Dünyanın 'Kadın', Kadının Dünya Günü (?!)
“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?” Mustafa Kemal Atatürk’ün 1925 yılında sorduğu bu sorunun yanıtsız bırakılmış olması bugünün demokrasisinin otokrasiye dönüşmesinin temel sebeplerinden biri değil midir?!..
Bir 8 Mart etkinliğine giderken bindiğim otobüsün o gün kadınlara ücretsiz olduğunu öğrendim. Kadınlar otobüse bindikçe, otobüs şoförü açıklama yapmak zorunda kalıyordu. Kadınlar şaşkınca ama memnun “Ne günü?” diye birbirlerine sorarlarken 8 Mart’ın bile kadınların büyük bir kesiminin yaşamında yok olduğunu, belli bir kesimin kendi arasındaki söylencelerinde kaldığını gözlemlemiş oldum. Pek çok konu böyle belli bir kesimin kendi söylenceleri içinde tüketirken toplumun önemli bir kesiminin yaşamına değecek değişimleri yaratmada geciktiğimizi göremedik.
Saygı ve şükranla andığımız Prof. Dr. Türkan Saylan’ın dernek çatısı altında “Çağdaş Yaşam” projesine öncülük etmiş olması bu yüzden çok önemlidir. Somut bir proje konulmuştur ortaya ve cinsiyet eşitsizliğinin mağduru olan kız evlatlarımıza çağdaş yaşam kapısı aralanmıştır.
‘Kadın iradesi’
Eğitimin toplum yaşantısındaki önem ve önceliğine, eşitsiz düzenin kadının eğitimsiz bırakılmasıyla yürütüldüğüne dikkat çekmiştir Türkan Hoca.
Kadın-erkek eşitsizliğinin neredeyse “kader” olduğu Türkiye coğrafyasında, kadın dünyaya 1-0 mağlup geliyor. Erkeklerin egemen oldukları alanlarda varlık gösterebilmesi için onların gösterdiği çabayı katlaması gerekiyor.
Kadın için ayrıcalıkları da erkek üzerinden tanımlayan bir toplumuz biz. Kadına babası ya da eşinden dolayı tanımakta çekinmediğimiz saygı ve saygınlığı, kendisi olarak çaba gösterip bir yere ulaşmış kadınlardan esirgiyoruz. “Özne birey”i önemsemeksizin, “özgür irade”leri baskılayarak ürettiğimiz davranış kalıplarımızda, “kadın iradesi”ni yok hükmüne indirgiyoruz.
Sandık demokrasisine kilitlenmiş ülkenin oy deposu kadınlar, nüfusun yarısı olup, kendi kaderlerini teslim edecekleri erkekleri seçmekte, kendi cinsinin temsiliyetinin simgesel rolü ile yetinmektedir. Türkiye’de demokrasinin “varmış gibi” görüntüsüne kadın ortak edilmektedir.
Görüntüye ve biçime verilen önem, özü yok ederek, bugün tam anlamı ile rejimi kilitleyip, işlemez hale getirmiştir.
Anayasa dersinde “demokrasi” üzerine söz alan bir kız öğrencim, kitap bilgilerinden kopmuş, demokrasiyi işletmek için önce ondan söz eden kişilerin erdemli olmaları gerektiğinden söz ederek; “Kendisinde erdem olmayan insanlarla demokrasi olmaz” demişti. \t\t\t“Erdemli olmayı; çalmamak, kimsenin hakkını yememek, kendi refahını değil, toplumun refah düzeyini yükseltmek için çalışmak, hiçbir şaibeye bulaşmamış olmak, hak ve hukuk dışına taşmamak, hukukun eşitlik ilkesinin gereklerini yerine getirmek…” gibi başlıklar altında sıralayabiliriz.
Cumhuriyet’in fazileti, demokrasinin erdeminin ortadan kalktığı günümüzde en fazla hırpalanan hukuk, dolayısı ile “eşitlik ilkesi” olmuştur. Hukuksuzluğu hukukla kılıflama çabasının yoğunlaştırıldığı süreçte sorunlar; toplumun en zayıf bırakılan halkasında yer alan “kadın”ın çevresinde katlanarak büyüyor. Günümüzde sosyal, ekonomik alanda kaybettiği gücü ile daha güçsüzleşen, kronikleşen krizlerin en fazla mağdur ettiği kesimi oluşturan kadının üzerine tüm yükü ile yığılmış olan “Dünya”, 8 Mart’ta “kadın” konusuna yığılmakta!..
Kadının üzerine yığılan sorunları söylenceli bir haftaya yığıyoruz. Sonraki 8 Mart gelene kadar raftaki yerini alıyor söylemler. Somut ve sürekli çabalarla kadının yaşamına ulaşmayı geciktiriyoruz böylece. Kadını ve erkeği ile demokrat görünme çabamızı öne çıkarmaya çalışıyor, vicdanımızı yıkıyoruz adeta!...
Ortada bir sorun varsa istismar da vardır. Ve “kadın sorunu” istismara en açık konudur. Yüzyıllara yayılmış mağduriyetlerin dillendirildiği salonlar dolusu konuşmalar sokaktaki kadına çok uzak kalıyor. Kendisi adına neler konuşulduğu bir yana, dünyanın tüm yükünün altında ezilerek yaşamaya çalışan çoğu kadınımız, kendisinin bir dünya günü olduğundan bile habersiz. Türkiye “kadınsız rejim”le, demokrasiden hızla uzaklaşırken dünyanın dertleri de en çok emeği sömürülen kadına yığılıyor. Dünyanın kadın gününde, “demokrasi, hak, eşitlik” söylemleri ile demokrat görünme çabalarına girişen otokratlar, gizlenemeyecek kadar teşhir oluyorlar kendi cümleleriyle.
Demokrasi mücadelesi, özünde “genel ve eşit oy” mücadelesidir. Türkiye’de kadının siyasal hakları, “parti” sözcüğünden -Halk Fırkası’nın 1935’te yaptığı IV. Büyük Kurultay’ında alınan kararla Fırka’nın adı; Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur- önce gelmiş; 5 Aralık 1934’te 1924 Anayasası’nın 10 ve 11. maddelerinde “her erkek Türk”e verilen seçme ve seçilme hakkı; her iki maddeye “kadın” sözcüğü eklenerek, “kadın, erkek her Türk” seçme ve seçilme hakkında hukuken eşitlenmiştir. Böylece “kadın devrimi”nin en önemli aşaması tamamlanarak, demokrasinin de yolu hukuken açılmıştır. Devrimin özü; kadını “özgür ve eşit” yurttaş kılmasıdır.
Erkek-kadın ayrımı
Bugün haklar alanının önünde partilerin engel oluşturuyor olması Türkiye için bir ironidir. Konjonktürle ortaya çıkan AKP’nin, ülkeye hem Cumhuriyeti, hem de demokrasiyi taşıyan CHP’nin getirdiği hak ve hukuk düzenine karşı duruşunu kadın sorunu üzerinden de ortaya koyduğu günümüz sürecinde kadın, düne göre daha az özgürdür.
Erkek-kadın ayrımı ve eşitsizliği her geçen gün daha görünür bir hal alırken; özgürlükler yerini yeni bağımlılıklara bırakmakta, rejim karşıtlığı “kadın” üzerinden ilerletilmektedir.
“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?” Mustafa Kemal Atatürk’ün 1925 yılında sorduğu bu sorunun yanıtsız bırakılmış olması bugünün demokrasisinin otokrasiye dönüşmesinin temel sebeplerinden biri değil midir?!..
Prof. Dr. Tülay Özüerman CHP PM Üyesi
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu