"Değişim sürecinin 3 boyutu var"

Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, Türkiye'nin gelişim ve değişim sürecinde önemli bir kavşak noktasına geldiğini savundu.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.10.2010 - 10:37

Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, Antalya'da düzenlenen 12. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kongresi'nde konuştu. Kumlu, bugün Türkiye'nin gelişim ve değişim sürecinde önemli bir kavşak noktasına geldiğini ifade ederek, "Bunun üç boyutu olduğunu düşünüyorum. Birinci boyut olan siyasal boyut, Türkiye'nin demokratikleşme sorunları ile ilgilidir. İkinci boyut, Türkiye'nin ekonomik kalkınma sorunları ile ilgilidir. Üçüncüsü ise toplumsal gelişme sorunudur" diye konuştu.
 

"Demokratikleşme süreci bazı sorunları geride bıraktı"

Türkiye'nin demokratikleşme meselesinin bugün gelinen aşamada bazı sorunları geride bıraktığını ifade eden Kumlu, "Türkiye'nin siyasal tarihinde demokrasiye doğru atılan adımların, yaşanılan kesintiler nedeniyle uzun soluklu olmadığını hepimiz biliyoruz. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı askeri müdahaleler sadece çalışanlar açısından değil, bütün toplum kesimleri açısından büyük kayıplar yaratmıştır" dedi.

Türkiye'nin, demokrasiyi kesintiye uğratacak her türlü müdahaleyi artık geride bırakması konusunda bir mütabakat sağladığını ifade eden Kumlu, "Hala önemli sorunlarımız yok mudur? Elbette vardır. Ama bu sorunlara ilişkin farkındalık artmıştır ve inanıyorum ki bu farkındalık zaman içinde çözümleri de beraberinde getirecektir.
 

"Mecliste uzlaşma lazım"

Türkiye'de meclisin içerisinde uzlaşmanın artmasıyla demokrasinin de artacağını ifade eden Kumlu, "Türkiye'de siyasal iktidarlar, meclisin içerisinde uzlaşma yaratarak gücünü daha fazla artırabilir. Ama unutulmamalıdır ki sivil toplumla yapılacak mütabakatla elde edilecek güç demokratik katılımı daha ileri düzeylere taşıyacaktır. Sivil toplumu öteki gibi görmek, oradan gelen ya da gelecek olan eleştirileri karşıt bir algı içerisinde değerlendirmek devletle sivil toplum arasında yeni mesafelerin oluşmasına yol açar" dedi. Kumlu, Türkiye'nin en büyük örgütlü güçlerinden biri olarak Türkiye'nin sorunlarının çözümüne katkı yapmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Biz devletin ya da devleti şu veya bu düzeyde temsil edenlerin katkı çabalarımızı dikkate almasını her şeyden önce demokrasimiz adına bir zaruret olarak görüyoruz. Sadece bizi mi, elbette ki hayır. Çünkü sivil toplum çoğul bir yapıdır. Türkiye'nin bu çoğulculuğa alışması gerekmektedir. Çoğulculuğu örgütlenme düzeyine, düşünce seviyesine çıkardığımız zaman, farklı olmanın aslında özgürlüklere açılan bir kapı olduğunu da daha rahat görebiliriz" diye konuştu.
 

"Anayasa özgürlükler metni olmalıdır"

Anayasaların temel metinler olduğunu ifade eden Kumlu, "Orada her şeyi yazmak bazen doğru olmayabilir. Ama unutmamak gerekir ki orada yer alan ifadeler sadece ve sadece insanların toplumsal, ekonomik, siyasal, bireysel özgürlüklerini düzenleyecek bir sadelikte ifade edilirse, yasa yapıcının işi de kolaylaşır. Bunun için biz anayasaların sade bir özgürlükler metni olmasını istiyoruz. Mesela Anayasa metninde bir işçinin aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olamayacağına dair bir hükmün yer almasını doğru bulmuyoruz" dedi. Kumlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ama Anayasadan bu hüküm çıkarıldı diye, yerine bir kaos ortamının ikame edilmesini de doğru bulmuyoruz. Nitekim dün yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantısında bu mesele tartışılmıştır. Memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz ki HAK-İŞ, DİSK ve TİSK de bu konuda bizimle aynı fikirdedir."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler