Duruşma 27 Ekim'e ertelendi

Ergenekon davasının 2. duruşması sona erdi. Kimlik tespitlerinin yapıldığı duruşmaya, ilginç dialoglar damgasını vurdu. Sanıkların tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti, tutuklu ve tutuksuz sanıkların birlikte yargılanmalarına karar vereek duruşmayı 27 Ekim'e erteledi. Bu arada soruşturma kapsamında gözaltına alınan emekli savcı Ertaç Giray serbest bırakılırken emekli savcının koruması tutuklandı.

Duruşma 27 Ekim'e ertelendi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.10.2008 - 07:11

Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk ile eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu 46'sı tutuklu 86 sanığın yargılandığı Ergenekon davasının ikinci duruşması sona erdi. Duruşmaya Veli Küçük, Sami Hoştan, Muzaffer Tekin ve Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar katıldı.

Duruşmaya ilginç diyaloglar damgasını vurdu. Bir sanık avukatı, sanık avukatlarının cep telefonlarının dinlendiğini söyleyince, mahkeme başkanı "Hakimin dinlenmediğini kim iddia edebilir" dedi.

Dava kapsamında gerçekleşen ikinci duruşmada Savcı sanıkların tahliye taleplerinin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti sanıkların tahliye taleplerini reddetti.

Ergenekon davasının 3. duruşması 27 Ekim Pazartesi günü görülecek.

 

Giray serbest, koruması tutuklandı

Ergenekon soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen Hüseyin Keskin tutuklandı. Soruşturmayı yürüten Beşiktaş'taki Cumhuriyet Savcılığı'nda ifadesi alınan Keskin, tutuklanması istemiyle gönderildiği İstanbul nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sorgulandı. Keskin, daha sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Keskin ile gönderildiği adliyede savcılıkça serbest bırakılan eski Cumhuriyet Savcısı Ertaç Giray da çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Giray, Ergenekon soruşturmasında adı geçen bazı kişilerin avukatlığını yaptığı için gözaltına alınmış olabileceğini belirterek, Keskin'in, yanında ofis boy veya sekreter olarak çalıştırdığı biri olduğunu söyledi.
Keskin'in 8 ay önce yanından ayrıldığını kaydeden Giray, ''Silah ele geçince bana ait olduğunu söylemiş. Bana ait olduğunu söyleyince Ergenekon'a iliştirmişler. Bununla ilgili beyanda bulunmuş'' dedi.

Giray, kendisine isnat edilen suçun da bu silah ve ''Ergenekon örgütü üyesi olmak'' ile ilgili olduğunu bildirdi.

 

Cumhuriyet Gazetesi ve Fincancı müdahil oldu

Duruşma başladıktan yaklaşık bir saat sonra Mahkeme Heyeti Cumhuriyet Gazetesi, Adli Tıp Uzmanı Şebnem Fincancı ve DTP’li bazı vekillerin müdahillik talebini görüşmek üzere ara verdi. Ara sonunda Cumhuriyet Gazetesi'nin ve Şebnem Korur Fincancı'nın davaya müdahil olma talepleri kabul edildi. DTP’li vekillerin talepleri reddedildi. Cumhuriyet Gazetesi'ne 3 kez bomba atılması ve bu olayın davanın iddianamseinde geçmesi nedeniyle gazete avukatları "suçtan doğrudan zarar gördüğü" gerekçesiyle davaya müdahil olma talebinde bulunmuştu.

 

Perinçek'in talepleri reddedildi

Mahkeme,  İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ve parti avukatlarının, kendileri yönünden dosyanın ayrılarak Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi yönündeki talebi ile dava dosyasının ''yetkisizlik kararı'' ile Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi yönündeki istemlerini reddetti.

İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada ''Atlantik ötesinden alınan kararlarla Türkiye'de yurtseverler hapse atılırsa, o ülkenin ordusu bir şekilde ekarte edilmek istenirse işte o soruşturmanın davası böyle olur'' dedi.


"Hukuka aykırılıklar devam ediyor"

CHP adına duruşmayı izleyen Manisa Milletvekili Şahin Mengü de ikinci duruşmada itirazların tartışılması gibi çok teknik konuların görüşüldüğünü, ancak ilk günkü gibi hukuka aykırılıkların devam ettiğini söyledi.
 

İlk duruşmadaki karışıklık yaşanmadı

Köksal Şengün'ün başkanlığındaki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davanın bugünkü duruşmasında ilk duruşmada yaşanan sorunlar yaşanmıyor. İlk duruşmada salonda yaşanan yoğunluk nedeniyle mahkeme heyeti bazı sınırlamalara gitmişti. Şu anda duruşma salonunda 20 sandalye boş. Salonun dar olması sebebiyle her sanığı en fazla 3 avukatın temsil edeceği duruşmada, önce tutuklu sanıklar ifade verecek. Bu sanıkların ifadesinin tamamlanması halinde, tutuksuz sanıkların ifadeleri için başka bir duruşma günü belirlenecek.

 

Dava Silivri'de görülecek

Cumhuriyet Gazetesi başyazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un avukatı Uğur Alacakaptan’ın önceki duruşmada Ergenekon davasının Silivri dışında daha büyük bir mahkeme salonunda yapılması gerektiği yönündeki talebi de karara bağlandı. Mahkeme Başkanı Şengün, bu talebi sanıkların haklarına ve yargılanmasına zarar gelmemesi açısından reddettiklerini belirtti.

 

Mahkeme başkanı da dinlendiğinden şüpheleniyor

Ergenekon davasında usul tartışmaları yapılırken Kemal Kerinçsiz’in avukatı, avukatların baskı altında olduğunu, telefonlarının dinlediğini, e-postalarının izlendiğin belirterek, “Mahkeme avukatlarının görevini sağlayacak önlemleri almalı” talebinde bulundu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Şengün “Hâkimin dinlenmediğini kim iddia edebilir” yanıtını verdi. Şengün’ün bu yanıtı salonda büyük alkış kopmasına neden oldu.

 

Ergenekon davasını TRT yayınlasın talebi

Sanık avukatları Ergenekon davasının TRT’nin bir kanalında yayınlanması talebinde bulundular. Tutuklu sanık Oktay Yıldırım da Abdullah Öcalan’a tanınan yargılama koşullarının kendilerine tanınmasını isteyerek şunları söyledi: “Yanımda getirdiğim evrakları kullanamıyorum. Ailem buraya gelemiyor. Eli kanlı terörist bir avukat ordusu ile savunulurken, ömrünü vatanına adamış, bu uğurda yaralanarak gazi ünvanı almış olan bana bu hak verilmiyor. 16 ay sonra savunma hakkımı kullanacakken yapılan bu kısıtlamalar yargılanma aleniyetine gölge düşürüyor. Tutuksuz sanıklara soru sormak, tanık gösterme ve suç duyurusunda bulunma hakkım elimden alınıyor. Bir taraftan müebbet hapisle yargılanırken diğer tarafta kendimi savunacağım şartlar oluşturulmuyor."

 

Tuncay Güney'in ajanlık tartışması

Tutuklu sanık Kerinçsiz’in avukatı Kadir Kartal iddianamede adı geçen Tuncay Güney’in kim olduğunu sordu. Kartal, “Tuncay Güney kim CIA mi yoksa MOSSAD ajanı mı? Neden burada yok. Burada hukuk iğfal edilmiş durumda” dedi

 

Ergenekon sözcüğü bu davada kullanılmasın

Kadir Kartal, mahkemenin "Ergenekon" kelimesinin bu davayla birlikte anılmasının önlenmesi için bir karar alınmasını istedi. Kartal, sözcüğün şuurlarda olumsuz bir etki, bir görüş olarak yer almaması için alınacak kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasını da istedi.

 

Jandarma önlemi

Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu Yerleşkesinin girişinde jandarmanın aldığı güvenlik önleleri de dikkat çekiyor. Özel giyimli robokob denilen Jandarma, bariyerler kurarak göstericiler ile basın mensupları arasına bir set çekti.

20 Ekim tarihinde yapılan ilk duruşmaya cep telefonlarıyla alınmayan basın mensupları ve avukatlar için duruşma salonunu dışına cep telefonlarını muhafaza edebilmeleri için içinde kilitli kasaların bulunduğu bir konteyner yerleştirildi. Basın mensupları ve gazeteciler cep telefonlarını konteyner içindeki kilitli kasalara koyup duruşma salonuna girebilecek.

Duruşma salonunda CHP Milletvekili Şahin Mengü de bulunuyor. Mengü izleyici koltuğunda yerini ilk alan kişi oldu. Doğu Perinçek'in eşi Şule Perinçek de davayı izlemek için duruşma salonunun bulunduğu bölüme ulaştı.

 

Şok iddia

Ergenekon davası tutuklu sanıklarından Bekir Öztürk, avukatı olmadığını belirterek, “Avukatlar, savcılar tarafından taciz edildiği için avukat bulamadım. Kendimi ben savunacağım” dedi. Mahkeme Başkanı Şengör bunun üzerine, “Sizi bir avukat temsil etmek zorunda. Avukatsız savunmanızı almam. Sizin hakkınızdaki sevk maddeleri bunu zorunlu kılıyor. İsterseniz mahkeme olarak istediğiniz avukatın sizi temsil etmesine veya Baro tarafından size avukat verilmesini sağlayacağız” dedi.

 

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon