Dünyanın en güzel sigara içen abisi

‘Güle Güle İstanbul’ kitabı, Semih Balcıoğlu çizgiciliğinin doruğudur. Yaşar Kemal’in, albümün önsözünde belirttiği gibi, ‘yitip giden bir güzelliğin ardından atılan çığlıktır.’ 36 yıl sonra, özenli bir sergilemeyle bu çığlığı yeniden duyuyoruz. O çığlıkların arasında kulağınıza bir kahkaha çalınırsa, bilin ki, Semih Balcıoğlu okuduğu lisenin duvarlarında halâ yaşamaktadır.

Yayınlanma: 05.02.2014 - 22:58
Abone Ol google-news

1977 sonlarıydı. Cumhuriyet’te ilk çizimlerim yayımlanıyordu. Tanesine 100 lira ödüyorlardı. Uzun zaman böyle sürdü. (Halen böyledir.) Bir yıl kadar sonra bir gün, gazetede bir ilân gördüm, bir imza günü ilânı: Semih Balcıoğlu, birkaç gün sonra Nişantaşı’ndaki Akademi Kitabevi’nde, yeni çıkan ‘Güle Güle İstanbul’ albümünü imzalayacaktı.

O yıllarda, gazetede telif ödemeleri Cuma günleri yapılıyordu. Baktım, altı karikatürün telifi birikmiş… Bu arada, ‘Güle Güle İstanbul’un ederini de öğrenmiştim; 500 liraydı. Bir liste yaptım. Doğan Hızlan’a götürüp imzalattım. Cumhuriyet’in kültür servisi şefiydi; telif listelerimizi ona onaylatırdık. Vezneye gittim. Birkaç dakika sonra Bâbıâli Yokuşu’nu inerken cebimde 600 lira vardı.

Milliyet Yayınları, Ülkü Tamer’in harika yönetmenliğinde çok iyi bir iş çıkarmış, Balcıoğlu’nun büyük boy, şömizli kitabını inanılmaz bir özenle hazırlamıştı. (Yaklaşık bir yıl sonra, Turhan Selçuk’un enfes ‘Söz Çizginin’ albümü gelecekti. Bunlar için bir kez daha teşekkürler Ülkü ağabey.)

Bir solukta Teşvikiye’ye, Akademi Kitabevi’ne gittim. Semih Balcıoğlu, birkaç basamak inilince hemen karşıdaki masada oturuyordu. Kitabevinin sahibi sevimli Hadi Olca ile sohbet ediyorlardı. (Ah, Hadi ağabey!) Balcıoğlu ile ilk karşılaşmamızdı. Sıcak davrandı. Çizgilerimi bildiğini söyledi. Kitabını imzalattım. Albümü uzun zaman heyecanla incelediğimi anımsarım.

Bu arada, söylemeliyim: Semih Balcıoğlu’nun sonraki bazı kitaplarında ve yaşamöykülerinde, ‘Güle Güle İstanbul’un basım yılı 1979 olarak belirtilmektedir. Yanlıştır. Milliyet Yayınları’ndaki bu ilk baskıda, basım tarihi ve yeri, Ağustos 1978 ve Reyo Basımevi olarak açıkça yazılıdır. (Yıllar önce kapanan Reyo da, isim bırakmış bir basımevidir; bazılarını yitirdiğimiz kurucularına buradan bir kez daha teşekkürler!)

Semih Balcıoğlu’nu çizgileri, sohbeti, müthiş kahkahası, çalışkanlığı ve sigara içişiyle, bunların hepsiyle birlikte anımsarım. Ahmet Ümit’in kulaklarını çınlatarak söylersem, ‘dünyanın en güzel sigara içen abisi’ydi. Parmakları kalem ve sigara tutmak için vardı dersem, abartmış olmam. Kahkahası ise unutulmazdır. Büyük bir kalabalık ortasında Semih Balcıoğlu’nu bulmak için, kahkahasına doğru ilerlerdiniz.

Bir gün Balcıoğlu ile bir yemekteyiz. Başka arkadaşlar da vardı. Yine çok ilginç, komik şeyler anlatıyordu. 1970-71 yıllarıymış. Akbaba’da çalıştıkları bir gün Suavi Süalp’le yemeğe çıkmışlar. Radyo 13.00 haberlerini vermekteymiş. Spiker okuyormuş:

“Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay bugün saat 10.00’da Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu güreşçimiz Ahmet Ayık’ı kabul ederek bir süre görüşmüştür…”

Suavi Süalp, Semih ağabeye haberin yanlış okunmuş olabileceğini söylemiş. “Bak,” demiş, “bence şöyle olmalıydı: ‘Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay bugün saat 10.00’da Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu güreşçimiz Ahmet Ayık’ı kabul ederek bir süre güreşmiştir.’…”

Balcıoğlu sözlerini bitirir bitirmez bana öyle bir gülme geldi ki anlatamam. Öyle böyle bir gülme değil. Herkes bana bakıyor. Ben kendimi tutamıyorum. Gülmeyi güldürmeyi çok seven Semih ağabey bile şaşırmıştı, ama “ne gülüyorsun oğlum!” deyip bir yandan o da basıyordu kahkahayı.

Bence “Güle Güle İstanbul” kitabı, Semih Balcıoğlu çizgiciliğinin doruğudur. Büyük Yaşar Kemal’in, albümün önsözünde belirttiği gibi, “…yitip giden bir güzelliğin ardından atılan çığlıktır…”

36 yıl sonra, özenli bir sergilemeyle bu çığlığı yeniden duyuyoruz. O çığlıkların arasında kulağınıza bir kahkaha çalınırsa, bilin ki, Semih Balcıoğlu okuduğu lisenin duvarlarında halâ yaşamaktadır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler