"Enseye yediğin tokadı unuttun mu?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan muhalefet liderleri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yüklendi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.02.2011 - 09:59

Erdoğan, TBMM'de AKP Grup toplantısında önceki konuşmalarının aksine uzun bir konuşma yaptı. Muhalefeti hedef alan Erdoğan, Libya'da yaşanan olayları değerlendirirken, Mısır ve Tunus'tan farklı bir tablo çizerek, temkinli konuştu. Erdoğan, Libya'ya tavsiye yerine temenni dileklerini dile getirdi.

Erdoğan konuşmasına, "Seçime 110 gün kala iç siyasetin hareket kazandığı bir döneme giriyoruz" sözleriyle başladı. Ortadoğu ülkelerinde yaşanan olaylara dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Yakın çevremizde bir süredir yaşanan halk hareketlerinin dalga dalga yayıldığını Tunus'ta başlayan olayların, Mısır, Yemen..ve en son Libya'da devam ettiğini izliyoruz" dedi.

Erdoğan, Libya'da yaşanan olayları neden Mısır ve Tunus'taki gibi tepki göstermediğini, muhalefette gelen eleştirilere vurgu yaparak yanıt verdi.

Sert ifadeler kullanan Erdoğan, Libya'ya mesajında ise oldukça temkinli olduğu gözlendi.
Erdoğan şöyle konuştu:

"Tunus ve Mısır'daki olaylarla ilgili samimi tavsiyelerimiz, kimi siyasetçiler ve yazarlar tarafından farklı şekillerde eleştirildi. Özellikle ana muhalefet partisi tarafından. CHP, Mısır'ın eski devlet başkanına yaptığımız çağrıyı erken olarak nitelendirdi. Ancak Mısır'da ortaya çıkan sonuç karşısında bir kez daha mahcup oldu. Libya ile ilgili acele açıklamalar yapmamızı bekleyerek bir yandan kendisiyle çelişiyor, diğer yandan dış politika açısından en küçük bir vizyona sahip olmadığını aleni olarak ortaya koyuyor."

Ödül eleştirisi

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisine Libya tarafından verilen ödül konusunda ki eleştirilerine de sert sözlerle tepki gösterdi. Ödülün veriliş amacını anlatan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na şu sözlerle yanıt verdi:

"Çanak bir soru karşısında; ' ödülün hakkını veriyor' diyecek kadar sorumsuzca bir açıklama yapıyor. İsmi geçen ülkelerin haritada 'yerini göster' deseniz, inanın beklide gösteremez. O ülkelerdeki toplumsal yapı nedir Türkiye'nin bu ülkelerle ilgili ilişki ne aşamadadır. O ülkelerde ne kadar Türk yaşıyor; ne kadar Türk iş adamanın yatırımı var bilmez. Ne de bu ülkelerin iç yapıları hakkında bir kanaate sahip. Ama sırf Hükümet'i AK Parti'yi eleştirmek adına Libya'daki Türk vatandaşlarının güvenliğini çiğneyecek kadar da ileri gidebiliyor. Bugün Libya'da asgari 25 bin civarında vatandaşımız; 200'ü aşkın yatırımcımız var. Muhalefet partileri, gazeteciler ve medya kuruluşları Türk dış politikasına ilişkin şu gerçeği görmek durumdadır. Türkiye hiç kimsenin keyfi için aceleyle ısmarlama beyanat veren, dış politikasını günlük gelişmelere göre belirleyen bir ülke değildir. Türkiye geçmişte olduğu gibi dış politikasında birilerinin peşine takılıp giden, akıntıya göre yol alan bir ülke değildir."

"Biz ne zaman nerede ve nasıl açıklama yapacağımız gayet iyi biliyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, bunun zamanlamasını kimseden alacakları talimatla değil, ilgili arkadaşlarıyla yapacakları istişarelerin ardından yapacaklarını vurguladı.

Libya'da yaşanan olayları 24 saat izlediklerini belirten Erdoğan, "Boş duran bir Türkiye yok. Atılan birçok adım var. Bu konuda hiçbir bilgiye sahip olmadığı halde akıl verenlerin yönlendirmesine ihtiyacımız yok" diye konuştu.

Mesajlar temkinli

Başbakan Erdoğan, Libya'da yaşanan hassasiyeti, orada bulunan yaklaşık 25 bin Türk vatandaşı örnek göstererek anlattı. Erdoğan, Mısır'a koyduğu tavrın aksine bir üslup kullandığı dikkat çekti. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

"Tarihi mesuliyetimizin bilincinde olarak tüm dünyaya gereken mesajı veririz. Aynı zamanda Türk milletinin menfaatini en üst düzeyde gözetiriz. Batılı kimi ülkelerin ne söyleyeceği nasıl tavır takınacağı değil de Türkiye'nin nasıl bir tavır izleyeceği merak ediliyorsa; öncelikle bu durumun önemini, insanların yaşamını ilgilendiren konularda büyük bir hassasiyet göstermek gerektiğini bilincine varmak durumdayız. Büyük devletlere yakışına nasıl laf üretmek değilse; kenarda beklemek de değildir. Diplomasi sadece medya karşısına çıkıp konuşmakla yapılmaz. Türkiye Devleti böyle bir durumda yapılması gereken neyse hepsini değerlendirir. Biz ne kardeş halkların çağrılarını kulak tıkar ne de Türkiye'nin çıkarlarına halel getiririz. Böyle hassas bir konusunun iç politika malzemesi haline dönüştürülmesi yanlıştır."

Erdoğan, kendisine Libya tarafından verilen ödül ile ilgili konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Bana tevdi edilen ödül ne ödülüdür niçin verilmiştir. Filistin meselesine duyarlılığımız, o konudaki duyarlılığımız; Filistin halkı için çırpınışımızın için tevdi edildi. Bu ödül bir yönetimin değil, Ortadoğu halklarının Türkiye sevdasının bir tezahürüdür. Ortadoğu'da kardeş halklar Türkiye'nin politikalarını gönülden desteklemekte bağrına basmaktadır. Libya'da verilen ödü, Filistin davasına yaptığımız katkılar sebebiyle verildi. Kasım ayında konuşmamda, bu ödülü alırken ne dedim' Bu ödülü geri ver. Bunu diyenler bununla hangi maksada hizmet ettiklerini düşünüyor mu? Böyle bir dertleri yok."

"Kaygı verici bilgiler geliyor"

Erdoğan, Mısır ve Tunus'ta yaşanan olayların aksine, Libya'da kaygı verici gelişmelerin yaşandığını söyledi.

Erdoğan, "Tunus'un Mısır'ın tersine göstericilere yönelik sert tedbirlere başvurulduğuna yönelik bilgiler geliyor. Şu ana kadar Libya'dan sürekli olarak vatandaşları uçaklarla Türkiye'ye getirmenin çabası içindeyiz. Bin'in üzerinde vatandaşımızı tahliye ettik" dedi.
Erdoğan, kaygı veren bilgiler karşısında temkinli olduklarının bir kez daha altını çizerek, "Bir durumun olması herhalde bu çığırtkanları çok daha farklı hale getirir. Biz bunları düşünerek adım atıyorum. Mısır'da sayı daha azdı hemen tahliye ettik" diye konuştu. Kaddafi ile iki kez konuştuğunu hatırlatan Erdoğan şöyle dedi:

"Uçakları gönderdik. Kulede kimse olmadığı için inişe yönelik izin verilmedi. Tripoli'ye de iniş mümkün olmadı. Mecburen geri çekmek durumunda kaldık. Bu kadar hassasiyetle devam ediyor. Denizden çok daha büyük tahliyeyi yapabilelim istiyoruz. Sıkıntıları yok değil var tabi. Nasıl bir tablo içinde olduğumuz belli. Tamamen aç susuz diye bir şey yok. Kendilerine normal değil ama anormal şartlarda ulaşması gereken gıda ulaşıyor. Önceliğimiz Libya'daki vatandaşlarımızın tahliyesidir. Bu vatandaşlarımızı sağlıklı bir şekilde tahliye edebilmek bizim için son derece önemlidir."

Erdoğan, Libya'da yaşanan olaylar kaşsında şu uyarıyı da yaptı:
"Demokratik taleplerini dile getirenlere insaf dışı müdahalelerin yapılması, şiddet sarmalını büyütür. Ülkenin bütünlüğü açısından kötü sonuçlar doğurur. Libya bizim için dost olmanın ötesinde kardeş bir ülkedir. Kardeş bir ülkede halkların kendi içinde kardeşin kardeşi öldürmesi bizim en büyük ızdırabımızdır. Buna Batılı farklı bakabilir ama biz çok daha farklı bakıyoruz. Vatandaşların talebini göz ardı etme yanlışına düşülmemesi gerekir. Libya'daki akan kanı kendi vücudumuzdan akan kan olarak görürüz. Libya'da bulunan Türklerin hayatları ve hakları kardeş Libya halkına emanettir. Yöneticilerin ve göstericilerin bu hassasiyetimizin çok iyi anlamalarını ve gereken hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz. Mısır'da rol veya şov yapmak için değil tamamen insani kaygılarla hareket ettik. Ne kimsenin iç işlerine karıştık ne de bazılarının yaptığı gibi susması tercih ettik. Bu ülkelerin hiçbirindeki olaylar diğerine benzemiyor. Tıpa tıp aynı gibi görüp, tahrik edici açıklamalar yapan ülkeler, iç hesaplarıyla açıklama yapıyor."

"Tek ses olamıyoruz"

Erdoğan, Libya'da çok farklı olayların yaşandığına bir kez daha dikkat çekerek, muhalefetle tek ses olamadıklarını vurguladı. Erdoğan, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Düşünün burada bile kes ses olamıyoruz. Bu nasıl bir yaklaşım. Hemen bunu nasıl bir fırsata dönüştürürüz' mantığı. CHP MHP diğerleri böyle. CHP gibi yandaş ve Candaş medyası da aynı. Sorumlu davranmak söz konusu değil. Kendilerini, büyük bir ülkenin muhalefeti, büyük bir ülkenin medyası ve aydınları gibi davranmaya davet ediyorum."

 

Bahçeli'ye sert yanıt

Erdoğan, Bahçeli'nin Mersin mitinginde yaptığı konuşmayı hatırlatarak şöyle dedi:
"Bahçeli, Mersin'de 'Alnımız açık başarıda öpülmek üzere; ensemiz de açık başarısızlıkta tokat atılmak için. Bir defa denenmek istiyoruz. İktidara talibiz' dedi. Ardından, Mut'ta 'milletimizin bir özelliği var. Bir iş başarmışsa onu alnından öper. Eğer başaramamışsa onun da onun ensesine bir tokat atar' dedi. Sayın Bahçeli'yi aziz milletimizin bu olgunluğunu, ferasetini tespit ettiği için tebrik ediyorum. Gerçekten de kendisine hizmet edeni alnından öpmüş; yüklediği emaneti yere düşüreni de affetmemiş Bahçeli'nin deyimiyle seçim sandığında ensesine tokadı vurmuştur."
"Bir defa denenmek istiyoruz derken, ortakken ülkeye ödettiği beledi ardından da 3 Kasım'da ensesine yediği tokadı hatırlamıyor; belli ki hatırlamak istemiyor" sözleriyle Bahçeli'ye yüklenmeye devam eden Erdoğan, "Ben milletimizin şu hususu iyi hatırlamasını istiyorum. Türkiye'de demokrasiye ne zaman müdahale edilmişse, o zaman ekonomi ağır darbeler almıştır. Çetelerin, karanlık güçlerin siyaseti dizayn çabaları ekonomiyi olumsuz etkilemiş faturayı da millete yüklemiştir" dedi.
Bahçeli'nin, "Bizi bir kez daha deneyin diyor" şeklindeki sözlerini, "Bu millet size 1999'da şans tanıdı; sizi denedi. Ama siz bu millete hiç unutamayacağı bir fatura yüklediniz. Üzerinden 10 yıl geçmiş olmasına rağmen Türkiye tarihinin o en büyük krizinin faturasını vermediniz. Milletin karşısına çıkıp bunun muhasebesini yapmadınız. Bu millet o ağır faturayı unutmadı. En azından ben unutmadım. Bunu milletimize unutturmayacağız" sözleriyle karşılık verdi.

Erdoğan, bazılarının, yıllar yılı milletin ensesinde boza pişirdiğini söyleyerek, geçmiş koalisyon iktidarlarının yaptıklarını ise AKP iktidarının temizlediğini öne sürdü.
Erdoğan, "Biz, o bırakılan pisliği şu anda temizledik temizliyoruz. Bizi bozguna uğrattınız. Finans sistemini felç ettiniz 21 banka Fon'a devredildi. Gecelik faizler akıl almaz seviyelere çıktı. Demokratikleşme, özgürlükler diye bir şey kalmadı bu ülkede. İstikrar, güven adına bir şey kalmadı" diye konuştu.
Erdoğan, "Enseye tokattan önce demokratik tokadı demokratik terbiyesi olanlar bilirler. Bazen külhanbeyi edebiyatını kullanmayız. O edebiyatın içinde büyüdük aslında. Ama yok. Aldığımız terbiye buna müsaade etmez" dedi.

Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da yüklendi. Kılıçdaroğlu'nu "CD operasyonuyla geldi" diyerek eleştiren Erdoğan şöyle dedi:
"Ekonominin babası olanlar hiçbir zaman 'Kaynak Smith, kaynak Keynes' demedi. Ne sorarsanız sorun, 'Benim Adım Kemal ben dürüst adamım. Ben yürekli adamım' diyor. Tamamen kabul ediyoruz yüreksiz olmanız mümkün değil zaten. Öyleyse İstanbul'a adayken verdiğiniz sözleri şimdi CHP'li belediyelerde uygula. İstanbul'a adayken söyledin. O zaman bekardın. Şimdi siyasi evlilik yaptın. CHP'li belediyelerde yapsana. Acemiliğinden dolayı birçok söylediğini kale almıyor; yanıt vermiyoruz. Ona, 'benim 2012'de siyaseti bırakacağımı söylemişler. Siyasetin içinde doğanlar siyaseti bırakmazlar; siyasete devam ederler. İlla milletvekili olarak değil. Lokomotif olacağın gibi vagonda olursun."

"Hata bizde ellerinde adres tutuşturduk"

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na Sivas olayları ile ilgili söylediği sözleri hatırlatarak, "Onların anladığı gibi değil. Sivas'a baktılar göre göre Hayati Yazıcı'yı gördüler. Hata bizde ki ellerine adres tutuşturduk. Oy vereceği sandığı bulamayanlar, bizim verdiğimiz adresi nasıl bulacak. Zaten on yıllardır bunlar görmeleri gerekeni görselerdi Türkiye çok farklı olurdu" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler