Bir Direnişin Öğrettikleri

Bir Direnişin Öğrettikleri
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.01.2010 - 07:00

İşçi direnişleri ülkemizin tarihinde toplumu böylesine sarsan, toplumla böylesine bütünleşen boyutta hiç olmamıştı. Daha önce SEKA işçilerinin, Zonguldak maden işçilerinin, kamu çalışanlarının işgal, direniş, protesto eylemlerini bu toplum yaşadı ama ilk kez geniş katılımlı ve uzun süreli bir işçi eylemi toplumun gündeminde ve uzun süre de gündeminde kalacağa benziyor.

Kamuoyunu bilgilendirmek için değinmekte yarar var: TEKEL işçilerinin direnişi çok haklı sosyal ve ekonomik nedenlerden kaynaklanıyor. Bu haklı nedenlerin başında işsizlik endişesi geliyor. Hükümetin yanlış özelleştirme koşulları nedeni ile direnen 12 bin işçi işsiz kalacak ve ekonomik kriz ortamında, 6 milyon insanın işsiz olduğu bir dönemde iş bulmaları olanaksızlaşacak. İşsizlik dönemlerinde, eğer yeterli işsizlik sigortası primi ödemişlerse, alacakları işsizlik ödeneği, ücreti ne kadar yüksek olursa olsun, 5921 sayılı yasa ile yapılan değişikliğe göre brüt asgari ücretin yüzde 80’ini geçemeyecektir. Asgari ücret brüt 729 TL (net 571 TL) olduğuna göre 4447 sayılı yasanın 50. maddesinin koşullarını yerine getirmiş olan bir işçinin alacağı işsizlik ödeneği aylık 583 TL olacak ve bu aylığı en fazla 300 gün alabilecektir.

İşçi dostu değil

Her şeyden önce şunu bilmek gerekir ki bu hükümet işçi dostu değildir. Sosyal Güvenlik Yasası’nda yaptığı işçi aleyhine değişikliklerle, işçiyi köleleştirecek olan istihdam büroları yasasını çıkarmaya çalışmakla, kamu kuruluşlarına da taşeronlaşmaya izin vermekle, kayıt dışı çalışmaya göz yummakla, asgari ücreti sefalet ücreti olarak belirlemekle, 1 Mayıs’ta ve TEKEL direnişinde işçilere gazlı şiddet uygulamakla, memur ve işçi sendikaları yasalarını demokratikleştirmek için adım atmamakla, çalışanların yanında değil karşısında olduğunu kanıtlamıştır. Bütçede var olan kadroları TEKEL işçileri için kullanmayarak bu karşıtlığını yadsınamaz biçimde kanıtlamıştır.

İkinci olarak Türk-İş’in bu direnişten alması gereken dersler vardır. Türk-İş bu direnişi, kerhen de olsa sahiplenmiştir. Sonuçta Tek Gıda-İş Sendikası Türk-İş’in üyesidir ve konfederasyon olarak üye sendikanın haklı eylemini desteklemek zorundadır. Türk-İş bir yandan TEKEL direnişine sahip çıkarken öte yandan hükümet ile dirsek temasını kaybetmek istememektedir. Türk-İş bu nedenle hükümete karşı taksitle, yumuşak ve etkisiz bir eylem yolu seçmiştir. Direnen işçiler daha etkili eylem türü olan genel grev yapılmasını istemektedir.

Sıhhiye Meydanı’nda yapılan mitingde Türk-İş Başkanı işçilerin bu istemini kabul eden bir tutum sergilememiştir. İşçiler kürsüyü işgal ederek Sayın Kumlu’nun genel grev çağrısı yapmasını istemişler ama başarılı olamamışlardır. Bunun üzerine Türk işçi hareketinin tarihinde bir ilk yaşanmış ve direnen işçiler Türk-İş binasına girerek koridorlarında Türk-İş Başkanı’nın istifasını istemişlerdir. Türk-İş yönetiminin bu sese kulak vermesi ve kendisinden beklenen daha sert ve sonuç alıcı eylemler sergilemesi gerekir.

Hükümete biat etmek

Üçüncü olarak Türk-İş’e üye sendikaların bu direnişten bazı sonuçlar çıkarması gerekir. İşçi sendikalarımız hükümetler karşısında hak almayı bilen tutumlar sergileyememiş, bugüne kadar hep hükümetlerin verdiği kadarı ile yetinmeyi kabullenmiştir. Bunun sonucu pastadan hak ettiği payı alamayan, sürekli kaybeden işçi sınıfı olmuştur. Özellikle Türk-İş üyesi ve kamuda örgütlenmiş sendikaların çoğu hükümet karşıtı bir tutum sergilemekten, hükümet politikalarını eleştirmekten özenle kaçınmaktadırlar.

Hükümete biat etmenin işçiler için değil ama kendileri için iyi olacağı kanısındadırlar. Bu nedenle işçilerin siyasal bilinç kazanmasını, sınıfsal gücünün varlığına inanmasını sağlayacak eğitimlerden ısrarla uzak durmaktadırlar. İşçilerin çoğunluğunun seçimlerde sürekli sağ partilere oy vermesinin nedeni, yöneticilerinin bu ürkek güvercin tavırlarıdır.

Kamu kesimi çalışanlarını örgütlemiş sendikaların yöneticilerinin çoğunluğu sosyal demokrat bile değildir ve Türk-İş’in sola açılımını sürekli engellemektedirler. Türk-İş’in Sıhhiye mitingi beklenen katılımı sağlayamadı. Bunun nedeni kamu sendikalarının yöneticilerinin bu mitingin görkemli olmasını istememesidir.

TEKEL direnişçileri kararlıdır. Giydikleri beyaz kefenler yürüyecekleri yolu göstermektedir. İşçi sınıfının AKP önünde yenik düşmemesi için, bu direnişin başarılı olması gerekir. AKP hükümeti TEKEL işçileri ile inatlaşarak oy kaybını hızlandırmaktadır. Bu direniş nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın Türk işçi hareketinin tarihinde bir kilometre taşı olacak ve işçiler bundan böyle siyasetin ürkek güvercinleri değil, şahinleri olacaklardır...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler