Bütçe görüşmelerinde 'Öcalan' tartışması
TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmeleri sırasında MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan'ın AKP'ye yönelik 'Öcalan'la pazarlık yapıldığı ve terörle mücadele yerine müzakere yapıldığı" suçlamaları tartışmaya yol açtı. TBMM Genel Kurulu'nda, AKP ile MHP arasında yaşanan "Öcalan" tartışmasına BDP de "İmralı canisi" ifadesine tepki göstererek katıldı.
Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Sayıştay, RTÜK, Anayasa Mahkemesi, Başbakanlık, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün bütçeleri görüşülüyor. Hazine Müsteşarlığı, BDDK, SPK, TAPDK, Diyanet İşleri, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve AB Genel Sekreterliğinin bütçeleri de bugün görüşülecek.
TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmeleri sırasında MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan'ın AKP'ye yönelik 'Öcalan'la pazarlık yapıldığı ve terörle mücadele yerine müzakere yapıldığı" suçlamaları tartışmaya yol açtı. Genel Kurul'da Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, RTÜK, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü bütçelerinin görüşülmesi sırasında AKP ile MHP arasında "Öcalan" tartışması yaşandı. MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan, AKP'ye yönelik, "İmralı ile görüşmelerle" ilgili söylediği sözler AKP'lilerin tepkisine neden oldu.
Özkan, AKP'nin terörle mücadele etmediğini, 'müzakere' ettiğini savundu. MHP'nin Meclis'te olmasına tahammül edilemediğini, MHP'siz bir Meclis istendiğini kaydeden Özkan, "Bilemiyoruz belki de gizli bir gündeminiz var. MHP'den bu kadar nefret ettiğinize göre planınız olmalı. Terörle MHP bir arada olmaz. MHP'nin olduğu yerde bu kadar açıktan pazarlık yapamazsınız" diye konuştu. Özkan'ın sözlerine AKP sıralarından tepki gösterilirken birleşimi yöneten Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil de Özkan'ı uyardı.
Pakdil Özkan'a AKP'ye yönelik ifadelerinin yakışıksız olduğunu, herkesin hukukuna riayet etmesi gerektiğini belirterek konuşmasına dikkat etmesini istedi. Özkan ise AKP'lilere, "Tahammülsüzlüğünüzün göstergesini şovla ortaya koydunuz" diye tepki gösterdi. Özkan'ın konuşmasına devam ettiği sırada Pakdil mikrofonu kesti. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır bu duruma tepki gösterirken Özkan ile AKP'liler arasındaki karşılıklı sataşma devam etti.
MHP'li Özkan'ı Pakdil de uyardı: Diktatör kim?
Özkan AKP'lilerin tepkileri arasında konuşmasını sürdürürken, AKP'li Agah Kafkas, 'terör ve teröristle müzakere yapıldığı' yönündeki sözlerine 'bunu yapan şerefsizdir' şeklinde tepki gösterdi. Özkan ise "Evet bunu yapan şerefsizdir aynen katılıyorum" diye karşılık verdi. Özkan konuşmasının devamında ise hükümeti devletin üniter yapısını bozmakla, tartışılır hale getirmekle suçladı. AKP'ye "Ne yasalar ne anayasa umurunuzda" diyen Özkan'a yeniden AKP sıralarından laf atılırken Özkan "Beni tehdit ederek ne kazanacaksın" diye seslendi. AKP'lilere "Tahammülsüzsünüz, demokrasinin ne olduğunu içselleştirememişsiniz. Yüzünüzde kin nefret.. Şiddet kavga istiyorsunuz ama biz oyunlarınıza gelmeyeceğiz. Beni korkutacağınızı zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz" diye seslendi. Bu sözler üzerine Pakdil bir kez daha Özkan'ı uyardı. Özkan'ın "diktatörler de seçimle işbaşına geldi niye alınıyorsunuz. Hitler de seçimle işbaşına geldi siz de seçimle işbaşına geldiniz" dedi. Pakdil ise "Böyle bir üslup olmaz diktatör kim" diye sordu.
'Sizi sandığa Ak Parti mi gömdü?'
Özkan'ın konuşmasını tamamlamasının ardından AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli sataşma olduğu gerekçesiyle söz aldı. Canikli, MHP'li Özkan'ın 'talihsiz ve Meclis'e yakışmayan bir konuşma' yaptığını ifade eden Canikli, "Terörle müzakere etmedik, defalarca söyledik. Kim etti biliyor musunuz? 12 Ocak 2000 tarihli altında Rahmetli Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'ın imzası olan terör örgütüyle müzakere anlamına gelen o metni okuyun. Ona bakacaksınız. Açık bir müzakere 57'nci hükümet döneminde yapılmıştır. Bizim kimseye kinimiz yok. MHP'ye kin, nefret içinde değiliz. Kendi kendinize kötülük ediyorsunuz. 2002'de sizi sandığa AK Parti mi gömdü? Sandığa millet gömer. Referandumda yanlış yaptınız, millete hakaret ettiniz, millet de size ders verdi" diye konuştu. AKP'li Canikli'nin sözlerine ise bu kez MHP'li milletvekilleri tepki gösterdi.
'O görüşme devlet toplantısıdır'
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal ayağa kalkarak Canikli'ye laf atarken MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da sataşma olduğu gerekçesiyle söz aldı. Şandır "Hakaret eden kendi aczini ortaya koyar. Kimse hakaret kastıyla buraya çıkıp akılsızlığını göstermez Sayın Özkan da hakaret etmemiştir" dedi. Pakdil'in MHP'li Özkan'ın konuşması sırasında mikrofonun sesini kesmesini eleştiren Şandır "Sayın Sakık'ın konuşmasına hiç müdahale etmediniz. Anayasaya aykırı pek çok konuda görüş ifade etti. Sözünü niye kesmiyorsunuz. Sayın Özkan'ın mikrofonunu keserken bir tavır ortaya koymuyor musunuz? Başkanlık Divanı buna dikkat etmeli" dedi. Şandır, AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'nin sözlerine ise "Sayın Canikli milletin gözünün içine baka baka doğruları söylemiyor. O görüşme müzakere değil devlet toplantısıdır. Devlet toplantısında alınan kararın imzalanmasıdır. Siz İmralı ile müzakere ediyorsunuz. 'Şerefsizlikle' suçladınız kim bu şerefsiz, devletin hangi kademesi. Devlet yapıyor diye kendinizi kenara çekemezsiniz. MHP'yi suçlamak hakkınız, haddiniz değil" diye konuştu.
'Sayın Öcalan'a cani diyemezsiniz'
Meclis Genel Kurulu'nda, AKP ile MHP arasında yaşanan "Öcalan" tartışmasına BDP de MHP'lilerin "İmralı canisi" ifadesine tepki göstererek katıldı. Genel Kurul'da Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, RTÜK, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü bütçeleri sırasında AKP ve MHP'liler arasında 'Öcalan' tartışması yaşandı. Tartışmaların ardından, BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, sataşma olduğu gerekçesiyle söz istedi. Birleşimi yöneten Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil söz vermezken, Yıldız oturduğu sıradan ayağa kalkarak AKP ve MHP'lilere tepki gösterdi. Öcalan'la ilgili ifadeler nedeniyle BDP'nin kendisini bu işin muhatabı olarak gördüğünü kaydeden Yıldız, "Bir tutuklunun İmralı'da olsun, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde burada hakaret edemezsiniz" derken MHP'li Şandır bu ifadelerin "suçluyu övmek" olduğunu söyledi. Yıldız ise AKP ve MHP'lilere "germeyin parlamentoyu" diye seslenirken "Böyle cani falan diyemezsiniz. Sizde de bir sürü cani var ama biz cani mani demiyoruz" diye konuştu.
Yıldız'ın, Öcalan'la ilgili sözleri Meclis tutanaklarına şöyle yansıdı:
Bengi Yıldız (Batman Milletvekili)- Sayın Başkan, bu konuda BDP de kendisini bu işin muhatabı olarak görür
Yılmaz Tankut (Adana Milletvekili) -Sayın başkan niye konuşturuyorsunuz?
Bengi Yıldız (Batman Milletvekili)- Bir tutuklunun İmralı'da olsun, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde burada hakaret edemezsiniz
Mehmet Şandır (Mersin Milletvekili)- Suçluyu övmektir. Suçluyu.
Bengi Yıldız (Batman Milletvekili)- Ben övmüyorum. Millete hakaret edemezsiniz
Başkan-Sayın Yıldız teşekkür ediyorum
Bengi Yıldız (Batman Milletvekili)- Onun için bundan sonra bu konulara dikkat edilmesini özellikle belirtiyoruz
Başkan - Sayın Yıldız lütfen.
Bengi Yıldız (Batman Milletvekili)- Özellikle belirtiyoruz germeyin parlamentoyu
Mehmet Şandır (Mersin Milletvekili)- Siz geriyorsunuz
Başkan: Lütfen Sayın Yıldız yerinize oturun
Bengi Yıldız (Batman Milletvekili) -Böyle cani falan diyemezsiniz. Sizde de bir sürü vani var ama biz cani mani demiyoruz (AK Parti sıralarından 'sensin cani' sesi. Fazla konuşma terbiyesiz, şerefsiz.)
Görüşmeler sürüyor
TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Sayıştay, RTÜK, Anayasa Mahkemesi, Başbakanlık, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün bütçelerinin görüşmeleri sürüyor. MHP Grubu adına konuşan Kocaeli Milletvekili Cumali Durmuş, televizyon frekans ihalesinin yapılamamasını eleştirdi. RTÜK'ün sınırlı sayıda televizyon kanalını izlediğini, radyo kanallarını ise hiç izlemediğini belirten Durmuş, bunun ''vahim'' bir durum olduğunu kaydetti. Televizyon yayınlarından genel bir memnuniyetsizliğin olduğunu ifade eden Durmuş, çocukların ve kadınların televizyonu yoğun olarak izlediği yayın kuşaklarında niteliksiz, birbirinin benzeri programların yayımlandığını söyledi. Durmuş, ''Yayınlar kötüye gidiyor'' dedi. Durmuş, yayınlarda terör propagandasına ses çıkarılmadığını da iddia etti.
MHP Manisa Milletvekili Ahmet Orhan, sosyal yardımlaşma vakıflarının denetim altına alınması gerektiğini kaydetti. Orhan, vakıf yöneticilerinin maaşlarının yüksekliğinin konuşulduğunu söyledi. Devletin kesesinden yardım verildiğini ifade eden Orhan, elektriksiz evlere buzdolabı, susuz evlere çamaşır makinesi dağıtıldığını kaydetti.
CHP Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvi, Cumhurbaşkanı Gül'ün ''kararları ve uygulamalarıyla AKP'nin vesayeti altında olduğu izlenimi verdiğini, bütün milletin değil bir bölümünün cumhurbaşkanı gibi davrandığını'' ileri sürdü. Gül'ün her yasayı anında onayladığını, yaptığı atamaların ''ibret verici olduğu kadar düşündürücü olduğunu'' iddia eden Selvi, ''Tarafsız davrandığını söyleyebilir miyiz?'' diye sordu. Selvi, Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin belirsizliğinin de üzüntü verici olduğunu kaydetti. Cevdet Selvi, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin harcamalar nedeniyle sürekli taştığını söyledi.
'Yeni koltuk alınmasını kınıyorum'
CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, soru önergelerinin çoğunun yanıtlanmadığını, bu nedenle işlevini yitirdiğini belirterek, TBMM'nin denetim görevini yerine getirmediğini iddia etti. Meclisin makam odalarına yeni koltuklar alındığını belirten Güner, bunu kınadığını söyledi. Meclis Genel Sekreteri'nin milletvekilleri ile nasıl konuşacağını bilmediğini, milletvekillerini ''çalışanı sandığını'' belirten Güner, ''Meclisi iyi bilen çok kaliteli insanlar var. İlla partizanca davranılarak, dışardan alınması mı gerekiyor?'' diye konuştu. Güner, Genel Sekreter Sadettin Kalkan'ın kardeşini işe aldığını da öne sürdü.
'Sayıştay Kanunu'nun performans maddesini iade etsin'
CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geçtiğimiz günlerde yasalaşan Sayıştay Kanunu'nun performans denetimine ilişkin maddesini iade etmesini istedi. RTÜK'ü eleştiren Kaptan, Kurul'un ''bir üzüm çeşidini şarap markası zannederek bir televizyon kanalına ceza verdiğini'' öne sürdü. TRT'nin adının halk arasında ''Tayyip Radyo Televizyonu'' olarak geçtiğini ileri süren Kaptan, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'in genel müdür olunca ''Bu kadar personelle 40 televizyon kanalı işletirim'' dediğini, 794 kişiyi emekli edip, yerine iki katı personel aldığını ifade etti.
Kaptan, ''Zaman, Samanyolu, Kanal 7, Aksiyon gibi yandaş medya kuruluşlarından 35 kişi alındı, diğer medya kuruluşlarından tek kişi alınmadı. Koşulları TRT için uymayanlar önce diğer kamu kuruluşlarında görevlendiriliyor ardından TRT'ye atanıyor. TRT, yandaş gazeteciler ve AKP'lilerin gelir kapısı durumunda'' diye konuştu. TRT'nin devletin kurumu olmaktan çıktığını öne süren Kaptan, ''TRT, iktidarın borazanı, vuvuzelası olmuştur'' görüşünü savundu.
Sakık'ın iddiası
TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Sayıştay, RTÜK, Anayasa Mahkemesi, Başbakanlık, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün bütçeleri üzerinde parti grubu adına konuşan Sakık, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşinin türbanı ve ''militer güç baskısı'' nedeniyle Köşk'e taşınamadığını öne sürdü. Konuyu 3 yıl önce gündeme getirdiklerini, ancak tatmin edici bir yanıtın verilmediğini belirten BDP Milletvekili Sırrı Sakık, ''Onarım, deniyor. 3 yılda kentler yapılıyor, bir köşk mü tamir edilemiyor? Son resepsiyonda bu durum kırıldı. Bu sevindiricidir. Sayın Cumhurbaşkanı bir an önce Dışişleri Konutu'nu terk etmek zorundadır. Yoksa militer güçlere teslim olmuş demektir'' şeklinde konuştu.
Gül'ün Mecliste ''Kürt sorunu'', uzun tutukluluk süreleri, seçim barajı konularını dile getirdiğini belirten Sakık, Cumhurbaşkanı'nın, bu konularda inisiyatif almasını istedi. Sakık, ''Suriye'ye, Irak'a sefer yapmakla Kürt sorunu çözülemez. Sefer yapabilirsiniz ama zafer kazanamazsınız. Sayın Cumhurbaşkanı, tespitleriniz doğrudur. Bunların hayata geçmesi için parlamentoyu göreve çağırın'' diye konuştu. Seçim barajının indirilmesini ve Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklik yapılmasını isteyen Sakık, 4 parti başkanının seçilecek milletvekillerini belirlediğini belirtti. Sakık, ''Bu, AKP, CHP, MHP ve BDP'de de böyle'' diye konuştu.
Sakık, aralarında BDP'nin de yer aldığı bazı partilerin hazine yardımı alamamasından da yakındı. Farklı renklerin ve kültürlerin TBMM'ye yansıması gerektiğini ifade ede Sakık, Kürtçenin TBMM tutanaklarına ''Bilinmeyen dil'' olarak geçtiğini kaydetti. Sırrı Sakık, ''Bilinmeyen dil Kürtçedir, bilinmeyen coğrafya Kürdistan'dır, bilinmeyen kimlik Kürtlerdir. Birbirimizin değerlerine saygı gösterelim. Bu realiteyi Mustafa Kemal 1920'lerde dile getiriyor. Bu ülke hepimizin ana yurdudur, bütün halkların ülkesi yapmaya mecburuz'' dedi. Sakık, parlamento başkanlarının sorun çözmediklerini, sürekli olarak seyahat ettiklerini öne sürerek, Köksal Toptan ve Mehmet Ali Şahin dönemlerinde durumun böyle olduğunu iddia etti.
Başkanların 20 kişiyle seyahat ettiğini, bu kişiler arasında polis, ''çanta tutucusu'', fotoğrafçı yer aldığını ancak partilerinden milletvekili yer almadığını ileri süren Sakık, ''BDP'li bir milletvekilinin fotoğrafçı kadar hukuku yok. Kaddafi de öyle seyahat ediyor'' ifadesini kullandı. TRT'nin partisine yönelik tutumunu eleştiren Sakık, RTÜK'ün bazı diziler konusunda yaptıkları şikayetleri ''Suç unsuru yok'' gerekçesiyle geri çevirdiğini söyledi. Sakık, ''Kurtlar Vadisi izleyen gençler sabahleyin silahla üniversiteye gidiyor ve saldırıya geçiyor. Polat Alemdar, İsrail'i, Kuzey Irak'ı, Kandili basıyor. Bu kadar kolaysa birkaç tane Alemdar bulun, sorunlar biter'' diye konuştu.
BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani ise Anayasa değişikliğine başlangıç metninden başlanması gerektiği görüşünü savunarak, devletin ideolojisinin olamayacağını iddia etti. Geylani, tüm toplumsal kesimleri kapsayan yeni bir anayasa yapılması gerektiğini kaydederek, ''Evrensel hakları yok sayan Anayasa açmazdır. Demokratik bir anayasa yapılmalıdır'' dedi. Yeni Sayıştay yasası ile de askeri harcamaların denetlenemeyeceğini öne süren Geylani, Anayasa Mahkemesinin yetkilerinin demokratik ve yansız bir zemine çekilmesi gerektiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Bekara karı boşamak kolay'' sözlerini de eleştiren Geylani, ''karı'' sözcüğünün doğru olmadığını, doğru sözcüğün ''kadın'' olduğunu ifade etti. Geylani, sözlerini Şair Nazım Hikmet'in ''Kadınlar, bizim kadınlarımız, Elleri öpülesi kadınlarımız'' dizeleriyle tamamladı.
'Cumhurbaşkanlığında israf yaşanmamalı'
MHP Grubu adına söz alan Adana Milletvekili Yılmaz Tankut, Cumhurbaşkanı Gül'ün, ''Hainleri cesaretlendiren açılıma'' destek verdiğini öne sürdü. Gül'ün, terör sorunun demokrasi içinde çözülebileceğini söylediğini, ''Önümüzde fırsatlar var, değerlendirmeliyiz'' dediğini belirten Tankut, ''Terör, demokrasi içinde nasıl çözülecek? Devlete küfredenlere hangi demokratik açılımı sunacaksınız? Alenen onlarla masaya oturup, onları tanıdığınızı mı ilan edeceksiniz?'' dedi. Cumhurbaşkanlığı bütçesinde yüzde 39 oranında yapılan artışı da eleştiren Tankut, Cumhurbaşkanlığı makamının israfın yaşandığı bir makam olmaması gerektiğini, bunun kamu vicdanını yaralayacağını ifade etti. Tankut, Cumhurbaşkanlığının, harcama kalemlerine dikkat etmesi, millete örnek olması gerektiğini kaydetti.
'Onu yeniden örgüt lideri yaptınız'
MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan da demokrasi tanımının sınırları dışına çıkan yönetimlerin ''Bugünkü iktidar gibi'' zalim olacağını ifade etti. Özkan, iktidarın, demokrasinin temel unsurlarından biri olan eleştiri hakkını gasbettiğini, temsiliyet konusunda da sorunlar yaşadığını savundu. AKP'nin, MHP'yi Mecliste istemediğini ileri süren Özkan, ''(Belki de MHP Meclise girmesin, İmralı canisi Meclise girsin) diye düşünüyorsunuz. MHP olmazsa Öcalan mutlu olur, siz de terörle müzakere edersiniz. Belki Sayın Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı, Abdullah Öcalan'ı da Başbakan olarak düşünüyorsunuz. MHP'den bu kadar nefret ettiğinize göre bir planınız olmalı. İmralı'da cezasını çekerken onu yeniden örgütü lideri yaptınız'' diye konuştu. Özkan ayrıca, pek çok diktatörün seçimle iş başına geldiğini belirterek, ''Hitler de sizin gibi seçimle iş başına gelmişti'' ifadesini kullandı.
Öte yandan, AKP'li milletvekilleri Özkan'ın konuşmasına tepki gösterdi. Özkan'a uyarıda bulunan TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil de terör suçundan mahkum olan birinin, Başbakan olarak getirilmesi düşüncesi ile ilgili ithamda bulunmanın doğru olmadığını söyledi. Pakdil, Özkan'a ''Konuşmanıza dikkat edin. Kimsenin böyle bir hakkı yok'' dedi.
'Terörle müzakere' tartışması
Özkan'ın konuşmasının ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Özkan'ın, talihsiz ve Meclise yakışmayan bir tarzda konuştuğunu belirterek, ''Bu Meclisin çatısı altında bu talihsiz konuşmaları dinlemek zorunda kaldığım için üzgünüm'' dedi.
AKP iktidarının hiçbir zaman terör örgütüyle müzakere etmediğini belirten Canikli, ''Terörle müzakereyi görmek istiyorsanız, 12 Ocak 2000'da Sayın Ecevit, Sayın Yılmaz ve Sayın Bahçeli'nin imzalarının bulunduğu metne bakın'' diye konuştu.
Canikli, AKP'nin kimseye bir kininin olmadığını, MHP'nin kendine kötülük ettiğini savunarak, ''2002 yılında biz mi sandığa gömdük sizi, millet sandığa gömdü'' dedi. Bunun üzerine söz alan MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da Başkanvekili Pakdil'in, Özkan'ın konuşması sırasında mikrofonu kapatmasına tepki gösterdi. Şandır, ''Anayasa'ya aykırı görüşler savunmasına rağmen Sayın Sakık'ın konuşmalarına müdahale etmediniz. Neden bizim konuşmamıza müdahale ediyorsunuz?'' diye konuştu. Şandır ayrıca, Canikli'nin bahsettiği metnin terörle müzakere değil, bir devlet toplantısına ilişkin metin olduğunu ifade etti.
Öte yandan BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız da terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a yönelik kullanılan ''İmralı canisi'' ifadesine tepki gösterdi. Bunun üzerine MHP ve BDP'li milletvekilleri arasında kısa süreli bir tartışma yaşandı. MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz da hükümetin 8 yıldır harcadığı kaynakların hesabını vermediğini ancak muhalefetin ısrarla hesap soracağını ifade etti. Hükümetin, hesap vermekten kaçmak için Sayıştay denetçilerini özellikle sahaya çıkarmadığını öne süren Korkmaz, ''Sayıştay denetiminden, mahkemelerin hesabından kaçabilirsiniz ama bu milletin hassas terazisinden kaçamazsınız'' dedi. Yerinden söz alan Canikli ise Korkmaz'ın söylediklerini gerçeği yansıtmadığını kaydetti. Canikli, Sayıştay'ın alanını daraltmak için bir çalışma yapmadıklarını, aksine denetim dışındaki kurumları da denetim kapsamına aldıklarını dile getirdi. Bütçe üzerindeki görüşmeler sürüyor.
'Denetimsiz güç, despotizme dönüşür'
CHP Grubu adına söz alan Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe, Anayasa Mahkemesinin yargıda yaşamsal bir öneme sahip olduğunu, bu nedenle yasama ve yürütmeden bağımsız olması gerektiğini söyledi. Anayasa Mahkemesinin, yasama ve yürütme erklerini ele geçiren tek partinin karşısında denetim görevi üstlendiğini kaydeden Ünlütepe, ''Denetimsiz güç, despotizme dönüşür; Anayasa Mahkemesi bunun önündeki bir engeldir'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yargıyı ''ayak bağı'' olarak gördüğünü öne süren Ünlütepe, bu nedenle iktidarın, yargıyı ele geçirmek için HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapılarında değişiklik yaptığını savundu.
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Başbakanlık örtülü ödeneğinin çok düşük gösterildiğini, ardından bu ödeneğin bin kat artırıldığını iddia etti. Mengü, bu şekilde, örtülü ödenekle ilgili tartışmaların önüne geçilmeye çalışıldığını ileri sürdü. Mengü, örtülü ödenekte, paranın nereye harcandığının açıklanmaması, ne kadar harcandığının açıklanması gerektiğini söyledi.
'Vakıflarda pis kokular var'
CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, vakıflarla ilgili bir denetimsizliğin söz konusu olduğunu, Sayıştayın da bu yönde tespitlerinin bulunduğunu belirterek, ''Vakıflarda pis kokular var'' dedi. Baratalı ayrıca, Türkiye'de yerel basına yeterince sahip çıkılmadığını ya da iktidara bağımlı hale getirilmeye çalışıldığını ileri sürdü. AKP Grubu adına söz alan Van Milletvekili Kerem Altun da Cumhurbaşkanlığının, devletin şerefini, onurunu temsil eden bir kurum olduğunu, bu nedenle kurumun, her türlü tartışmanın uzağında tutulması gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, öncü, moral verici ve vizyon koyucu kişiliği ile çalıştığını ifade eden Altun, bütün bir toplumun temsilcisi konumunda olan Gül'ün, Çankaya Köşkü'nün kapılarını da sonuna kadar cumhura açtığını vurguladı.
AKP Konya Milletvekili Harun Tüfekci, son 8 yılda Parlamentoda önemli yasaların çıktığını, bu büyük değişimin siyasi istikrarı getirdiğini, bunun da ekonomiye olumlu yansıdığını ifade etti. Mecliste yapılan çalışmalara değinen Tüfekci, özellikle teknolojik altyapıya önem verildiğini, 2013 yılına kadar işlemlerin tamamen elektronik ortamda yapılabilmesi için yoğun çaba sarf edildiğini kaydetti.
AKP Giresun Milletvekili Hasan Sönmez de 23. Dönemin başlangıcından şimdiye kadar Meclise 738 tasarı geldiğini, bunun 375'inin kanunlaştığını, 813 teklifin de 174'ünün kanunlaştığını anımsattı. Sönmez, aynı dönemde 960 Meclis Araştırma önergesi sunulduğunu, bunların bir kısmının Genel Kurul'da görüşüldüğünü ve araştırma komisyonları oluşturulduğunu ifade etti. Meclisteki ziyaretçi yoğunluğunun milletvekillerinin çalışmalarını etkilediğini belirten Sönmez, bu sorunun giderilmesi için bir an önce yeni Parlamento hizmet binasının tamamlanmasının faydalı olacağını dile getirdi.
Sayıştay raporları için komisyon
AK Parti İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükkaya, Sayıştay Kanunu'nun, denetim alanında getirdiği yenilikleri anlattı. Artık Sayıştay denetiminin tüm kamu idareleri üzerinden gerçekleştirileceğini kaydeden Büyükkaya, ''Yani, kamu kaynağının bulunduğu her yerde denetim de olacak'' dedi. Büyükkaya, Sayıştayın da yeni yasaya uygun bir şekilde en kısa sürede yapılanması, gerekli yönetmelikleri çıkarması gerektiğini kaydetti. Büyükkaya, Sayıştay raporlarının daha iyi incelenebilmesi için TBMM'de, Plan ve Bütçe Komisyonuna bağlı bir komisyon oluşturulmasının yararlı olacağını sözlerine ekledi.
AKP Adana Milletvekili Fatoş Gürkan, komisyon görüşmeleri tamamlanan RTÜK Kanunu Tasarısı hakkında bilgi verdi. Gürkan, yakında Genel Kurul'a gelecek tasarının, sektörün sorunlarını çözücü nitelikte olduğunu belirtti. Fatoş Gürkan, günün şartlarına göre düzenlenen tasarı ile yetki karmaşasının önüne geçileceğini, sayısal yayıncılık için hukuksal altyapının oluşturulacağını söyledi.
AKP Konya Milletvekili Ayşe Türkmeoğlu, Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun önünün açılmasının önemine dikkati çekti. Türkmenoğlu, bu değişikliklikle hak ve özgürlüğün daha iyi sağlanacağını dile getirdi. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının Türkiye'de bir ilk olduğuna dikkati çeken Türkmeoğlu, bu nedenle sağlıklı bir hukuksal altyapı oluşturulması gerektiğini vurguladı.
AKP Amasya Milletvekili Akif Gülle, Başbakanlığın yürütme kurumları içinde en önemli kurumlardan biri olduğunu, bu nedenle bu kurumda görev yapacak personelin, devletin yapısını iyi bilen ve işinde uzman olan kişilerden oluşması gerektiğine işaret etti. Gülle, 2002 yılında Başbakanlık'ta 1700 kadrolu eleman, 500 geçici görevle gelen personel çalıştığını, şimdi yalnızca 1374 kadrolu elemanın görev yaptığını ifade ederek, ''Bilgi, tecrübe ve samimi gayreti olanlara 'haydi devam' denildi'' diye konuştu. Bütçe üzerindeki görüşmeler sürüyor.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu