Ben en güzel sesi arıyorum
'O Ses Türkiye'nin belki de en tutkulu jürisi Hadise. Bir yandan kitlelerin seveceği birini bulmanın peşinde, diğer yandan kendi geleceğine ilişkin planların. Sahnedeyken sesine de dansına da çok güvendiğini söylüyor. Ama bir şikâyeti var: "Ne yazık ki Türkiye'de istediğim şovu sergileyebileceğim sahne çok az ve çoğu zaman istediklerimi yapamıyorum."
Müzik kariyerine jürinin karşısında kendini ispatlamaya çalışarak başlayan bir isimdi Hadise. Oysa artık jüri koltuğunda. Kendi yaşadıklarını şimdikiler yaşamasın diye mi, bilemeyiz ama O Ses Türkiye’de sahneyi ve yarışmacıları en çok sahiplenen jüri de o. Kendisiyle konuşmaya gittiğimizde ortaya böyle bir hikâye çıkacağını bilmiyorduk ama Hadise için yarışmacıları gerçekten de önemliymiş. “Umarım benim seçtiğim isimlerden biri kazanır” derken hem kendisine hem de seçtiği seslere olan güveninin izlerini gösteriyor. Güven önemli bir cümle. Çünkü medya önünde polemik savaşları içinde çoğu zaman sessiz kalmak herkesin başarabileceği bir iş değil. Burada oldukça bu girdaba kapılmak da mümkün, neyse ki Hadise’nin kaçacak bir yeri var.
- O Ses Türkiye yarışmacılarından sizin gibi bir idol çıkacağına inanıyor musunuz?
- Yarışmacılarıma çok güveniyorum, onları çok seviyorum ama ben orada Hadise aramıyorum, farklı bir şey arıyorum. Seçmelerde en çok içime sinen, kulağıma güzel gelen sesi arıyorum. Elimden gelenin en fazlasını yapmaya çalışıyorum. İnşallah benim ekibimden birisi birinci olur.
- Peki diğer jüri üyeleriyle aranızda gerginlik oluyor mu?
- Tabii yarışma ilerledikçe kimlerin öne çıkacağı biraz daha netleşiyor. Herkes kendi yarışmacısı öne çıksın istiyor ama bu konuda asla stratejik davranmıyorum. Düellolarda kendi yarışmacılarıma rakip olabilecek isimleri seçmeme gibi bir durum söz konusu değil.
- Siz de bir yarışmayla müzik kariyerinize başlamıştınız. Şimdi jüri koltuğunda otururken neler hissediyorsunuz?
- Onların yaşadıklarını ben de yaşadım. Bir defa denemiştim ve orada finale kalamadım. O zamanlar katıldığım yarışma müzikte ilerlemem için tek şansım gibi görünüyordu. Şimdi neden olduğunu bilmiyorum ama finale kalamayınca çok üzülmüştüm.
- Acun Ilıcalı’yla çalışmak nasıl? Olası yeni projeler üzerine konuştunuz mu?
- Şimdilik böyle bir şey yok ama Acun’la çalışmak çok güzel. Bizleri çekimler sırasında bir an olsun yalnız bırakmıyor ve çok iyi yönlendiriyor.
- Albüm nasıl gidiyor?
- “Aşk Kaç Beden Giyer” nisanda çıktı ve şarkılarım çok beğenildi, çok konuşuldu. Bütün şarkılarımı çok seviyorum. Hepsi içime sinen parçalar ve hepsini kliplendirmek istiyorum. Zaten çevremdeki insanlar da bu albümü bir iki kliple geçiştirmemem gerektiğini söylüyor.
- Popüler müzik dinleyicisinin son dönemlerde klipleri çabuk tüketmeye başladığını düşünüyor musunuz?
- Evet eskiden bir klibin yayınlanması için saatlerce televizyon başında beklediğimi hatırlarım. Hatta çok sevdiklerimi videoya bile kaydederdim. Şimdi bizlerden neredeyse her ay klip çekmemizi bekliyorlar. Oysa klip benim için bir platformun üzerinde şarkı söylemekten ibaret değil. Bir hikâye anlatıyorum.
Bu yüzden de ısrarla eskiden olduğu gibi üç dört ayda bir klip çekmeyi sürdürüyorum.
- Sizi Avrupa’daki çalışmalarınızla tanıdık fakat uzun süredir buradasınız. Yurtdışındaki kariyeriniz sona mı erdi?
- Hadise her yerde. Şu an işim gereği, yarışma jüriliği ve albümden dolayı Türkiye’deyim. Ancak ailem Belçika’da yaşıyor. Onları özledikçe gidiyorum. İleride mutlaka yurtdışına yönelik projelerim de olacak.
- Sinan Akçıl’la ayrılmak sizi müzikal olarak etkiledi mi?
- Hayır. Kesinlikle etkilemedi. Zaten biriyle sürekli çalışamazsınız ya da ben çalışamam. Sürekli kendinizi yenilemeniz gerekir. Müzikte de bu böyle. Ben hemen her albümde çalıştığım isimleri değiştiriyorum. Müzikteki yenilikleri yakalamak da bu şekilde mümkün.
- Ailenizle birlikte çalışmanın dezavantajları yok mu?
- Var ama bunları çok sık konuşarak aşıyoruz. Menajerliğimi ablam, stilistliğimi de kardeşim yapıyor. Ben belki öne çıkan kişiyim ama Hadise aslında bir ekip çalışmasının ürünü. Onlar için en büyük dileğim benim sayemde hayallerindeki yerlere gelmeleri.
Özel hayatım bana kalsın
- Birçok kişinin sizinle polemiğe girmek istemesinin sebebi nedir?
- Bilmiyorum. Tanımadığım birisi bana bir laf söylüyor ve manşet oluyor. Ben de çok şaşırıyorum Türkiye’de manşet olmak çok kolay ama ben bu şekilde manşet olmak istemiyorum. Zaten hiçbir polemiğe de girmiyorum. Ben işimle sanatımla gündemde olmak ve yaptığım işler konuşulsun istiyorum.
- Çok kişiyle isminiz anılıyor. Hayatınızda biri var mı?
- Özel hayatımla ilgili konuşmayı sevmiyorum. Bu benim özelim, özelimde kalsın.
Oyunculuk neden olmasın?
- Oyunculuk düşünüyor musunuz?
- Evet, önceden pek çok teklif gelmişti ama teklifler benim aklıma yatmamıştı. Sonrasında pek de teklif almadım ama herhalde yapımcılar da “Hadise’ye iyi bir teklif götürmek lazım” diye düşünüyor. İlerleyen zamanlarda güzel bir sinema projesi olursa oyunculuk yapmak istiyorum. Çünkü sinema müzik gibi değil. Bir kere yapıyorsunuz ve o orada kalıyor.
- Sahnede en çok neye güvenirsiniz? Sesinize mi performansınıza mı?
- Sesime de dansıma da çok güveniyorum. Yalnız ne yazık ki Türkiye'de istediğim şovu sergileyebileceğim sahne çok az ve çoğu zaman istediklerimi yapamıyorum. Keşke büyük şehirlerin hepsinde geniş konser alanları olsa, insanlar oraya gelse bizde yapmak istediklerimizi yapabilsek. Tek bir gösteriye bağlı kalmak istemiyorum. Sahneye koyacağım dansçı sayısının bir sınırı olmamalı. Bu tip kısıtlamalar olmasa çok büyük şovlar gerçekleştirmek istiyorum.En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi