'Beni de mi Silivri'ye götürecekler?'
CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, hakkındaki Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs iddiasıyla başlatılan soruşturma haberini, MYK toplantısı sırasında aldığını belirtti. Güler, Kılıçdaroğlu'nun ilk tepkisini ise, "Beni de mi Silivri'ye götürecekler" sözleriyle dile getirdiğini ifade etti.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı. Yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından, CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, yaptığı basın toplantısında, 3 temel konu üzerinde durduklarını belirterek, ilk olarak Uludere olayına değindi. Pek çok önemli davada, dava daha mutfaktayken bilgilerini, basın eliyle kamuoyuyla paylaşan hükümetin Uludere konusunda konuşmayı yasakladığını, soruşturmaya gizlilik kararı getirdiğini ifade eden Güler, hükümete, "Uludere olayında faciayı yaşamamıza neden olan istihbaratı kim verdi? Başbakan neden suskun, AKP iktidarı olaydan sonra neden Uludere'de yoktu" sorularını yöneltti. Güler, bu yörede Barzani'nin tazminat ödemesi konusunu da merak ettiklerini sözlerine ekledi.
Güler, eski Genelkurmay Başkanı orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasının ise "Türkiye için anlaşılmasının, hazmedilmesinin, kabul edilmesinin son derece güç bir tasarruf" olduğunu ifade ederek, "Bunun bir boyutu hukukidir, siyasal olarak ise bu tutuklamayla daha önce gerçekleştirilmiş olan bütün tutuklamalarla ilgili olarak darbe gerekçesini aşan boyutların artık dikkati çektiğiniz söyleyebiliriz" dedi. Güler, iktidarın yalnızca kendi on yılının hesabını değil, adeta Cumhuriyet dönemiyle hesaplaşmanın içine girdiğini ifade etti. Başbuğ'un AKP zamanında göreve geldiğine dikkat çeken Güler, "Eğer ortada bir suç varsa o suç belgelerine AKP'li Bakanların da imza attığını hatırlatmak gerekir. Emekli olduktan bir buçuk yıl sonrasını bekleyecek kadar önemli ne vardı sorusuna cevap istiyoruz" diye konuştu.
"Bir yanıyla doğal karşılıyoruz"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs iddiasıyla soruşturma başlatılmasına işaret ederek, "Bugün bu tutuklamalar, yargı eliyle baskın yapmalar ne yazık ki bizim partimize, partimizin genel başkanına adeta sıçradı" diyen Güler, "Öyle görünüyor ki daha önce üniversiteleri susturan, daha sonra askeri yönetimin hiyerarşisini alt üst eden, sonra yargıyı siyasallaştıran ve yargıyı Türkiye'de güvenilmez kurum kılan AKP iktidarı, şimdi bütün bu diktatoryal gelişmelere direnen ana muhalafet partisini de hedef almış görünüyor" dedi.
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin yerini alan ve sıkı yönetim mahkemelerini aratan Özel Yetkili Mahkemenin, Kılıçdaroğlu hakkında fezleke hazırlamasını, dokunulmazlığını kaldırılmasını istemesini aslında bir yanıyla "doğal karşıladıklarını" ifade eden Güler, "Çünkü bu mahkemeler siyasi iradenin emrinde olan mahkemelerdir. Bu tür mahkemelerden başka bir şey yapmalarını zaten beklemiyoruz. Gün ağarmadan yapılan baskınlarla göz altlarını başlatmak, gözaltı sürelerini tutuklama kararı verecek heyete denk düşürmek, sanıklardan suçlamaları gizlemek ve savunmalarını engellemek, AKP'nin bunaldığı anlarda gündemi değiştirecek kararlara imza atmak özel yetkili mahkemelerin günlük işi haline geldi" diye konuştu.
"AKP'ye hodri meydan"
Bugün toplumu terörize etmek ve korku imparatorluğuna biat ettirmek için CHP Genel Başkanının "hedef seçildiğini" söyleyen Güler, "Çünkü ayakta kalan tek ve muhalif kale CHP'dir, Sayın Genel Başkanıdır. Bu nedenle CHP, AKP'ye, özel yetkili mahkemelere 'hodri meydan' diyor. Sayın Genel Başkanımızın dokunulmazlığını kaldırabilirler, hepimizin dokunulmazlığını kaldırabilirler. Bizim dokunulmazlık zırhına AKP yöneticilerinin ihtiyacı olduğu gibi ihtiyacımız yoktur" dedi.
"AKP, bundan böyle diktatörlüğün partisidir"
Türkiye'de aydınların, sıradan insanların, hiç kimsenin güven içinde olmadığını belirten Güler, "Türkiye'yi komşularıyla savaşa sürükleyen AKP, içine girdiği bataklığı gizleyebilmek için giderek saldırı noktalarını çoğaltmaktadır. Ancak dış politikadaki bu büyük çöküş, 2012'de yaşayacağımız iç politikadaki büyük çöküşler bu baskı tedbirleriyle önlenemez. AKP bundan böyle Türkiye'de ileri demokrasi adını verdiği diktatörlüğün partisidir ve bu özelliğine uygun bir muhalefetle karşılaşacağını defterine not etmelidir" diye konuştu.
'Beni de mi Silivri'ye götürecekler?'
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Güler, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun hakkındaki soruşturma haberini MYK toplantısı sırasında aldığını ifade ederek, "Arkadaşlarımız kağıdı göndermişlerdi. 'Beni de mi Silivri'ye götürecekler?' dedi. Biz de 'o nedir', dedik. 'Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı benim için fezleke hazırlamış' dedi. Gündemimizi kesmedik, devam ettik, daha sonra değerlendirdik" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu