"CHP misyonunun dışavurumu"
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP'li Süheyl Batum'un TSK'ye ilişkin sözlerini çirkin bulduğunu ve bir Anayasa Profesörü'ne yakıştırmadığını söyledi.

MYK Toplantısı sonrası basın açıklaması yapan Çelik, toplantıda iç ve dış siyasi, sosyal ve ekonomik konuların ele alındığını söyledi. Toplantının öncelikli gündem maddesinin Mısır'da yaşananlar olduğunu dile getiren Çelik, "Biz kardeş Mısır halkının demokratikleşme ve kendi çağdaş yönetimini talep etme hakkına saygı duyuyoruz ve bu hakkı destekliyoruz. Mısır'ın ve diğer ülkelerin içişlerine karışmıyoruz ve karışmak gibi bir tavrımız olmadı ve olmayacaktır" dedi. Çelik MYK'da Torba Yasa konusunun da gündeme geldiğini ve TBMM'nin seçimlerden önce çıkarması beklenen öncelikli yasaların ele alındığını dile getirdi. Torba Yasa'da işçi ve memurların aleyhinde düzenlemeler olduğunu gerekçesiyle yapılan protestoları da hatırlatan Çelik "Maalesef bazı ideolojik gruplar meseleyi farklı taraflara çekmektedirler. Tabii ki işçilerimizin, memurlarımızın, sendikalarımızın meşru, makul taleplerine kulak tıkamamız mümkün değildir. Sitemlerine muhatap olmak da bizim görevimizdir ama mesele çarpıtılmasın" dedi.
"CHP kurumsal olarak benimsemiştir"
Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un açıklamalarına da sert tepki gösterdi. Batum'un TSK'ya ilişkin sözlerini konuşması süresince iki defa okuyan ve bunun kamuoyu tarafından çok iyi bilinmesi gerektiğini söyleyen Çelik, "Bu söylemi bu ithamı çok çirkin bulduğumuzu bir siyasiye yakışmadığını bir anayasa profesörüne bunun yakışmadığını ifade etmek isterim. Bizim bir kere ordumuzun ABD tarafından şekillendiğini ifade ediyor. ABD'nin bizim ordumuzun içini boşalttığını söylüyor. İçini oyduğunu söylüyor. Kim bizim ordumuzu yıkmış, nasıl yıkmış, nasıl kağıttan kaplanmış bunun kamuoyuna ferasetini havale ediyorum" dedi. Çelik, şöyle devam etti:
"Aslında bu sayın Batum'un sözleri CHP'nin tarihi misyonunun bir dışavurumudur. Eğer ordu topluma ve siyasete vesayet ederse, eğer ordu muhtıra verirse eğer ordu darbe yaparsa veya darbeye teşebbüs ederse sayın Süheyl Batum ve onun gibi düşünenler bu orduyu sevecekler. TSK'yı sevecekler. O zaman TSK'nın mensuplarını kahramanlar olarak görecekler. Ama ordu kendi görevine çekilirse.. TSK'nın yayınladığı basın bildirisinde de ifade edildiği gibi 'Sadece güvenlik alanındaki görevlerini en iyi şekilde yerine getirmek gayreti içinde olan TSK'nın siyasi tartışmalara konu edilmesi ne ülkemize ne de herhangi bir siyasi görüşe fayda sağlayacaktır' şeklinde TSK'nın bir tepkisi var. Sadece güvenlik görevi üstlenen bizim sınırlarımızı koruyan görev verildiği zaman içerde güvenliği sağlamaya destek ve yardımcı olan TSK'yı ille de siyasetin içine çekmek, ona siyasi vesayet görevi yüklemek ve geçmişteki bazı yanlışları ve alışkanlıkları tekrar TSK içinde görmek arzusu CHP'nin tarihi misyonuna uyan bir anlayıştır. Sayın Süheyl Batum da bunu dile getirmiştir. Ben sayın Batum'a CHP'nin genel başkanından ve parti içinden çok daha farklı tepkilerin olmasını beklerdim. Olması gereken buydu. Bu tepki gösterilmediğine göre veya gösterilemediğine göre o zaman CHP kurumsal olarak bu görüşleri benimsemiştir. Buna gösterilen çok cılız tepkiler var. CHP kurumsal olarak bu sözlerin arkasında olmadığını, bu sözleri kınadığını, bu sözleri tasvip etmediğini söylemediği sürece kurumsal olarak bunu üstlenmek gibi bir ithamla karşı karşıya kalırlar."
TSK'nin denge politikası
Çelik, TSK'nın da konuyla ilgili açıklamalarına göndermeler yaparken, açıklamada iki siyasi partinin mensuplarından bahsedildiğini anımsattı. AKP'li isimlerin Batum'un "ipe sapa gelmez ifadeleri"ne tepki gösterdiğini söyleyen Çelik, "Kimsenin kimseyi yıktığı yok. Demokratik bir ülkede TSK da polis teşkilatı da istihbarat güçleri de bütün silahlı güçler millet adına siyasi iradenin emrindedir. Halkının emrindedir. Halkının ona yüklediği görevleri yerine getirir. Siyasi irade, siyasi iktidarlar halktan aldıkları yetkiyi kullandıkları zaman ancak meşru olurlar. Siyasi irade bu meşruiyeti üzerinde taşıdığı sürece TSK ve polise talimat verir ve halk adına bu görevlerini yapmalarını sağlar. Onlara da yasalarla anayasayla biçilmiş olan görevler vardır. Kendi görevlerinin bilincinde olan dünyanın bütün çağdaş orduları bu sınırda kalırlar. CHP bu durumdan hoşlanmıyor bunu benimsemiyor. AK Partili arkadaşlarımız yaptığı açıklamalarda CHP'nin bu bu tavrı kınanıyor. Yapılan basın açıklamasında sanki iki türlü açıklama yapılmış da siyasete alet edilmiş gibi bir ifade vardır. Bu ifadeleri de doğru bulmadığımızı ifade etmek isterim. Burada adeta bir denge politikası yapılmış" dedi.
"Eroğlu'nun tepkisi cılız"
Çelik, KKTC'de yaşanan protestoların ardından Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun gösterdiği tepkiyi çok cılız ve tatmin etmeyen bir tepki olarak değerlendirdi. Çelik, yaşanan olayların Rum tarafını sevindirdiğini belirtirken "Eğer KKTC'de yapılan eylem Rumları sevindiriyorsa herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi bir kere değil 10 kere düşünmesi gerekir" diye konuştu.
Çelik, KKTC'de Türkiye aleyhine yapılan protesto gösterilerine değindiği açıklamasında Kıbrıs davasının Türkiye'nin vazgeçemeyeceği bir dava olduğunu söyledi. Kıbrıs'ın Türkiye için önemli, stratejik bir yer olduğunu ve oradaki insanları da kardeş olarak değerlendirdiklerini belirten Çelik, "Ancak her yerde ve Türkiye'de de olduğu gibi iyi niyetli olmayan bazı unsurlar da vardır. Bunlar marjinal gruplardır. Bu marjinal grupların söylediklerini ve yaptıklarını KKTC'deki bütün insanlar tarafından yapılmış gibi görmemiz mümkün değildir, böyle bir tavrımız da yoktur. Sayın başbakanın gösterdiği tepki de bu marjinal gruplara ve onlara çanak tutan dar bir kesime yöneliktir. Ama KKTC halkına kesinlikle yönelik değildir" diye konuştu. Çelik, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun konuyla ilgili açıklamalarına da değinirken şunları kaydetti:
"KKTC'de bütün bu olup bitenlerden sonra Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu'nun bugün de yapmış olduğu bir açıklama var. Olup bitenlerden üzüntü duyuyor. İnsanların daha dikkatli olması gerektiğini söylüyor. İki ülke arasındaki ilişkilere zarar verilmemesi gerektiğini söylüyor. Sayın cumhurbaşkanının o çirkin tavırları ve o çirkin tabloları kınamasını beklerdim ben şahsen. Bu tepki çok cılız bir tepki olmuştur, tatmin eden bir tepki olmamıştır. Eminim ki Kuzey Kıbrıs'ta bu olup bitenlerden hoşnut olmayan KKTC'de yaşayan oradaki kardeşimizin de hoşuna gitmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanını, Sayın Meclis Başkanını Sayın Başbakanı bu konuda daha aktif ve gerçekten daha sağduyuyu hakim kılacak açıklamalar yapmalarını bekliyoruz. Elbette dünyanın her tarafında insanlar demokratik tepkilerini ortaya koyarlar ama bu yapılan eylem Rumları sevindirmiştir. Eğer KKTC'de yapılan eylem Rumları sevindiriyorsa herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi bir kere değil 10 kere düşünmesi gerekir."
Erdoğan-Talat görüşmesi
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sabah saatlerinde KKTC 2'nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile yaptığı görüşmeye ilişkin soruları da cevapladı. Talat'ın önemli bir siyasi şahsiyet olduğunu söyleyen Çelik, "Sayın Başbakan bu olup bitenleri elbette sayın Talat'la da paylaşmıştır. Bu konudaki hoşnutsuzluğu kendisiyle de elbette paylaşmıştır. Ümit ederim ki budan sonra nahoş görüntülerle karşılaşmayız" dedi.
"Mısır kendi CHP'si ile hesaplaşıyor"
Çelik, vatandaşın laiklikle ilgili endişelerinin olduğu anket çalışmasına yönelik bir soruyu ise "Bizim ülkemizde hiçbir insanın hayat tarzına müdahale edilmediği gibi hiçbir insana da yaşam biçimi ve hayat tarzı dayatmıyoruz" şeklinde yanıtladı. Türkiye'nin demokrasi eksikliklerini tamamlama gayreti içinde olması gerektiğini söyleyen Çelik, konuyu Mısır'da yaşanan olaylara getirdi. Türkiye'nin bölgede örnek alındığını söyleyen Hüseyin Çelik, "Esasen oralarda olan şeyler Jakoben dayatmacı devlet anlayışına karşı halkın isyanıdır, halkın baş kaldırmasıdır. Yani Mısır'daki insanlar kendi CHP'si ile hesaplaşıyor. Kendi dayatmacı ideolojik dayatma içinde olan devleti ile hesaplaşıyor. Türkiye bunu demokratik yollarla yapıyor" dedi.

En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu'ndan YÖK raporuna suç duyurusu!
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
İktidarın 'anayasa' hesapları
-
Okuyan'dan kritik değerlendirme
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
Çakarlı cipin sahibi ne kadar vergi ödedi
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
Yılmaz Erdoğan'dan Bahçeli'ye 'teşekkür' telefonu
-
Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler tutuklandı!
-
Alaattin Köseler görevden uzaklaştırıldı!