"Engizisyona dönüştü"

Sakık'ın gizli tanık çıkması uygulamayı yeniden tartışmaya açtı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.11.2012 - 09:04

Ergenekon davasında gizli tanık “Deniz”in Şemdin Sakık olduğunun ortaya çıkması, gizli tanıklık sistemini yeniden tartışmaya açtı. Adı “gizli” olan tanıkları kimi zaman savcılıklar “sehven” deşifre ederken kimi zaman ise Sakık’ta olduğu gibi kişilerin kendisi kimliklerini açıkladı.

2004 yılında Türkiye’nin gündemine giren gizli tanıklık kavramı, 2007 yılında çıkartılan yasa ile kurumsal bir yapıya dönüştü. ABD’de yargılama aşamasında kimliği açık bir biçimde ifade vermek zorunda olan tanığın gizliliği ve korunması mahkeme salonundan ayrıldıktan sonra başlıyor. Türkiye’de gizli tanığın gerçek kimliğini mahkeme heyeti dışında kimsenin bilmemesi yapının en çok tartışılan bölümünü oluşturuyor. Oysa Almanya’da hâkim ve savcıların yanı sıra sanıkların avukatı da gizli tanığın gerçek kimliğini biliyor. Fransa’da ise sadece gizli tanık ifadelerine dayanılarak mahkûmiyet kararı verilemiyor.

Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Sakık’ın gizli tanık olduğunun ortaya çıkmasını “Gizli tanık kurumunun ne kadar tehlikeli, adil yargılama hakkıyla ne kadar çelişkili olduğunun ispatıdır bu” sözleriyle değerlendirdi. Hukuk sisteminde bir kişinin aynı davada hem sanık, hem tanık olmasının mümkün olmadığına işaret eden Feyzioğlu, “Tanık gizli olunca, uygulama keyfileşmektedir. Gizli tanıklık, tipik engizisyon yargılamasına dönüştürmektedir ceza muhakemesini” değerlendirmesini yaptı.

Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu da, “AİHM Büyük Dairesi’nin Al-Khawaja ve Tahery kararına göre, sanığın aleyhindeki tanığın sanık huzurunda ve açık duruşmada sorgulanmaması güvenlik nedeni, kaçak olması veya ölmesi halinde haklı sebep olabilir ancak yetkili makamlar tanığı duruşmaya getirmek için gerekli tedbirleri almalı ve gereken gayreti göstermelidir. Tanığın ifadesi, sanığın mahkûmiyetine esas olabilecek tek veya belirleyici nitelikte ise -bu durum savunma hakkını kısıtladığından- savunmaya ek olanaklar sağlanması koşuluyla dayanılabilir. Güvenilirliği ve inanırlığı sabit olmayan ifadeye dayanılarak mahkûmiyete hükmolunamaz” dedi.
 


İşte gizli tanıklar!

• Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin Ergenekon davası ile Danıştay ve gazetemize yönelik bombalı saldırı olaylarına ilişkin davayı birleştirmesiyle Osman Yıldırım ismi en tartışmalı kişiye dönüştü. Çünkü Danıştay saldırısı ile gazetemize yönelik bombalı saldırı olaylarında “sanık” olarak ifade veren Yıldırım, cezaevinden yazdığı itiraf mektupları ile Ergenekon davasının “tanığı”, ilerleyen aşamada ise dosyanın “9 numaralı” gizli tanığına dönüştü. Yıldırım, kız kardeşini öldürmek, yeğenini fuhuş yaptırmaktan da hüküm giymişti.

• Ergenekon’un hem sanığı hem de gizli tanıklarından birisinin de kendisini yüzbaşı, JİTEM görevlisi olarak tanıtan Yüksel Dilsiz olduğu açığa çıkmıştı. 14 yaşındaki çocuğa tecavüz ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 31 yıl hapis cezasına çarptırılan Dilsiz, duruşmayı sanıklar, izleyiciler ve basın mensuplarına kapattırmıştı.

• Ergenekon’un gizli tanıklarından “İsmet”, kimliğini açıklayarak Semih Genç olduğunu söylemişti. Sabancı suikastıyla ilgili bilgi vereceğini söyleyen Genç, 30-40 yıldır örgütün içinde yer aldığını ve Dursun Karataş ile çalıştığını anlatmıştı.

• Ergenekon soruşturması kapsamında dinlenen gizli tanıklardan birinin kimliğinin avukatlara dağıtılan CD’lerde açık olarak verilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılan bir yazıda Gaziantep H Tipi Cezaevi’nde hükümlü bulunan Hamza Bindal’ın tanık sıfatıyla dinlenmesi istenmişti. Bu yazışmalarda Bindal’ın kimliği ve nüfus bilgileri açıkça yazılmıştı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler