmadığını ifade eden Demirtaş, "Kimsenin garantisi yok. Başbakan tarafından üstünün çizilmeyeceğinin garantisi yok. Çünkü başbakan tek adam olmak istiyor. Zihnindeki Türkiye'yi yaratmaya çalışıyor" diye konuştu.
"Başbakan çelişkiler sultanı"
Başbakan Erdoğan'ın 'Çelişkiler Sultanı' olduğunu savunan Demirtaş, "Çelişkiler Sultanı I, şimdi o dönemi yaşıyoruz" dedi. Başbakan Erdoğan'ın her konuşmasında kardeşlikten ve barıştan söz ettiğini ancak 10 milyar dolarlık savaş uçağı alınması için pazarlık yapıldığını belirten Demirtaş, "Hani barış, barış için ne yaptınız. Bunlar savaş hazırlığı, hani o gençler dağdan inecekti, hani anaların gözyaşı dinecekti. Bu neyin hazırlığı. Hazırlık savaş yönündedir. Meclis aldatılmış, yanıltılmıştır. Meclis'ten savaş bütçesi çıkarılmıştır" diye konuştu.
"Çelişkiler sultanının çelişkileri bitmez"
Başbakan'ın BDP'nin 'demokratik özerklik' projesinin tartışılmasının önünü 'Türkiye üzerinde ameliyat yaptırmam' diyerek kestiğini ancak kendisinin Başkanlık Sistemi'ni tartışmaya açtığını ifade eden Demirtaş "Demokratik özerkliğe kızıyor çünkü Başkanlık Sistemi'nin tam tersi bir proje" dedi. Başbakan Erdoğan'ın 1993 yılındaki, 2'nci Cumhuriyet Tartışmaları kitabında yer alan Başkanlık Sistemi'yle ilgili görüşlerini okuyan Demirtaş, Erdoğan'ın o günlerde Amerikan emperyalizmine karşı çıktığını ancak bugün en hararetli savunucusu olduğunu kaydetti. Başbakan'ın seçim barajıyla ilgili de bugün farklı konuştuğunu ve 'Kenan Evren'in ipine sarıldığı'nı savunan Demirtaş, "Çelişkiler Sultanı'nın çelişkileri bitmez. Halk, başbakanın nasıl kendisini uyutmak istediğini görmeli" dedi.
"Türkiye'nin tarihi çarptırmalarla dolu"
Demirtaş, Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili Başbakan Erdoğan'ın sözlerini de eleştirdi. Başbakan'ın diziyle ilgili yorum yaparken bile çelişkiye düştüğünü, izlemediği bir diziyle ilgili ağır eleştiriler yönelttiğini kaydeden Demirtaş "Bir dizi ile ilgili Başbakan'ın yorum yapması gerekmez ama tahammülü yok. Madem tarih konusunda bu kadar hassassınız, aynı dizide Kanuni'nin Macar Kralına yazdığı mektuptaki 'Kürdistan' ifadesi çıkarıldı. Başbakan buna itiraz eder mi, etmez. Türkiye'nin tarihi çarpıtmalarla dolu, Türk ders kitapları yalanlarla, olmamış olaylarla dolu. Ders kitaplarında sıfır kilometre, orijinal bir tarih yazılmıştır. Yazıklar olsun 8 yıldır iktidarsınız bu yalan tarihi her gün çocuklara öğretiyorsunuz ama kafayı bir diziye takıyorsunuz bu ancak Çelişkiler Sultanı'nın yapabileceği bir şeydir" diye konuştu.
"Bosna'daki konuşmayı Mutki'de yapın inanalım"
Başbakan Erdoğan'ın BDP'ye yönelik 'karanlıktan yanalar, kaos istiyorlar' sözüne tepki gösteren Demirtaş yarın Eşbaşkan Gültan Kışanak'la birlikte toplu mezarın ortaya çıktığı Mutki'de olacaklarını kaydetti. "Başbakan'a 'Bosna'da yaptığınız konuşmayı gelin Mutki'de yapın diyeceğiz" diyen Demirtaş, Erdoğan'ın toplu mezarlar için Srebnenitsa'da yaptığı konuşmadan bir bölüm okudu. Demirtaş, "Gelin bu konuşmayı Mutki için tekrarlayın ki samimiyetinize inanalım. 20 ceset çıktı ordunun, askerin çöplüğünden. Başbakan'dan tek bir açıklama yok. Her gün bildiri yayınlanan Genelkurmay'dan tek bir açıklama yok. Bu ülke bunları sorgulamayacak mı? Elimizde binden fazla insanın bu şekilde defnedildiği bilgisi var. Elimizde krokiler var. Gidip bunların tek tek açılması için çalışacağız. Türkiye bununla yüzleşmek zorunda. Türkiye bunları bilmeden Habur'da gelenlerin neden canlı geldiğine sevinildiğini anlayamaz. Başbakan bunlara sessiz kalamaz. Bu mesele kapanmayacak. Bunları kimler nasıl katletti hesabı sorulacak. Ergenekon'dan tutuklu olanların bir kısmı bunlardan sorumludur. Hazırlayacağımız raporu kamuoyuyla paylaşacağız. Kayıp yakınlarını da yarın Mutki'ye bekliyoruz. Evlatlarımıza sahip çıkacağız. Hak ettikleri şerefli yere defnedeceğiz" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu