Çoçuklarda obezite tehlikesi

Tarsus SEV İlköğretim Okulu doktoru Uzm.Dr.Ali Cerrahoğlu, çocuklarda artan kilo fazlalığı problemine dikkat çekerek, ebeveynleri çocukluk çağı obezitesiyle mücadelede yapmaları gerekenler konusunda uyardı.

Çoçuklarda obezite tehlikesi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.03.2012 - 10:32

Yıllar önce sağlıkla ilgili önceliklerimizin başında gelen birçok hastalık şişmanlık sorununun giderek çığ gibi büyümesi ile neredeyse ikinci planda kaldı. Antibiyotiklerin keşfi ve gelişmesi, aşıların yaygınlaşması ve hijyenik şartların düzelmesi ile bulaşıcı hastalıklar azalırken obezite riski artmaya devam ediyor.

Tarsus SEV İlköğretim Okulu doktoru Uzm. Dr. Ali Cerrahoğlu, çocukluk çağındaki artan  obezite riskiyle ilgili açıklamalarda bulundu:
 


Eskiye göre ne değişti ? Çocuklarda kilo fazlalığı neden artıyor ?

"Araştırmalar gösteriyor ki ülkemizde artık daha az ekmek, süt-yoğurt, et ve ürünleri, taze sebze ve meyve ve daha fazla basit şeker ve yağ tüketiyoruz. Günde en az 5 porsiyon sebze veya meyve tüketmemiz gerekirken biz bunun çok gerisindeyiz. Çocuklar ve gençler daha çok ayaküstü beslenmeyi tercih ediyorlar. Enerjisi çok yüksek, doymuş yağları fazla, çok tuzlu, az posalı ve vitamin ile minerallerden fakir bu besinlerle beslenen gençlerimiz obeziteyle birlikte bir çok kronik hastalığa aday haline geliyorlar.

Televizyon en önemli etkenlerden bir tanesi. Televizyon karşısında geçirilen uzun saatler ve izlerken yenilen sağlıksız atıştırmalar, bilgisayar, internet, cep telefonları sağlıksız beslenme alışkanlıklarıyla birleşince korkulan oldu ve her geçen yıl şişmanlık oranlarımız geometrik olarak artmakta devam ediyor.

Şişmanlık sadece estetik olarak rahatsızlık veren bir görüntüden ibaret değil. Günümüzde en sık görülen hastalıklar sıralamasında en üst sıraya yerleşen kalp-damar hastalıklarının tetikleyici ve en önemli etkeni. Şişmanlık hareketsiz yaşam ve tütün kullanımı ile birleşince vücudumuzun her köşesindeki damarlar etkilenerek sayısız hastalığa neden oluyor.
 


Hareketsiz yaşamın bedeli var


Eskiden çocuklar sokakta büyürlerdi. Hem sosyal yönden gelişmeleri, toplumun bir parçası haline gelmeleri hem de fiziksel gelişmeleri açısından sokaktaki o hareketli yaşam çok önemliydi. Şimdi hem sokakların güvenli olmaması hem de çocukları evde cezbeden teknolojik imkanlar nedeniyle çocuklarımız sokağı unuttular. Ülkemizde yapılan bir araştırmada öğrencilerin %73’ünün hareketsiz yaşam sürdüğü, ilkokul öğrencilerinin %62’sinin günde 2 saatten fazla televizyon izlediği görülüyor.


Sağlıklı beslenme hangi yaşta başlamalı

Yaygın anlayış şu şekilde:

“Bırakalım çocuklar yesinler, onlar büyüme çağındalar, hareketliler, enerjilerini harcarlar, nasıl olsa yaş ilerledikçe sorunlar başlıyor, o zaman dikkat eder ve diyet yaparlar” 

Maalesef bu doğru değil. Çocukluk çağında gelişen obezite erişkin çağındaki obezitenin en büyük etkeni ve bir çok kronik hastalığın nedeni. Erken yaşta başlayan şişmanlık ömür boyu kalıcı oluyor. Hem yağ hücrelerinin sayıca artıyor hem de beslenme alışkanlıkları bir kez sağlıksız şekilde oluşunca ilerleyen yıllarda değişmesi çok daha zor oluyor.


Okullarda durum 

Annelerin en büyük korkusu çocuklarının okuldan eve aç gelmesi. Sevmedikleri yiyeceklerin servis edildiği günlerde yemeği reddeden çocuklarıyla birlikte onlar da olumsuz tepki veriyorlar. Okul idarecileri, yemek firmaları sağlıklı yiyecekler sunmakla veli ve öğrencileri memnun etmek arasında bir karar vermek zorunda kalıyorlar. Veli ve öğrencilerden gelen işaret çok etkili ve belirleyici. Çok sağlıklı bir menü planlandığında çöpe gidecek yiyecekleri göze almanız gerekiyor ki bu hiç de kolay değil.


“Bugün yemekte ne var?”


Bu soruyu soran kişinin beklediği cevap et içeren ana yemeğin ne olduğudur. Çocuklar, hatta büyükler çoğunlukla o öğünde planlanan salatanın içeriğini, çorbanın çeşidini, meyvenin rengini değil ana yemeği merak ederler. Oysa ki beslenme bir bütündür. Yaşam için elzem olan vitamin ve mineraller çoğu kez o menünün üçüncü, dördüncü tabağında, salatanın içerisindedir.

Yemekhanenin kapısında yemeğin ne olduğunu öğrenip doğruca kantine yönelen çocukları gözünüzün önüne getiriniz. Ana yemekte yağlı bir et yemeği olduğunda herkesin mutlu olduğunu, yemeğin artıp atılmadığını, hem firma hem de öğretmen ve idareciler için o günün daha kolay geçtiğini göreceksiniz.


Çözüm nerede


Hiç kimsenin elinde sihirli değnek yok. Çocukluk çağı obezitesinde aile ve okulun iş birliği çok önemli.Yaşam boyu sürecek sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmak tek başına okulun öğretebileceği veya ailenin başarabileceği bir konu değil. Sektörler arası sürekli ve etkili iş birliği yapılmalı. Sağlık ekibinin öncelikleriyle yemek üreticilerinin sunuşu ve hazırlığı, okul idaresinin kararlılığı ve ailelerin desteği bir araya gelmeli. Yoksa bu kişi veya gruplardan birisi sevimsiz bir hedef olarak tüm tepkilerin odağı haline gelecektir.


Aileler neler yapmalı

Çocukluk çağında kilo kaybını hedeflemiyoruz. Büyümeye ve çocuğun artmış fizik aktivitesine yetecek ancak fazla kilo almasına yol açmayacak kadar kalori almasını sağlamak gerekiyor. Her zaman yeteri kadar sebze, meyve ve tam tahıllı gıdalar bulundurulmalı. Protein kaynağı olarak yağsız etler, tavuk ve balık eti, kurubaklagiller ve yağı azaltılmış süt ürünlerini seçin . Porsiyonları küçük tutun. Bol bol su içmesini teşvik edin. Tatlı ve şekerli gıdaları kısıtlı tüketin. Ara öğünlerde atıştırmak üzere meyve ve sağlıklı gıdaları görünür yerlerde bulundurun. Her fırsatta hareket etmesini teşvik edin, siz de ona katılın. Tüm aile bireylerinin katıldığı bisiklet gezileri, yürüyüşler aynı zamanda aile bütünlüğüne de katkıda bulunurlar. Televizyon ve bilgisayar başında geçen sürenin günde 2 saati geçmemesini sağlayın.

Sevgili anne ve babalar; erişkinlerin neredeyse üçte birinin hipertansif ve kilo fazlalığı riski altında olduğu günümüzde çocuklarımıza bırakacağımız en önemli miras onlara sağlıklı yaşam tarzını benimsetmektir."


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon