"Biri darbesavarlıkla diğeri darbeseverlikle oy istiyor"

Kurtulmuş, Koru Otel'de düzenlenen HAS Parti Genel İdare Kurulu (GİK) Toplantısı'na verilen arada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Terör örgütlerinin seçim öncesinde eylemlerini tırmandıracağı yönünde bilgiler var. Ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine, terör ortamının seçimlerin özgür şekilde yapılmasına gölge düşüreceğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

''Geçtiğimiz referandum oylaması sırasında da, maalesef bazı illerde benzer şeyler yaşandı. O bölgedeki seçimin, tam demokrasi kuralları içerisinde yapılması sağlanmalı. Bunun en başında gelen husus da seçim güvenliğidir. Seçim güvenliği sadece sandıkların emniyete alınmış olması değildir. Bu anlamda seçim ve propaganda ortamının hiçbir baskıya maruz kalmaksızın sürdürülebileceği hür ve özgür seçimlerin gerçekleştirilmesidir.

Burada devlete, güvenlik güçlerine çok büyük görev düşüyor. Bu seçimler, belli çevreler tarafından provoke edilmek istenebilir. Bunların önlenebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve vatandaşların seçim kampanyası süreçlerine korkusuz katılmasını sağlanması zorunludur.''
 

''Balyoz planı" davası

Kurtulmuş, ''Balyoz Planı davası kapsamında komutanların tutuklanmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna üzerine, yanlış yapanların cezalandırılması gerektiğini kaydetti.
Türkiye'de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) bu tür siyasi tartışmaların içinde olmaması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

''TSK'nın yeri bellidir. TSK, sadece vatan savunması yapan, bu ülkenin vatanın savunmasını gerçekleştiren, gerçekleştirmek durumunda olan bir kurumdur. Milletin emrinde olan bir kurumdur. Böyle baktığınız zaman TSK, siyasetin içerisinde olamaz. TSK, 'iç düşman' algısı üzerinden de hareket edemez. Ya da TSK'nın bazı mensuplarının, darbeyle, olağanüstü halle ilgili, çalışmalar içerisinde olması da kabul edilemez.

Ayrıca, askeri-sivil yargı çift başlılığının ortadan kaldırılması konularını gündeme getirdik. TSK'nın kurumsal yapısı, özellikle son üç Genelkurmay Başkanı zamanındaki tavırlarına baktığınız zaman, Türkiye'de bir darbe yapılmasına müsaade etmemiştir. Zaten öyle bir müsaade olsaydı, darbecilere karşı bir hoşgörü olsaydı, zaten bu darbeler, Balyozlardır, Yakamozlardır, Ayışıkları...

Bunlar herhalde gerçekleşirdi. TSK'nın bütünüyle siyasetin dışına çıkması, ama bu darbe tartışmaları üzerinden de TSK'yı yıpratmadan, kimler yanlışın içerisindeyse, yanlışın içerisinde olanların bilinip bulunup ortaya çıkarılması, suçları varsa, bu suçlar tespit edilmişse cezalandırılması, ama TSK'nın kurumsal yapısının da zedelenmemesi gerekir. Çünkü TSK, nihayetinde bu ülkenin bütünün ordusudur. Hepimizin ordusudur. Hepimiz istiyoruz ki bu kurum var olsun, güçlü olsun, ülke savunmasını yapsın ama asla siyasete karışmasın, asla Türkiye'nin iç politikasıyla ilgili görüşleri belirtmesin.''
 

''Gerginlek üzerinden oy almak istiyorlar"

Siyasi parti liderlerinin üsluplarını da eleştiren Numan Kurtulmuş, şöyle dedi:

''Maalesef Türkiye'de 8 senedir, özellikli iktidar ve anamuhalefet partisi arasında bir horoz dövüşü, bir Karagöz-Hacivat oyunu devam ediyor. Her konuda kamplaşıyorlar, kutuplaştırıyorlar, bilerek gerginleştiriyorlar. Bu gerginlik üzerinden oy almak istiyorlar. Yapmak istedikleri; sağcılar o tarafa, solcular bu tarafa, muhafazakarlar o tarafa, liberaller o tarafa gibi toplumun bütün gerekçelerini bölmeye çalışıyorlar. 'Ucube heykel' tartışması 15 gün Türkiye siyasetinin gündemini işgal ediyor. 'Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar' sözü, Türkiye gündemini uzun süre meşgul ediyor.''

''Balyoz Planı'' davasına da değinen Kurtulmuş, gündemdeki tartışmalarda hiç kimsenin avukat ya da savcı rolüne soyunmaması, siyasetin ''Balyoz'' ve ''Ergenekon'' meselesinin dışına çıkması gerektiğini ifade etti.