'Başkaldırı'ya sansür
Aydın Orak, filminin bakanlığın engeline takılmasıyla ilgili olarak "Sanatsal bir faaliyet için 'izin' isteniyorsa ve bu 'izin' verilmiyorsa ne kadar geride olduğumuzun resmidir" diyor.
Kazım Öz’ün filmi “Ax” (Toprak), Çayan Demirel’in “Dersim 38”inden sonra şimdi de Aydın Orak’ın arşiv görüntüleri eşliğinde 1992 yılında Şırnak Cizre’deki kanlı Nevruz’u anlattığı filmi “Bir Başkaldırı Destanı: Berivan” Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sansürüne takıldı. Geçen haftalarda belgeselinin bakanlığın engeline takılmasına ilişkin bir basın toplantısı düzenleyen ve sansüre tepkisini dile getiren Orak’ın filminin önümüzdeki ay gösterime girmesi planlanıyordu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca gazetemize yapılan açıklamada, filmin salt bakanlıkça değil, bakanlık bünyesinde toplanan Sinema ve Video Eserlerini Değerlendirme, Sınırlandırma ve Sınıflandırma Komisyonu’nca “sakıncalı” bulunduğu belirtiliyor.
Aydın Orak, 50 dakikalık belgesel filminin bakanlığın engeline takılmasıyla ilgili olarak “Sanatsal bir faaliyet için ‘izin’ isteniyorsa ve bu izin verilmiyorsa ne kadar geride olduğumuzun resmidir” diyor.
Öte taraftan film, daha birkaç hafta önce 30. İstanbul Film Festivali’nde “sakıncalı” bulunmayarak sinemaseverlerle buluşmuştu. Festivalin direktörü Azize Tan filmin yasaklanmasını demokratikleşme ve düşünce özgürlüğünün çokça tartışıldığı bugünlerde endişe verici bulduğunu söylüyor ve “Sansür uzun yıllardır ülke gündeminden uzaklaşmış görünse de aslında hiçbir zaman tam olarak ortadan kalkmadı” diyor. Tan festivalin 30 yıllık tarihinde sansüre karşı ciddi mücadeleler verildiğini de belirterek bir de örnek veriyor. “1988’de Elia Kazan’ın jüri başkanı olduğu yıl beş filmin sansürlenmesi üzerine Elia Kazan Türkiye’den sanatçılarla yürümüş ve sansürün en azından festivallerde gösterilen yabancı filmlere uygulanmaması konusunda bir değişiklik yapılmıştı.”
Filmin komisyon tarafından “Anayasamızın temel ilkelerine aykırı, kamu düzenini olumsuz yönde etkileyici, tarihi olayları çarpıtan, toplumda kin ve nefret düşmanlığını körükleyen ve PKK propagandası yapan unsurlar içerdiği”ne kanaat getirilmesine de yanıtı var Orak’ın “Siz devlet adına veya darbe anayasasından yola çıkarak bir filmi izlerseniz, tabii ki anayasaya aykırı olarak değerlendirirsiniz” diyor. Orak “Burada karar vermesi gereken bir merci varsa o da seyirci olmalı” diyerek filmin “Doğrudan panzerden ateş açma, insanların kafalarını panzerle ezme görüntülerinin yer aldığı, kurmaca bir diyalog, bir görüntünün bile olmadığı, tanıklarının hepsinin gerçek olduğu bir belgesel” olduğunu vurguluyor.
Cumhuriyet'in sinema yazarı Alper Turgut ise “Berivan”ın gerçekten beslendiğini, 1992 yılında Cizre’de yaşananların, son günlerde Güneydoğu’da yaşananlardan farkı olmadığına değinerek sansüre şu sözlerle tepki gösteriyor: “Ahmet Şık’ın henüz çıkmamış ‘İmamın Ordusu’ kitabını yasaklayıp bulunduranların terörist ilan edildiği günümüz Türkiye’sinde artık bana şaşırtıcı gelmiyor. AKP’nin ‘ileri demokrasi’ diye dillendirdiği şey, memleketi özgürlükler yönünden geriye götürüyor. Sonuçta ‘Berivan’, sansürlenen ilk belgesel de değil. Gerici zihniyet hâkim olduğu sürece, son da olmayacak. Ne yazık ki… ”
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi