'Boykottan geri adım yok'

BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, demokratik özerklik tartışmalarını ve partisinin referandumla ilgili sandığı boykot kararını yeniden gözden geçireceği iddialarıyla ilgili soruları yanıtladı. Demokratik özerkliğin hem DTP'nin hem de BDP'nin programında yer aldığını, bunun daha önce de hazırlanan kitapçıkla kamuoyuyla paylaşıldığını ifade eden Yıldız "Kürtlerin taleplerinin biraz daha somutlaşması konusunda bir tartışma sürecinin devreye girmesini önemsiyoruz. Demokratik özerklik Avrupa'da uygulanan bir sistem. İspanya bunu bölgesel düzeyde hayata geçirmiş. İspanya 16 bölgeye ayrılmış. Dolayısıyla İspanya, özerkliği üniter devletin dışındaki bir arayış olarak göstermek isteyenlere önemli bir cevaptır. Demokratik özerklik bölünme, parçalanma olarak algılanıyor. Hatta özerklikle federasyon birbirine karıştırılıyor. Halbuki özerklikte tek bir anayasa, tek bir Cumhurbaşkanı var. Federasyonla özerklik aynı şey değil" diye konuştu.
 

'Sarı kırmızı yeşil Kürt halkının kendini ifade ettiği renkler'

Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in sözleriyle gündeme gelen bayrak tartışmalarını da değerlendiren Yıldız "Kürt halkı 10 yıl önce düğünlerde, eğlencelerinde sarı kırmızı yeşil renkleri taşıdıkları için cezaevlerine konuluyordu. Ancak insanlar bu renkleri taşımaktan vazgeçmedi. Çünkü bu renkler Kürtlerin kendini simgesel olarak ifade ettiği renklerdir. Bunun yanı sıra özerk Kürdistan söyleminin de bölünme olarak algılanmaması lazım. Bize göre bir halk nasıl kendini ifade etmek istiyorsa öyle yaşamalıdır. Kürtler sarı kırmızı yeşili kendi rengi olarak görüyor. Bunu, ay yıldızlı bayrağın karşısına dikmek onunla zıtmış gibi göstermek Kürt gerçekliğini anlamamak demektir. undan sonra da Kürtler bu renkleri kullanmaya devam edecek. Asıl en Kürtlerle yaşayacak mısın yaşamayacak mısın? Bunun cevabı verilmeli" dedi.

Türklerle Kürtlerin Anadolu'da birlikteliğinin 70-80 yıllık bir tarihe dayanmadığını, ortada bin yıllık bir kardeşliğin olduğunu da kaydeden Yıldız "Bu bin yılın 950 yılında Kürtler özerk yaşamış, taa ki Mustafa Kemal'e kadar. Bu sürede Kürtlerin yaşadığı coğrafyada Kürdistan olarak adlandırılmış. Şimdi Türklerle Kürtlerin tarihini 80 yıla sıkıştırırsak, Kürt gerçeğini, dilini görmezden gelirsek Türklerle Kürtlerin birlikte yaşaması söz konusu olmaz" dedi.

'PKK bayrakları asılmakla bu ülke bölünmez'

Yıldız, son günlerdeki eylemlerde bölgedeki boş binalara PKK bayraklarının asılması konusunda ise "PKK bayrakları asılmakla bu ülke bölünmez. PKK bu ülkenin gerçekliği. PKK Kürt sorununun nedeni değil, Kürt sorununu ortaya çıkaran bir örgüt de değildir. PKK bir sonuçtur, sen nedeni ortadan kaldırdığın zaman sonuçlar da ortadan kalkacaktır. PKK bayrağı asılması meselesi budur. Ret, inkar politikası ön plana çıkarsa tepkisel olarak bayrak da çıkıyor, slogan da. Önemli olan bu devletin etnik bir grubun, Türk halkının devleti olmaktan çıkarılmasıdır" diye konuştu.

'Ordu polis, bölgeyi işgal etmiş ordu ve polis gibi davranıyor'

Ordunun, polisin ve devletin Türkiye'de yaşayanların ordusu, polisi ve devleti olması gerektiğini ancak Diyarbakır'da Şırnak'da ordu ve polisin 'orayı işgal etmiş bir ordu ve polis' gibi davrandığını savunan Yıldız, "Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya Ne Mutlu Türküm diye yazmak yerine, toprak yerine insanı kutsarsan bu sorun çözülür" dedi. Yıldız, Hatay Dörtyol ve İnegöl'deki olaylara polisin müdahalesi ile bölgedeki eylemlere müdahalesi arasında fark olduğunu, çifte standart uygulandığını da kaydetti.
 

'Boykot kararımız devam'

Bengi Yıldız, BDP'nin referandumda sandığı boykot kararını yeniden gözden geçirdiği iddialarını da değerlendirdi. Yıldız şöyle konuştu: "Başbakan evetçiler hayırcılar vardır diyor. Bu koca bir yalan değil mi, boykotla hayır ya da boykotla evet nasıl ilişkilendiriliyor. AKP'nin yalanları devam ediyor. AKP olayı manipüle ettiği sürece yan yana durmamız sözkonusu değil. Biz bu yaz sıcaklarında bölgedeydik. Kürt halkının kafası gayet net. BDP'ye oy veren kitle politik bir kitledir. Partisinin söylediğini en fazla uygulayan bir kitledir, militan kitle de diyebiliriz. Bizim kitlemiz kendini dikkate almayan bir pakete asla evet demeyecek. Kaldı ki ortada boykot meselesini gözden geçirecek yeni bir durum yok. Hepimiz sandıkta göreceğiz ki Kürtlerin yaşadığı coğrafyada sandığa gitmeme olayı ortaya çıkacak. Bu sivil itaatsizlik eylemidir ve Kürtler sivil itaatsizliği bugüne kadar çok iyi uyguladılar. İnanıyorum ki boykot oyları evet oylarını kesinlikle kat kat aşacak. Sadece bölgede değil metropollerde de Kürtler iradesini sandığa gitmeme şeklinde ortaya koyacak.Bizim yeni bir değerlendirme yapmamızı gerektirecek bir süreç yok. Son olarak ateşkes çağrımız vardı ancak silahlar sussa da BDP'nin boykot yaklaşımı devam edecektir."