CHP'li Polat: Rus halkının yemediği domatesi biz mi yiyeceğiz?

Rusya'nın Ege Bölgesi'nden ve Akdeniz'den domates ithalatını 'pepino mozaik' virüsü görülmesi nedeniyle durdurduğuna dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, "Tarım Bakanlığımız ne iş yapar? Bunları denetlemez mi üretilirken? Ya da ihraç edilirken bitki sağlık kurumları bunları test etmez mi? Etti ve gittiyse Rusya'yla aramızda bir problem mi var?" diye sordu.

CHP'li Polat: Rus halkının yemediği domatesi biz mi yiyeceğiz?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.12.2020 - 13:54

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti ile Tercihli Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Kanun teklifi üzerine konuştu.

Firmaların domates meydana geldiğinde anlaştığı ürünü almadığını ve çiftçilerin alın terinin tarlada kaldığını vurgulayan CHP’li Polat, Ticaret Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, “Yasal düzenlemeler yapılıp cezai şartlar, yasaklamalar, men cezaları getirilebilir ve böylece Türk çiftçisi korunabilir” ifadelerini kullandı.

Rusya'yla ticari ilişkilere değinen Polat, "Enerjide inanılmaz imtiyazlar tanıdık. ‘Domates kotalarımızı kaldırsınlar’ diye rica ettik. Domates kotalarını kaldırmadılar ama bir şey yaptılar, domateste 200 bin olan kotayı 250 bin tona çıkarttılar. Tarım Bakanlığı’ndan bir yazı: Rusya Ege Bölgesi'nden ve Akdeniz'den domates ithalatını durdurmuş. Nedeni ise domateste pepino mozaik virüsüne rastlanması." dedi

"EKONOMİK DEĞİL, SİYASİ BİR ANLAŞMA"

Azerbaycan ile yapılan anlaşmanın Sovyetlerden sonraki Bağımsız Devletler Topluluğu döneminde bizim hükûmetlerimiz arasında yapılan ticaret iş birliği anlaşmalarının çerçevesinde olduğunu söyleyen Polat, “Azerbaycan bize 15 tane ürün söylemiş, biz Azerbaycan'a 15 tane ürün söylemişiz, bu ürünler arasında karşılıklı tercihli tarifeler uygulamaya koyuyoruz. Şimdi, bu tarife kontenjanlarını, tercihli ticaret anlaşmalarını devletler yaparlar, bunları yaparken belli amaçlarla yaparlar. Nedir bunlar? Ekonomik amaçlar, siyasal, kültürel amaçlar, bir de nüfuz alanını genişleteceği amaçlar vardır. Bu yapılan anlaşmaya baktığımızda, maalesef ekonomik bir anlaşma değil sadece siyasal bir anlaşma olduğunu görüyoruz. Çünkü neden? Burada eklere baktığımız zaman, Azerbaycan'ın bizden alacağı ürünlere baktığımız zaman sadece şekerleme sektörünü ilgilendiren bir anlaşma olduğunu görüyoruz. Oysa ki, bu belirlenen 15 ürünü biz belirliyoruz, biz belirleseydik bizim Azerbaycan'a satabileceğimiz o kadar çok endüstriyel ürünlerimiz var ki, o kadar çok bilişim alanında ürünlerimiz var ki; Azerbaycan'da zaten bunlarda yaklaşık 7 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Umarım bundan sonrası için hükümetler daha çok pay almaya ve bu anlamda pay almaya çalışırlar diyorum” dedi.

ŞARAPTA 4 MİLYON DOLAR AÇIK

Türkiye bu anlaşmaları sıkça yaptığını belirten Polat, “Kimlerle yapmış bu anlaşmaları, Moldova'yla yapmış. Mesela kimle yapmış, Venezuella'yla yapmış, İran İslâm Cumhuriyeti'yle yapmış, Arnavutluk'la yapmış; buralarda o ülkelerden ‘Size tarife kontenjanı tanıyoruz’ diye, indirimli ne istemişiz? Peynir istemişiz, elma istemişiz, domates istemişiz, bir de ne hikmetse şarapta indirim yapacağımızı söylemişiz. Türkiye Cumhuriyeti'nde, iki örnekle şarap işini anlatmak isterim: Hükûmet edenler kendi siyasal anlayışları gereği şaraba karşılar ve Türkiye'de şarap üretimini engellemeye çalışırlarken yurt dışından Arnavutluk'tan, Moldova'dan sıfır vergili şarap istemişler. İki ülkeyi kıyaslamak gerekiyor. İtalya'nın dünyada şarap üretimi açısından, toprakları ve üzümleri açısından Türkiye'yle benzer bir ülke; toplam şarap ihracatı 6,78 milyar dolar. Aynı dönemde Türkiye'nin şarap ihracatı 11,2 milyon dolar; ithalatı ise 15,5 milyon dolar yani 4 küsur milyon dolar burada açık veriyoruz” ifadelerini kullandı.

"RUS HALKININ YEMEDİĞİ DOMATESİ BİZ Mİ YİYECEĞİZ?"

Domatesle ilgili tarife kontenjanlarının verildiğini söyleyen Polat, “Ben burada Ticaret Bakanımıza ısrarla seslendim, dedim ki domateste özellikle bu mevsimde alıcımız Rusya. Rusya'ya karşı Türkiye çok fedakârlıklar yaptı; hakkıdır, savunma sanayimize de katkıları bulundu. Enerjide inanılmaz imtiyazlar tanıdık. ‘Domates kotalarımızı kaldırsınlar’ diye rica ettik. Domates kotalarını kaldırmadılar ama bir şey yaptılar, domateste 200 bin olan kotayı 250 bin tona çıkarttılar. Tarım Bakanlığı’ndan bir yazı: Rusya Ege Bölgesi'nden ve Akdeniz'den domates ithalatını durdurmuş. Nedeni ise domateste pepino mozaik virüsüne rastlanması. Tarım Bakanlığımız ne iş yapar? Bunları denetlemez mi üretilirken? Ya da ihraç edilirken bitki sağlık kurumları bunları test etmez mi? Etti ve gittiyse Rusya'yla aramızda bir problem mi var? Ya da döndüyse Türkiye'deki insanlarımızla bir problem mi var ki Rus halkının yemediği domatesi biz yiyeceğiz? Yine, elmayla ilgili tarife kontenjanları tanımışız. Elmada Türkiye dünya çapında 15'inci büyük ihracatçı. Bu anlaşmalarda maalesef Türk çiftçisini, Türk tarımını eziyoruz” dedi.

ÇİFTÇİLER İÇİN YASAL DÜZENLEME ÖNERİSİ

Domates üreticilerinin özel sektörün yaptığı anlaşmalara uymadığı için ürünlerinin tarlada kaldığını belirten Polat, “Benim bölgemde bu sene domatesi tarlada bıraktı insanlar, çürüttüler ya da sürdüler; nedeni ise insanların yapmış oldukları alım garantili sözleşmeler, ekim dikimler. Alacak olan firma, şirket, fabrika, domateste çok fazla fide dağıtarak talepten daha fazla arz sağlıyor; böylece domates meydana geldiğinde anlaştığı ürünü de almıyor, bizim çiftçimizin alın teri tarlada kalıyor. Buradan Ticaret Bakanlığına ve Tarım Bakanlığına tekrar seslenmek istiyorum; bir tarafı Tarım Bakanlığını ilgilendiriyor, bir tarafı Ticaret Bakanlığını: Bu sözleşmeli ekim dikim olaylarında yasal düzenlemeler yapılıp cezai şartlar getirilebilir; yasaklamalar, men cezaları getirilebilir ve böylece Türk çiftçisi korunabilir” diye belirtti.

"50 ÇEŞİT PEYNİRLİ KENTLERİ OLAN BALIKESİRLİLERİN YÜZÜNE NASIL BAKACAĞIZ?"

Peynir ve sütle ilgili hükümetin tarife kontenjanları açtığını ifade eden Polat, “Türkiye'nin süt ürünleri Avrupa pazarına açılamıyor; maalesef Arap pazarıyla sınırlı. Benim bölgem de ciddi bir süt havzası. Türkiye, 10 bin 500 kilometre uzakta Venezuela'dan Rincon'un peynirini Ardahan'daki Recep amcanın peynirine tercih eder duruma geldi. 50 çeşit peynirli kentleri olan Balıkesirlilerin yüzüne nasıl bakacağız, Ardahan'a nasıl gideceğiz, Kars'a nasıl gideceğiz? Bu peynir ve peynir ürünlerini ithal etmekle birlikte Türkiye'de süt inekçiliğini bitiriyorsunuz, defalarca süt inekleri kasaba, bıçak altına gittiler, maalesef yine, aynı şeylerle karşı karşıya geleceğiz” dedi.

"İNSANLAR ÇÖPTEN BESLENİYOR, CUMHURBAŞKANI KEYİF YAPIYOR"

Türkiye’nin üretim ve gelişim kapasitesi olduğunu vurgulayan Polat, “Yeter ki biz üretmeye, biz ülkeyi geliştirmeye adayalım. Maalesef böyle bir şeyle karşılaşmıyoruz. Bizim ülkemizde saray Hükûmetinin yarattığı, saray rejiminin yarattığı saltanat içerisinde insanlarımız çöpten beslenirken, insanlarımız pazar artıklarıyla geçinmeye çalışırken geçtiğimiz gün düşen videoda da gördüğümüz üzere belli ki aşı gelmiş, Cumhurbaşkanımız insanlarla cümbüş eşliğinde keyif ediyor, buradan vatandaşımıza seslenmek istiyorum: Bugünler geçiyor, az kaldı diyorum” diye konuştu.



İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler