"Çiftçi borçlarından bir çıkış yolu gözükmüyor"

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçi borçları hakkında umutsuz açıklamalarda bulundu. Bayraktar, Karaman Polisevi'nde düzenlenen basın toplantısında, Karaman'a, CHP'den Karaman Belediye Başkan Adayı olan Karaman Ziraat Odası Başkanı Ercüment Yılmaz'a ''hayırlı olsun'' demek için geldiğini söyledi.

2007 yılında Türkiye genelinde yoğun bir kuraklık yaşandığını, üreticilerin mağdur olduğunu anlatan Bayraktar, hem kuraklık hem de girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle çiftçinin borçlandığını, tarım kesiminin küçüldüğünü ifade etti. Tarımda dip yapan 2007 yılındaki küçülmenin bir yıl sonra yukarı vurması gerektiğini, beklentilerinin bu olduğunu ancak 2008 yılında da ülkenin bir çok yöresinde kuraklık görüldüğünü ifade eden Bayraktar, ''2007-2008 ocak aylarında ürün fiyatlarındaki değişimi karşılaştırdığımızda ürün fiyatlarının yüzde 2 oranında düşmüş olduğunu görüyoruz. Yani bir taraftan küçülme olurken bir taraftan ürün fiyatlarında bir artış olmamış. Buna karşılık girdi fiyatlarına baktığımızda yaklaşık olarak yüzde 180'lere varan bir artış söz konusu'' dedi.

"Şimdi bu borçlar nasıl ödenecek?"

Girdi fiyatlarındaki bu hızlı artışın çiftçinin alım gücünü düşürdüğünü vurgulayan Bayraktar, yaptıkları tespitlere göre özellikle buğdayda, satın almada yüzde 57'lere varan bir düşüş olduğunu, 2007 ve 2008 yılında üreticinin para kazanamadığını dile getirdi. Son 2 yılda üreticilerin hızla borçlanmaya devam ettiğini, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası'ndan 2008 yılında yaklaşık olarak 8 milyar TL borçlanan üreticinin, yaklaşık 7 milyar TL de özel bankalardan borçlandığını söyleyen Bayraktar, şunları kaydetti,
''Üreticilerimiz bugün, gübre ve tohum bayilerine de borçlu. Bu yetmedi tefecilere borçlu olan üreticilerimiz var. Bu şunu gösteriyor, üreticilerimiz para kazanarak değil borçlanarak üretim yapmaya devam ediyor. Şimdi bu borçlar nasıl ödenecek? Borçlardan dolayı üretici bir çıkmaz içine girdi. Açık söylüyorum, bu çıkmazdan da bir çıkış yolu gözükmüyor. Çiftçinin bu çıkmazdan kurtulması için para kazanması lazım. Gökten de para yağmadığına göre... Son 4-5 aydır çeşitli platformlarda Başbakan ve Bakanlarla yaptığımız toplantılarda bu konunun altını çizdim. Acil olarak elektrik borçlarının, tarım kredi, Ziraat Bankası borçlarının, özel banka borçlarının yapılandırılması gerektiğini söyledik. Çiftçi borçları yapılandırılmazsa önümüzdeki günlerde bankalar haciz işlemlerini başlatacak.''

Bayraktar, Türkiye'de bir kriz yaşandığını, krizin şimdi diğer sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de görüldüğünü belirterek, ''Kriz kendiliğinden bir işsiz gurubu meydana getirdi. Büyük şehirlerde işsiz kalan bu insanlar nereye gidiyorlar? Üzülerek söylüyorum tarım kesimine geliyorlar. 2008 yılının özellikle Ekim ayından itibaren işsiz kalan 1 milyon insan tarıma göç etti. Büyükşehirlerde işsiz kalan bir milyon kişinin yükünü tarım sektörü çekiyor'' diye konuştu.

"Çiftçi ekim yaparken bir kumar oynuyor"

Türkiye'de tarım sektörünün çok önemli reformlara ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü, ''Eğer tarımda reformu gerçekleştiremezsek tarım sektörünü bir kumar olmaktan çıkaramayız. Bugün çiftçi ekim yaparken bir kumar oynuyor. Neyle karşılaşacağının farkında değil. İşte Karaman'da elmanın düştüğü durum. Gelişen hiç bir ülkede elma bu duruma düşmez. Çünkü her ülkede bunun planlaması yapılır; bunu Bakanlık yapar, çiftçi örgütleri yapar. Türkiye'ye geldiğimizde maalesef tarımda Hükümetler bir planlama yapmıyor. Bugün buğdayda zarar eden yarın başka bir üründe zarar ediyor. Bugün meyvede zarar eden meyve bahçelerini kesiyor. Üretici bu işi nasıl sürdürülebilir kılacak? Biz acil olarak Türkiye'de bir üretim planlamasına gidilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Bakanlığın bu işe başlaması lazım.''

Bir başka sorunun da damızlık hayvanların kombinalarda kesilmek için sıra beklemesi olduğunu anlatan Bayraktar, ''Manisa'da bir haftada 24 bin damızlık hayvan mezbahada kesildi. Bu güzelim hayvanlarımızı kesiyoruz. Neden kesiyoruz? Süt fiyatları 47 kuruşun altına indi. Özellikle bu dönemde süt fiyatlarının bu kadar düştüğü son 10 yıl içinde bir dönem yok. Biz şu anda Türkiye'de bir okul sütü kampanyası başlatamıyoruz. Okul sütü kampanyası başlatılmazsa nisan ve mayıs aylarında süt üreticisini daha zor günler bekliyor'' dedi.

Bayraktar, tarım kesimindeki sorunları her platformda anlatmaya devam edeceklerini, seslerinin duyurulması konusunda medya kuruluşlarının daha fazla desteğine ihtiyaç duyduklarını sözlerine ekledi.