"Çözüm bulununcaya kadar Meclis tatile girmemelidir"

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan çatışmalı sürecin bir an önce durdurulması ve kalıcı hale getirilmesi gerektiğini belirterek "Meclis tüm gündemlerini iptal ederek, acilen toplanmalı ve akan kanın durdurulması için atılacak adımları gündemine almalıdır. Çözüm bulununcaya kadar da tatile girmemelidir" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.06.2010 - 12:53

BDP'nin Başbakan Erdoğan hakkında verdiği "açılım" gensorusunun ön görüşmeleri Meclis Genel Kurulu'nda yapılırken BDP grubu adına Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan söz aldı. Demokratik siyaseti önemsediklerini, sorunların Meclis'te barışçıl çözümüne inandıklarını ifade eden Kaplan, "Toprağa düşen her can bizim canımız, gencecik insanlar tabutlara düşerken, anaların yüreğinde ateş yanarken, Mecliste ihale, istimlak, özelleştirme, karayolları kanunları ile sabahlara kadar çalışmayı çok anlamlı bulmuyoruz. Çünkü ülkemizin gerçek gündemi bu değil. Son dakika haberlerine bakın; çatışmalar, karakol baskınları, F-16-Kobra bombalamaları, topçu ateşleri devam ediyor, bir biri ardına ölümler yaşanıyor. Batı'da anaların Türkçe ağıtları yürek yakarken, Doğu'da anaların Kürtçe ağıtları yükselirken, benim meclis gündemim, kardeş kanını nasıl durdururum, nasıl çözüm bulurum nasıl silahları sustururum olmalıydı" dedi.
 

"Açılım derken ne oldu da çatışmalı ortama geldik?"

Bir yıl önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "iyi şeyler olacak" Başbakan'ın "Anaların gözyaşı akmayacak" dediğini, bu sözlere inandıklarını söyleyen Kaplan, bu sözlerin ardından DTP'nin kapatıldığını, bin 600 partilinin kelepçelenerek tutuklandığını kaydetti. Kaplan, "Açılım, barış, kardeşlik derken ne oldu da birden bire çatışmalı bir ortama geldik?" diye sordu.

Büyük çoğunluğun "kardeşçe bir çözüm" umudu içinde olduğunu, bu iradenin Meclis'te olduğunu ifade eden Kaplan "Yeter ki uzlaşı-diyalog ortamı sağlayarak, soruna 'partiler üstü' bir yaklaşımla bakabilelim" dedi.
 

"Hükümeti Habur sendromu kaygısı sardı"

Demokratik açılımın doğru olduğunu, ilk açıklandığında bölgede iyimserlik yarattığını kaydeden Kaplan, hükümete "Habur sonrası medyanın, muhalefetin yükselttiği ırkçı-milliyetçili dalga sizleri korkuttu. Habur Sendromu kaygısı hükümeti sardı. Geri adım atmanın anlamı yoktu. Milliyetçi-ırkçı dalga karşısında hükümetin milliyetçi dalgayı yönetmesi ve kontrol etmesi gerekiyordu, yapamadınız teslim olmayı seçtiniz. Ezber bozmak gerekiyordu, siyasi cesarete ihtiyaç vardı" diye seslendi.

 

"İsyanımız samimiyetsizliğinize"

Kürt sorununun çözüme kavuşturulması için 'çatışmasızlık ortamı'nın oluşturulmadığını, açılımın duraksaması ve rota değiştirmesinin, Kürt demokratik siyasetine baskıya dönüştüğünü savunan Kaplan, "Böylesi günlerde 'ateşli içi boş' nutukların, küçük siyasi hesapların faydası yok. Bir 'Yandan açılım bitmedi, ne olursa olsun devam edecek' deniliyor. Taş atan çocuklar yasası geç de olsa, eksik de olsa Meclis'te. Oylarını aldığınız Kürtleri küstürmek istemiyorsunuz. Diğer yandan BDP'ye çok sert saldırıyor, tabanınızdaki milliyetçilere selam veriyorsunuz. Samimiyet testinde sınıfta kaldınız" diye konuştu.

Kaplan, Başbakan'a "Tutumunuzdaki çifte standart bizi şaşırtıyor. Taş atan Filistinli çocukları övüyorsunuz, Kürt çocukları için 'gereği yapılacak' diyorsunuz. Acıları ve ölümleri yarıştırmak gibi bir niyetimiz yok. Her acı önemlidir ve paylaşılmalıdır. İsyanımız samimiyetsizliğedir. Gazze'de yaşananlara tepki gösteriyorsunuz, Silopi'de susuyorsunuz, yaşananları görmezden geliyorsunuz. HAMAS için halk seçti diyor meşru görüyorsunuz, BDP'ye tahammül edemiyorsunuz" diye seslendi.
 

"Meclis çözüm bulununcaya kadar tatile girmelidir"

Türkiye'nin S.O.S sinyalleri verdiğini, yol ayrımında olduğunu kaydeden Kaplan şunları söyledi:

"Çağrı yapıyoruz: Bu sorunu sınırda nöbet tutan yirmi yaşındaki gençlerin sırtına yüklemekten vazgeçin. Gencecik fidanların toprağa düşmemesi, anaların gözyaşının dinmesi için, bu çatışmalı sürecin biran önce durdurulması ve kalıcı hale getirilmesi gerekir. Bu da ancak hükümetin atacağı demokratik adımlarla, vereceği barışçıl mesajlarla ve ortaya koyacağı çözüm iradesiyle mümkün olabilir. Hükümetin yanı sıra parlamento da böylesi bir sürecin Türkiye'de başlatılabilmesi için tarihi bir görevle karşı karşıyadır. Meclis tüm gündemlerini iptal ederek, acilen toplanmalı ve akan kanın durdurulması için atılacak adımları gündemine almalıdır. Çözüm bulununcaya kadar da tatile girmemelidir. Aksi takdirde: Sizleri, bizleri, hepimizi halk da, tarih de affetmez."
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon