"Elektrik yurttaşı çarpmaya devam ediyor"

TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen Akgöl, Danıştay'ın "Sayaç okuma bedellerinin tüketiciden tahsil edilmesine ilişkin verdiği" kararı hatırlatarak, "EPDK onayladığı yeni tarife ile faturalara yansıtılan hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerini artırmak suretiyle, vatandaşı soymanın şeklini değiştirmiştir" şeklinde konuştu. Akgöl şöyle devam etti:

"Kayıp kaçak bedelinin faturadan çıkarılmasına, enerji bedelinin birim fiyatının azalmasına rağmen, vatandaşın faturasına bunun yansıması, fatura bedellerinin yükselmesi, yani zam şeklinde gerçekleşmiştir. Kayıp Kaçak bedeli vatandaştan yine dağıtım bedeli ve sayaç okuma adı altında tahsil edilmeye devam edilmektedir.
Yeni tarifeyle sayaç okuma bedeli yaklaşık üç kat artırılarak, vatandaştan tahsil edilecektir. EPDK yönetimi milyonlarca abonenin haklarını korumak yerine, ballı ihalelerle dağıtım ağını alan şirketleri ihya etmeyi tercih etmiştir.
Kayıp kaçak miktarlarının faturadan çıkarılması nedeniyle vatandaşın faturasına yansıması gereken fiyat indirimi, dağıtım şirketlerine dağıtım ve perakende hizmet bedellerinin artırılarak aktarılması ile sesi çıkmayan milyonlarca vatandaş, en hafif deyimiyle sersem yerine konmuştur."

"Tencereye ortak edildi"

Dağıtım şirketlerinin "EPDK eliyle meşrulaştırılan bu soygun modeli" geliştirdiklerini ifade eden Akgöl, "Hergün milyonlarca dar gelirli vatandaşın evinde kaynayan tencereye kepçeyle ortak edilmiştir" dedi.

Dünyanın birçok ülkesinde, özelleştirme enerji üretiminden başladığını hatırlatan Akgöl, Türkiye en son dağıtım şirketleri özelleştirildiğini belirterek şöyle devam etti:
"Ülkemizde Dağıtım ağının özelleştirilmesi ile ilginç bir soygun ve talan modeli hayata geçirildi. Milyonlarca abonenin sırtına birilerin şatafatlı hayatlarının faturası yüklendi. Bir şirket düşünün dağıtım ihalesini kazandı ve işe başladı. Hizmetin verilmesi sürecinde yapacağı yatırımın finansmanını devlet karşılıyor.
Yüzde 15 Kayıp kaçak oranı üstünden bu şirketlere halkın parası peşkeş çekiliyordu. Şimdi bir Ali Cengiz oyunu ile kayıp kaçak bedelini hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerine artış yaparak tahsil etmeye devam ediyorlar.
Soruyorum buradan arkadaşlar, dağıtım şirketleri özelleştirme ihalelerine girdikleri bölgelerdeki kayıp kaçak oranlarını bilmiyorlar mıydı? Dağıtım şirketlerinin tespit etmekle görevli oldukları, kayıp kaçakların faturasının dürüst vatandaşa ödetilmesi ne kadar adildir. Şimdi birde buna hizmet bedeli ve sayaç okuma vurgunu eklendi. Anlayacağınız Durmak yok Soymaya devam.
Madem bu şirketlerin yatırımını devlet yapacaktı, kayıp kaçaktan ötürü çıkan açığı vatandaş ödeyecekti, bu elektrik dağıtım şirketlerini niye özelleştirdik? Halkın parasıyla birileri zenginleşsin, diye mi?"

"Kesinti, kötü yönetimin sonucu"

Yaşanan sistem çökmesinin doğalgaz anlaşmalarından, elektrik üretiminin arz planlamasına, iletim hatlarının yetersizliğinden, kamu yapılanmasının budanmasına kaynaklandığını iddia eden Akgöl şunları söyledi:

"İletim sistemi en ufak arızada böyle bir zincirleme çöküşe sebep oluyorsa ortada yanlış giden bir şeyler var demektir. Arızalı kısmı devre dışı bırakacak kesicilerin mevcut durumda devreye girmesi gerekirdi. Bu yapılmış olsaydı sistem kararlılığı bozulmayacak sadece arızalı trafodan beslenen ünitelerde kısmi bir kesinti yaşanacaktı.
İçinde bulunduğumuz kış koşullarında elektrik enerji talebinin artacağı gerçeği öngörülerek gerekli tedbirler neden alınmamıştır? Marmara Bölgesinde yaşanan bu elektrik kesintisi politik tercihlerin sonucu ortaya çıkan kötü yönetimin bir sonucudur. Bir tesadüf değildir. AKP Hükümetinin tercihlerinin faturası halkımıza; pahalı enerji ve önlenemeyen kesintiler olarak karşımıza çıkmaya devam edecektir."