CHP'ye kapıları tamamen kapattı
MHP Genel başkan Devlet Bahçeli Hakkari'de 8 askerin şehit olduğu saldırıya ilişkin, "AKP tarafını belirlemeli, PKK terörünün kökünü kurutmak için devletin tüm imkânlarını harekete geçirmeli" diye konuştu. Bahçeli, terör sorunuyla ilgili kendisinden randevu talep etmeye hazırlanan CHP'ye ise kapıları tamamen kapattı.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi Dağlıca kesimindeki sınır birliklerine bu sabah ağır silahlarla saldıran PKK'lilerin 8 askeri şehit ettiğini, 16 askeri yaraladığını kaydetti.
Bahçeli, "Bu son hunhar hadiseden sonra AK Parti hükümeti kararını ve tarafını belirlemeli, PKK terörünün kökünü kurutmak için devletin tüm imkânlarını harekete geçirmelidir. Artık müzakereci acizlik, Oslocu çürümüşlük son bulmalıdır. AK Parti hükümeti Türk milletinin ve devletinin hayat haklarıyla, dokunulmaz ve ilişilmez değerleriyle oynamayı bırakmalı ve görevini layıkıyla yerine getirmelidir" diye konuştu.
Bahçeli şöyle devam etti:
"Kandil Dağı'nın ve teröristlere lojistik imkân sağlayan bütün unsurların gecikmeksizin etkisizleştirilmesi için Türkiye Cumhuriyeti teyakkuza geçmeli ve iktidar bu süreçte gerekli her tedbirin alınmasına önayak olmalıdır. Başbakan Erdoğan bundan böyle yıkım yolundan çıkmalı ve ülkemizin kanlı bir bölünme sürecine doğru hızla ilerlediğini artık görmelidir. Meselenin küçümsenecek, ihmal edilecek ve hafife alınacak tarafı kalmamıştır. Meclis'te temsil imkânı bulan siyasi bölücüler ise demokrasi ve barış sözleri altında terörü meşrulaştırmaktan bir an önce vazgeçmeli, ana muhalefet yapay sorunları terk etmeli ve AKP iktidarı ise yıkım projesinden kesinlikle caymalıdır. Gerçekten Türk milletinin sabrı artık tükenmiş ve bölücülüğü meşrulaştırmaya çalışan iktidarından ana muhalefetine kadar öfkesi kabarmıştır. Başbakan Erdoğan ve hükümetini bundan sonra siyasi şeref ve haysiyet mücadelesi beklemektedir. Ve Türk milletini hıyanet maskeli kanlı tezgâhın musallatından muhafaza etme konusunda kendisinin ne kadar azimli, ne kadar samimi, ne kadar cesur ve omurgalı olduğunu herkes yakında anlayacaktır. Biz, bedeli ne olursa olsun terörün kanlı senaryosunun başarıya ulaşmaması için üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmeye sonuna kadar varız ve kararlıyız. Zira Türk vatanı yalnız ve sahipsiz değildir."
Şanlıurfa cezaevindeki olaylar
Şanlıurfa E Tipi Kapalı Cezaevinde meydana gelen olayları da hatırlatan Bahçeli, "İlk izlenim olarak, söz konusu cezaevinin kapasite sınırlarının üzerinde mahkûm sayısını barındırdığı, huzursuzluk ve anlaşmazlıkların da bundan kaynaklandığı ortaya çıkmıştır. Yine de meselenin çok yönlü ve derinlemesine tetkik ve tahkikinin yapılarak aydınlatılması, hiçbir şeyin sır perdesi arkasında bırakılmaması mutlak anlamda sağlanmalıdır" dedi.
"Vicdansızlar koalisyonu"
Türkiye'nin "Ayırıcı, ötekileştirici ve dışlayıcı nitelikteki açmaz ve kumpasların taciz ve tazyikiyle yüz yüze" olduğunu savunan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bir yanda ana dil havarisi, sözde Kürt sorunu çığırtkanı ve etnik kimlik borazancısı riyakar ve nankörler vardır; diğer yanda Türkçe ve Türkiye tutkunu, vatan ve bayrak aşığı fazilet timsalleri bulunmaktadır. Ve şüphesiz bir yanda AKP, CHP, BDP, peşmerge, Okyanus ötesi ve PKK vardır; diğer yanda ise şükürler olsun ki Türk milleti ve Milliyetçi Hareket Partisi bulunmaktadır.
Vicdansızlar koalisyonu, Oslo birlikteliği, Habur kafası, İmralı kılavuzluğu, güdümlü medya, boyunduruk altına girmiş iktidar, kimliğini kaybetmiş ana muhalefet, teröre sırtını dayamış siyasi bölücüler geniş bir yelpazede buluşmuş ve Türkiye'yi teslim almak için adeta sefere çıkmışlardır. Bunun en önemli göstergesi ise sözde Kürt sorunu kapsamında dile getirilen ve ileri sürülen hususlar olmuştur. Malumunuz olduğu üzere, ısrarla sözde Kürt sorunu gündemde tutulmakta, çözüm tezahüratları yapılmakta ve türlü maskaralıklar sergilenmektedir. Silahların susması, ateşkesin sağlanması ve şehit cenazelerinin gelmemesi için bu sorunun konuşulması ve çözüme kavuşturulması dayatılmaktadır.
Bu kapsamda dört koldan hummalı bir faaliyet sürdürülmekte ve bizim dışımızdaki tüm taraflar tam bir fikir birliği içinde hareket etmektedir.
CHP'nin görüşme talebi
Ana muhalefet partisi CHP'nin bizimle görüşme talepleri, sözde Kürt sorunu masasına çekme gayretleri inatla sürmektedir.
Elbette bizim bu yapay ve sanal sorun hakkında bırakınız bir araya gelmeyi, dolaylı veya zımnen görüşme teşebbüsünde dahi bulunmamız mümkün olmayacaktır. Tekrarında yarar görüyorum ki, bizimle sözde Kürt sorunu konusunda görüşme talep eden kim olursa olsun bunlara karşı kapımız açılmayacak üzere kapalıdır.
Zira biz yanlışta uzlaşmayız, bölünmede buluşmayız, teşhis ve tanı zafiyetine ortak olmayız. PKK'nın tezlerini, tekliflerini ve tavsiyelerini elimizin tersiyle iter ve muhataplarının yüzüne çarparız. Bin yıllık derin bağı incitecek girişimlere tahammül edemeyiz, Kürt kökenli kardeşlerimi sorun gören zavallılarla aynı havayı dahi teneffüs etmeyiz.
Her şeyden önce makul, mantıklı ve milli akıl, Türkiye'nin bir Kürt sorunu değil, bölücülük ve terör musibetiyle karşı karşıya olduğu gerçeğini kabul ve ikrar edecektir."
Dalton Kardeşler....
AKP, CHP, BDP üçlü sacayağı olduğunu savunan Bahçeli, "Artık bu şeytan üçgeninin sorun diye gördüğü konuya Kandil fitnesi de olumlu anlamda müdahil olmuş ve aralarındaki bağlantı bütün hatlarıyla şekillenmiştir. Ne kadar ilginç bir zamanlamadır ki, bölücülükten sabıka yemiş bir kadın milletvekili Başbakan Erdoğan'ın sözde Kürt sorununu çözeceğine inandığını, buna dair umudunu ve inancını yitirmediğini söylemiştir" dedi. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başbakan Erdoğan'ın; ön tarafta BDP'yle, CHP'yle kavga ederken arka tarafta bu iki yoldaşıyla kucaklaştığını artık kimse inkâr edemeyecektir. AKP ile BDP'nin aynı melun geminin mürettebatı, aynı karanlığın ürünleri oldukları tam olarak gün yüzüne çıkmıştır.
Arkalarındaki filikaya yeni CHP'yi de alarak Türk milletini alacakaranlık kuşağa doğru aceleyle çekmektedirler. Anlaşıldığı kadarıyla bu üçlü arasında sinsice tezgâhlanmış bir rol paylaşımı söz konusudur ve birbirlerine yönelik ithamları durumu ve günü kurtarmaya yönelik asılsız ve temelsiz sözler olarak görülmelidir.
Nitekim AKP'nin sulu gözlü başbakan yardımcısının İmralı canisinin ev hapsine alınabileceğine dönük ifadesi, CHP Genel Başkanı'nın buna hemen destek verir mahiyetteki çıkışı, PKK ve BDP'nin izinden yürüdüklerini berrak bir biçimde gözler önüne sermiştir.
Başbakan'a ümit bağlayan bölücülüğün malum milletvekilinin, yaklaşık bir yıl önce sarfettiği 'Devlet Öcalan'ı aranıza getirecek' sözleri şimdi yerini bulmakta ve yavaş yavaş bu öngörü gerçekleşmektedir.
'Silah Kürtlerin sigortasıdır' diyen bu şahsiyetin, Kürdistan'dan, bağımsızlıktan, ayrı bir millet olmaktan bahseden fikirleri gittikçe yandaş toplamakta ve AKP tarafından görüşülebilir ve tartışabilir bir noktaya gelmektedir. Başbakan Erdoğan ceset avcısı diyerek suçladığı BDP'yle yanak yanağa; ahlaksız, ikiyüzlü, omurgasız, cibiliyetsiz, yüz karası ve seviyesiz sözleriyle küfürler savurduğu CHP'yle de sarmaş dolaş bir hale gelmiştir.
Kendisinin, CHP'nin kurultay yaparak BDP'yle birleşmesini önermesinin üzerinden de çok geçmemiştir. Asıl bundan sonra Başbakan Erdoğan'ın, bu iki partinin liderleriyle birlikte İmralı canisini de fiilen yanlarına alarak yeni bir Dalton Kardeşler çetesini kurması kendisi açısından daha makbul ve yerinde olacaktır."
"PKK'ya teslim olmak"
Kimsenin anadilini konuşmasına itirazları olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Bize göre bu durum saygı duyulması gereken bir konu ve hassasiyet düzeyi yüksek bir gerçekliktir. Ne var ki ana dilde eğitim demek, milliliği iflas eden eğitim sistemi eliyle yeni milletlerin ortaya çıkarılması demektir. Ana dilde eğitim; PKK'ya teslim olmak, Türk milletinin şerefini ve çağları aşan derin kültürünü çiğnemek anlamına gelecektir" dedi.
Cumhurbaşkanının görev süresi
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği en son karar ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 7 yıllık süresi tescil edildiğini söyleyen Bahçeli, "Bu her şeyden önce Anayasa'nın, Anayasa Mahkemesi tarafından delinmesi ve çiğnenmesi anlamına gelmiştir. Açıktır ki hukuk kurallarının zaman bakımından uygulanmasındaki bariz kural; yürürlülüğe giren bir kanun ya da Anayasa hükmünün derhal uygulanmasını içermesidir. Şüphesiz kamu hukuku dâhilinde yapılan bir değişiklik, muhataplarını da anında etkileyecek ve yeni bir durum ortaya çıkaracaktır" dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu