Covid: Türkiye'de aşılama nasıl yapılacak, sağlık meslek örgütlerinin endişeleri neler?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünkü kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada "Covid-19 aşısı belirlenen sıralamaya göre Perşembe veya Cuma günü uygulanmaya başlayacak" dedi. Sağlık Bakanlığı, başta aile sağlık merkezleri olmak üzere tüm hastanelerde aşı hizmeti verileceğini söylüyor. Peki, sağlık kuruluşları aşı sürecine nasıl hazırlanıyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünkü kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada "Covid-19 aşısı belirlenen sıralamaya göre Perşembe veya Cuma günü uygulanmaya başlayacak" dedi.
Gelinen aşamada salgınla mücadeledede en önemli konunun aşı çalışmaları olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Gereken test süreçleri tamamlanır tamamlanmaz belirlenen öncelik sırasına göre uygulamasına geçilecektir" diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı depolarında bekleyen Çin menşeli 3 milyon doz CoronaVac aşısına Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'ndan (TİTCK) "Acil Kullanım Onayı" verilmesi ve sağlık çalışanlarından başlamak üzere yaygın aşılamaya geçilmesi bekleniyor.
Sağlık Bakanlığı ise başta aile sağlık merkezleri olmak üzere tüm hastanelerde aşı hizmeti verileceğini söylüyor. Peki, sağlık kuruluşları aşı sürecine nasıl hazırlanıyor?
30 Aralık'ta Ankara'ya ulaşan CoronaVac aşılarının Sağlık Bakanlığı laboratuvarlarındaki güvenlik testlerinin en az 14 sürmesi bekleniyordu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, faz çalışmaları Türkiye'de süren inaktif aşı CoronaVac'ın ara sonuçlarına göre aşının yeterince güvenli ve etkili olduğunu söyledi.
Sağlık meslek örgütleri ise aşı temininde geç kalındığını ve yaygın aşılamanın bir an önce başlaması gerektiğini vurguluyor.
Türk Tabipleri Birliği'ne göre (TTB), bu şartlarda "aşıya yaygın erişimin 2021 ortası-sonundan önce sağlanması söz konusu değil".
TTB, aşının hastalık bulaşına etkisinin yavaş gelişeceğini ve hedef kapsayıcılık oranlarına erişmenin birkaç yıl alabileceğini belirtiyor.
Yaygın aşılama nasıl yapılacak?
Sağlık Bakanlığı'nın 81 ile gönderdiği yazıya göre, Covid-19 aşısı aile sağlığı merkezlerinin yanı sıra tüm kamu, özel ve üniversitelere ait hastanelerde yapılacak.
Genelgede belirtilen sağlık hizmet kuruluşları, CoronaVac aşısı bakanlık depolarından illere doğru dağıtıma çıkmadan önce, çalışma esasları Sağlık Bakanlığı'nca belirlenen "aşı odaları" kurmaya başladı.
Buna göre yatak sayısı 50 ve altında olan hastanelerde 5, yatak sayısı 51-199 arasında olan hastanelerde 10, yatak sayısı 200-399 olan hastanelerde ise 15 adet aşı uygulama odası hazırlanıyor.
Bu sayı, hastanenin yatak kapasitesine bağlı olarak 25 aşı odasına kadar çıkabiliyor.
Bakan Koca, vatandaşların aşılanmasında "risk sıralamasının" esas alınacağını ve buna göre hazırlanan aşı takvimiyle toplum bağışıklığının en üst seviyeye çıkarılacağını söylüyor.
Bu stratejiye göre ilk olarak sağlık çalışanları ve huzur evlerinde bulunan kişilerin aşılanacağı belirtiliyor. İkinci sırada asker, polis, jandarma, adli personel, cezaevinde kalanlar ve çalışanlar, üçüncü sırada ise 65 yaş üzeri vatandaşlar geliyor.
Bu gruplardan sonraki aşı önceliği, vatandaşların yaşına ve kronik rahatsızlığı olup olmadığına göre belirleniyor.
Vatandaşlar, kendisine ne zaman aşı sırası geleceğini e-Nabız veya Merkezi Randevu Sistemi (MHRS) gibi mecralar üzerinden öğrenecek.
Aşı olmak isteyenlerin hastanelere ya da aile sağlık merkezlerine başvurmadan önce MHRS üzerinden randevu alması gerekecek.
Aşı 28 gün arayla iki doz şeklinde uygulanacak.
Aile sağlığı merkezlerinin fiziki şartları aşı için uygun mu?
Sağlık Bakanlığı, "başta Aile Sağlığı Merkezleri olmak üzere bütün hastaneleri de kapsayan" yaygın aşı uygulamasının lojistik organizasyonunun tamamlandığını söylüyor. Ancak bakanlık, Türkiye'de birinci basamak sağlık kuruluşları olan aile sağlık merkezleri, Covid-19 için yaygın aşılamaya geçildiğinde çeşitli sorunlarla karşılaşılabileceğine dikkat çekiyor.
Aile hekimliklerinde aşı sürecine dair kaygıların başında fiziki yetersizlikler geliyor.
Sağlık meslek örgütlerine göre, Türkiye'deki toplam 27 bin aile hekimliği biriminin hem insan kaynağı hem de lojistik imkanlar açısından birbirinden oldukça farklılık gösteriyor.
İstanbul Aile Hekimliği Derneği, mevcut aile hekimliklerinin 2 bininde hekim, 3 bininde ise aşılama hizmetlerinin olmazsa olmazlarından olan bir hemşire ya da ebenin bulunmadığını söylüyor.
Türkiye'de toplamda 7 bin civarında aile sağlığı merkezinin olduğunu ifade eden dernek, bunların bir kısmında yalnızca tek aile hekimliği biriminin çalıştığını, bazılarında ise 15'den fazla birim bulunduğunu aktarıyor.
Dolayısıyla pandemi sürecinde olmazsa olmaz sayılabilecek, sosyal mesafeye izin veren fiziksel imkanlar birbirinden farklılık gösteriyor.
Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu üyesi Dr. Emrah Kırımlı, İstanbul'daki aile hekimliği merkezlerinin yüzde 30'unun kiralık apartman dairelerinden oluştuğunu söylüyor.
Sağlık Bakanlığı yayımladığı genelgede, aşı odasının bulunduğu yerde geniş ve ferah bekleme alanı oluşturulması gerektiğini belirtiyor ancak Kırımlı, "Aile sağlığı merkezleri genel olarak küçük yerlerdir ve bekleme alanlarımız sosyal mesafe için dar" diyor.
'Aile sağlığı merkezlerinde personel sıkıntısı yaşanıyor'
Dr. Emrah Kırımlı, Türkiye'deki aile hekimliklerinin yüzde 20'sinde hiç ebe ya da hemşire bulunmadığını, her aile sağlığı merkezinde en az bir hekim ya da hemşirenin eksik olduğunu kaydediyor.
Kırımlı, "Tam kapasite çalışan çok az sayıda aile sağlığı merkezi var. Türkiye'deki sağlık çalışanı insan gücünün sadece yüzde 5'i aile sağlığı merkezlerinde çalışıyor ancak buna karşın, Türkiye'de verilen poliklinik hizmetinin yüzde 35'ini biz yapıyoruz" diyor. Buna karşın aile sağlığı merkezlerinin hali hazırda oldukça yoğun bir şekilde çalıştığını söyleyerek, aşı sürecinde bu yoğunluğun artacağını ifade ediyor:
"2019 yılında aile sağlık merkezlerinin poliklinik hizmetlerine 280 milyon müracaat yapıldı. Geri kalan tüm eğitim araştırma hastaneleri, şehir hastaneleri ve özel hastanelere toplamda 570 milyon müracaat oldu. Ancak sorun şu ki orada 1 milyon sağlık personeli çalışırken, bizde sadece 45 bin personel çalışıyor.
"Aile hekimliklerinin yüzde 20'sinde ebe ya da hemşire bulunmuyor. İstanbul Esenyurt'ta dört aile hekiminin çalıştığı bir aile sağlığı merkezinde bir yıldır hiç hemşire yok. Hemşire olmayınca aşıyı kim yapacak? Doktor yapacaksa, onun yaptığı işi kim yapacak?
Aile sağlık merkezlerinin aşı sürecini nasıl karşılayacağıyla ilgili tek kaygı bunlarla sınırlı değil.
Kırımlı, aşı için gerekli soğuk zincir ekipmanlarının neredeyse tamamının, aile sağlığı merkezlerine ayrılan "kısıtlı" bütçeden karşılandığını anlatıyor:
"Her bir aile sağlığı merkezine belli miktar bütçe ayrılıyor ve sonrasında merkezin personel giderleri dahil tüm ihtiyaçlarının bu bütçeden karşılanması bekleniyor. Örneğin Sağlık Bakanlığı kamu hastaneleri için piyasa fiyatı 7 bin 300 TL olan bir aşı dolabı satın alırken, biz kendi kısıtlı bütçemizden ayırıp bu dolapları satın alamıyoruz. Onun yerine 2 bin 500 liraya standart buzdolabı alıyoruz. Aşıları koyacağımız iç hacimleri tabii ki diğerlerine göre daha küçük oluyor."
Kırımlı, pandemi sürecinde zatürre aşılarına karşı artan talep ve uzaktan eğitim sürecinde okullarda yapılan çocuk aşılarının yapılamaması nedeniyle aile sağlığı merkezlerinin aşı dolaplarının hali hazırda dolu olduğunu söylüyor. Vatandaşların aşı yaptırmak için toplu taşıma kullanarak uzaktaki bir hastaneye gitmek yerine, evine yakın adreslerdeki aile sağlığı merkezlerini tercih edeceğini ve bu durumun merkezlerdeki yoğunluğu artıracağını öngörüyor.
"Eğer siz bütün toplumu aşılayacaksınız bunun yeri aile sağlığı merkezleridir" diyen Kırımlı, aile sağlığı merkezlerinin yaygın aşılama için gerekli fiziki şartlara erişebilmesi için kendilerine ayrılan bütçenin yeterli olmadığını savunuyor.
'Özel hastaneler aşı odaları kurmaya başladı'
BBC Türkçe'ye konuşan Özel Hastaneler Platformu Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, aşı sürecinde hizmet verecek özel hastaneler için daha iyimser bir tablo çiziyor.
Şu an da her özel hastanenin kendi yatak kapasitesine bağlı olarak aşı odası açma hazırlığında olduğunu ifade eden Altuğ, özel hastanelerde aşı sorumlusu doktor ve sağlık personellerinin belirlenip sağlık müdürlüklerine bildirildiğini aktarıyor:
"Aşı uygulamasının randevulu olması sebebiyle sürecin rahat işleyeceğini düşünüyoruz. Bazı hastanelerimiz yeterli aşı oda sayılarını karşılamakta güçlük yaşayacak olsa da genel itibariyle yapısal olarak ciddi bir sorunla karşılaşacağımızı düşünmüyorum."
Aşı randevuları için, özel hastanelerdeki randevu altyapısının MHRS ile uyumlu hale getirildiğini söyleyen Altuğ, "Aşı uygulaması başladığında tüm hastanelerimizin randevulu olarak 08:30-24:00 saatlerinde hizmet vereceğine inanıyorum" diyor.
Özel hastanelerin aşı uygulaması için vatandaşlardan ücret talep etmeyeceğini söyleyen Altuğ, bu hizmet için kamu kaynaklarından da pay talep edilmeyeceğini belirtiyor:
"Pandemi sürecine bakıldığında özel hastanelerimizin ciddi anlamda devletimizi destek olduğunu ve hastaların tedavi süreçlerine ciddi bir katkısı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu süreçte her ne kadar sorunlarımız olsa da başta Sağlık Bakanımız ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız ile görüşmeler yaparak çözüme kavuşturduk. Aşı uygulamasını milletçe bu salgın hastalıktan kurtulmamızın önünde ki en büyük fırsat olarak görüyoruz. Dolayısıyla herhangi bir pay talebimiz bulunmamaktadır."
Yaygın aşı için geç mi kalınıyor?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Covid-19'a karşı aşı hizmetlerinin 11 Aralık'ta başlayacağını ve Aralık ayı içerisinde Türkiye'ye yaklaşık 20 milyon doz aşı geleceğini açıklamıştı.
Ancak bugün itibariyle depolarda yaygın aşılama için acil kullanım onayı almayı bekleyen 3 milyon doz aşı bulunuyor.
Türkiye'nin CoronaVac aşısından 47 milyon doz daha temin edeceği açıklandı ancak bunların ne zaman ülkeye gireceği konusunda herhangi bir tarih belirtilmedi.
Bakan Koca'nın ayrıca 4,5 milyon doz garanti olmak üzere, 30 milyon doza kadar anlaşma imzalandığını belirttiği genetik teknoloji kullanılarak üretilen Pfizer/BionTech aşısının da ne zaman tedarik edileceği henüz belirsiz.
Türkiye'nin Covid-19 salgınıyla mücadelede aşı politikasını eleştiren TTB, pandemi yönetiminin aşı tedarikinde aksama olmayacağına yolunda güven, tesis etmesini ve acil kullanım onayı sürecinde topluma açık bilgi verilmesi gerektiğini vurguluyor.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu