Belediyelerin mali performansları karneyle izlenecek

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, belediyelerin mali performanslarını izleyip, bunu şeffaf bir şekilde raporlanacağı bir sistem üzerinde çalıştıklarını açıklayarak, belediyelere bir bakıma mali karne vereceklerini söyledi. Babacan, sistemin özellikle oy veren yurttaşların daha bilinçli bir şekilde bu tercihini kullanmaları açısından da önemli olacağını kaydetti.

Belediyelerin mali performansları karneyle izlenecek
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.10.2009 - 11:52

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara Bilkent Otel'de düzenlenen II'inci Yerel Yönetimlerin Mali Yönetim Forumu'nda yaptığı konuşmasında, mali performansın belediyeler açısından çok önemli bir konu olduğuna dikkat çekti. Babacan, belediyelerin mali performansının takip edilmesi ve raporlanmasının önümüzdeki dönemde önem verdikleri bir çalışma alanı olduğunu vurguladı. Bu konuda birçok şikayetle karşılaştıklarını belirten Babacan, şöyle dedi:
"Bazı belediye başkanlarımız geliyor, diyor ki ben hesabıma, kitabıma çok dikkat ediyorum, fazla borçlanmıyorum. Hatta içlerinde denk bütçe ile gidiyorum diyenler var. Fakat bizim bu mali açıdan dikkatli olmamız, kendimize bir bakıma çekidüzen vermemiz pek de karşılığını bazen bulmuyor. Nihayetinde halk yatırım oluyor mu, işte yollar düzgün mü, çöpler toplanıyor mu, ona bakıyor. Benim defterimde kaç TL borç yazmış, pek ona bakmıyor. Önümüzdeki dönemde merkezi yönetimin belediyelerimizin mali performanslarını izleyip, bunu şeffaf bir şekilde raporlamasına yönelik bir sistem üzerinde de çalışıyoruz. Yani bir bakıma bir karne, mali karne. Bu özellikle oy veren vatandaşlarımızın daha bilinçli bir şekilde bu tercihini kullanmaları açısından da önemli olacaktır diye düşünüyorum. Aksi halde başkanlar arasında, dönemler arasında haksızlıklar da oluyor. Yüklü borç çekip, harcayıp bir şeyler işler ortaya koyan başkan başarılı gibi görünüyor ama bir sonraki gelen başkana bıraktığı o borç yükü, hiçbir suçu olmadığı halde bir sonraki başkanın sırtında yıllarca ağır bir yük olarak kalabiliyor. Burada da adaleti tesis etmemiz gerektiğini ben düşünüyorum."

"Forumu yerel yönetimlerin yararlanacağı toplantılar dizisi haline getirdik"

Babacan, geçen yıl 150 kadar katılımcıyla gerçekleştirilen ilk Yerel Yönetimlerin Mali Yönetim Forumu'nun ardından, katılımcıların özellikle borçlanmanın yasal ve kurumsal çerçevesi konusunda verilen bilgilerin kendileri için çok faydalı olduğunu ve Forumun bundan sonra her yıl düzenli olarak yapılmasının çok iyi olacağını söylediğini anımsatarak, "Bu talepleri göz önünde bulundurarak bu Forumu her sene düzenlenen, yerel yönetimlerin gelişiminin önünü açacak, fikri anlamda katkıda bulunacak bir toplantılar dizisi, bir toplantılar serisi haline getirmeye karar verdik. Konu yerel yönetimler ve para olunca bu toplantıların her yıl, muntazam olarak devam etmesinin herkes için ben de son derece faydalı olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

"Dünyada klasik yöntemler terkedildi

Geçen yılki Forumda yerel yönetimlerin borçlanma politikaları ele alındığını dile getiren Babacan, bu yılda gerek kamu gerekse de yerel yönetimlerin talepleri doğrultusunda yerel yönetimlerimizin yatırım harcamalarını karşılamak amacıyla kullandıkları ya da kullanabilecekleri borçlanma dışındaki finansman yöntemlerinin ele alınacağına değindi.
Klasik finansman yöntemlerine bakıldığı zaman ya bütçedeki gelirin harcanacağını ya da borçlanılacağını belirten Babacan, "Zaten bir bütçe açığı veriliyorsa herhangi bir belediyede bu ancak borçlanma suretiyle verilecek. Aksi halde gelir olmadan gider yapmanın yolu klasik anlamda borçlanmadır. Ancak bu klasik çerçevenin biraz dışında artık düşünmeye başlamamız gerekiyor. Merkezi hükümetten biraz gelirim olsun, ben bunu harcıyayım, param bitince de gideyim bir yerlerden borç bulmaya çalışayım. Bu çerçevenin değerli arkadaşlar mutlaka dışına çıkmamız gerekiyor. Dünyadaki iyi ülke uygulamalarına baktığımızda da bu klasik yöntemler dışındaki yöntemlerin artık çok daha yaygın hale geldiğini görüyoruz" diye konuştu.
 

"Yerel yönetimlerin daha güçlü bir yapıya kavuşması yerinden yönetimin gereği"

Yerel yönetimlerin demokratik yapılanmanın temel kuruluşları olduğunu ve iradesini kullanan yurttaşlar ile bu iradeyle iş başına gelenlerin belki de iç içe, yan yana sürekli beraber oldukları demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yerel yönetimlerimizin daha güçlü bir yapıya kavuşmaları aslında bizim yerinden yönetim anlayışımızı da temel bir gereğidir. Türkiye artık 70 milyonun üzerindeki nüfusuyla ve hızla gelişen ekonomik, sosyal, siyasi yapısıyla tek bir noktadan idare edilemeyecek kadar büyük bir ülkedir. Mutlaka zaman içerisinde şu andaki mevcut yetkilerden, imkanlardan da fazlasını bizim yerel yönetimlere devretmemiz ve sorunlara mahallinde çözüm üretip, hızlı çözüm üretme anlayışını Türkiye'de mutlaka daha fazla yaygınlaştırmamız gerekiyor. Biz bunun bilinci ile Hükümet olarak yerel yönetimlerimizin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi için kapsamlı bir reform çalışması yürütüyoruz. Yerel yönetimler reformu bizim Hükümet programımızın en önemli unsurlarından bir tanesidir. Şöyle bir bakacak olursanız bizim partimizin kurulduğu ilk günlerde yani parti programından tutun, daha sonraki kurulan her bir Hükümetimizin Hükümet programında da bunu çok açık görüyorsunuz."

Yerel yönetimlerin öz gelirleri artırılacak

Devlet Bakanı Babacan, gündemlerinde yerel yönetimlerle ilgili önemli reformlar olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yerel yönetimlerde kurumsal yönetişim ilkelerinin geçerli kılınması, mali disiplinin tesisi, saydamlığın artırılması, istatistik kalitesinin daha iyi hale getirilmesi gibi hedefler bizim Orta Vadeli Programı'mızda da açık bir şekilde ortaya koyduğumuz hedeflerdir. Ayrıca yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılarak mali yapılarının güçlendirilmesi hedefi de 2009 yılı Programında makroekonomik istikrarın kalıcı hale getirilmesine yönelik tedbirler arasında bulunmakta. Yani geçen sene, o yasanın aslında bir bölümü gerçekleşti. Bir bölümü sonraya bırakılmıştı. İşte önümüzdeki dönemde ki bir, iki hafta içerisinde biz bunu Meclise sevk edecek durumdayız, yasal çerçeve önemli ölçüde tamamlanmış durumda. Yerel yönetimlerimizin öz gelirlerini artırmak için daha fazla kendilerine enstrüman sağlamak ve daha geniş bir alan açmak önümüzdeki dönemde yapacağımız çalışmalar içerisinde yer alacak."

Yerel yönetimlerin hizmet kapasitesine yönelik çalışmalar sürecek

Bakan Babacan, yerel yönetimlerimizin hizmet kapasitelerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü belirten Babacan, Orta Vadeli Programda yine yerel düzeyde kurumsal yapıların oluşturulması, merkezi yönetim ve yerel yönetimler arasındaki işbölümünün etkinleştirilmesi ve etkin denetim mekanizmalarının kurulmasının bu çerçevedeki öncelikleri arasında yer aldığını söyledi.

Ancak yerel yöneticilerin de günün şartlarına uygun çağdaş bir yönetim anlayışıyla hareket etmeleri, merkezi yönetim tarafından atılan tüm bu adımların hedeflenen sonuçları doğurabilmesi açısından kritik önem taşıdığını vurgulayan Babacan, merkezi hükümet olarak, yerel yönetimleri her açıdan güçlendirecek adımları atmaya ve gereken katkıyı sağlamaya önümüzdeki dönemde de aynı kararlılıkla devam edeceklerini bildirdi.

Borçlanma dışı finansman yöntemleri değerlendirilecek

Bu yılki Forumda, yerel yönetimlerin karşı karşıya kaldıkları gelir-gider dengesizliklerini, son yıllarda hızlı nüfus artışı ve yoğun yapılaşma ile artan yatırım ihtiyaçlarını da dikkate alınarak borçlanma dışı finansman yöntemlerini değerlendireceklerini kaydeden Babacan, borçlanma imkanlarının daraldığı, dünyada küresel krizin etkilerinin sürdüğü bu günlerde yerel yönetimlerin alternatif finansman yöntemlerini ele almaları, yatırımlarını aralıksız sürdürmeleri açısından da büyük önem taşıdığını söyledi.

İki alternatif finansman üzerinde duruluyor

Babacan, bugünkü toplantıda yerel yönetimlerin karşı karşıya olduğu temel alternatif finansman yöntemlerine yönelik olarak özellikle kamu özel sektör işbirliği ve hibeler ile, arazi satışı ya da kiralama yolu ile finansman temini, kalkınma fonları da diğer alternatif finansman yöntemlerinin bulunduğunu bildirdi. Bugün özellikle hibeler ve kamu özel sektör ortaklığı yani PPP denilen kamu ile özel sektörün beraber geliştirdiği yatırım modelleri üzerinde durulacağının altını çizen Babacan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Yerel hizmet sunumunda kamu kaynaklarının yanı sıra yatırımların özel sektörün desteği ile gerçekleştirilmesi Türkiye'de gittikçe daha sık kullanılan bir yöntem haline gelmekte. Bu çerçevede çevre, konut, ulaşım, su, kanalizasyon ve katı atık yönetimi gibi yerel idarelerimizin alt ve üst yapı projelerinin hayata geçirilmesinde özel sektörün finansman imkanlarının yanı sıra teknoloji ve bilgi birikiminden de yararlanılması önem taşıyacaktır. Ayrıca özel sektör ile işletme ve uygulama konusunda da işbirliği yapılmakta. Bu yöntem, en önemlisi bütçe faydası olmak üzere pek çok avantajı içinde barındırmakla beraber tabi riskleri de içermekte. Bu risklerin de kamu ile özel sektör arasında dengeli ve etkin dağılımının sağlanması bu modelin başarısının temel özelliği. Yani kamu ile özel sektör, tamam, işbirliği içerisinde projeler gerçekleştirsinler, özel sektör kazansın, kamu da kazansın ki ben bu projeleri "kazan-kazan" projesi olarak görüyorum. Ama tabi risklerin de adil bir şekilde paylaşılması bu modeller içerisinde büyük önem taşıyor. Diğer ülkelerde aktif uygulama alanı olan kamu özel sektör işbirliği modellerinin yerel yönetimlere tüm yönleri ile tanıtılması ve yerel yönetimlerimizce de uygulanabilir olması büyük önem taşıyor. Forumda ele alınacak diğer bir önemli finansman yönteminin ise gerek Avrupa Birliği gerekse de başka uluslararası kuruluşlar tarafından sağlanan hibeler olacak."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler