Baykal, Erdoğan'a tepki gösterdi

CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, katsayı tartışmasıyla ilgili olarak "Danıştay'ın kararı ideolojik" sözlerine tepki gösterdi. Baykal, "Teknik eğitim konusu olarak değil, siyasi çatışma konusu olarak ele alındı. Konunun tümü zaten ideolojik" dedi.

Baykal, Erdoğan'a tepki gösterdi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.11.2009 - 13:07

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP Genel Merkezi'nde gazetecilerle bayramlaştı. Burada gazetecilerle gündeme ilişkin sohbet eden Baykal, "Bayramlaşma sırasında domuz gribinden korkmuyor musunuz?" sorusu üzerine bu sorunun daha önce de kendisine sorulduğunu, bu konunun siyasetçilere sorulmaması gerektiğini, konunun sağlık sorunu olduğunu vurguladı. Aşı konusunda garip bir manzara yaşandığını, Sağlık Bakanı'nın aşı kampanyasını yürütmek için çırpındığını, diğer yandan Başbakan'ın buna karşı çıktığını ifade eden Baykal, "Sağlık Bakanı'nın herkesten önce Başbakan'ı ikna etmesi lazım. Kendi tercihi bir yana, bunun gerekli olduğu konusunda ikna edilmesi lazım" dedi. Baykal, Hükümet'in bir eliyle yapmaya çalıştığını diğer eliyle bozduğunu kaydederek "Başbakan her konuya 'ideolojik' suçlaması yapma alışkanlığı içinde. Açıkça gözüküyor ki Başbakan'ın aşı konusundaki tutumu da ideolojik. Pek çok konu için bu tartışma konusu olabilir belki, ama bir sağlık sorunu için ideooljik bir tavır gerçekten çok yadırgatıcı" dedi.

'Mağduriyetleri başbakan yaratıyor'

Danıştay'ın katsayı kararına ilişkin Başbakan'ın "ideolojik" sözünü de değerlendiren Baykal, katsayı konusunun ideolojik bir kamplaşmanın parçası haline dönüştürüldüğüne dikkat çekerek, Başbakan'ın da olayı ideolojik olarak değerlendirdiğini söyledi. Baykal, Türkiye'de mesleki eğitimin desteğe ihtiyaç olduğunu vurgulayarak meslek eğitimi görmüş öğrencileri eğitim gördükleri alan dışında bir alana yönlendirme çabasının yanlış olacağını dile getirdi. Öğrencilerin kendi alanlarından yüksek öğrenim görmesinin desteklenmesi gerektiğini kaydeden Baykal, "Dünyada meslek eğitiminden mezun olan öğrenciler, meslek okulu dışındaki alanlarda yüksek öğretime kesinlikle yönlendirilmiyor. Meslek alanında yüksek öğretime doğru yönlendiriliyor, demokrasinin en yüksek düzeyde olduğu ülkelerde" diye konuştu. Başbakan'ın "mağduriyetlere karşı mücadele ederiz" sözünü anımsatan Baykal, "Sen mağduriyetleri yaratıyorsun. Türkiye'de bu alandaki mağduriyetleri yaratan bizzat Başbakan'ın kendisidir. İzlediği politikalarla mağduriyetleri yaratıyor, ondan sonra mağduriyetleri önleyeceğiz diye yeni yeni mağduriyetler üretiyor" dedi.
 

'Türkiye'de iddianameler konuşuluyor'

"Kafes Eylem Planı"nı nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine ise Baykal, şöyle konuştu:
"Türkiye'de ilginç bir manzara var. Türkiye'de iddianameler konuşuluyor. Bunda bir garabet yok mu? Türkiye aylardır, yıllardır iddianame konuşuyor. Bir de hüküm konuşalım. Netleşmiş bir yargı kararını alalım konuşalım. Türkiye'de bir iddianame atılıyor, bir çalkantı... O iddianame daha netlik kazanmadan bir başka iddianame ortaya atılıyor. Çünkü o iddianame amacına ulaşmış oluyor. O iddianamenin amacı hukuki bir hükmü sağlam, ciddi, maddi gerekçeleriyle inşa etmek, bunu ortaya koymak değil; bizatihi iddianameyle kamuoyunu yönlendirmek. Türkiye iddianamelerin peşinden koşa koşa yorgun düştü. Allah aşkına birisi de çıksın şu iddianamelerin bir tanesini net bir şekilde ortaya koysun, görelim."

Türkiye'nin kısa bir süre önce aylarca 'belge' tartışması yaşadığını belirten Baykal, Başbakan'ın üzerinde ıslak imza olduğu iddia edilen belge için "Kilidi açacak anahtar budur" dediğini anımsatarak "Ne oldu kardeşim bu? Türkiye bu kadar hafızasız mı? Ne oldu o belge?" diye sordu. Baykal, Ankara'daki Askeri Mahkeme'nin ıslak imzalı belgeyi dört defa istediğini ancak gönderilmediğini ifade ederek "Böyle bir tutarsızlık olur mu? Böyle demokrasi mücadele olur mu? İddianamelerle demokrasi mücadelesi mi olur?" dedi.
 

'İddialarla medyada kompleks yaratılıyor'

Baykal, bu tür iddialarla medyada da kompleks yaratıldığını ifade ederek şöyle konuştu:
"Medya başta ciddiye almıyor, sonra bu laflarla 'Ciddiye almadık, acaba biz de bunu himaye ediyoruz diye mi suçlanırız' korkusuyla ortada ciddi bir şey olmadan, artık bu iddialar işportaya düşmüşken, birbiri ardına iddialar ortaya atılmışken 'Aa gerçekten bu da önemli' diye arkasından gecikerek millet oraya atlamaya çalışıyor. Perişan bir manzara. Kimse de çıkıp 'Bir tanesini sonuçlandırın, ortaya koyun, koymazsanız bundan sonra hiçbir iddianızı ciddiye almayacağız' diyemiyor."
 

Baykal'dan Ege Diş Hekimliği öğretim üyelerine kutlama

Baykal, Başbakan'ın iş bırakma eylemi yapan memurları da bayram günü "payladığını" ifade ederek "Tamam da demokrasi bakımından nerede duruyor bu? ILO, AB ne diyor bu konularda? Kamu çalışanlarının toplu sözleşme ve grev hakkı var mı yok mu? Sen bunu yapmayınca insanların bu hakkı talep etmesi demokratik bir hak kullanımı değil mi? O insanları tehdit ederek, baskı altına almaya kalkarak bir yere ulaşmak mümkün mü? Bu çelişkiler sorgulanmayacak mı?" diye konuştu.

Rektör ve dekan atamalarını da değerlendiren Baykal, "Çok acı olanı; Türkiye'de demokrasi duyarlılığını en yukarı düzeyde sahiplenmesi, temsil etmesi gereken makamların, başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, toplumun belli kesimlerini yok saymayı, demokratik yöntemlerle kendilerini ortaya koydukları halde sayısal ağırlıklarını ortaya koydukları halde onları yok saymayı içine sindirebilmiş olmasıdır. Bu çok acı bir tablo. Türkiye'de bu tablo karşısında bir sinmiş, teslim olmuş bir toplum var diye gelişmeleri üzüntüyle karşılıyorduk. Bu olupbittileri, bu haksızlıkları, bu demokrasi dışı dayatmaları hazmeden, içine sindiren bir tablo var diye üzülüyorduk. Ama İzmir'deki diş tabipliği eğitimi veren fakültemizdeki bu tepki, bu direnç bu bakımdan bence büyük önem taşıyor. Bu cesareti sergileyen öğretim üyelerimizi ben kutluyorum, saygıyla selamlıyorum" dedi. Baykal, bu bayramın kutlanması gereken insanlarının bu atamaya direnen o öğretim üyeleri olduğunu söyledi.
 

'Kürt açılımı Türkiye'nin karşılaştığı en tehlikeli proje'

Baykal, Kürt açılımı konusunun Türkiye'nin son dönemde karşılaştığı en ağır, en başarısız siyasi uygulama olduğunu ifade etti. "Toplum için en ağır sonuçları doğuran, en sakıncalı, en tehlikeli proje olmuştur. Toplum çok ciddi bir şekilde ayrıştırılmak istenmiştir" diyen Baykal, şöyle devam etti: "Bu iktidar Türkiye'nin temel uyumunu ciddi şekilde tehdit eden bir politikayı şu ana kadar taşımıştır ve bunun sonuçları daha da tehlikeli olabilecek bir gelişmenin işaretleri olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. Batı Anadolu'nun çeşitli yerlerinde, en son olarak Çanakkale Bayramiç'te ortaya çıkan tablo çok uyarıcı olması gereken bir tablodur. Hiç kuşku yok ki bu tablonun temelinde iktidarın düğmesine bastığı bu açılım süreci vardır. Daha sakıncalı noktaya da Türkiye'yi taşıyabilecektir." Baykal, Hürriyet Gazetesi yazarı Ege Cansen'in 'açılım' konusunda bugün çok güzel bir yazı yazdığını belirterek Cansen'i kutladı.
 

'Yargı bu iktidar döneminde darbe yedi'

Baykal, hukukun ve yargının bu iktidar döneminde çok ağır bir darbe yediğini dile getirerek Ergenekon davası ilk ortaya çıktığından beri davanın bir hukuki değil siyasi hesaplaşma olduğunu söylediklerini kaydetti. Baykal, İsveç'teki bir insan hakları enstitüsü ile ABD'deki Johns Hopkins Üniversitesi'nin bir araya gelerek Gareth Jenkins' e Ergenekon davası konusunda bir rapor hazırlattığını belirterek "Rapor iddiaların çoğu fantezi diyor. Ortada büyük, bütünleşmiş bir örgüt yok diyor. Birtakım suç oluşumları vardır, suç işleyen çeşitli kuruluşlar vardır. Ama bunların tümünü entegre, kaynaşmış; bütünleşmiş bir yapının ortaya çıkarak yönlendirdiği iddiası kesinlikle geçerli değildir, kanıtlanmış değildir. Hele bu suç örgütleriyle ilgisi olmayan bir sürü ismin, öğretim üyelerinin, gazetecilerin, toplumdaki saygın isimlerin bunlarla birleştirilmiş olması tamamen yanlıştır. Yargı süreci uluslararası hukuk standardına, yargılama kriterlerine uymadan çok geniş ölçüde yürütülmektedir diye bizim ta başından beri söylediğimiz hükmü teyit eden bir değerlendirme yapmıştır. Bugün AB ile ilgili metinlerde dahi imalı olarak bu konudaki yanlışlar ifade edilmeye çalışılmaktadır" diye konuştu.

'Enerji Bakanı 'zam yok' dedi'

Baykal, Dubai'deki kriz ile ilgili gelişmelerin kaygıları artırdığını, bayram sonrası konunun daha da ayrıntılı inceleneceğini ifade etti. Baykal, Hükümet'in seçim döneminde "bol bulamaç" yaptığı harcamaların şimdi vatandaşın sıkıntı çekmesiyle ödendiğini söyledi. Gelen zamların altında AKP'nin geçmişte yaptığı aşırı harcamaların yattığına dikkat çeken Baykal, doğalgaza yüzde 50 zam olacağına dair açıklamasını da Enerji Bakanı'nın yalanlamadığını, haberin kaynağını merak ettiğini belirtti. Baykal, Enerji Bakanı'nın daha önce "Ocak'a kadar zam yok" dediğini anımsatarak bu sözün "Ocak'tan sonra zam var" şeklinde yorumlanması gerektiğini söyledi. Baykal, gazetecilerle sohbetin ardından partililerle bayramlaştı.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler