"En büyük tehdit PKK terörüdür"

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Türkiye'nin güvenliğine yönelik en önemli tehdidin bugün için ''PKK terörü'' olduğunu belirterek, PKK terörü varlığının, sınır ötesi de dahil olmak üzere güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlar ve kararlılıkla uygulanmakta olan tedbirler neticesinde son derece kritik bir sürece girdiğini söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.11.2009 - 09:11

Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın bütçelerini kabul edildi.


Gönül'ün açıklamaları

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın 2010 yılı bütçesini, Plan ve Bütçe Komisyonu'na sundu. Gönül, 15 milyar 118 milyon TL'lik 2010 yılı bütçe teklifinin, mevcut ekonomik ve sosyal politikalar, Orta Vadeli Program ve enflasyonla mücadele programı çerçevesinde, kamu açıklarının sınırlı bir boyutta tutulması amacıyla, alınan tedbirlerin gerektirdiği kamu harcamalarının azaltılması çalışmaları ve TSK'nın zorunlu ihtiyaçları ile uluslararası ekonomik ve siyasal durum dikkate alınarak ''azami tasarruf prensibiyle'' hazırlandığını ifade etti.

Günümüzde ''güvenlik'' kavramını, içinde sadece askeri değil aynı zamanda siyasi, ekonomik, hukuki, sosyolojik, psikolojik, teknolojik ve hatta coğrafi etmenleri bünyesinde barındıran bir çerçevede tanımlamak ve bu tanımı geleceğe yönelik olarak sürekli güncellemek gerektiğini vurgulayan Gönül, şunları söyledi:
''Ülkemizin güvenliğine yönelik en önemli tehdit bugün için PKK terörüdür. PKK terörünün varlığı, sınır ötesi de dahil olmak üzere güvenlik güçlerimizin yapmış olduğu operasyonlar ve kararlılıkla uygulanmakta olan tedbirler neticesinde son derece kritik bir sürece girmiştir. Terör örgütü bu durum karşısında güçlü olduğu imajını vermek istemekte ve yandaşlarını birlik içinde tutma gayretiyle yeni stratejik arayışlar içine girmektedir. Terör örgütünün insanlık dışı eylemlerine karşı başta silahlı kuvvetlerimiz olmak üzere, tüm güvenlik güçlerimizin, hükümetimizin ve konuyla ilgili tüm kurumlarımızın kararlı tutumunun sonuna kadar devam edeceğini özellikle belirtmek isterim.''

 

Uluslararası görevler

Türkiye'nin, halen BM şemsiyesi altında Lübnan ve Sudan, NATO şemsiyesi altında Kosova ve Afganistan, AB şemsiyesi altında Bosna-Hersek'te yürütülen barışa destekleme görevlerine devam ettiğini anımsatan Gönül, ayrıca Aden Körfezi ve Somali açıklarında yoğunlaşan deniz haydutluğu ve korsanlık faaliyetlerine karşı yürütülen deniz harekatlarına da katkının sürdüğünü ifade etti. Gönül, bu bölgelerde yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi.

Şu ana kadar askeri eğitim ve işbirliği kapsamında 8 bin 78 Afgan personele Afganistan'da, 475 personele ise Türkiye'de eğitim verildiğini aktaran Gönül, TSK tarafından Afganistan'a yapılan yardımların Ekim ayı itibariyle genel toplamının 60 milyon dolar olduğunu bildirdi.

AB'ye üyelik süreci kapsamında, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası içerisinde yer alabilmenin Türkiye için büyük önem taşıdığını belirten Gönül, ''Bulunduğu stratejik ve coğrafi konum gözününde bulundurularak, Türkiye, AB'nin geliştirdiği Ortak Dış ve Güvenlik Politikasıyla dünyanın sorunlu bölgelerinde küresel aktör olma gayretlerine önemli katkı sağlayabilecektir'' dedi.

Bölgesel ve küresel önceliklerin yanı sıra, askeri anlamda ikili ilişkilerin geliştirilmesine de büyük önem verildiğini dile getiren Gönül, bugüne kadar 40 ülke ile savunma sanayi işbirliği, 44 ülke ile askeri eğitim işbirliği, 53 ülke ile çerçeve anlaşması imzalandığını, halen 12 ülke ile savunma sanayi işbirliği, 36 ülke ile de çerçeve anlaşma yapma çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.

 

Tedarik ve savunma hizmetleri

TSK'nın silah, mühimmat, teçhizat ve diğer ihtiyaçlarının kamu ve özel sektör firmalarından ihale mevzuatı çerçevesinde serbest rekabete açık bir şekilde karşılandığını söyleyen Gönül, 2008 yılında yapılan 10 bin 482 ihaleden 64'ü için Kamu İhale Kurumu'na (KİK) şikayet başvurusunda bulunulduğunu, KİK'in incelemesi sonucu 9 adet ihalenin iptal edildiğini ifade etti.

2009 yılı Temmuz ayı başına kadar yapılan 3 bin 246 adet ihaleden 23'ü için KİK'e şikayet başvurusu yapıldığını ve 1 adet ihalenin iptal edildiğini bildiren Gönül, ''Bu rakamlardan da anlaşılacağı gibi Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan ihaleler, son derece açık, şeffaf ve mevzuata uygun olarak yapılmaktadır'' dedi.

Gönül, TOKİ ile yapılan anlaşma çerçevesinde Suriye sınırına 18, İran-Irak sınırına 17 ve Ermenistan sınırına 11 karakol binasının yapılacağını, bunlardan 11'inin inşaatının, 7'sinin alt yapı çalışmalarının sürdüğünü, bunların 2010 sonuna kadar tamamlanmasının planlandığını bildirdi.

 

Savunma sanayi faaliyetleri

Son yıllarda gelişimini hızlandıran savunma sanayi için 2008 yılının önemli bir ilerleme yılı olarak gerçekleştiğini kaydeden Bakan Gönül, sektörün cirosunun bir önceki yıla göre yüzde 15 artarak 2,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ifade etti.

Gönül, ''Savunma ve havacılık icraatı 800 milyon dolar seviyesine yaklaşmış, firmaların gerçekleştirdiği ar-ge faaliyetleri ise yaklaşık yarısı kendi öz kaynaklarından olmak üzere yüzde 90 gibi önemli bir artışla 510 milyon dolara ulaşmıştır. Bu gelişmelerin sonucu olarak Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını yurt içinden karşılanma oranı yüzde 44,2 olarak gerçekleşmiş, dışa bağımlılığın azalmasına ve ordumuzun caydırıcılığına önemli katkı sağlamıştır. Bu sonuç, 2010 yılı için stratejik planında yer alan yüzde 50 hedefinin yakalanacağına olan inancı pekiştirmektedir'' diye konuştu.

 

MKEK faaliyetleri

Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKEK) 560 milyon TL olarak gerçekleştirdiği satışlar sonucu, İstanbul Sanayi Odasının (İSO) organize ettiği ''İSO 500'' şirket içinden yapılan sıralamada 98. sırada yer aldığını belirten Gönül, MKEK'nin daha etkin, verimli ve modern bir yapıya taşıyacak olan kuruma ait bir yasa taslağının nihai hale getirildiğini söyledi.

Gönül, ''Kurum, alınan tedbirler sonucu üretimlerinde kalite ve verimliliğini artırmış, ürün maliyetlerini düşürmüş bu suretle yarattığı rekabet gücü ile TSK'nın taleplerini karşıladığı gibi dünyaya yaptığı ihracat olanaklarını da artırmıştır. Bu doğrultuda 2005 yılı öncesinde ortalama 2,5 milyon dolar seviyesinde olan ihracat, alınan tedbirler ve yapılan çalışmalar sonucu 2008 yılı sonu itibariyle 33,5 milyon dolar olarak gerçekleşmiş olup, Ekim 2009 sonu itibariyle bağlantılarla birlikte 92,5 milyon dolar seviyesine yükselmiştir'' şeklinde konuştu.

Türkiye içinde var olan bir yetenek için yatırım yapılmadığını, yerli sanayi ile daha çok işbirliği ve entegrasyon sağlandığını kaydeden Milli Savunma Bakanı Gönül, savunma sanayinde yerli katkı payının artırılması için gösterilen çabaların artırılarak sürdürüldüğünü, bu kapsamda 2005 yılında yüzde 20 olan yerli alt yüklenici kullanım oranının, 2009 yılında yüzde 45'e yükseldiğini bildirdi.

MKEK kurumunda tamamlanan, devam eden, başlanacak olan yatırımların toplam tutarının 1 milyar 792 milyon TL olduğunu ifade eden Gönül, bu tutarın ar-ge ve modernizasyon yatırımları ile birlikte, 2 milyon 32 milyon TL olduğunu kaydetti.

Bütçenin yüzde 46,6'sını personel giderleri, yüzde 8,4'ünü sosyal güvenlik kurumlarına devlet pirimi giderleri, yüzde 47,5'ini mal ve hizmet alımı giderleri, yüzde 1,1'ini cari transferler ve yüzde 0,3'ünü ise sermaye giderlerinin oluşturduğunu dile getiren Gönül, ''Mal ve hizmet alım giderleri kapsamında 7 milyar 129 milyon TL'nin yüzde 50'si TSK personelinin barınma, beslenme, giyim gibi yasalarda belirlenmiş yasal istihkakları ile akaryakıt, yakacak, taşıma, ulaşım gibi tüketim mal ve hizmet alımlarına, yüzde 50'si ise Stratejik Hedef Planı 2010 yılı programı modernizasyon ihtiyaçlarına planlanmıştır'' dedi.


Elekdağ: Kürtçülük fitnesi Türkiye'nin ayağında prangadır

CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, Türkiye'nin en büyük güvenlik tehdidinin PKK terör örgütü olduğunu belirterek, her zamankinden fazla mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.

Hükümetin açılım konusuna değinen Elekdağ, ''İçi doldurulamayan bu girişim, esas itibariyle, terörle, önce dolaylı sonra direkt müzakere yapmaktır. Başbakan, açılımın temel amacının 'PKK'nın tasfiyesi olduğunu' söyleyerek kamuoyunu yanılttı'' dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Erbil'e giderek Barzani ile görüşmesini eleştiren Elekdağ, ''Barzani, elindeki PKK silahını kaybetmek istemez. Sınır güvenliğinin sağlanması için Barzani'nin peşinden koşulması sakıncalıdır. PKK'yı etkisiz hale getirecek askeri yöntemler uygulanmalıdır. Hava ve kara operasyonlarıyla teröristler teslime zorlanmalıdır. Aksi halde Türkiye uzun süre terör eylemlerinden kurtulamayacaktır. Kürtçülük fitnesi, Türkiye'nin ayağında prangadır. Bunu çözmeden atılım yapamaz. Kamu yatırımları önceliğinde ekonomik projeler hayata geçirilmelidir. Müzakereli süreç, Türkiye'yi feraha değil felakete götürür'' diye konuştu.

MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Türk milletinin, terörle mücadele kapsamında önce müzakere, sonra Habur'dan girişlerin açıklanmasını beklediğini söyledi.

Teslim olan teröristlere yardım yapılacağına ilişkin iddiaların gerçek olup olmadığını soran Ayhan, ''Vatandaş, trafik cezası kesildiğinde 'biz PKK'lıyız' demeye başladı. Böyle bir projenin altında kimlerin imzası var, hangi kurumlar var, kurumları temsilen ıslak imza atan var mı? Şehit anasını 'keşke oğlum da dağa çıksaydı da sağ gelseydi' dedirten kimdir?'' diye sordu.

 

"Kardeşliğimizin formülünü bulup uygulamalıyız"

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, bazı siyasilerin Atatürk'ün söylemlerini telaffuz etme cesareti gösteremediğini savunarak, şunları söyledi:
''Bu siyasilere Berlin duvarı arkasında kaldıklarını, 72 milyonluk Türkiye'nin en güçlü, en köklü, en zengin farklılıkları olduğunu hatırlatırım. Soruna siyasi çözüm üretme yeri Meclistir. 100 yıl savaşlarının her biri 25 yıl sürdü Doğu'da ve Güneydoğu'da yıllarca çatışma ortamının sürdürülmesinde hiç mi siyasilerin suçu yok. Basit bir asayiş olayı gibi görüp, işi Türk Silahlı Kuvvetlerine havale etmelerinden dolayı sorun bugüne kadar sürdü. Türkiye Cumhuriyetinin sınırları, bayrağı, İstiklal Marşı ilelebet sürecektir. Cumhuriyet, ancak güçlü ordu, güçlü hukuk, güçlü demokrasiyle ayakta kalabilecektir.
Şimdiye kadar kaç bin gerilla öldürüldü. Yok etmekle sorun çözme stratejisi dünyanın hiçbir yerinde yok. Çözüm sürecine çok yaklaştığımızı düşünüyorum. Diyalogla, uzlaşıyla hep birlikte sorunu çözmek zorundayız. O dağlarda, karlı tepelerde Türk Silahlı Kuvvetleri görev yapıyor, onlar halkla karşı karşıya, düğünlerine katılıyorlar, taziyelerine gidiyorlar. Onları kucaklayan, bin yıllık kardeşliğimizin formülünü siyasiler olarak bulup uygulayacağımıza inanıyorum.''

Kendisinin askerlik yaptığı sırada kaybolan 1 adet kasaturayı bulmak için 3 gece uykusuz kaldıklarını anlatan Kaplan, gömülü bulunan mühimmatın nereden geldiğini, kimin hangi karanlık işlerde kullanıldığının tespit edilmesi gerektiğini söyledi.

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Habur'dan Türkiye'ye girişlerde yaşanan olaylara değinerek, ''Bu görüntüler karşısında yas tutsak yeridir'' dedi. Günal, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün yaşanan gelişmeler karşısında görüş bildirmesine tepki gösterdi.

 

"Darbe tarihte kaldı"

CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, yurt içinde ve yurt dışında terörü tasfiye edecek güçte olduğunu söyledi. PKK terör üyelerinin Türkiye'ye girişleri sırasında karşılama yapıldığını anlatan Öymen, ''Biz böyle mi devraldık Cumhuriyeti... Bu konuda susacak en son kişi Savunma Bakanıdır. Bir siyasetçinin müdahaleyi desteklemesi, bindiği dalı kesmesidir. Hiç kimse askeri darbe olacağını düşünmesin, o dönem bitmiştir'' dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratıcı türden basında yayımlar yapıldığına değinen Öymen, ''Silahlı kuvvetlerin itibarını korumada Milli Savunma Bakanının görevi yok mudur? Lütfen tavır koyunuz. Hangi ülkenin ordusu bu kadar saldırıya uğruyor? Olur olmaz insanların saldırısına karşı, bizim de sizin de sorumluluğunuz vardır'' diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz, Doğu ve Güneydoğu'da yatırım yapılmasının büyük bir risk olduğunu, yatırımların terör örgütü tarafından sabote edildiğinin bilindiğini söyledi.

Korkmaz, ''Kürt sorununu, demokrasi sorununu, PKK terörü ile ilişkilendirmek, siyasi istismardır. Bu istismar en az terör kadar zarar veriyor. Bu siyasi anarşidir. Kürt kardeşlerimizi bir siyasi parti mensubuymuş gibi, terör üyesi olarak göstermek en büyük yanlıştır. Kürtlerle Türkler arasında bir Berlin duvarı mı var? Hısım, akraba arasında Türk-Kürt ayrımı var mı?'' diye konuştu.

CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, silahlı kuvvetlerine yönelik bir takım yıpratma çabalarının bulunduğunu savunarak, ''Artık Türkiye'de darbe dönemleri geride kalmıştır, tarihte kalmıştır. Türk toplumunun, silahlı kuvvetlerin aldığı dersler vardır'' dedi.

 

"Türk milleti hazmedemez"

MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, terörle mücadele konusunda hükümetin zafiyet içinde bulunduğunu ileri sürerek, ''Hükümetin açılımı, son olaylarla beraber PKK açılımına dönüşmüştür. Dağdan inen PKK'lıların kahraman gibi karşılandığı tören, gövde gösterisine dönüşmüştür. Açılımla AKP, PKK'nın hedeflerine hizmet etmektedir. Türk milleti bunları hazmedemez, kusar'' diye konuştu.

AKP Tokat Milletvekili Osman Demir, güvenlik sorununun çözülmesi gerektiğini, çözülmesi halinde herkesin kazançlı olacağını ifade etti.

Demir, ''Askerimiz elinden geleni yaptı, ama siyasetçi yaptı mı ondan kaygılıyım. Siyasetçiler sorunun çözümünde kendisini sorumluluktan kurtaramaz. Siyasetçiler, barışçıl yöntemle sorunu çözmek zorundadır. Her sorunun çözümü için orduyu ileri sürmek doğru mu? Askeri yıpratmanın anlamı yok. Bölgenin terör üreten yapısını ortadan kaldırmamız lazım. Bölgedeki kişi başına düşen gelir seviyesini artırmamız lazım'' diye konuştu.

Kürt vatandaşların çocuklarına Kürtçe isimler koyması gerektiğini savunan Demir, ''Hepimizin ismi Arapça, Farsça. Son dönemde batı dillerinden etkilenen isimler var. İngilizce isim konulmasında bir sakınca olmuyor da Kürtçe isim konulmasında ne sakınca görülüyor'' dedi.

AKP İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükkaya ise dış politikanın güçlü bir orduyla desteklenmedikçe başarıdan söz edilemeyeceğini söyledi.

Türk ordusunun bölgenin en büyük ve en caydırıcı gücü olduğunu vurgulayan Büyükkaya, ''Türkiye'nin şu anda en ciddi güvenlik sorunu, ayrılıkçı Kürtlere dayanan PKK'dır. Bu devletin Kürtlerle ilgili problemi yok'' dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, TSK üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini ifade etti.

Öztrak, ''Bir sıkıntı varsa soruşturması ve gereği yapılır. Ama bunun oy getirecek demokratlaşma gibi yapılmasının faydası olmayacaktır'' dedi.

MHP İzmir Milletvekili Kemal Erdal Sipahi, ''Kürt Açılımı'' çalışmalarını eleştirerek, ''Önce 'PKK en büyük düşman' diyeceksiniz sonra sınırda mütareke yapacaksınız. 25 yıllık terörün yapamadığını AKP yaptı. İktidar PKK'ya teslim olmuştur'' diye konuştu.

AKP Edirne Milletvekili Necdet Budak, Sipahi'nin ''İktidar PKK'ya teslim olmuştur'' ifadesinin rencide edici olduğunu belirterek, bu sözlerin kayıtlardan çıkarılmasını ve düzeltilmesini talep etti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler