'Din eğitimi aldı diye niye önünü keselim'

TBMM Genel  Kurulu’nda, Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, DSİ, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Özel Çevre Koruma Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakalnığı, Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün, 2009 yılı bütçeleri  görüşülerek kabul edildi. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi üzerinde söz alan CHP Sinop Millevtekili Engin Altay, Fransa’da İslam Konseyi Başkanı, Deniz Feneri kurucusu ve Kanal 7 muhabiri olduğunu belirttiği Hasan Yavuz’un Paris’e kültür ateşesi yardımcısı olarak atanmasını eleştirdi. Yavuz’un  “Türkiye’den, Diyanet’ten gelen imamların yaşadığı ile bizim yaşadığımız İslam farklı” dediğini belirten Altay, “Bu kişiyi nasıl ateşe yardımcısı yaparsınız, tek kişilik kararnameyi neye göre hazırladınız” diye sordu.

Bakan Günay savundu

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise Hasan Yavuz’un Kültür ve Tanıtma Ateşe Yardımcılığı’na getirilmesini savunarak, “Bir insan, din eğitimi alarak yola çıkmışsa onun yükselmesinin önünü niye keselim ki? İstanbul’da, önemli merkezlerden birini, seçim kazanmak için aynı eğitimden gelen birine vermekte sakınca görmeyip, 2 yabancı üniversitede master ve doktora yapana dudak büktüğünüzde, attığınız adımlar inandırıcı olmuyor” yanıtını verdi. Yavuz’un Deniz Feneri kurucusu olduğu iddialarına “Bahsedilen davayla ilgili sorumluluk atfedilmemiştir” yanıtını verirken “özel kararname” ile atanmasını ise Başbakanlık’tan onayın geç gelmesine bağladı. 

Yeğen Çiçek, paraları iç etti

CHP’li Durdu Özpolat ise eski Bakan Atilla Koç’un döneminde Aspendos Opera ve Bale Festivali’nde konaklama ve taşıma giderlerinden 300 bin YTL’nin “iç edildiğini” söyledi. Özbolat, “Haksız kazancın kimler tarafından yapıldığına baktığınızda tanıdık bir soyadı çıkıyor: Çiçek. Bakanlığın İdari ve Mali İşler Başkanı yeğen Çiçek ve arkadaşları 300 bin YTL’yi iç ediyor” diye konuştu.

DSİ bütçesi üzerinde söz alan CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, AKP iktidarı döneminde kurumun “işlevsiz” hale getirildiğini söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki gün söylediği “ben bu ülkenin doktoruyum” sözlerine de tepki gösteren Ağyüz, “Sayın Başbakan, doktorsunuz ama diplomasız doktorsunuz, 6 yıldır korsan çalışıyorsunuz. Yazdığınız reçeteler, AB, ABD, Dünya Bankası, küresel sermayenin reçeteleri. Bu reçeteler topluma acı geliyor” diye konuştu.

Bakanın sesi kısılmış

CHP Edirne Milletvekili Rasim Çakır ise AKP hükümetinin dağıttığı kalitesiz kömürlere dikkat çekerek, Ankara Sıhhiye’deki istasyondan yapılan ölçümlerde hava kirliliği oranının rekor düzeye çıktığını belirterek, “Üstelik Sağlık Bakanı’nın oturduğu yerde. Sayın Bakan’ın sesi kısılmış. Bir göğüs hastalıkları uzmanına görünmesini tavsiye ediyorum. Bu sınırlardaki kirlilik oranında insanların yaşaması mümkün değil” görüşünü dile getirdi.

AKP’li Feyzi İşbaşaran ise CHP’li Canan Arıtman’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün annesinin etnik kökenine ilişkin yaptığı açıklamaları eleştirerek, “İngiltere parlamentosunda bir milletvekili diğerine ‘senin annen de Türk’tü’ dese bu konuda kendinizi aşağılanmış hissetmez misiniz? Bu tür ırkçı yaklaşımlardan kaçınmak gerekir” diye konuştu. AKP Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel de Arıtman’ın iddialarını yalanlayarak, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın 7 göbek soyunu biliyoruz. Bu sayın vekil, kendi soyunu araştırsın, faşist anlayışı yeniden gözden geçirsin” sözleriyle tepki gösterdi.

Ankara’nın suyu acil değilmiş

Eleştirileri yanıtlayan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Ankara’nın suyunun şimdilik Kızılırmak’tan karşılandığını belirterek, ileride Gerede suyunun Başkent’in kullanımına sunulacağını söyledi. “Şu anda acil bir durum söz konusu değil” görüşünü savunan Eroğlu, Gerede suyu için projelerin hazırlandığını, yakında ihaleye çıkılacağını belirterek, bu suyun kalitesinde hiçbir sorun olmadığını ifade etti.