CIA'da açık başkanlık yarışı
CIA başkanlık seçimleri yıllardır ABD'nin kamu önüne çıkarılan olayları arasında değildir. Sırf ülke değil dünya açısından da önemli olan CIA'yla ilgili konular nedense ABD Kongresi’nin dokunulmazları arasında yer alır. Ancak son seçimler sırasında bu puslu havayı dağıtan biri vardı. Rand Paul; 12 saat boyunca kürsüde konuşarak seçimlerin yapılmasını engelledi ve kongrenin yeni başkanı sorgulamasını sağladı.
Tam 12 saat ayakta durdu; ABD kongresinin Kentucky Senatörü Rand Paul’ün, bu uzun kürsü nöbeti parlamentonun çalışmasını engellemek amaçlı eski bir taktikti. Filibuster, yani haydutluk; parlamentodan herhangi bir kararın çıkmasını engellemek adına verilen konuşma hakkını kötüye kullanmak. Rand Paul bu haydutluğu, CIA’nın yeni başkanı olmasına kesin gözüyle bakılan John Brennan’ın seçilmesini önlemek için yaptı. Kongrede tam 12 saat boyunca ayakta bekledi. Eylemi sırasında zaman zaman diğer Cumhuriyetçi Parti vekilleri de kendisine eşlik etti. Elbette bu eylemin yaptırım gücü sınırlıydı. Sonraki güne ertelenen görüşmeer sonrasında John Brennan yeni CIA Başkanı oldu. Peki Paul’ün Brennan’ın seçilmesine karşı olmasının nedeni neydi?
ABD’nin Ortadoğu’da yürüttüğü operasyolar sırasında insansız hava araçları kullandığını ilk ifade eden yetkili Brennan’dı. “Bunun Amerikalı olmakla hiçbir alakası yok” diyordu Paul. Hiç kimsenin uykusunda bombalanmayı haketmediğini, insan hakları ve bu ölümcül araçlar üzerindeki tartışmasının bu silahların askeri yapıları vurmak için tasarladığı üzerine yanlış bir bilgiye dayandığını söylüyordu. Ve Paul’e göre eğer halk silahlar hakkındaki gerçeklerin farkında olsaydı, karşıt fikirler çok daha ciddi yankı bulurdu.
ABD’nin insansız hava aracı politikasının neye malolduğunu merak ediyorsanız, Pakistanlı fotoğrafçı Noor Behram’ın konu hakkındaki fotoğraf çalışmalarının en azından bir kısmına göz atabilirsiniz. Behram’ın fotoğraflarının bir kısmı, o kadar korkunçmuş ki, onları sergilememeyi tercih etmiş.
Tahmin edersiniz ki, ABD ve CIA söz konusu olduğunda akla savaş suçları, işkence iddiaları ve bir takım kirli komploların gelmemesi mümkün değil. Brennan özelinde durumun garipliği, konuyu açıkça konuşup, savunacak cesareti bulmasında gizli. Paul’e sorarsanız, onun ve partisinin bu oylamayı tamamen durduracak gücü var, ama yapmak istediğinin, sadece konuya dikkat çekmek olduğunu söylüyor. “Bir karavan bir yere gidiyor ve biz o karavanını kötü bir amaçla orada bulunduğunu düşünüyoruz, içindeki insanların kim olduğunu dahi bilmiyoruz ve sonunda gerçekten kötü amaçlı insanları durdurmak yerine, tüm karavanı yok ediyoruz.”
ABD’nin savaş öncesi ve savaş sırasındaki enformasyonları manipule ettiği dünya çapında dillendirilen ciddi bir iddia. Bu noktada CIA yapılanması itibariyle bir hayli öne çıkıyor. Çünkü asıl manipülasyon merkezinin bu kurum olduğu pekçok defa belgelenmiş bir gerçek. Bunun anlamı şu, savaş öncesi ve sırasında CNN, NBC gibi milyonlara ulaşan medya kanallarının yayın politikaları, hükümet kanalıyla gelen tavsiye niteliğindeki yönlendirmelerle değil, bizzat CIA merkezli bir koordinasyon biriminden katı sansür ve değişiklikler sonrası ekranlarımıza yansıyor. Aslında iletişim teknolojilerinin gelişmesi bir tarafıyla farklı mecralardan bilgi akışı sağlarken, geçmişin, örneğin birinci Körfez Savaşı’nın yayınlarının karikatürize halini de kıyaslamamızı sağlıyor.
Sırf bu açıdan bakıldığında bile oldukça tartışmalı bir konum olan CIA Başkanlığı John Brennan’ın adının konuşulmaya başlanmasıyla iyice tartışmalı bir hal aldı. Nobel Ödüllü, barış elçisi ABD Başkanı Barack Obama’nın ABD’nin yürüttüğü savaş politikalarıyla günden güne daha çok zedelenen imajının en büyük sorumlularından biri. İşkenceyi destekleyen tutumu sebebiyle pek çok kesim tarafından endişeyle karşılanan bir isim. CIA’da önce Riyad Bölge Sorumlusu, ardından George Bush’a terör tehditleri hakkında günlük olarak gizli bilgi aktaran özel bir komitenin başı olarak kendini gösterdi. Sonrasında “Disposition Matrix” isimli bir veri çalışmasında yer aldı. Bu çalışma sayesinde savaş alanlarının menzili dışında yer alan ama hâlâ ABD için tehdit oluşturan kişilerin de insansız hava araçlarının hedef listesine girmesi planlanıyordu. Sırf bu görevlerin ardından CIA’nın başına geçmesi bile ABD’nin önümüzdeki dönemde Ortadoğu hakkındaki planları için bir ipucu veriyor.
Ancak Brennan’ın bu tartışmalı başkanlık hikâyesi ABD halkı için yeni bir umut doğmasına sebep olmuş olabilir. “RonPaul2016” etiketli yazıları şu sıralar internetin hemen her köşesinde bulabilirsiniz. Henüz resmen aday olduğunu açıklamamış olsa da, Paul tüm bu olan bitenden sonra ciddi bir kamuoyu desteğini arkasına almış gibi görünüyor. Kendisini “ılımlı bir muhafazakâr” olarak tanımlıyor, “kürtaja karşıyım ama ertesi gün hapı mantıklı” benzeri bir ılımlılık onunkisi ve hemen her alanda kamu hassasiyetini önde tutan pratik çözümler üstünde duruyor. Bu tavrı onu üç yıl sonra Beyaz Saray’ın kapısından içeri sokar mı bilinmez ama kongredeki duruşu ve ABD siyasetinin dokunulmazları arasıdaki CIA’yı sorgulamaya gösterdiği cesaretle büyük sempati topladığı kesin.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev