Dünya ekonomisinin gözü İstanbul'da
IMF - Dünya Bankası yıllık toplantıları İstanbul'da Uluslararası Kongre Merkezi'nde devam ediyor. Dünya ekonomisine yöne verenlerin bir araya geldiği toplantı kapsamında çeşitli toplantı ve seminerler yapılıyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek , Suriye Maliye Bakanı Muhammed el Hüseyin ile görüştü. İstanbul'da yarın başlayacak olan IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları Ana Oturum öncesinde Bakan Şimşek, toplantılara katılan çeşitli ülkelerin bakanları ile ikili temaslarda bulunuyor. Maliye Bakanı Şimşek, bugün öğle yemeğinde Kanada Maliye Bakanı Jim Flaherty ve Kanada Merkez Bankası BaşkanıMark Carney ile bir araya gelerek görüşmede bulunacak. Lüksemburg Maliye Bakanı Luc Frieden ile görüşecek olan Şimşek, akşamleyin CumhurbaşkanıAbdullah Gül tarafından verilen akşam yemeğine katılacak.
'Finansal Kaynaklara Erişim Projesi'
Uluslararası Para Fonu (IMF), yoksul ülkelerin finansman kaynaklarına daha iyi ulaşmasına imkan tanıyacak ''Finansal Kaynaklara Erişim Projesi'' için veri tabanı hazırlayacak. IMF Başkanı Dominique Strauss Kahn, Projeye ilişkin olarak İstanbul'da Uluslararası Kongre Merkezi'nde yaptığı açıklamada, IMF tarafından hazırlanacak olan geniş kapsamlı veri hizmetinin, siyasi karar mekanizmalarının, ülkelerindeki ekonomik büyüme, yoksulluğu azaltma ve toplumun daha yoksul kesimlerinin finansman kaynaklarına ulaşma durumu konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olmalarına imkan tanıyacağını kaydetti.
Toplantıda konuşan ve projeye mali destek sağlayacak olan Hollanda Prensesi Maxima, finansal kaynaklara erişimin kolaylaştırılmasının, yoksul ülkelerdeki kadının daha çok güçlenmesi, yoksulluğun azaltılması ve BM Milenyum Hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunacağını söyledi. Proje, dünya genelinde coğrafi ve demografik tüketici tabanlı temel mali hizmetlere girişi kolaylaştırıcı, geniş kapsamlı bir veri araştırması oluşturmayı amaçlıyor.
Kalkınma Komitesi Türkiye'ye teşekkür etti
IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları çerçevesinde toplanan Kalkınma Komitesi, Türkiye'nin, yıllık toplantılara başarılı ev sahipliği yaptığını belirterek teşekkür etti. IMF ve Dünya Bankası Guvernörler Kurulu Ortak Bakanlar Komitesi tarafından oluşturulan Kalkınma Komitesi, gelişmekte olan ülkelere kullandırılacak mali imkanları açıkladı.
Buna göre, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankasının (IBRD) bu yıl 33 milyar dolar kaynak kullandıracak.
Uluslararası Kalkınma Ajansı 14 milyar dolar yardım sağlarken, Uluslararası Finans Kurumu da özel sektöre 14,5 milyar dolar kullandıracak. Dünya Bankası Grubunun, gelecek üç yıl içinde 100 milyar dolarlık bir toplam kaynak kullandıracağına da dikkat çekildi. Açıklamada, küresel krizden toparlanma işaretlerinin bulunduğu ancak, risklerin devam ettiği belirtilirken, gelişmekte olan bazı ülkelerin krizden çok olumsuz etkileneceği ve 2010 yılı sonuna kadar 90 milyondan fazla insanın ciddi bir yoksulluk içinde olacağı, bunun da BM'nin Milenyum Kalkınma Hedeflerini zora sokacağı vurgulandı. Açıklamada, gelişmekte olan ülkelerin, küresel toparlanmanın lokomotifi olmaya devam edeceğine de dikkat çekildi. Kalkınma Komitesi açıklamasında, gelişmekte olan ülkelerin Dünya Bankasındaki oy hakkının en az yüzde 3 düzeyinde artırılması gerektiği ve bunun da gelecek yılki IMF-Dünya Bankası Bahar Dönemi toplantılarına kadar nihai bir sonuca ulaşılması gerektiği belirtildi.
'Küresel sorunların tartışılması için bir fırsat'
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, İstanbul'da yarın başlayacak olan IMF ve Dünya Bankası'nın ana toplantıları öncesinde düzenlediği basın toplantısında, bu toplantılarda küresel ekonominin görünümü, finans piyasalarındaki gelişmeler, iktisadi kalkınma, istihdam, fiyat istikrarı, yoksullukla mücadele ve iklim değişikliği gibi konuların ele alınacağını bildirdi.
Toplantıların, kriz sonrası ortamda daha güçlü ve etkin bir mali sistem oluşturulmasının yanı sıra küresel sorunların tartışılması ve çözüm önerileri sunulması için de bir fırsat yarattığını belirten Yılmaz, bu çerçevede, iktisadi ve sosyal konulara ilişkin yapılan tartışmaların kriz sonrası ortamda küresel ekonominin yeniden şekillendirilmesinde önemli rol oynayacağını düşündüklerini ifade etti.
Böylesine önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmasının küresel ekonomi içinde Türkiye'nin artan rolünün bir göstergesi olduğunu söyleyen Yılmaz, ileriki dönemlerde literatüre İstanbul toplantılarının , ''İstanbul öncesi ve sonrası'' olarak girebileceğini belirtti. Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, toplantılar çerçevesinde Merkez Bankası'nın düzenlediği seminerler ve toplantılar hakkında bilgi verdi.
'Alternatif bir sistem var'
IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları kapsamında düzenlenen ''Küresel Finansal Sistemin Geleceği'' konulu seminerde konuşan Uluslararası yatırımcı ve Soros Fon Yönetimi Başkanı George Soros, finansal sistemin temelde çöktüğünü ve bunun, sistemin yanlış temeller üzerine kurulduğunu gösterdiğini belirtti.
Soros, ''Bu nedenle bir dönemin sonunda olduğumuza inanıyorum ancak, bu tam olarak anlaşılamadı'' diyerek, gelişmiş ülkelerde sistem çöktüğünde otoritelerin müdahil olduğunu ve finansal sistemi garanti altına aldığını, gelişmekte olan ülkelerde bunun mümkün olmadığını, sorunların finansal sistemden reel ekonomiye yansıdığını ve bu sürecin sonunun da henüz görülmediğini anlattı.
Otoriteler sistemi kurtardığı için işlerin düzene girdiğini ve 2008'deki olayların ''kötü bir rüya'' olarak görüldüğünü, insanların bunu unutmak istediğini ancak bunun mümkün olmadığını söyleyen Soros, finansal sistemde küresel düzenlemelerin önemine işaret etti.
Küresel finansal sistemin korunması ve buna yönelik düzenlemelerin uygulamaya konulmasının çok zorlu ve büyük bir iş olduğunu, farklı ülkelerin, farklı düzenlemelerin bulunduğunu, bu nedenle uluslararası ortak düzenlemelere ulaşmakta zorluk yaşanacağını belirten Soros, şöyle konuştu: ''Ancak başarılı olmazsanız alternatif bir sistem var. Ve bu sistem zaten kendini göstermeye başladı. Bu, benim devlet kapitalizmi olarak adlandırdığım sistem. Devlet kapitalizmi çok taraflı değil, iki taraflı bir temelde işleyişini sürdürür. Bunun çok talihsiz ve verimsiz bir gelişme olacağını düşünüyorum. Eğer küresel finansal sistemin etkin ve güçlü bir şekilde yeniden organize edilmesini sağlamakta başarısız olmamız durumunda, diğer alternatif devlet kapitalizmidir.''
Bankacılık sistemine yönelik örtülü garanti...
George Soros, piyasaların nasıl işlediğine ilişkin olarak hem düzenleyicilerin hem de aktörlerin yanlış bir anlayışa sahip olduğunu ve finansal piyasaların niteliği gereği istikrarsız olduğunu savunarak, bir yatırımcı olarak, bir balonun ortaya çıkmaya başladığını gördüğünde, fazla bir değerlenme olduğunu görse de, kendisinin de satın alma pozisyonuna geçtiğini ancak, balon patlamadan satışa geçmeyi umduğunu anlattı.
Düzenleyicilerin gerekli mekanizmalara sahip olmadıkları için balonları kontrol edemediklerini söylediklerini kaydeden Soros, ''Geçmişte kullandığımız enstrümanları yeniden kullanıma sokmamız gerekiyor'' dedi. Piyasa aktörlerinin ve düzenleyicilerin riskleri anlamasının önemine dikkati çeken Soros, ''Örtülü bir garanti var ve bu büyük bir sorun oluşturuyor. Bankacılık sisteminin, finansal otoritelerin sistemin çöküşüne izin vermeyeceğine ilişkin örtülü bir garantisi var. Bununla nasıl başa çıkacaksınız? Sistemi daha çok kontrol etmeniz, başarısız olmayacağına emin olmanız gerekiyor. Önümüzdeki büyük zorluk budur. Bunun çözülebileceğine inanıyorum ama düzenleyicilerin, piyasanın nasıl işlediğini öğrenmeleri gerekiyor'' şeklinde konuştu.
KAGİDER'den panel
IMF ve Dünya Bankasının 2009 Yıllık toplantısı öncesi ve sırasında gerçekleştirilen Sivil Toplum Politika Forumu programı çerçevesinde KAGİDER tarafından düzenlenen panelde, kadının ekonomik ve sosyal açıdan güçlendirilmesinin demokratikleşme, yoksulluğun giderilmesi ve sürdürülebilir gelişme açısından önemi tartışıldı.
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Gülseren Onanç, IMF'nin yeni düzeni içinde kadına öncelik verilmesi gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi: ''Dünyaya yeni bir ekonomik düzen geliyor ve IMF yeni politikaların gelişmesinin merkezinde olacak. IMF, kadının güçlendirilmesine öncelik tanımalı ve tüm ülkeleri, bu konuda politika geliştirmeleri konusunda motive etmelidir. IMF tüm ülkeleri, cinsiyete dayalı bütçelendirmeyi uygulamaya geçirmeleri konusunda zorlamalıdır. Ülkelerin, kadınların durumunu (iş yaşamında, politikada, eğitimde) düzenli olarak kayda geçirilmeli ve bu kayıtların IMF kaynaklarına ulaşmada bir koşut olması sağlanmalıdır. Ülkeler, kadının güçlendirilmesine daha çok kaynak ayırmalıdır. Bölgede ve Türkiye'de kadının güçlendirilmesine yönelik bir fon kurulmalı ve bu fona Dünya Bankası ve IMF'nin desteği sağlanmalıdır.''
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer ise, dünya krizinin yarattığı şokun sonunda ortaya çıkan değişim fırsatının iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. İleriki dönemde, sürdürülebilir büyüme ve yüksek bir refah düzeyi için rekabetçiliğin daha da önem kazanacağını dile getiren Dinçer, ''Şimdi tüm insan sermayesini, yetenek ve yaratıcılık gücünü kullanmanın; sorunlara farklı bakış açıları getirmenin ve çok yönlü düşünmenin zamanı. Şimdi İstanbul Mutabakatı için hep birlikte elele vererek çalışmanın zamanı'' diye konuştu.
Araştırma ve Danışmanlık şirketi Mc Kinsey Co. yöneticilerinden Kameron Kordestani de, Mc Kinsey'in son araştırması olan ''Kadının ekonomik ortamı'' konusunda yaptıkları çalışmayı anlatarak, bu çalışmanın 25 bin kişi üzerinde yürütüldüğünü kaydetti. Kordestani, araştırmanın önemli bir sonucunun da, özel sektörün, kadının güçlendirilmesi ve ekonomik gelişmişlik arasındaki bağı henüz yeterince anlamamış olması olduğunu ifade etti.
Danışmanlık şirketi Strategies'in kurucu ortağı, Dünya Bankası üyesi ve cinsiyet ayrımcılığına karşı yaptığı çalışmalarla tanınan Kah Walla ise, Afrika'da kadının güçlendirilmesine yönelik çalışmalarından örnekler verdi. Walla, Orta Batı Afrika'da kadınların geleneksel olarak tarım ve ticarette çok önemli bir yer kapladığını, buna karşın yönetim kademesinde çok az yer aldıklarını vurgulayarak, kadının güçlendirilmesinin psikolojik, sosyal, ekonomik ve özellikle de politik açıları içeren çok yönlü bir süreç olması gerektiğini söyledi.
Yükselen piyasalara daha çok oy hakkı verme talebi
Türkiye, Brezilya, Rusya, Hindistan'ın başını çektiği ülkeler, Dünya Bankası'nın, Yükselen Piyasalara daha çok oy hakkı vermesi talebinde bulundu. Yükselen Piyasaların, daha çok oy hakkını, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ile İcra Direktörlerine ilettikleri ve konunun, Dünya Bankası Kalkınma Komitesi toplantısının ardından, yarın başlayacak olan Guvernörler Kurulu toplantısında yer alabileceği belirtiliyor.
'Bankacılık Tecrübesi' kitapçığı
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası Yıllık Toplantılarında, en çok ilgiyi Türkiye'nin ''Bankacılık Tecrübesi'' kitapçığı görüyor. ''Krizden Mali İstikrara: Türkiye Tecrübesi'' isimli İngilizce kitapçık, toplantılara katılan resmi heyetler ile sivil toplum kuruluşlarına dağıtıldı. Kitapçığın yoğun ilgi görmesi üzerine Kongre Merkezine, ilave kitapçıklar getirildi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Merkez Bankası ve Hazine'nin katkılarıyla hazırlanan kitapçıkta, Türkiye'nin 2001 yılı öncesinde yaşadığı bankacılık krizi, krizin ardından benimsenen düzenleyici kurallar ile alınan önlemlerin uygulamaya sokulmasıyla istikrara kavuşan bankacılık sektörü ile sektörün son durumu anlatılıyor. Kitapçıkta, Türk Bankacılık Sektörünün, son krizde gösterdiği dayanıklılıktan da bahsediliyor.
İlgili haberler için tıklayınız:
'Dünya ekonomisine yön veren herkes, İstanbul'da'
Türkiye'nin fondaki kotası yükseltilecek
'Küresel ekonomi hala geriye düşebilir'
IMF ve Dünya Bankası'na protesto
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu