Dernekler amacına ulaşmıyor

Kamu yararı statüsünün verilmesinde objektif bir ölçütün bulunmaması nedeniyle "kamuya yararlı dernek" uygulamasıyla hedeflenen amaca ulaşılamadığına dikkat çeken DDK, bu nedenle verilen "devlet desteğinin" kamusal yararı tartışmalı derneklere gittiği tespitinde bulundu.

Dernekler amacına ulaşmıyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.03.2010 - 08:56

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu(DDK), aralarında Deniz Feneri Derneği'nin de bulunduğu 431 kamu yararına çalışan derneklerle ilgili soruşturmayı tamamladı. Raporunda mevcut kamuya yararlı dernek statülerinin gözden geçirilmesi gerektiğini belirten DDK, kamuya yararlı dernek uygulaması ile hedeflenen amacın gerçekleştirilemediğinin altını çizdi. Kamu yararı statüsünün verilmesinde objektif bir ölçütün bulunmamasının bunda etkili olduğunu dile getiren DDK,bu nedenle verilen "devlet desteğinin" kamusal yararı tartışmalı derneklere yöneldiği konusunda uyardı.

Kamu yararına derneklerin gelirlerinin en az yüzde 50'sini amacı doğrultusunda harcaması gerekirken, 2006'da yüzde 46, 2007'de yüzde 45 ve 2008'de ise yüzde 41'inin harcandığını ortaya koyan DDK, amaca harcanan giderlerinin toplam gelire oranı yüzde 50'nin altında olan derneklerin kamu yararı statüsünün gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurumu'nun, Kamuya Yararlı Dernek Statüsü'nün İrdelenmesiyle Kamuya Yararlı Derneklerle İlgili Yürütülen İş ve İşlemlerin Değerlendirilmesiyle ilgili Denetim Raporu yayınlandı.

17 Şubat tarihli raporda yapılan değerlendirmeler neticesinde özetle şu sonuçlara yer verildi:
Rapora göre Türkiye'de etkin bir devlet-sivil toplum işbirliği kurulabilmesi ve devlet sivil toplum ilişkilerinin sınırının belirlenebilmesine olanak sağlayan bir kamu yararı tanımlaması bulunmuyor. Kamu yararı müessesinin hangi amaçları ve faaliyetleri kapsadığı konusuna mevzuatta yeterince açıklık getirilmiyor. Ekonomik büyüklükleri ve faaliyet alanları incelendiğinde kamuya yararlı dernek statüsü niteliklerini taşımayan bazı derneklerin bulunduğu görülüyor. Bu nedenle, mevcut kamuya yararlı derneklerin statülerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.
 

Derneklere bağış azaldı

Kamu yararına çalışan derneklerin mali bilgileri incelendiğinde; derneklerin üye ödentilerinin düşük tutarda ve artış eğiliminde olduğu, yurt dışından aldıkları yardımların giderek azaldığı, kamu kuruluşlarından alınan yardımların ise durağan bir seyir izlediği görülüyor. Diğer bağış ve yardımların 2006-2007 yıllarında yüzde 40 artış olurken, 2007-2008 yıllarında yüzde 26 azalış yaşanıyor. Diğer gelirler kaleminde 2006-2007 döneminde yüzde 47 gibi keskin bir düşüş olurken, 2008 döneminde tutar ancak 2006 seviyesine yaklaşıyor.


Kamu yararı uygulaması amacına ulaşmadı

Söz konusu veriler bir bütün olarak kamuya yararlı dernek uygulaması ile hedeflenen amacın gerçekleştirilemediğini ortaya koyuyor. Bu tablonun ortaya çıkmasındaki en önemli neden, öteden beri kamu yararı statüsünün verilmesinde objektif bir ölçütün belirlenememesi ve kamu yararının tanımlanmamış olmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle toplumun söz konusu derneklere katılım ve desteği istenilen düzeye yaklaşamıyor.
 

Devlet "kamu yararı" tartışmalı dernekleri desteklemiş oldu

Devlet desteği de "kamusal yarar" ile uygunluğu tartışmalı derneklere yöneldi. Mevcut kamuya yararlı derneklerin incelenmesi halinde bu durum açıkça ortaya çıkıyor. Mevcut yapı içerisinde kamuya yararlı statü verilmiş dernekler arasında, sadece üyelerine yönelik ve sınırlı amaçlara dönük faaliyetler yürüten dernekler ile kamu yararı ile izah edilmesi güç amaçlarla kurulmuş bazı derneklerin ve profesyonel faaliyeti olan spor kulüplerinin varlığı tek başına bunu kanıtlıyor.
 

8 spor klubü ve 5 derneğin geliri toplam gelirin yüzde 73'ü

Tüm kamu yararına çalışan dernekler içerisinde, profesyonel faaliyetleri olan
8 spor kulübü ile gelir toplamı en büyük beş derneğin, 2008 yılına ilişkin 1 milyar 308 milyon 20 bin 123,44 TL tutarındaki toplam gelirin yaklaşık yüzde 73'üne sahip olması da yeterli sosyal ve ekonomik potansiyele sahip olmayan çok sayıda derneğin kamu yararı statüsü ile faaliyetlerine devam ettiğini gösteriyor. Bu nedenle, kamu yararının tanımlanması ile birlikte mevcut derneklerin kamuya yararlılık statülerinin de yeniden değerlendirilmesi ve devlet desteğinin kamusal amaçları ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirme kapasitesi ve yeteneğine sahip derneklere yöneltilmesinin sağlanması gerekiyor.
 

Kamu yararı statüsü objektif kriterlere dayanmıyor

Kamu yararı statüsü verilirken, "objektif ve kamu yararı statüsüne uygun bir çerçevede verilmiyor." Sistemin çerçeve ve esaslarının iyi belirlenmemiş olması nedeniyle kamu yararı statüsünün geri alınmasına ilişkin süreçler etkin uygulanmıyor. Kamu yararına çalışan dernek statüsünün kazanılmasına ilişkin Maliye Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı düzenlemeleri arasındaki farklılıkların giderilmesi gerekiyor. Kamu yararına çalışan dernek statüsünün kazanılabilmesi için aranan şartlara "belirli tutarda gelir getirici mal varlığına veya yıllık gelire sahip olunmasının" ilave edilmesi öneriliyor.
 

Statü verilirken dernekler şubeleriyle değerlendirilmeli

Kamu yararı statüsünü kazanan dernek, kendisine tanınan hak ve ayrıcalıklardan
şubeleriyle beraber yararlanıyor. Ancak bir derneğe kamu yararı statüsünün verilmesine ilişkin değerlendirme, sadece dernek genel merkezinin faaliyetleri ve mali bilgileri üzerinden yapılıyor. Kamu yararı hakkı kazanılması veya bu hakkın devam edip etmemesi hususuyla ilgili olarak yapılacak incelemelerde, dernekler, şubeleri ile birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Kamu yararına çalışan derneklerin beyannameleri, şubelere ilişkin bilgileri de kapsayacak şekilde konsolide edilerek dernek genel merkezleri tarafından verilmesi önem taşıyor.

Kamu yararına derneklerin gelirlerinin en az yüzde 50'sini amacı doğrultusunda harcaması gerekiyor. Veriler incelendiğinde kamu yararına çalışan derneklerin amaçları için harcadığı tutarlarının, elde ettiği gelirlerine oranının 2006 yılında yüzde 46, 2007 yılında yüzde 45 ve 2008 yılında ise yüzde 41 dolayında gerçekleştiği görülüyor. Söz konusu oran, Dernekler Yönetmeliği uyarınca aranan yüzde 50 koşulunu sağlamadığı gibi, giderek düşen bir seyir izlediği görülüyor. Benzer statüye sahip vergi muafiyeti tanınan vakıflarda ise bu oran 2008 yılında yüzde 65 olarak gerçekleşti. Amaca harcanan giderlerinin toplam gelire oranı yüzde 50'nin altında olan derneklerin kamu yararı statüsü gözden geçirilmeli.
Ancak amaca yönelik giderlerin tespitinde hangi giderlerin amaç, hangi giderlerin genel gider ya da diğer gider kapsamında değerlendirileceğine ilişkin net bir tanımlama yapılmamış olması nedeniyle doğru bir tespit yapılamıyor. Bunun için kamu yararına çalışan derneklerin amaca yönelik giderlerinin içeriği açık ve anlaşılır şekilde belirtilmesi gerekiyor.
Vergi muafiyeti tanınan vakıflara muafiyetin devamı için yıllık gelirlerinin belli bir oranını belirlenen amaçlara harcaması koşuluna, bazı durumlarda fon oluşturulması yoluyla geçici süreler için esneklik tanınıyor. Bu esnekliğin, kamu yararına çalışan derneklere de sağlanması gerekiyor.

Kamu yararı statüsü verilmesinde aranan şartları kaybettiği tespit edilen derneklere ilişkin denetim raporları tamamlanmasına rağmen, yasada herhangi bir düzenleme bulunmadığından konunun Bakanlar Kuruluna intikalinde belirsizlik bulunuyor. Kamu yararı niteliğinin kaybedilmesine ilişkin kesinlik kazanan denetim raporlarının Bakanlar Kuruluna sunulmasının belli süre ile sınırlandırılması gerekiyor.
 

Kamu yararına çalışan dernek sayısı 431

Kamu yararı statüsü derneklere çeşitli imtiyazlar sağlıyor. Söz konusu ayrıcalıkların sivil toplumun ihtiyaç ve beklentileri çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Türkiye'de halen faaliyet gösteren yaklaşık 83 bin 500 dernek içerisinde 431 derneğin sahip olduğu kamu yararına çalışan dernek statüsü uygulaması Kızılay Derneği ile başlamıştı. 1950 yılına kadar 36 derneğe bu statü verilmiş iken, bundan sonra 1950-60 yılları arasında 66, 1961-70 arasında 91, 1971-80 arasında 56, 1981-90 arasında 52, 1991-2000 yılları arasında 97 ve 2001-2010 yılları arasında da 33 derneğe bu statüden yararlanma imkanı sağlandı.

Kamu yararına çalışan derneklerin faaliyet ve işlemlerinde hesap verilebilirliğin ve şeffaflığın sağlanması amacıyla derneklerin denetimden geçmiş mali tablolarının, yönetim ve denetim kurulu üyeleri ve diğer görevlilere ödenen ücret ve benzeri ödemeler ile bağışçıların
haklarının korunması açısından açıklanmasına gerek görülen diğer bilgilerinin, saydamlık ve hesap verebilme sorumluluğunun yerine getirilmesi amacıyla kamuoyuna açıklanmasının faydalı olacağı değerlendiriliyor.

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığından alınan bilgilere göre, kamu yararına çalışan derneklerin 2006 yılında 149'unun bilanço esasında, 263'ünün işletme hesabı esasında, 2007 yılında 156'sının bilanço esasında, 263'ünün işletme hesabı esasında, 2008 yılında 154'ünün bilanço esasında, 256'sının işletme hesabı esasında defter tuttuğu tespit edildi. Buradan kamu yararına çalışan derneklerin yaklaşık yüzde 35'inin bilanço esasına göre defter tuttuğu anlaşılmakta olup, kamuya yararlı derneklerin yüzde 65'inin işletme hesabı esasına göre defter tutmasının, hesap verilebilirlik ve şeffaflık anlamında sorun teşkil edeceği düşünüldü. Bu nedenle kamu yararına çalışan dernek statüsü kazanılmasına ilişkin aranan şartlar arasında, belirlenmiş hadlere bağlı kalmaksızın bilanço esasında defter tutma şartına yer verilmesinin gerektiği değerlendirildi.
 

Ücret ödemelerinde standart belirlenmeli

Sahip olduğu kaynağın büyük bölümü devletin sağladığı ayrıcalıklar ve halktan
toplanan bağışlardan oluşan derneklerde görev yapan kişilerin, derneğe ait kaynakları kullanırken gerekli özeni göstermeleri gerekli. Bu nedenle kamu yararına faaliyet gösteren derneklerde yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile denetleme kurulu üyelerine ücret veya sair isimlerle yapılacak her türlü ödemelere ilişkin standartlar belirlenmeli.

Kamu yararına çalışan derneklerde rastlanabilecek olumsuz uygulamalar, kamuoyunun güvenini sarsacak ve tüm sivil toplum örgütlerine karşı önyargı ve şüpheyle bakılmasına sebebiyet verir. Bu kapsamda, kamu yararına çalışan derneklerin personel giderlerinin 2006 yılında toplam gelirin yüzde 16'sı, 2007 yılında yüzde 18'i ve 2008 yılında yüzde 20'si civarında gerçekleştiği görüldü. Derneklerin kuruluş felsefesinde gönüllülük esasının hâkim olması gerektiği düşünülünce, personel giderlerinin derneğin önceki yıl toplam gelirlerinin belli bir oranını aşmaması gerektiği şeklinde bir sınırlama getirilmesinin, uygun olacağı kanaatine varıldı.

Kamuya yararlı derneklerin varlıkları içerisinde binaların önemli bir değere sahip olduğu ve zaman içerisinde giderek artan bir trend izlediği görüldü. Binalar kaleminde yer alan taşınmazların ne kadarının derneklerin amaçlarını gerçekleştirmek için kullanıldığı ve ne kadarının idari bina ve sosyal tesis için kullanıldığı önem arz ettiğinden, derneklerin idari bina ve sosyal tesis olarak sahip olacakları taşınmazların değerinin toplam aktif değerlerinin belirli bir yüzdesini geçmemesi gerektiği yönünde bir düzenleme yapılmalı.

Raporda kamuya yararlı derneklerin denetiminde etkinliğin ve verimliliğin sağlanması amacıyla sıralanan tedbirler şöyle:
Dernek denetimlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için; Dernekler Denetçilerinin, sayısının ve kadrosu artırılmalı, Dernekler Denetçilerinin içinde bulunduğu kurumsal yapının net olarak belirlenmeli, özellikle kamuya yararlı derneklerin illerde yapılan denetimlerinde, valiliklerce, denetim formasyonuna sahip kişilerin görevlendirilmesine özen gösterilmesi, denetimlerde uygulama birliği ve standart oluşturulması açısından Dernekler Dairesi Başkanlığınca hazırlanan "Denetim Rehberi" usul ve esaslarına riayet edilmeli.

Özellikle kamu yararına çalışan derneklerin, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca en az 2 yılda bir denetlenme zorunluluğu, mali güçleri arasında büyük farklılıklar bulunan dernekler üzerinde denetimlerin etkinliğini azaltıyor. Bu nedenle, kamu yararına çalışan derneklerle ilgili olarak, aksi şartlar oluşmaması kaydıyla "en az 2 yılda bir denetlenir" ibaresinde değişiklik yapılarak, mali güçleri itibarıyla öne çıkan derneklerin her döneminin, diğer derneklerin ise 2 yıldan daha uzun aralıklarla belirlenecek dönemlerinin denetlenmesi gerektiği ve bu konuda mevzuatta değişiklik yapılmasının uygun olacağı değerlendirildi.

Dernekler Kanunu'nun 9. maddesinde; derneklerin iç denetiminin esas olduğu ve
bağımsız denetim kuruluşlarına da dernekler tarafından denetim yaptırılabileceği belirtilmiş ancak bu kuruluşlarca yapılacak denetimlerin ilke, usul ve esasları belirlenmediğinden uygulamaya henüz geçilemediği anlaşılmış olup, derneklere ilişkin bağımsız denetim kuruluşlarınca yapılacak denetimlere işlerlik kazandırılması için gerekli tedbirlerin alınmasının uygun olacağı değerlendirildi.

Dernekler Dairesinde mevcut denetleme raporları üzerinde yapılan incelemede; derneklerin ticari faaliyet görünümündeki iş ve işlemleri ile dernek-iktisadi işletme ilişkilerinde, vergilendirme yönünden aksaklıklar tespit edildi. Bu nedenle, konunun Maliye Bakanlığınca incelenmesi gerekiyor.

Denetçi sayısındaki yetersizlik

Kamuya yararlı dernek uygulaması, şeffaflık ve hesap verilebilirlik uygulama ve
araçları ile donatılmadığı tespit edildi. Kamu yararına çalışan derneklerin denetimlerine ilişkin sistem ve süreçlerin yetersiz. Tüm kamu yararına çalışan dernekler iki yılda bir denetletmek mecburiyetinde olmasına karşın, söz konusu denetim yeterli ve etkin düzeyde yapılamıyor. Denetçi sayısındaki yetersizlik nedeniyle, 2005-2008 arası dönemde söz konusu derneklerin sadece yüzde 2'sinin dernekler denetçileri tarafından, geri kalanlarının ise mesleği denetçilik olmayan memurlar tarafından denetlendiği ve bunun da denetimlerin etkinliğini azaltıcı sonuçlar doğuruyor.

Kamu yararına çalışan dernekler, sahip oldukları statünün sonucunda devlet
tarafından bazı istisna ve ayrıcalıklara sahip bulunuyor. Mevcut yapı içerisinde sağlanan başkaca özel istisna ve ayrıcalıklarla bazı derneklerin genel yapı içerisinde daha da imtiyazlı hale getiriyor. Böylece, söz konusu dernekler sivil toplum vasıflarına zarar verdiği genel olarak sivil toplum yapısının bozulmasına, kamu yararı faaliyetlerinin belli alanlarda sınırlanmasına ve mali kaynakların birkaç dernekte yoğunlaşmasına neden oluyor. Bu nedenle, kamu yararı tanımının yapılması ile birlikte, kamuya yararlı derneklere sağlanan muafiyet ve istisna şeklindeki çeşitli kanunlara serpiştirilmiş söz konusu ayrıcalıkların; dernekler arasında eşitliği ve adaleti sağlayacak şekilde ve kamuya yararlı derneklerin beklenti ve ihtiyaçları da dikkate alınarak yeniden ele alınması gerekiyor. Dernekler Kanunu ile Dernekler Yönetmeliği çerçevesinde verilen söz konusu derneklere verilen ayrıcalıklardan bazıları şöyle:
-Kurumlar Vergisi Kanunu'nun ilgili maddesince rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesine istisna verilmesi,
-Katma Değer Vergisi Kanunu'nun ilgili maddesinde yer alan kültür, eğitim ve sosyal amaç taşıyan istisnalar ile bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet itfalarına ilişkin istisna,

-Gayrimenkullere yönelik harç istisnasısı,

-Emlak Vergisi muafiyeti,

-Eğlence vergisi istisnası,

-Gümrük Kanunu'nun 167/7. maddesinde hüküm altına alınan gümrük vergisi muafiyeti, gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılabilecek bağışlara ilişkin düzenlemelerin bir kısmı,

-Yardım Toplama Kanunu'na göre izin almadan yardım toplayabilme imkanı.
-Resmi plaka verilmesi hakkı.

Kamuya yararlı derneklerin kapasitelerinin geliştirilmesi ve sivil toplumun
güçlendirilmesi yönünde gerekli düzenlemeler yapılmalı. Sivil toplum kuruluşlarının demokratik katılım düzeyinin artırılması konusunda politikalar geliştirilmesi ile tüm sivil toplum kuruluşlarının kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi açısından İçişleri Bakanlığı bünyesinde sivil toplum temsilcilerinin de katılacağı "Sivil Toplum Danışma Kurulu" oluşturulmalı. Dernekler Dairesi Başkanlığının rol ve fonksiyonlarının yeniden tanımlanmalı.

Kamuya yararlı derneklerin hem yurt içinde hem de uluslararası alanda etkin hale
getirilmesi amacıyla Devlet tarafından proje bazlı destek sistemi ile teşvik edilmeli ve desteklenmeli. Kamu yararına çalışan derneklerin kaynakları içerisinde bağışlar önemli bir yer tutuyor. Bu amaçla, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyanı gerekmeyen ücret geliri elde edenler tarafından kamu yarına çalışan derneklere yapılacak bağışların belirli bir oranının vergi matrahından indiriminin sağlanması gerektiği değerlendirildi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler