'Bunlar adap dersi almalı'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt Açılımı sürecinde muhalefet partilerinin eleştirilerini sert sözlerle değerlendirdi. Erdoğan, 'Bunlar önce bir edep adap dersi almalı' dedi.
Başbakan Erdoğan, demokratik açılım sürecinde muhalefet partilerinin eleştirilerini sert sözlerle değerlendirdi. Erdoğan, "Bunlar önce bir edep adap dersi almalı, önce bir edep adap dersi alarak şu kürsülerden nasıl konuşulacağını öğrenmeli, bunu bilmeden bu ülkede bu insanların birlikten bahsedemezler, beraberlikten bahsedemezler, kardeşlik ikliminden bahsedemezler" dedi.
Mektubuna olumlu yanıt veren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı hem eleştirdi hem de teşekkür etti.
Erdoğan Meclis'te AKP Grup toplantısında yaptığı konuşmada, demokratik açılımı değerlendirdi. Açılımlarda gelinen nokta hakkında konuşan Erdoğan, içerde ve dışarıda olumlu tepkiler aldıklarını söyledi. "Herkesin bu konudaki içerde dualarını dışarıda başarı dileklerini dinliyoruz" sözleriyle süreci değerlendiren Erdoğan, sürecin içeriğine ilişkin bir sabırsızlık sergilendiğine şahit olduklarını vurguladı. Milli birlik sürecinin kapsadığı sorun alanlarının Türkiye'de dün ortaya çıkmış birkaç yıllık mesele olmadığına işaret etti.
Erdoğan, "Son derece köklü gri yıllar içinde karmaşık bir hal almış kronikleşmiş sorunların üzerine birlikte gidiyoruz. Terörle mücadeleden tutun etnik dini mezhebi, azınlıkların meselelerinden ekonomik alanda işsizlik gibi sorunlara varıncaya kadar farklı sorun alanlarını bir bütün olarak masaya yatırıyoruz" dedi. Hedeflerinin bu sorun alanlarını minimize etmek, asgariye indirmek olduğunu anlatan Erdoğan, "Gönül ister ki bir anda bu meseleleri çözelim geride bırakalım, kısa orta uzun vadeli olarak bunları çözüme kavuşturacağız, genelgelerle yönetmeliklerle vs, yasalarla uzun vadede anayasa değişikliği ile yapılması gerekenler olacak" diye konuştu.
Erdoğan, ancak bunu da saptırmak isteyenler olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Anayasa değişikliği deyince anayasa değişikliği yapılamaz mı, yapılması mümkün olmayanlar bura da konuşulmuyor ki niye orayı hedef alıyorsun, anayasada bu sorun alanlarıyla ilgili yapılabilecek değişiklikleri ortak akılla dayanışma içinde yapalım istiyoruz" dedi
"Mümkün kılanı neyse onu yapacağız"
Demokratik açılımla ilgili sorunların artık üzerinin örtülmeyeceği bir döneme girildiğini belirten Erdoğan, "Sorunların yapısı zaten mümkün kılanı neyse bunu yapacağız, ama mümkün kılanı eğer gerçekleştirmemiz engelleniyorsa şu ya da bu şekilde orada da yapacak bir şeyimiz yok. İki ayı aşkın bir süredir gerek yürüttüğümüz çalışmalar gerek kamuoyunda yapılan tartışmalar olası sürece katkı sağlamıştır" diye konuştu.
Erdoğan süreci eleştiren muhalefet partilerine özellikle CHP şöyle yanıt verdi:
"Tabii son süreçte bir kez daha gördük mesele artık üzeri örtülemeyecek ertelenemeyecek bir boyut kazanmıştır. Bu sorunu dile getirdiğimiz çözüm arayışlarına girdiğimiz için bizi ayrımcılıkla sorunu derinleştirmekle itham edenler oldu. Bu söylemin bu ithamların iftiriların son derece mühim olduğunu, üzerinde mutlaka düşünülmesi gerektiğini dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bu söylem ve ithamlar sorunun derinleşmesine yıllar içinde kronik hal almasına neden olan söylem ve ithamlardır. Sorunu görmezden gelmek bu meselelerin üzerini örtmek sorunu bugünkü boyutuna taşımıştır. Madem böyle bir sorun yok 20 yıl önce komisyonlar kurdurdunuz kitapçıklar hazırladınız. Kaldı ki bu sorunlardan bir tanesi. Kendileriyle çelişkiye düşen bir yapı var. Niçin o çalışma için komisyonlar oluşturuldu. Bugün çözüme direnenler sorunu bu hale getirenlerdir. Geçmişte kitapçıkları onlar hazırladı, çözüm iradesini ağır şekilde suçlayanlar, onlarca acıya sebep olan politikaları üreten siyasi zihniyettir."
"Önceki hükümetler gibi hataya düşmedik"
Sorunun çözümü noktasında önceki hükümetlere de eleştiri getiren Erdoğan, "Bizden önceki hükümetler kronik hale getirmek, çözüm için hiçbir çaba harcamamak yoluyla tarihe ve millete karşı ağır bir eziklik içindedir. Biz bu hataya düşmedik" dedi. İçten içe yürütülen bir nifak kampanyası olduğunu ileri süren Başbakan Erdoğan, "Ne yazık ki bu kampanya bünyeyi etkiler bir hale gelmiştir. Doğudan güneydoğudan gelen şehit haberleri, belli istismarların neticesi olarak öfkeleri kabartarak yükseltiyor. Kimi siyasetçiler bu nifak kampanyalarına durmadan su taşıyor" diye konuştu.
Terörün uzantıları
Süreçteki söylem ve eylemlerinden rahatsız olan Erdoğan DTP'ye yönelik şu eleştirileri getirdi:
"Ne terör örgütü ne de onun uzantıları, benim Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi değildir, olmamıştır bundan sonra da olmayacaktır. Ne terör örgütünün tahrikleri ne de bazı siyasilerin sorumsuz beyanları bizi bu demokratik yürüyüşümüzden alıkoyamayacaktır. Tüm etnik unsurlar içinde Kürt kökenli vatandaşlarımızla aramızı aç açamayacaktır. Demokrasi de hukuk da siyaset de işleyecek. Türkiye her türlü sorunu tartışacak demokratik olgunluğa ulaşmıştır. Milletimiz demokrasiden siyasetten çözüm beklemektedir. Demokrasiyi hazmedemeyenlerin çıkışları bu girişimleri akamete uğratamayacaktır. Biz ülkenin bir kesiminde terör örgütünün propagandaları altında kalmış vatandaşlarımızı o baskının etkisinden kurtarmak için yola çıktık."
"Terörün piyasası, pazarı oluştu"
Erdoğan, terörün piyasası olduğunu, onunda bir pazarı oluştuğunu dile getirerek, bundan da geçim sağlayanlar olduğunu ileri sürdü. Erdoğan, "Buradan maddi manevi siyasi rant devşirenler var, doğuda güneydoğuda bunlar var, ülkenin diğer kesimlerinde de var. Milli birlik süreci onları rahatsız ediyor, demokratik açılım onları rahatsız ediyor, Kardeşliğimizin pekişecek olması onları rahatsız ediyor. telaşları bundan tedirginlikleri bundan pervasızlıkları bundan geliyor" dedi.
Üslup eleştirisi: Bunlar adap dersi almalı
Bu süreçte muhalefet partilerinin üsluplarını da eleştiren Erdoğan sert sözlerle tepki gösterdi. Erdoğan,"Ağır sözlerle hakaretlerle tahrik edici söylem ve eylemlerle ortaya dökülmeleri bundan. Allah aşkına bir parti genel başkanı çıkıyor kendi tabanından bahsederken 'inlerine çekilmeyecekler' ifadesini kullanmıyor, inlerine çekilmeyecek bu ifadeye bak. Hafta sonu Türkiye Cumhuriyeti başbakanına yönelik ifadeler kullandılar avanesiyle birlikte. Mecburen bunları yargıya sevkediyorum. Bunlar önce bir edep adap dersi almalı, önce bir edep adap dersi alarak şu kürsülerden nasıl konuşulacağını öğrenmeli, bunu bilmeden bu ülkede bu insanların birlikten bahsedemezler, beraberlikten bahsedemezler, kardeşlik ikliminden bahsedemezler. bir taraftan geleceksin bu hakaretleri yapacaksın, bir sinkaflı küfürleri kullanmadıkları kaldı, özel toplantılarında kullanıyorlardır, böyle siyaset mi olur. Biz bu üslubu kullanmayacağız. Biz bu üsluba karşı cevap üretmeyeceğiz, seviyeli bir üslup kullanmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim aldığımız terbiye bunu gerektirir de o yüzden."
Muhalefete diyalog çağrısı
Tüm siyasi partilere bir de çağrıda bulunan Başbakan Erdoğan, "Gelin yeni yasama yılı diyaloğun iyi ilişkinin yapıcı siyasetin demokratik olgunluğun seviyeli bir üslubun yılı olsun, Meclis'in itibarını zedeleyecek özellikle bu tür tartışmalardan suçlamalardan seviyesiz söylemlerden kaçınalım. Demokrasi tahammül ve uzlaşı rejimidir. Demokrasi diyalog müzakere rejimidir. Siyaset konuşmaktır, tartışmaktır, müzakere etmektir, uzlaşı aramaktır. Ortak aklı harekete geçirmektir, farklı görüşlere tahammül etmektir" dedi
"Baykal'a teşekkür ederim"
Erdoğan, açılımla ilgili CHP Genel Başkanı Baykal'a gönderdiği mektup ve yanıta ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Erdoğan, Baykal ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak görüştüğünün altını çizdi. Erdoğan, "Ne mektubu gönderirken siyaset yaptık, ne bu meseleyi ele alırken politik hesap içine girdik. Siyaset üstü mesele olarak görüyoruz konuyu. Bu mektubu AKP genel başkanı olarak değil başbakan olarak gönderdim. Zira bu milli birlik süreci demokratik açılım süreci devletin projesidir diye defalarca söyledim. Görüşme talebimiz siyasi hamle değildir, samimi bir gayretin içindeyiz, iyi niyetli olarak tartışmayı görüşmeyi amaçlıyoruz" diye konuştu.
Erdoğan'dan dolmabahçe vurgusu
Erdoğan şöyle dedi:
"Mektubun içeriğini değerlendirecek değilim, Bir araya geldiğimizde değerlendiririz. Gönderdiğim mektupla ilgili de medya üzerinden konuşmak istemem dedim. Temenni ederdim ki gönderdikleri mektupla birlikte medya üzerinden mesaj göndermeseydi, Dolmabahçe gibi olmaması için oradaki bazı ifadelerin kullanılması olayı, bana göre bu çok yanlış bir şey. Büyükanıt ile yaptığımız görüşme olağan bir görüşmedir, başka görüşmeleri bu mevkide olanlar yapmıştır tarih boyunca. bu ise farklı bir şeydir. Ben şu anda birşey konuşmuyorum, kendileriyle görüşmemizi yaptıktan sonra kendileri de bazı şeyleri açıklayacaklar, ben de gerekli açıklamaları yapacağım. Olumlu yanıt verdiği için kendisine teşekkür ediyorum."
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu