'Dön arkanı aynaya bak, bahtsız bedevi orada'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bahtsız bedevi lafını kullandı. Libya çöllerinde gezen benim, Arabistan çöllerinde gezen benim. Erdoğan bunları yapan sen değil misin? Dön aynaya bak bahtsız bedebi göreceksin" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, metroyu ilk getiren, temelini atan sosyal demokrat partinin CHP olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, ''Hayal bile edemezler, o kadar beceriksizler ki İstanbul ve Ankara metrolarını yapamadılar. Biz yapıyoruz, bizim yaptıklarımızı sahipleniyorlar. Ama halk gerçekleri görüyor'' dedi. Eski Başbakan Bülent Ecevit'in, sosyal demokrat hareketin önemli kilometre taşlarından biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Ecevit'in yüreğinde insan, Cumhuriyet, Atatürk, vatan sevgisi bulunduğunu söyledi.
CHP'ye oy vermeyenlerin bile Ecevit denilince saygıyla eğildiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Çünkü o halk adamıydı, ülkesinin, halkının çıkarlarını savunurdu. Hiç kimse ona 'şunu kullanın, deliğe süpürmeyin' diye bir ifade kullanmadı. O yurtseverliğini sokaklarda bağırıp çağırarak söylemedi, yurtseverliğini Afyon'un tarlalarına, Ege'nin denizine, Kıbrıs'a yazdırdı'' diye konuştu.
Kılıçdardoğlu, Ecevit'in, işçilerin haklarını sonuna kadar savunurken, bugün farklı bir tablo bulunduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, 30'dan daha az işçi çalışan işyerlerindeki işçilerin, sendikal haklarının elinden alındığını kaydederek, ''Bu işçi sendikaları nerede? Bu işçi sendikaları gazetelere tam sayfa ilan vermekle sonuç elde edeceklerini mi düşünüyorlar?'' diye sordu.
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Oturacaksınız işçinin parasını yiyeceksiniz, keyfini çatacaksınız, dönüp CHP bizimle niye ilgilenmiyor diyeceksiniz. Bütün işçi kardeşlerimize sesleniyorum; sizin hakkınızı sonuna kadar savunacak olan CHP'dir'' görüşünü dile getirdi.
'Neden Suriye'den söz etmiyor?'
Moody's'in geçen hafta rapor yayımladığını anımsatan Kılıçdaroğlu, kredi derecelendirme kuruluşlarının ekonomik değerlendirme yapmasına rağmen ilk kez, siyasal iki temel alana dikkat çekildiğini, bunun, Cumhuriyet tarihinde ilk olduğunu ifade etti. Laiklik ve siyasal kutuplaşma, gerginlik konusunda ilk kez uluslararası kuruluşun, dünya kamuoyunun dikkatini çektiğini belirten Kılıçdaroğlu, aynı kaygıları kendilerinin de defalarca söylediklerini anlattı. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Fitch'in bir raporu çıktı. Sayın Başbakan bugün uçuyor, rapor çıktı diye. Merak ediyorum, o raporu acaba tercüme edip, Başbakan'ın önüne koydular mı, içinde ne olduğunu biliyor mu? Bildiği konusunda endişelerim var. Kesinlikle bilmiyor. O rapor, bağımsız ve demokratik bir ülke açısından ayıplarla dolu bir rapor. Orada, 'Senin durumun diğer ülkelere göre daha kötü ama notunu yükseltiyorum' diyor. Neyin karşılığında senin notunu yükselttiler? Cevabını istiyoruz. 'Sakın ola Suriye'ye gireyim deme, girersen notunu düşürürüm' diyor. Erdoğan, neden acaba 15-20 gündür Suriye'den söz etmiyor, bunun karşılığında söz etmiyor. Uluslararası bir kuruluş, eğer yaptığı derecelendirmeyle sana yön vermeye çalışıyor, dış politikanı etkiliyor, sana ayar veriyorsa, sen önce dön bir kendini sorgula, ne oluyor bu ülkede, niçin sana ayar veriliyor? Orada önemli şeyler var. Eğer, 'Suriye ile çatışmaya girersen, sıcak para gelmez' Geleceğini sıcak paraya bağlayan bir ülke, bu tür raporlarla karşılaşır, asıl tehlike burada.''
'Söyler geçerim'
Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendisine yönelik ''bahtsız bedevi'' sözlerini ''terbiyesizlik'' olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu, sözlerini, ''Libya, Suriye, Suudi Arabistan çöllerinde de gezen benim, bahtsız bedevi de benim. Şimdi soruyorum Recep Tayyip Erdoğan, Suriye çöllerinde, Libya çöllerinde, Suudi çöllerinde gezen sen değil misin? Dön aynaya bak, bahtsız bedeviyi göreceksin orada. Ama uyarım var, o çöllerde gezerken aman ha kutup ayılarına dikkat et. Horoza sormuşlar, 'tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar?', o da 'Ben onlardan anlamam, söyler geçerim' demiş. Ben de söyler geçerim'' diye sürdürdü.
''Allah kimseyi bahtsız bedevi durumuna düşürmesin. Beyefendi bahtsız bedevi durumuna düştüğü için raporda ne olduğun anlamıyor, şaşkınlık içinde'' görüşünü savunan Kılıçdaroğlu, raporda, ''Kara para aklama, terörü finanse etme gibi bir ithamla karşı karşıyasın, yasa çıkarmazsan notunu düşürürüm'' denildiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, ''Bir ülke kara para aklamakla, terörü finanse etmekle suçlanıyorsa birisinin oturup düşünmesi lazım. Bahtsız bedevi düşünür mü; hayır. O neyi düşürür kutup ayısının tehlikesini düşünür'' dedi.
'Ekonomiyi başkaları yönetiyor'
Kılıçdaroğlu, vatandaşın 2002'de 6,6 milyar lira olan borcunun, 2012'de 238 milyar liraya çıktığını belirterek, vatandaşın borcunun 35, gelirinin ise 3 kat arttığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, ''bahtsız bedevinin ise 'IMF'ye borcunu ödedik' diye caka sattığını'' söyledi. TÜİK'in rakamlarına göre her 100 kişiden 63'ünün iki günde bir et yemeği yiyemediğini, her 100 kişiden 37'sinin ısınma ihtiyacını karşılayamadığını, her 100 kişiden 50'sinin borçlarını ödemede zorlandığını söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Bunlar mı ekonomiyi yönetiyor, hayır, ekonomiyi başkaları yönetiyor'' dedi. Türkiye'nin güçlü olması, işsizliğin bitmesi için önce reel ekonomiye dönülmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, yeni bir ekonomi, maliye, para politikalarına ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
'Terörist ilan ederse'
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin aydınlığa kavuşmasının birinci anahtarının, yeni bir program, yeni teşvik sistemi ve üretim olduğunu vurguladı. İkinci anahtarın, demokrasi ve örgütlü toplum olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Başbakan, tenis seyircisini, futbol seyircisini, milyonların katıldığı Cumhuriyet bayramında yurttaşları, üniversite öğrencilerini terörist ilan ederse, o başbakana bahtsız bedevi denir'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Moody's 'Türkiye'de siyasal ayrışma, gerginlik var' dedi, bahtsız bedevi duyuyor mu; duymaz işine gelmiyor. Darbe temizliği yapalım, darbe hukukunun tamamını değiştirelim dedik. Duydular mı, duymadılar. Hala çöllerdeler, aman ha sakın ha ayıya rastlamayın'' görüşünü savundu.
Kılıçdaroğlu, üçüncü anahtarın, ülke çıkarlarına odaklanan dış politika olduğunu vurguladı.
'Bir de tokat yediniz'
Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, Hükümetin Suriye politikasını eleştirerek, Suriye ile kavga etmenin ne Türkiye'ye ne de bu ülkeye yararı olduğunu söyledi. Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Şanlıurfa, Hatay, Mersin, Adana gibi illerde başta esnaf ve sanayici olmak üzere tüm sektörlerin iki ülke arasındaki sorunlardan olumsuz etkilendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, yanlış dış politikanın, Türkiye'nin sağlıklı büyümesinin önündeki en ciddi engellerden biri olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''İlk kez kendi ulusal çıkarlarını itip, başka ülkenin ulusal çıkarları üzerine inşa ettiniz dış politikanızı ve kaybettiniz. Ve bir de tokat yediniz. Bayan Clinton dedi ki 'kusura bakmayın size iş yok'...Dikkat ediyor musunuz o parmakla çağrılan birisi vardı, bir Dışişleri bakanı vardı sesi soluğu çıkmıyor. Söylemiştim ya 'Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en çapsız bakanı' diye. Bir de kitap yazdı, samimi söylüyorum yazdığı kitap konusunda endişelerim var acaba 'o mu yazdı' diye'' görüşünü dile getirdi.
'Üç z, zindan, zulüm, zam...'
Türkiye'nin aydınlığa kavuşmasının anahtarından birinin kamu yönetiminde saydamlık olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, iktidarın 3Y'yi, yani yolsuzluğu, yoksulluğu ve yasakları önleyecekleri söylemiyle göreve geldiğini, ancak bunun sözde kaldığını savundu. Kılıçdaroğlu, ''Y'den sonra ne geliyor z harfi, Üç tane z ikram ettiler bu ülkeye, zindan, zulüm ve zam' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ne dediğini de bilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Elinde bir ip geziyor sokak sokak, 'kimi bulup da idam edeceğim' diye. Arkadaşlarım getirdiler, Anadolu Ajansı'nın haberi, Recep Tayyip Erdoğan daha rahat bulsun diye söylüyorum bunu, 10 Haziran 2002 şöyle demiş; 'İdam cezası tamamen kalkmalı, bunun için Hükümete destek vermeye hazırız'. Dün ne söylüyordu, bugün elinde ip geziyor. Nereden nereye. Ben buna bahtsız bedevi demeyeceğim de kime diyeceğim?''
'Kendisi hacda, burada sahtekarlık yapıyor'
İktidar milletvekillerinin, Parlamento'da muhalefet milletvekillerinin gözleri önünde sahtekarlık yaptığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bunun defalarca ortaya çıktığını söyledi. Kendisi Meclis'te olmadığı halde oradaymış gibi oy pusulası gönderen milletvekilleri bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu sahtekarlığa ne diyeceğiz? Recep Tayyip Erdoğan bu sahtekarlığa sen ne diyeceksin? Senin milletvekillerin yapıyor bunu. 'Din, iman, Allah, Peygamber' diyorsun, TBMM'de, milli iradenin tecelli ettiği bir yerde senin milletvekillerin sahtekarlık yapacak, sen çöl bedevisi gibi sesini keseceksin'' ifadelerini kullandı. Birden çok kez ve çok sayıda milletvekili ile bu sahtekarlığın yaşandığını savunan Kılıçdaroğlu, ''Kendisi hacda burada sahtekarlık yapıyor'' dedi.
Kılıçdaroğlu, 8 Temmuz 2004'de 71 AKP milletvekilinden 65'inin, Genel Kurul'da olmadıkları halde oy pusulası gönderdiğini, 7 Aralık 2004'de de 4 AKP milletvekili yerine sahte oy pusulası kullanıldığını iddia ederek, farklı tarihlere ait buna buna benzer olduğunu ileri sürdüğü örnekleri sıraladı.
Yurttaşın da bu milletvekillerinin kim olduğunu bilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şu iddialarda bulundu: ''1 Kasım 2012, bunları artık ifşa ediyorum. Seçim bölgelerindeki vatandaşlar da 'hangi sahtekara oy verdiklerini görsünler' diye söylüyorum. Ali Aşlık, İzmir milletvekili. İzmirlilere söylüyorum, sizin bir milletvekiliniz var, sahtekarlık yapıyor. Meclis'e gelmiyor, gelmiş gibi İzmirlileri, Türkiye'yi, TBMM'yi kandırıyor. Mustafa Kabakçı, Konya. Konyalılara da söylüyorum; hem Meclis'e gelmeyecek, hem sahtekarlık yapacak. Ben merak ediyorum, bu Konya'ya hangi yüzle gidecek acaba? Sermin Balık, Elazığ milletvekili. Bizim Elazığ'dan sorumlu milletvekilimiz var ama Elazığ milletvekilimiz yok. Sahtekar olacağına hiç olmasın daha iyi. Mehmet Öntürk, Hatay milletvekili. Uygarlığın, güzelliğin beşiği olan bir kent, sahtekar bir milletvekili yakışır mı? Hataylılara söylüyorum; siz Hataylı olun, sahtekarlara prim vermeyin. Her siyasi partiye saygım vardır ama sahtekarlara saygım yoktur. Nihat Zeybekçi, Denizli milletvekili. Kesinlikle zeybek oyunu oynamasın, çünkü sahtekarlara zeybek oyunu oynamak düşmez. Canan Candemir Çelik, Bursa milletvekili. Bursalı kardeşlerime de söylüyorum, seçtiniz, parlamentoya gönderdiniz, sahtekarlık yapıyor. Bunları ifşa ediyorum, söylüyorum, 'o illerdeki yurttaşlarımız bilsinler' diye. Parlamentoda sahtekarlık yapan bir milletvekili yarın neleri satar çıkarları için artık onu da milletim takdir etsin. Buna sessiz kalan, bugüne kadar ses çıkarmayan kim olursa olsun AKP Genel Başkanı da eğer hala sessizliğini koruyorsa bu sahtekarlıklara ortaktır.''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yeni bir anlayışa, barışa, huzura, kardeşliğe, işe, üretime, gerginlik yaratmayan, vatandaşını terörist olarak görmeyen bir iklime ve sahtekar politikacılardan kurtulmuş saygın bir TBMM'ye ihtiyacı olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Bir ülkenin Başbakan'ı sokağa çıkamıyorsa, halkıyla kucaklaşamıyorsa, ona başbakan denmez. Çünkü bir siyaset adamı gücünü, halktan alır. Halkını terörist olarak gören bir kişiye de demokrasilerde başbakan denmez. Ona ne denir? Şaşkın bedevi denir'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, grup toplantısının çıkışında, Başbakan Erdoğan'ın yerel seçimlerin zamanında yapılacağına ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine, ''Demek ki her şey Recep Tayyip Erdoğan'ın istediği gibi olmuyormuş'' dedi. Açlık grevlerine ilişkin soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin açlık grevi yapmasını istemediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin demokrasi ve özgürlüğe ihtiyacı olduğunu kaydetti.

En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu farkı açıyor!
-
Nereden çıktı bu ‘kurucu önder’ lafı?
-
İsrail Şam'ı vurdu!
-
Oyuncu Şinasi Yurtsever hayatını kaybetti
-
MSB'den açıklama geldi!
-
İmamoğlu’nun şansı
-
Özgür Özel istifasını istemişti: Yusuf Özcan istifa etti
-
Yeni Akit yazarı görevinden uzaklaştırıldı
-
AKP'li başkanın eşine ‘kritik’ atama
-
Kanserle mücadele eden Tanyeli'den kötü haber!