Devlet kendi verdiği silahı "suç delili" saydı

Gümrük muhafaza memuru Ergin Öncü (31), yasalar gereği devletin yetkili birimlerinin kendisine 24 saat "silah bulundurma ve kullanma ruhsatı" vermesine karşın Devrimci Karargah Örgütü davası kapsamında 27 Nisan 2009 tarihinde "Ruhsatsız Ateşli Silahlarla Mermileri Satın Alma veya Taşıma veya Bulundurma" iddiası ile gözaltına alındı.

Yayınlanma: 09.12.2010 - 11:33
Abone Ol google-news

Gümrük işlerinde örgütün üyelerine yardım ettiği savunuldu ancak Gümrük Muhafaza Müdürlüğü’den gelen yazı ile bu iddia çürütüldü. Ergenekon sanıkları ile telefon görüşmesi yaptığı iddia edildi, bu iddianın da gerçek dışı olduğu ortaya çıktı. 7 Aralık’taki duruşmada tahliye bekleyen ailesi, davadan bir saat önce Öncü’nün işinden çıkarıldığı haberinin gelmesi ile ikinci bir şok daha yaşadı.

Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 19 aydır tutuklu bulanan Öncü, bir buçuk yıldır gümrük muhafaza memuru görevini yürüttüğü Karaköy’de 27 Nisan 2009 tarihinde nöbet tuttuğu sırada işyerindeyken gözaltına alındı. Görevi gereği 24 saat “silah bulundurma ve taşıma ruhsatı” olmasına karşın “Ruhsatsız Ateşli Silahlarla Mermileri Satın Alma veya Taşıma veya Bulundurma” ve “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” ididaları ile tutuklandı. Devletin yetkili organlarından yargı, yine devletin kendisinin taşıma yetkisi verdiği silahı “suç delili” olarak saydı. Polis sorgusunda Orhan Yılmazkaya ile bir fotoğrafının olduğu söylendi. Ancak daha sorguda fotoğraftaki kişinin kendisi olmadığı ortaya çıktı. Ergenekon sanıkları ile telefon görüşmesi yaptığı iddia edilidi, yine yapılan araştırmada sanıklardan hiçbiri ile görüşme yapmadığı yalnızca söz konusu sanıkların 2003 yılında aradığı bir GSM operatörü firması ve bir turizm firmasını Öncü’nünde 2007’de arayan milyonlarca kişiden biri olduğu ortaya çıktı. Ancak mahkeme bunu da görmezden geldi. Aynı davadan yargılanan Timur Aşık’a “sahte kimlik fotokopisi” vererek gümrük işlerinde yardım ettiği iddia edildi. Fakat Karaköy Gümrük Muhafaza Müdürlüğü’nden 10 Mart 2010 tarihli gelen yazıda söz konusu kişinin “gümrük giriş kartı” alımı için Ergin’in tutuklandığı tarihten önce hiçbir kaydına rastlanmadığı belirtildi. Yazıda Aşık’ın 7 Ocak 2010’da giriş kartı için müracaat ettiği ve kartını da almadığı ifade edildi. Yazıda giriş kartı için kimlik fotokopisin istenmediğinin belirtilmesi de delillerden birini yine çürütmüş oldu. Öncü’nün babasının sahibi olduğu Nurtepe’deki internet kafede 4 aydır çalışan Fatih Aydın da aynı davadan yargılandı. Savunmasında örgüt ile bağlantısını kabul eden Aydın, Öncü ile hiçbir bağlantısı olmadığını söylemesine karşın mahkeme heyeti bu açıklamayı da dikkate almadı.


“Kardeşim o işe çok yüksek puanla girmişti”

Ailesi Ergin’in tahliyesini beklerken işten çıkarıldığı haberini aldı. “Tahliye kararı beklerken, kardeşim işinden de atıldı” ifadelerini kullanan Öncü’nün kardeşi Sevda Öncü, “Bir şok daha yaşadık. Gümrük memurluğu için kişinin sicilini kontrol ediyorlar. Kardeşim oraya çok yüksek bir puanla girmişti. Şimdi haksız yere tutuklandığı bir dava nedeniyle işinden oldu, evini satmak zorunda kaldı. Ergin’in üzerine atılan suçların hepsini devletin kendi kurumlarından gelen yazı ile kanıtladık. Sözde delillerin hepsini çürüttük. Ancak duruşma başlamadan bir saat önce işten atıldığının haberini aldık” diye konuştu. “Ergin’in uzaktan yakından Devrimci Karargah Örgütü ile bağlantısı yoktur” ifadelerini kullanan Sevda Öncü, “Kardeşimin dünya görüşü ile bu örgütün alakası yok. Bu dava ile kardeşimin hayatını kararttılar. Cezaevinden çıktıktan sonra da bir sürü sorunla karşı karşıya kalacak” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler