Bu topraklardan yükselen bir caz çığlığı

Buzuki Orhan Osman'ın "Turkophony" albümü bu coğrafyanın caz müziğini dünya sahnesine çıkarmanın peşinde. Amerika ve Kanada'da yayımlanan albüm, 54. Grammy Ödülleri'nde "Best Jazz Instrumental Album" dalında ön aday oldu. Şimdi de Türkiye'de raflarda.

Bu topraklardan yükselen bir caz çığlığı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.01.2012 - 08:37

Balkanlar’dan Anadolu’ya kadar çok geniş bir yelpazede yöresel ezgileri müziğine taşıyan Orhan Osman artık farklı bir kulvarda ismini duyuruyor. Buzukisindeki hünerini bilmeyen elbette yok. Ama rembetikoyu şiire çeviren o enstrüman şimdi caz ve blues arasında kendine yer arıyor. Orhan Osman, Almanya’da başlayan müzik yolculuğunu, Yunanistan, Bulgaristan, Amerika, Fransa ve daha birçok ülkede sürdürdükten sonra Türkiye'de kalmıştı. Bu son durak onun değişen müzikal yapısını da yönlendirdi. Yunanca’da bozuk çalgı anlamına gelen buzuki, Orhan Osman’ın ellerinde bir gökkuşağına dönüyor. Şimdi de caz ve dünya müziği rengini alıyor. Bilenler unutamaz onun meyhanesinde eğlendikten sonra müptelası olmayan da yok. Ama Orhan Osman yalnızca meyhane müziği yapmıyor. Dünya müziği sahnesinde de saygın bir isim. O yüzden yeni çalışması bir kırılma, bir başlangıç. Onun rüyası da artık yaptığı bu müzikle anılması. Hatta bestelerinden yola çıkarak şekillendirdiği “Turkophony” projesini de yıldızlar geçidine dönüştürdü. Geçen yıl Grammy’de caz müziği dalında aday adayı olup Amerika’da ve Kanada’da yayımlanan albüm şimdi Türkiye’de raflarda. Beş yıllık bir çalışmanın sonucu raflara çıkan albüm dünya müzik ustalarını bir araya getiriyor. Kimler mi var bu müzikal serüvende; Dave Weckl, Horcaio Hernandez El Negro, Amik Guerra, Ivan Melon Lewis, Daniel Noel Martinez, Mor Karbasi, Thomas Kennedy, Eric Levy, Kai Eckhardt, Sean Rickman ve Stavros Pazarentsis. Bu çalışmanın kayıtları Türkiye, Amerika, Yunanistan, Londra olmak üzere farklı ülkelerde gerçekleşti. Mastering ise Bob Katz imzası taşıyor. “Turkophony” bu topraklardan yükselen bir caz çığlığı. Anadolu kadar Bulgar, Greek motiflerinde de dolaştırıyor dinleyeni. Albümde yer alan tüm eserler Orhan Osman bestesi. Bazı bestelerde Mor Karbasi ve Sean Rickman’ın sözleri var.

“Turkophony”
ilk olarak Eylül 2011’de Kaliforniya’da 1995 yılından beri world müzik ve jazz alanlarında faaliyet gösteren bir plak şirketi olan Golden Horn işbirliği ile Amerika ve Kanada’da piyasaya çıktı. Albüm; 54. Grammy Ödülleri’nde “Best Jazz Instrumental Album” dalında ön aday oldu. Peki, bu hikâye nasıl başladı? Orhan Osman anlatıyor; “proje dört yıl önce gelişti. O güne kadar yapmış olduğum çalışmalarımı inceledim ve gözlemlerim esnasında ne kadar az şey yaptığımı fark ettim. İçimde daha fazlası olduğunu biliyordum ve bunu usta müzisyenlerle paylaşmaya, onlarla performans ve kayıt yapmaya karar verdim. Bu süreç benim için çok zordu. Neticede sahnede yapmış olduğum iş ve yapmak istediğim çok farklıydı. İşin zor kısmı değişimi ve derdimi anlatmak oldu. Çünkü, ‘Senin olayın taverna. Burada ne işin var?’ diyorlardı bana. Elbette ben bu durumla çok eğleniyordum. Sahnedeki yüzlerini görmek için sabırsızlanıyordum. Derken projeyi hayata geçirmek için kolları sıvadım.”

Orhan Osman dünya müziğinin kapısını aralarken yanına tanınmış ve tecrübeli virtüözleri de aldı. Onlarla çıktığı yolculuğa ilk dahil olan davulun efsane ismi Dave Weckl. “Ona internet üzerinden ulaştık. ‘Tadımlık Karadeniz’ adlı eserimi yolladım. Şarkıdan çok etkilenmişti. Onu çalabilmek için epey zaman harcadı. Dave’in gönderdiği kayıtları dinlerken projenin sonundaki ışığı gördüm. İnsanlar bizi ayakta alkışlıyor; çığlıklar kulağımda çınlıyordu. Dave bize, ‘benim ufkumu açtınız’ diyerek teşekkür etti. O artık projenin bir parçası olmuştu. Kai Eckhardt, bas gitarın dedesi de bize katıldı. Onunla birlikte Sean Rickman, Eric Levyi, Chris Robinson da geldi”.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler