Erdoğan sert konuştu
Başbakan Erdoğan, Gezi direnişçilerine seslenerek "Bunlara devam ederseniz anladığınız dilden konuşurum" dedi.
Erdoğan'ı, Esenboğa Havalimanı'nda Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, AKP Genel Başkan Yardımcıları Salih Kapusuz ve Mevlüt Çavuşoğlu, AKPGrup Başkanvekili Nurettin Canikli, çok sayıda partili ve vatandaş karşıladı.
Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu da Ankara'ya geldi.
Bu arada yetkililer, havalimanını kullanacak vatandaşları güzergahtaki yoğunluk nedeniyle uyardı.
Yaptıkları iş sadece vurup kırma
Kalabalığa yönelik bir konuşma yapan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
-Yola çıkarken ne dedik, biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık. Bu can bu tende oldukça Allah'tan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur. Bize bazı marjinal gruplar değil bize millet hesap sorar. Milletin de hesap yeri sandıktır, sandıkta sorar. Bizi millet getirdi, millet götürür. Milletten başka bu noktada kimsenin bizi götürmeye gücü yetmez.
-Gezi Parkı'na, Kuğulu'ya çıkacağınıza 7 ay var sabredin, 7 ay sonra sandıkta sizlerle görüşelim. 'Demokrasi, özgürlükler' diyorsanız, 'hak, hürriyet' diyorsanız bu şiddetle elde edilmez. Hukuk içerisinde kalarak elde edilir.
-Ben bu ifadeyi kullanınca rahatsız olmuşlar. Eğer çok rahatsız olduysalar lugata bir baksınlar 'çapulcu' kime denir diye. Oraya baktıkları zaman Başbakanın ne kadar isabetli bir ifade kullandığını görecekler. 'Yakan, yıkan, saldıranlara çapulcu' denir. Dolayısıyla kusura bakmasınlar ama onlara destek verenler de aynı familyada yerini alır.
-Yaptıkları iş sadece vurup kırma. Kamunun binalarına saldırma, kamunun binalarını yakıp yıkma. Sivil vatandaşın, halkın araçlarını yakıp yıkma. Bununla kalmadılar. Benim başörtülü kızlarıma, başörtülü bacılarıma saldırdılar. Bununla da kalmadılar. Dolmabahçe Camii'ne maalesef bira şişeleriyle girmek suretiyle, ayakkabıyla onu da yaptılar.
-Artık bu ülkede çeteler dönemi bitmiştir. Bu ülkede mafya dönemi bitmiştir. Cunta dönemi geri gelmemek üzere bitmiştir. Şunu da söylemem lazım, faiz lobisi kendine çeki düzen ver. Faiz lobisi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü. Bundan sonra sömüremeyeceksin. Çok sabrettik. Olay sadece bu lobiyi oluşturan bir banka, üç banka kim varsa hepsi için aynı şeyi söylüyorum. Siz ki bize karşı böyle bir mücadeleyi başlattınız, bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz.
-Utanmadan, sıkılmadan, borsayı çökertme gayretleri içerisine girenler, borsada Tayyip Erdoğan'ın parası yok, çökersen sen çökeceksin. Yüzde 11'den başladık, yüzde 94'lere kadar çıktık. Niye? Çünkü biz spekülatörlere fırsat vermedik, yarın da vermeyeceğiz. Eğer senin spekülatörlüğünü yakaladığımız anda da ümüğünü sıkarız. Kim olursan ol, ümüğünü sıkarız.
ERDOĞAN: ÇAPULCULARIN YAPTIĞINI YAPMAYIN
Pursaklar'da da konuştu
Erdoğan, Ankara'ya gelişinde kendisini karşılamak üzere Pursaklar'da toplanan yurttaşlara da hitap etti.
Yurttaşlara, "Sizler demokrasinin aşıklarısınız. Sizler millet iradesine saygının sembolüsünüz. Sizler bu ülkede egemenliği milletin tayin ettiğine inanan insanlarsınız. Dolayısıyla sizleri alkışlıyorum, tebrik ediyorum" diye seslenen Başbakan Erdoğan, bu topluluğun kutlu bir topluluk olduğunu, yakıp, yıkmadığını, ellerinde molotof kokteylleriyle dolaşmadığını söyledi.
Erdoğan, "Bu topluluk polisine kurşun sıkmadı, askerine kurşun sıkmadı, köy korucusuna kurşun sıkmadı. Tam aksine bu topluluk onlarla kucaklaştı, birleşti" dedi.
Başbakan Erdoğan, sanatçıların olaylara destek vermesini de eleştirerek, "Destek verenlere de 'yazıklar olsun' diyorum. Eğer siz şu ana kadar sanatınızı icra etmek için çalışıyordunuz da AK Parti iktidarı sizin sanatınızı icra etmenize mani mi oldu? Bir yerlerde şarkı söylemek istiyordunuz da, türkü söylemek istiyordunuz da, pop müziği söylemek istiyordunuz da AK Parti iktidarı sizlere 10 yıldır mani mi oldu? Neyinize mani olduk ki şimdi bu yaygaraları koparıyorsunuz? Eğer bir sıkıntınız varsa bunu benim Kültür Bakanımla da, belediye başkanlarımla da, benimle de görüşürdünüz . Ama biz İstanbul'da Muhsin Ertuğrul'u yıktık. 'Oraya cami yapacak' dediler. Ne oldu, ne yaptık? Daha muhteşem bir tiyatro merkezi yaptık. Altında 3 bin 500 kişilik kongre merkezi yaptık. Şimdi gelmişler, Atatürk Kültür Merkezi'nin çatısına çıkıyorlar. 'Yıktırmayız'. Ona senin gücün yetmez, yıkacağız. Niye? Daha güzelini yapmak için" şeklinde konuştu.
Erdoğan, sözlerinin sonunda "Bana diyorlar ki 'bu cumartesi günü saat: 17.00'de bir Ankara mitingi ile final yapalım'. Siz buna ne diyorsunuz?" diye sordu. Vatandaşların alkışlarla karşılık vermesi üzerine de Erdoğan, "O zaman yapacağız. Cumartesi günü saat: 17.00'de bir arada olmak üzere Allahaısmarladık" karşılığını verdi.
Bu milletin iktidarına saygı duymayanlar, bunun bedelini öder
Başbakan Erdoğan daha sonra Altınpark'ta toplanan kalabalığa seslendi:
Gençlere sesleniyorum; bu ülkenin Başbakanı, bazı lobilerin Başbakanı değildir. Bu ülkenin Başbakanı sessiz yığınların sesidir. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz. Biz zalimlerin karşısında, mazlumların yanındayız. Bu Türkiye'de böyle, dünyada da böyle. Bundan sonra da böyle olacak.
Bu milletin iktidarına saygı duymayanlar, bunun bedelini öder. Dün Ankara'da, Kızılay'da, Kuğulu Park'ta, şurada, burada oyuna gelen kardeşlerime sesleniyorum; Lütfen artık bu eylemlerinize son veriniz. Bakınız biz bugüne kadar sabırla buralara geldik. Bir Başbakan olarak diyorum ki, artık yeter. Varsa söyleyecekleriniz yerel yönetimle ilgili bir konuysa belediye başkanıma söyle. Gel, valime söyle. Olmadı Kültür Bakanıma söyle. Olmadı ben de kabul ederim, gel bana söyle. Ama yeniçeri ocakları gibi bir hareketin içine girerseniz, kusura bakmayın. 'Şu valiyi alacaksın, emniyet müdürünü alacaksın, şunu yapmayacaksın'. Ama bunları söylemeye kalkarsan, kusura bakma. Tavsiyelerin varsa ilet. Bir katkın olacaksa ilet. O zaman hepsini yaparız.
Anladığınız dilden konuşurum
Başbakan daha sonra Akköprü'de konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Siz orada 5 bin, 10 bin, 20 bin toplanıyorsunuz, siz milletsiniz de buradakiler millet değil mi? Artık bu eylemlere son verilmesini özellikle rica ediyorum. Ama bunlara aynı şekilde devam ederseniz, anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım" dedi.
Başbakan Erdoğan, Akköprü'de yaptığı konuşmada, direnişe son verilmesini isteyerek, şunları ifade etti:
"Siz orada 5 bin, 10 bin, 20 bin toplanıyorsunuz, siz milletsiniz de buradakiler millet değil mi? Artık bu eylemlere son verilmesini özellikle rica ediyorum. Bir derdiniz varsa belediye başkanıma, valime gidersiniz, olmadı temsilcilerinizi ben dahi kabul ederim. Ama bunlara aynı şekilde devam ederseniz, anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım; çünkü sabrın da bir sonu vardır. Bu ülkeyi, dünyada adeta terörün estiği bir ülke olarak gösteremezsiniz. Utanmadan, sıkılmadan Arap Baharı diyorlar, şimdi de Türk Baharı diyorlar. Ya bunlar ne gafil, Türk Baharı 2002'nin 3 Kasımında oldu. Hem de öyle oldu ki, dünyada Türkiye umulmayan yerlere ulaştı. Sessiz devrim, dediler. Ona sessiz devrim diyen dünya, şimdi Türk Baharı diye şeyler konuşuyor. Niye? Çünkü kıskanıyorlar. Bu oyunların hepsi bozulacak, hiç endişe etmeyin. Ey, faiz lobisi, bizimle uğraşmaya devam edersen kaybedersin. Ey sermaye çevresi, bu malum çevrelere el altından desteklerini vermeye devam edersen kaybedersin. Üniversitelerimizi, liselerimizi bu oyuna alet edenler, kaybedersiniz. Çünkü bir sakin bir süreçle yürümek istiyoruz. Eğer demokrasiye inanıyorsanız, eğer özgürlüklere inanıyorsanız, demokrasinin yolu sandıktan geçer. Demokrasinin yolu şiddetle gelmez."
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu