"Erdoğan'a çete kurma yetkisi verilir mi?"

MİT Kanununda değişiklik öngören teklifin, Başbakan'a çete kurma yetkisi vereceğini iddia eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Başbakan çetesine şunu söyleyebilir; 'Gidin Cumhurbaşkanını öldürün', bu yasa çıkarsa bu imkanı var. 'Gidin öldürün, nasılsa ben sizi görevlendirdim' diyecek, özel görevle görevlendirdim diyecek" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.02.2012 - 11:55

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MİT Kanununda değişiklik öngören teklifi sert bir biçimde eleştirdi.
 

Tetikçi eleştirisi

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan devletin bazı kurumlarını kendi özel tetikçisi konumuna getirdi"
diyen CHP Genel Başkanı, şöyle devam etti: "Recep Tayyip Erdoğan'ın anlayamadığı gerçek şudur; devletin kurumlarını tetikçiliğe alıştırırsan onları tetikçi olarak kullanırsan, yarın bu namluların kime döndüğünü sen hesap edemezsin, getirdiğin nokta budur. O namlular yarın sana yarın vatandaşa yarın başka bir yöne dönecektir, sen bunun farkında değilsin. Devletin kurumlarını nasıl kendi tetikçi kurumunmuş gibi kullanabilirsin. Yargısıyla, güvenlik kurumlarıyla illegaliteye batmış, gayrı meşru hale gelmiş bir devleti uzun süre ayakta tutamazsın. Böyle bir yapılanma Türkiye Cumhuriyetine yapılmış en büyük ihanettir. Devlet dediğimiz meşrudur, meşru alanda mücadele eder."
 

'Başbakan yardımcısı ishali kelamda bulunmuş'

"İllegaliteden medet umanlar şunu unutmasınlar, bir gün gelir o yer altı düzeni sizi de çarpar, o yer altı düzenine bir gün gelir teslim olursunuz" diyen CHP Genel Başkanı şöyle devam etti: "Bakın bunlardan birisi ne söylüyor, 'suça bulaşmadan örgüte sızmak mümkün değildir'. Bunu söyleyen bir bakan illegaliteye meşrulaştırıyor, suça bulaşmayı meşru hale getiriyor. Bu bilgisiz arkadaşa şunu söylemek isterim, cahil arkadaşa, devlet dediğiniz meşru kurumdur, devlet illegal bir örgüt değildir. Sen illegaliteyi açıktan dile getiriyorsun. Bu Başbakan Yardımcısı ishali kelamda bulunmuş, böyle demek lazım. Buradan bu Başbakan Yardımcısı arkadaşa sormak isterim, suça bulaşmadan örgüte sızmak mümkün değildir diyorsun, ben sana şu soruyu soruyorum, suça bulaşmadan kabineye girmek mümkün mü, değil mi? Çete mantığıyla bakarsan senin Bakanlar Kuruluna girmen için de suça bulaşman gerekiyor. Ve siz bu sorunun altında kalırsınız."

Başbakan'a seslendi

Başbakana Erdoğan'a, "Siyasi hayatının en büyük hatasını yapmak üzeresin" diye seslenen CHP Genel Başkanı, özel temsilciyi savcıların elinden kurtarmak için özel yasa getirmenin devleti illegal konuma getireceğini söyleyerek şöyle konuştu: "Siz bunu yaparsanız büyük bir hukuksuzluğa imza atmış olacaksınız. Bunları kurtarayım derken devleti gayrı meşru hale getiriyorsunuz. Bu sorumluğa ortak olmaman gerekiyor."

'Kim çeteleri atayacak? Başbakan atayacak'

Kanun teklifini okuyan Kılıçdaroğlu, "'Başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenler' dediğiniz andan itibaren Başbakan tarafından görevlendirilen çete aklınıza gelir. Bu, devletin çeteleşmesi demektir, devletin içinde çetelerin varlığı demektir, kim çeteleri atayacak? Başbakan atayacak. Recep Tayyip Erdoğan'a Türkiye Cumhuriyetinde çete kurma yetkisi verilir mi? Hangi demokraside vardır bir başbakana çete kurma yetkisi vermek" diye sordu.
 

'Veren kim? Bir çete reisi'

"Bakın görevlendirilenler diyor. Birden fazla görevlendirme yapabilir" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Bu kişilerin yetkilerine bakıyoruz, yetkileri sonsuz. Her türlü yasadışı işi yapabilirler, peki sorumlulukları var mı, hayır hiçbir sorumlulukları yok. O güvencenin kaynağı da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Milletvekillerine verilmeyen bir güvence bu çeteye veriliyor, milletvekillerine verilmeyen bir dokunulmazlık bu çeteye veriliyor. Veren kim; bir çete reisi."
 

'Cumhurbaşkanına suikast soruşturma konusu olmayacak'

"Bu çeteye verilen yetkileri okuyorum size" diye konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanına suikast ve fili saldırının soruşturma konusu olmayacağını belirterek, şöyle dedi: "Hangi suçu işlerse haklarında bir şey yapılmayacak. Suç işlemek amacıyla örgüt kurarlarsa bunlar yargılanmayacak. Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak soruşturma konusu olmayacak. Devlete karşı savaşa tahrik soruşturma konusu olmayacak. Düşman devlete maddi ve manevi yardım soruşturma konusu olmayacak. Cumhurbaşkanına suikast ve fili saldırı soruşturma konusu olmayacak. Silahlı örgüt soruşturma konusu olmayacak.  Sayın Cumhurbaşkanının dokunulmazlığının tek istisnası vatana ihanet. Ama bu çete vatana ihanet etse soruşturma konusu olmayacak. Cumhurbaşkanına sağlanmış haklardan daha fazlası bu çeteye sağlanmış olacak. Bunun altına kim imza atacak, parlamentoda hangi milletvekili parmağını kaldıracak, vatan hainliği değil midir bu?"
 

'Başbakan çetesine şunu söyleyebilir; 'Gidin Cumhurbaşkanını öldürün'

"Başbakan çetesine şunu söyleyebilir, gidin cumhurbaşkanını öldürün, bu yasa çıkarsa bu imkanı var" diyen CHP Genel Başkanı, şunları kaydetti: "Gidin öldürün, nasılsa ben sizi görevlendirdim diyecek, özel görevle görevlendirdim diyecek, benim iznim olmadan da kimse senin hakkında soruşturma açamayacak senin hakkında, böyle bir anlayış olabilir mi. Bu mümkün mü, mümkün, Böyle bir anlayış olmaz. Biz hep böyle şeyler olmaz dedik ama nelerin olduğunu hep beraber gördük. Başbakana çete kurma yetkisi vereceksin, sonra Başbakan'ın insafına terk edeceksin hangisini kullanıp kullanmadığı konusunda. Bir insan devletin güvencesi olabilir mi? Devletin güvencesi hukuktur. Başbakan'a git çete kur, istediğini yap, onun dokunulmazlığı olacak, milletvekilinin olmayacak, onların dokunulmazlığı olacak, cumhurbaşkanının bile olmayacak. Denebilir ki böyle bir şey mümkün değil, başbakan bunu yapmaz, yapmayacaksa bu yetkileri niye veriyoruz o zaman, vermeyin, hukuk var, hukukun üstünlüğü var. hukuk devletinde böyle saçmalıklar olmaz. Diyebilirsiniz ki, Başbakan bu tür şeylere pek girmez. Girer efendim girer, açıkça il başkanları toplantısında ana muhalefet liderine, 'Kılıçdaroğlu artık mercek altındasın' dedi. Yarın talimat vereceksin, git şunları da imha et diyeceksin, adım adım ne yaptığımızı takip ediyorsun, bir eksiğin vardı, gereğini yapmak için çete kurma yetkisi, onu da sana veriyorlar, gereğini yapacaksın."


'Kırmızı ışığı kaldırmak kadar aptalca bir teklif'

Söz konusu teklifin "aptalca" olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Bu yasa teklifi çok aptalca bir teklif. Bu trafik ışıklarında kırmızı ışığı kaldırmak kadar aptalca bir tekliftir. Böyle bir rezalete kim imza atar. Hukuk bu cinayetin sözcüsü olamaz. Teklifi kanunlaştırma devleti ve sistemi illegal hale getirmek, gayrı meşru hale getirmek demektir" dedi.
 

'Faili meçhul cinayetlerden sonra gözler Erdoğan'a çevrilecek'

MİT Kanununda değişiklik öngören teklife kimsenin el kaldırmamasını isteyen CHP Genel Başkanı, "Bu utanca kimse el kaldırmamalı. Buradan açıkça söylüyorum, bu yasa teklifi kabul edilirse ortaya çıkacak bütün faili meçhul cinayetlerden sonra gözler Recep Tayyip Erdoğan'a çevrilecektir. Bütün faili meçhul cinayetlerin tek sorumlusu olacaktır o, çünkü sadece onun çetesi olacaktır" diye konuştu.

Başbakan'a çağrıda bulundu

Başbakan'a çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, "'Özel yetkili mahkemelerin savcılarına yargıçlarına güvenmiyorum' diyorsan bu sorunu çözmek için günah keçileri yaratarak devleti illegal yapının içine boğarak yapmayın, gelin hep beraber özel yetkili mahkemeleri kaldıralım. Elbirliği ile özel yetkili garabetini bitirelim. Bunlar sıkıyönetim, operasyon mahkemeleridir. Yarın namlunun kime döneceği belli olmaz, sen devletin kurumlarını tetikçi olarak kullanırsan yarın bu namlular sana dönecek bunu unutma diyorum" uyarısında bulundu.
 

Savcının görevden alınması

MİT Müsteşarını ifadeye çağıran savcının görevden alınmasına da değinen CHP Genel Başkanı, "Devletin savcısı şunu söylüyor. Ciddi suç delilleri olduğunu. Ama siz bu savcıyı görevden alıyorsunuz, savcıya delilleri getiren polisleri de görevden alıyorsunuz. Ne oldu, yerine gelen Cumhuriyet Başsavcı vekili şu açıklamayı yaptı. 'Soruşturma ciddidir'" dedi.
 

'O gitmeyecek kendisi paçayı kurtaracak'

Suçlanan kişinın sıradan bir kişi olmadığını, MİT Müsteşarı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Siz MİT Müsteşarını orada tutarak ne yapacaksınız? Bu soruşturmayı engellemek için özel yasa çıkaracaksınız. Kişiye özgü yasa olmaz. Anlaşılıyor ki, Başbakan olayın kendisine ulaşmasından korkuyor, o gitmeyecek kendisi paçayı kurtaracak" dedi.

 

Arınç'ın 'deve güreşi' sözüne yanıt

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "deve güreşi" sözüne yanıt vererek başladı. Hafta sonu Milas'ta deve güreşi şenliğine katıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Ama akılları fikirleri deveyi havuduyla götürmek olanlar devede kaldılar" dedi. Belediyeleri ziyaret ettiğini ifade eden CHP Genel Başkanı, "iki belediye başkanımızı AKP'liler görevden almışlar. Onlara açıkça şunu söylüyorlar; 'Gelin AKP'ye geçin bu soruşturmaların hiçbir birisi olmaz'. Onlar da direniyorlar. Dedim ya bizim derdimiz başka, onların derdi başka. Onlar devede kalmışlar. Çünkü deveyi havuduyla götürme kültüründen geliyorlar" diye konuştu.

Orduspor'a teşekkür etti

Orduspor'a ve Ordululara teşekkür eden Kılıçdaroğlu, "Onlar geçen Pazar günü Türk halkının duygularına tercüman oldular. 9 bin kişi stadyumda Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini okudu. Bütün Orduluların şerefli alınlarından öpüyorum" dedi. Orduluların Atatürk'e Gençliğe Hitabesi'ni okurken televizyonda seslerinin kesildiğini kaydeden CHP Genel Başkanı, şöyle devam etti: "Ordulular güzel bir şey yaptılar ama bunun yanında önemli bir ayıba imza atıldı. Ordulular Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini okurken televizyonlarda onların sesi kesildi. Niye kesilir? Küfür mü sayıyorsunuz siz Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini? Hangi gerekçeyle yapıyorsunuz? Hadi Recep Tayyip Erdoğan'ı anladık, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesinden hoşlanmaz. AKP'li bakanları, onların sözcülerini anladık, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi nasırlarına dokunmuş gibi onları ürkütür. Peki siz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından ne istiyorsunuz? Onlar haykırırken Ordu'da haykırırken siz onların sesini niye kesersiniz televizyonlardan? Bu yayın kuruluşunu hepinizin önünde kınıyorum."

'Kolu kanadı kırılmış demokrasi'

Gelinen noktanın postmodern dikta yönetimi olduğunu, 10 yıllık süre sonucunda buraya gelindiğini kaydeden CHP Genel Başkanı, "10 yıl içinde geldiğimiz nokta daha gelişmiş bir demokrasi değil, kolu kanadı kırılmış demokrasi ile karşı karşıyayız. Çatırdayan bir devlet ile karşı karşıyayız. Başbakan önce benden olanlar benden olmayan diye ülkeyi ikiye böldü, halkı ikiye böldü, şimdi benden yana olan devlet kurumları benim karşımda olan devlet kurumları diye ikiye bölüyor. Bölücüdür dedik, ses çıkmıyor, çünkü bölücü olduğunu kabul ediyor. O suçlamayı kabul ediyor. Çünkü biliyor ki o suçlamanın altında kaldı, ülkeyi böldü, şimdi devletin kurumlarını bölmeye çalışıyor" dedi.
 

'Biz şu kurum ya da bu kurumdan yana değiliz'

CHP'yi ısrarla anlamayanların olduğuna dikkat çeken CHP Genel Başkanı, "Açıkça söylüyorum. Biz şu kurum ya da bu kurumdan yana değiliz. Biz şu unvandan yana bu unvandan yana değiliz. Biz demokrasiden yanayız, biz adaletten yanayız, sağır olanların tamamı duysun.Kim olursa olsun, unvanı ne olursa olsun, rütbesi ne olursa olsun makamı ne olursa olsun hukukun üstünlüğü herkes için geçerlidir" şeklinde konuştu.
 

'Bu üniversite mi, Ortaçağ'ın medresesi mi?'

Barolara, üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına seslenen Kılıçdaroğlu, "Buradan sesleniyorum, barolara sesleniyorum, sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum, sessiz kalan AKP'nin yardakçılığını yapan üniversitenin rektörlerine sesleniyorum. Niye sesiniz çıkmıyor sizin? Korkunun ecele faydası yok, söyleyeceksiniz hem üniversitede rektör olacaksınız oturup koltuğunuza sesinizi çıkarmayacaksınız. Neden korkuyorsunuz siz? Üniversite öğrencisinin ensesinde boza pişirmeye alıştınız. Sen onların ensesinde boza pişiriyorsun. Hukuk ayaklar altında, üniversite olarak sesin çıkmıyor. Hangi üniversite? Sormadan edemiyorum. Bunlar üniversite mi, Ortaçağın medresesi mi" diye sordu.

'Fırdöndü dönenler bocaladı'

Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğinin altını çizen CHP Genel Başkanı, "Günübirlik ucuz siyaset yapanlar. Fırdöndü dönenler birden bire bocaladı. Biri birilerine düştüler. Bu ilkesizler bu utanmazlar işi gücü bırakmışlar tek görevleri var CHP'ye saldırmak. Efendim CHP'nin görevi neymiş, kulakların sağır mı, söylüyoruz, defalarca söyledik, illa CHP'ye saldıracaklar. Çünkü AKP onların kutsal mekanı, oraya saldıramıyorlar, oraya biat etmiş durumdalar. Onun için bu ilkesizlere bu utanmazlara açıkça söylüyorum CHP'ye ne yazarsanız yazın ne söylerseniz söyleyin asla yıldıramayacaksınız, doğru bildiğimizi her yerde söyleyeceğiz" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu aklıevveller çıkıp diyorlar ki bizim aklımız yetmiyor diyor, aklımız almıyor diyor, senin aklın devede zaten, senin aklın ermez. Başkasının başına gelirken aklın eriyor yandaşının başına gelirken aklın ermiyor. Neden o sırada aklın deveye gitmiş. Deveyi havuduyla nasıl götüreceğim. İstediğiniz kadar saldırın yürekli bir CHP her zaman vardır ve olacaktır. CHP'yi susturamazsınız. CHP demokrasiyi savunacak. Sen CHP'yi anlayamazsın, senin aklın ermez o işlere. CHP ulusal Kurtuluş Savaşını veren kadrolar tarafından kurulmuştur. CHP'yi kuranların aklında deveyi havuduyla götürmek yoktur."
 

'Cemil Çiçek kalıbının adamı değil'

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, İçtüzük görüşmelerindeki tavrını eleştiren CHP Genel Başkanı, "Sayın Çiçek son olayda iyi bir sınav vermedi. Cemil Çiçek kalıbının adamı değildir. TBMM Başkanlığını yeteri kadar yapmadı" dedi.
 

'CHP milletvekilleri kürsünün şerefini kurtardı'

Meclis Genel Kurulu'nda, İçtüzük görüşmeleri sırasında yaşananlara yönelik CHP Genel Başkanı, "CHP milletvekilleri o kürsünün şerefini kurtarmışlardır" dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Milletin kürsüsünü çıkaracakları bir İçtüzükle işgal etmek istediler. Sadece AKP'lilerin konuşacağı bir kürsü haline getirmek istediler. Cemil Çiçek'e söylüyorum, Recep Tayyip Erdoğan'a söylüyorum, bütün AKP'lilere söylüyorum Polatlı'da top sesleri gelirken bu Meclis'te kürsünün sesi kesilmemiştir. Siz kesemezsiniz. CHP milletvekilleri o kürsünün şerefini kurtarmışlardır. O kürsüde herkesin özgürce konuşmasının yolunu açmışlardır. Sonra gecenin geç saatlerinde AKP milletvekillerini örgütleyerek CHP milletvekillerine saldırttılar. Hangi demokrasi anlayışı bu, kaba güç. Kaba güçle sonuç alacağını sanıyorlar. Bütün milletvekillerinizle gelin sizin kaba gücünüz bize yetmez."

İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın parmağının kırıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "O utanç onlara yeter" dedi. Salondan gelen seslere de CHP Genel Başkanı, "Eee utanmazlar ona bir şey diyemem" diye karşılık verdi.
 

'Kürsünün hakkı korunmuştur'

"Kürsünün hakkı korunmuştur" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Demokrasi korunmuştur. Milletin kürsüsünden milletin vekillerinin özgürce konuşması sağlanmıştır. AKP'nin milletvekilleri de açık yüreklilikle söylüyorum, püskürtülmüştür.
CHP milletvekilleri halkın kürsüsünü koruyan CHP milletvekillerini o kürsüye çıkan halkın kürsüsüne sahip çıkan bütün milletvekili arkadaşlarımı yürekten kutluyorum, onlar demokrasi adına kürsüye sahip çıktılar, halk adına sahip çıktılar özgürlükler adına sahip çıktılar. İstedikleri kadar gelsinler yine sahip çıkacağız."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon