Cezaevinden mektup var: Hikmet Çiçek

Cumhuriyet gazetesi cezaevinde yatanların sesi olmaya devam ediyor. İşte o mektuplardan biri, Silivri 1 No'lu Kapalı Cezaevi F/7 koğuşundan Hikmet Çiçek 'Tutuklandığım suçtan yargılanmıyorum'...

Cezaevinden mektup var: Hikmet Çiçek
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.03.2013 - 10:29

Tutuklandığım suçtan yargılanmıyorum

HİKMET ÇİÇEK

1 No’lu Kapalı Cezaevi F/7 SİLİVRİ

25 Mart 2008 gününden beri “Ergenekon davası” tutuklusuyum. 25 yıllık gazeteciyim. Siz bu mektubu okurken cezaevinde 5. yılımı tamamlamış, 6. yıla “basmış” olacağım. Bu davanın ne olduğunu, nasıl açıldığını, kimlerin yargılandığını sizler de biliyorsunuz, uzun uzun anlatmaya gerek yok.

Nasıl ki “Balyoz davası” denilince sayıları binleri aşan sahte dijital belgeler, “Odatv davası” denilince uzaktan gönderilen virüsler akla geliyorsa, Ergenekon denilince ilk akla gelen gizli tanıklardır. Ergenekon davası, gizli tanık beyanları üzerine kurulmuştur.

Eski dilde “muteber” sözcüğü saygın, değer verilen, itibarı olan, hatırı sayılır, inanılır, güvenilir anlamına gelir. Ergenekon’un gizli tanıkları, savcıların ve mahkemenin en muteber tanıklarıdır!

“Veli Küçük köpeklerimi zehirledi, atımı kesti” (Gizli tanık 15), “Öcalan’a suikast görevi bana verildi. Kabul etmedim, benim yerime Yeşil gitti” (Gizli tanık Kıskaç), “Kola içirdiler, bademciklerimi aldılar” (Gizli tanık Akdeniz), “Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesini Sami Hoştan ile Veli Küçük teklif etti” (Gizli tanık C), “Levent Ersöz’le Cemil Bayık Hezil Çayı’nda buluştu.” (Gizli tanık İlkadım) “Ordu müdahale etsin diye telgraf çektirdiler” (Gizli tanık Kurşun), “Saddam Hüseyin’in ajanını ilaçla uyuttum, çantasını aldım” (Gizli tanık Aydos), “Bombaları atmak için Muzaffer Tekin 500 bin dolar teklif etti” (Gizli tanık 9), “Cezaevinde başsavcının odasında birlikte rakı içerdik” (Gizli tanık Hisar), “Zar oynarım, yanık oynarım, pavyon âlemine takılırım” (Gizli tanık Poyraz) diyenler, Ergenekon davasının muteber tanıklarıdır!

İçlerinde mesleği olan, eli ekmek tutan bir kişi bile yok. Aralarında koyun hırsızı da var, oto hırsızı da, kız kardeşinin kızını satan da var. Cinayet, uyuşturucu kaçakçılığı, gasp, tecavüz, adam yaralama, adam kaçırma, dolandırıcılık, fuhuş hükümlüleri... Sabıkaları yüklü. Ergenekon davasında 12 PKK itirafçısı “gizli tanık” olmak için başvurdu ve bir kısmı dinlendi. Gizli tanıklar arasında Dev-Sol, DHKP-C ve Hizbullah itirafçıları da bulunuyor... Onların hiçbir kanıt, olgu, bilgi ve görgüye dayanmayan ifadelerine dayanarak Ergenekon sanıkları yıllardır hapiste tutuluyorlar.

AKP iktidarı tarafından yasalaştırılan gizli tanıklık uygulaması, Türkiye’de uygulandığı biçimde dünyanın hiçbir ülkesinde mevcut değildir.

Gizli tanıkların duruşma tutanaklarına yansıyan marifetlerini, yakında çıkacak olan “Ergenekon’un Gizli Tanıkları” (Kaynak Yayınları) adlı kitabımda bulacaksınız.

Özel hukuki durumum ise hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak niteliktedir!

Şöyle ki:

Tutuklandığım suçtan yargılanmamaktayım! (Devletin gizli belgelerini temin etmek, TCK 326/1’den tutuklandım, iddianamede bu suçtan ceza talebi yok.)

Yargılandığım maddelerden ise hakkımda tutuklama kararı yoktur! (Silahlı örgüt üyeliği, TCK 314/2)

Tutuklu sanıklar arasında hukuken bu durumda olan sadece ben varım. Tutuklu olarak yargılanmamda kanuna açıkça aykırılık var iken tahliye talebim sürekli olarak reddedilmektedir.

Bu durum, ceza yargılamasında kabul göremeyecek açık bir yasa ihlalidir. Mahkemede ben ve avukatlarım tarafından bu durum defalarca dile getirilmesine rağmen, tahliyem sağlanamamaktadır.

Görülüyor ki, bu dava bir hukuk davası değildir. Cumhuriyetle hesaplaşma davasıdır. Bu dava toplumu sindirmek, susturmak, korkutmak için açılmıştır. Burada hukuk sadece bir alettir. Böyle bir mahkemeye zerre kadar güvenimiz olabilir mi? Şunu biliyoruz. Bu mahkemenin görevi, önceden saptanmış bir kararı yüzümüze karşı okumak olacaktır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler