DİSK'ten oturma eylemi

Taksim Gezi Parkı'nda toplanan DİSK üyesi bir grup, Nakliyat-İş Sendikası yöneticilerinin tutuklanmasını, taşıdıkları döviz ve pankartlarla protesto etti.

Daha sonra grup adına açıklama yapan Çelebi, emekçi sınıfına yönelik yapılan saldırılara karşı, her çarşamba günü ''oturma eylemi'' yapacaklarını belirtti.

İşçilerin haklarını korudukları için arkadaşlarının cezaevinde olduğunu savunan Çelebi, işverenlerin şikayetleriyle yapılan gözaltı ve tutuklamaların hukuksuz olduğunu ileri sürdü.
Sendika ve işçilerin anayasal, yasal hak ile özgürlüklerinin keyfi biçimde engellediği için suç işlendiğini iddia eden Çelebi, şunları söyledi:
''Emekçilerin sendikal hakları, hukuktan yoksun, keyfi ve gizlilik kararına sığınılarak açıkça ihlal edilmektedir. Daha önce de benzer şekilde ve gerekçelerle gözaltına alınan sendikacıların hepsi ilk duruşmalarda serbest bırakılmışlardır. Sendikalar anayasal güvenceyle çalışan, yasal ve açık örgütlerdir. Mahkemelerin 'gizlilik kararıyla' arama yaptırması, işverenler lehine, işçilere ve sendikalara alenen baskı yapılması anlamına gelmektedir.''

Emekçilerin ekonomik ve demokratik mücadelesi için yasal ve anayasal güvenceyle kurulan örgütlere yönelik yasadışı operasyonlar düzenlenmesinin, siyasi iktidarın gerçek niyetini sergilediğini savunan Çelebi, ''Profesyonel yöneticilerimiz tutuklanarak sendikal çalışmalarımız felç edildi. Bu kabul edilemez. Emekçilere yapılan saldırılar, tek tek sendikal örgütleri 'hizaya getirmek' için değil, bütün işçi sınıfına topyekun olarak yapılmaktadır'' şeklinde konuştu.

''Hukusuzluğun bir an önce giderilmesini istiyoruz"

İki ayda bitmesi gereken ''haksız işten çıkarma davalarının'' birkaç yılda zor sonuçlandığını belirten Çelebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
''DİSK yöneticileri haftalardır tutuklu bulunmaktadırlar. Bilindiği gibi 'tutukluluk hali' kaçma ve delil karartma halleri için alınan bir önlemdir. Sendika yöneticilerimiz ve üyelerimiz kimlikleri, kişilikleri ve ikamet yerleri bilinen, toplumun tanıdığı insanlardır. Bu nedenle tutukluluk hallerinin devam etmesi haksızlıktır, toplu sözleşme görüşmelerine katılmalarının engellenmesinden başka bir anlama gelmemektedir. Sendikaları keyfi biçimde baskı altına alan bu uygulamaları kınıyor, şiddetle protesto ediyoruz. Tutuklanan yönetici ve üyelerimizin derhal serbest bırakılarak, mağduriyetlerine son verilmesini, hukuksuzluğun bir an önce giderilmesini istiyoruz.''

Saldırının diğer bir boyutunun ise, çalışanların açlık sınırının altında yaşamaya zorlanması olduğunu ileri süren Çelebi, 2010 yılı asgari ücretlerinin açıklandığı ve asgari ücretin 2010 yılında yüzde 5.2 artırıldığını hatırlattı. Grup oturma eylemi yaptıktan sonra dağıldı.