Erdoğan ve Çelik sınıfta kaldı

Türk Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e 2008-2009 Eğitim-Öğretim yılının birinci yarıyılının sona ermesi nedeniyle bir karne verdi. Çelik'e verilen karne de Çelik, öğretmen açığının giderilmesi, öğretmen atamaları, eğitime ayrılan bütçe, ders kitaplarının denetimi, eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarına duyarlılık gibi konulardan sıfır (0) aldı.

Yayınlanma: 23.01.2009 - 11:14
Abone Ol google-news

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 2008-2009 Eğitim-Öğretim yılının birinci yarıyılının sona ermesi nedeniyle yaptığı basın toplantısında eğitime yönelik değerlendirmelerde bulunurken Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e verdikleri karneyi de açıkladı.

2008 yılının eğitim-öğretim açısından oldukça sancılı geçtiğini ifade eden Koncuk, fiziki mekan yetersizlikleri, derslik ve öğretmen açığı, kadrolu öğretmenlik dışındaki istihdam türleri, kurumların vekaletle yönetilmesi, usulsüz atamalar gibi birçok sorunun eğitim camiasında umutsuzluğa ve güvensizliğe yol açtığını söyledi. Koncuk, "Milli Eğitim Bakanlığı ise bu sorunları üreten kaynağın bizzat kendisidir. Bakanlık ne yazık ki, 2008 yılında da eğitimin sorunlarını çözme yerine, eğitim camiasını huzursuz etmeyi tercih etmiştir" dedi.
 

"Türkiye iyi bir noktaya gitmiyor"

Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirileceği yönünde Milli Eğitim Bakanı Çelik'in açıklamada bulunduğunu hatırlatan Koncuk, söz konusu sözün seçim yatırımı olduğunu söyledi. Sözleşmeli öğretmenlerin tamamın hiçbir şart aranmadan kadroya geçirilmesi gerektiğini söyleyen Koncuk, "Sözleşmeli öğretmenlik, Türkiye'nin gündeminden kaldırılmamıdır ve bundan sonra asla sözleşmeli öğretmen ataması yapılmamalıdır. Milli Eğitim Bakanımız öğretme açığının bulunmadığını söylerken 100 bin ücretli öğretmen çalıştırılmaktadır. Bölgelerden alınan bilgilere göre öğretmen açığı Türkiye'de 150 bindir. Bakan Çelik, gerçekleri kamuoyundan gizleyerek işi götürmeye çalışmaktadır. Fakat emin olun Türkiye iyi bir noktaya gitmiyor. Türkiye nereye gidiyor? Gençlerimiz kahvehane köşelerine dinamit gibi salınıyor. Bu şekilde toplumsal barış bile tehlikededir" dedi.


"Hukuk tanımaz anlayışla eğitimde çağ atlatılamaz"

Yapılan usulsüz atamalara da işaret eden Koncuk, Beytullah Yağız isimli bir öğretmenin usulsüz olarak atamasının yapılması üzerine Bakan Çelik'in tutumunu anımsattı. Koncuk, Bakan Çelik'in, TBMM'de "Bu atamayı ben yaptım" dediğini kaydederek, "Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların yetkileri kanunlarla çizilmiştir. Hukuk tanımayan bir anlayışla Tür milli eğitimini çağ atlattım diyemezsiniz. Çağ atlatmak ip atlatmak değildir" dedi.

MEB'in yandaşlarını kadrolara yerleştirmek için seçim bürosu gibi çalıştığını ifade eden Koncuk, "İşine geleni KPSS'ye dahi bakmadan görevlendiren, işine gelmeyeni ise yıllarca süründüren Bakanlık, 2008 yılında şaibelerin adresi haline gelmiştir" diye konuştu.


"Biz kral ya da padişah seçmedik"

Eğitim camiasının vekaleten kadrolaşma dönemi yaşadığını söyleyen Koncuk, okullarda 25 bin idareci kadrosunun vekaletle görevlendirildiğini anlattı. Yönetici Atama Yönetmeliği'nin yayınlanmasına karşın, MEB'in hala yönetici ataması yapmadığına işaret eden Koncuk, "Asaleten atanma şartları bulunan binlerce öğretmenimiz varken, siyaseten yapılan görevlendirmeler hukuk devleti ilkesini ayaklar altına almakla eşdeğerdir. Anlaşılan o ki, okullar da vekaleten kadrolaşma metodu yürütülmektedir. Bakan 'yetkim dahilinde' diyerek, asaleten atadığı okul müdürlerinin gerçek atanma gerekçelerini açıklamalıdır" dedi. MEB'in, kendi yayınladığı genelgeye rağmen yönetici atamalarına halen başlanmadığının da altını çizen Koncuk, "2008/74 nolu Genelgenin talimatına uymayan valilik ve milli eğitim müdürlüklerine yönelik hiçbir şey yapılmamaktadır. Bu genelgede atamaların bir an önce yapılması istenmesine karşın atama yapmayan valiliklerin seyredilmesi bize genelgenin yanı sıra el altından 'bu işi uzatın' talimatı verildiğini gösteriyor. Çünkü yerel seçimler öncesinde bazı sözler verdikleri kişileri üzmek istemiyorlar. MEB, siyasi yandaş kayırmaktadır. Ben yaptım oldu mantığı ile çalışan Milli Eğitim Bakanı kral değildir. Biz kral seçmedik, kimseyi padişah yapmadık. Onlara Anayasa ve kanunlar çerçevesinde görev yapmaları için oy verildi" dedi.

 

"Ortaöğretim zorunlu olmalıdır"

Türkiye'nin eğitim konusuda OECD ülkelerinin de çok gerisinde olduğuna değinen Koncuk, öğretmen başına düşen öğrenci sayısında Türkiye'nin kötü durumda olduğunu ifade etti.

Koncuk, Türkiye'de hala ortaöğretimde okullaşmanın sağlanamadığını söyleyerek, "Ortaöğretimde okullaşma oranı yüzde 58.5 gibi düşük bir oranda kaldı. Bu nedenle ilköğretimde olduğu gibi ortaöğretim de zorunlu olmalıdır. Ortaöğretimin zorunlu olması konusunda atılacak her adımı sendika olarak desteklemekteyiz" dedi.

Koncuk, Türkiye'de öğretmenlerin ortalama bin 832 saat gibi yüksek oranda çalıştığını buna karşın en az maaşı aldıklarını anlattı. Koncuk, çalışma saatinin Danimarka'da bin 6802, İngiltere'de bin 265, Kore'de bin 554 saat olduğunu kaydetti.
 

Bakan Çelik ikaz aldı

Milli Eğitim Bakanı Çelik'e Türk Eğitim-Sen tarafından verilen 2008-2009 eğitim-öğretim yılının ilk yarıyıl karnesi ne açıklayan Koncuk, karnenin kırıklarla dolu olduğunu söyledi. Koncuk, Çelik'in, derslik ve öğretmen açığının giderilmesi, öğretmen atamaları, eğitime ayrılan bütçe, ders kitaplarının denetimi, eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarına duyarlılık, ek ders ücretleri, ekonomik krize karşı çalışanını koruma, çalışanının hakkını savunma, mevzuatı ve mahkeme kararlarını uygulama, aldığı görevi yerine getirme başarısı ve eğitim sisteminin sorunlarını çözme becerisi derslerinden sıfır puan aldığını bildirdi.

Koncuk, Bakan Çelik'in 100 aldığı derslerin de olduğunu belirterek; güvencesiz öğretmen istihdamı yani sözleşmeli, ücretli, vekil öğretmenlik uygulaması, atamalarda usulsüzlük, kadrolaşma, adam kayırma, vekaleten görevlendirmeler, keyfi uygulamalarla eğitim çalışanlarını birbirine düşürme, eğitimcileri aldatma, popülist politika üretme, okulların giderlerini velilerin ve okul yönetiminin sırtına yükleme, sendikalarla ilişkilerde taraf tutma ve eğitimi siyasallaştırma derslerinden Bakan tam 100 puan aldığını bildirdi.

Koncuk, aldığı notlar sonucunda Bakan Çelik'in "ikaz" edildiğini söyleyerek, "Hüseyin Çelik, 2003 yılından beri Milli Eğitim Bakanı olarak görev yapmaktadır. Bakan'ın aradan geçen süre boyunca eğitim ve eğitim çalışanları adına yaptığı olumlu icraatların sayısı oldukça azdır. Çalışanıyla ters düşen, çalışanına sahip çıkamayan, eğitimin sorunlarını çözmek yerine, popülist politikalarla günü kurtarmaya çalışan Hüseyin Çelik, eğitim camiasında itibar kaybına uğramaktadır" dedi.

 

Başbakan Erdoğan'a yarıyıl karnesi

Öte yandan Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı da 2008 - 2009 Eğitim-Öğretim Yılının ilk yarıyılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik için hazırlanan karne notlarını açıkladı. Başbakan Erdoğan, ve Milli Eğitim Bakanı Çelik'in karnelerinde bir çok kırık not bulunurken, Bakan Çelik'e, "Kendisine çeki düzen vermediği takdirde bırakın sınıf tekrarı, okuldan kurul kararıyla atılması söz konusudur" uyarısında bulunuldu.

Başbakan Erdoğan'ın karnesinin eğitim çalışanları nezdinde kırıklarla dolu olduğunu söyleyen Avcı, "Bu nedenle sendikamız, ikinci dönem derslerine daha çok çalışması için önce Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve ardından Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik'e uyarı niteliğinde bir karne verilmesini kararlaştırmıştır. Başarısızlıklarla ve kırık notlarla dolu olan karnenin değişmesi ve sınıf geçer hale gelmesi için sendikamızca hazırlanan karne ve uyarılarımız dikkate alınmalıdır" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler