Erdoğan'dan Atatürk ve İnönü'ye 'iki ayyaş'tan sonra 'birileri'... Lozan: Zafer mi bu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'yü hedef aldı. Lozan Antlaşması üzerinden Atatürk ve İnönü'ye çatan Erdoğan, 'iki ayyaş' sözlerinden sonra bu kez de 'birileri' dedi.

Yayınlanma: 29.09.2016 - 11:34
Abone Ol google-news

<video:607824>

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan uzun bir aradan sonra ilk kez Saray'da muhtarlarla buluştu. Erdoğan'ın konuşması 15 Temmuz darbe girişimiyle başladı, Lozan Antlaşması ile devam etti. Erdoğan konuşmasında, daha önce 'iki ayyaş' dediği Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'yü hedef aldı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, daha önce yıldönümü mesajlarında zafer olarak nitelendirdiği Lozan Barış Antlaşması ile ilgili olarak “Birileri de Lozan’ı ‘zafer’ diye yutturmaya çalıştı. Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’da verdik. Zafer bu mu? Oralar bizimdi. O masaya oturanlar, o anlaşmanın hakkını vermediler. Veremedikleri için şimdi onun sıkıntısını biz yaşıyoruz” dedi. Erdoğan, OHAL sürecinin uzatılması ile ilgili olarak da “Mesele öylesine derin ve öylesine girift ki 3 aylık sürenin yeterli olmayacağı görülüyor. Belki 12 ay da yetmeyecek” dedi.

Erdoğan, darbe girişimi nedeniyle en son 8 Haziran’da yaptığı Muhtarlar Toplantısı’nın 27.’sini dün Cumhurbaşkanlığı’nda düzenledi. Toplantıya, darbe girişimi sırasında yaşamını yitiren muhtarlar, Ali Anar ve Mete Sertbaş ile muhtar kardeşi şehit Erkan Yiğit’in yakınları da katıldı. Erdoğan’ın verdiği mesajlar özetle şöyle:

ERDOĞAN'IN HEDEF ALDIĞI LOZAN ANTLAŞMASI NEDEN ÖNEMLİ?

‘Çılgın Türkler’ diyorlar ya: 15 Temmuz, 1912’den 1923’e kadar geçen kısa sürede, beşte bire düşen topraklarımızdan elimizde kalan son parçanın işgali teşebbüsüydü. İşte millet o toprakları bunlara teslim etmedi. Hani o ‘çılgın Türkler’ diyorlar ya, işte o millet. 15 Temmuz, Türk milletinin ikinci bir Kurtuluş Savaşı’dır.

Lozan’ı ‘zafer’ diye yutturmaya çalıştılar: 1920’de bize Sevr’i gösterdiler, 1923’te Lozan’a bizi razı ettiler. Birileri de Lozan’ı ‘zafer’ diye yutturmaya çalıştı. Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’da verdik. Zafer bu mu? Oralar bizimdi. Oralarda bizim camilerimiz, mabetlerimiz var ama şu anda hâlâ Ege’de kıta sahanlığı ne olacak, havada, denizde ne olacak bunları konuşuyoruz, hâlâ bunun mücadelesini veriyoruz.

Masaya oturanlar hakkını veremediler: İşte o anlaşmada masaya oturanlar sebebiyle. O masaya oturanlar, o anlaşmanın hakkını vermediler. Veremedikleri için şimdi onun sıkıntısını biz yaşıyoruz. Şayet aynen bu darbede de başarılı olsaydı, Sevr’i dahi aratacak bir dayatmayla karşımıza çıkacaklardı.

Meclis kilitlenir: Ana muhalefet partisinin, “olağanüstü hal yetkileriyle hayata geçirilen hususların Meclis’in rutin çalışmalarıyla çözülebileceği” görüşüne kesinlikle katılmıyorum. Meclis’in mevcut gündemi yeteri kadar yüklü ve ağır, bir de buna olağanüstü hal kapsamındaki işlerin ilave edilmesinin kalkışılmasıyla tamamen kilitlenecektir.

OHAL’e devam

Belki 12 ay da yetmeyecek: (OHAL’in uzatılması) Bu işi hızlandırmamız lazım. Bu işte rehavet olmaz. Bu devletin, bu terör organlarının uzantılarından arındırılması için zamana ihtiyacı var. Biz şu anda zamanla yarışıyoruz. Mesele öylesine derin ve öylesine girift ki 3 aylık sürenin yeterli olmayacağı görülüyor. Fransa’da bir ufak terör eylemi oldu, 10 kişi 15 kişi öldürüldü. Fransa’da üç ay, artı üç ay ve son olarak da altı ay olmak üzere toplamda bir yıllık olağanüstü hal var. Dünyadan kimse Fransa’ya diyor mu ‘Siz niye bir yıl olağanüstü hal ilan ettiniz.’ Bunlar akıl veriyorlar, ‘Bir yıl olağanüstü hal Türkiye için doğru değil, şu üç ayı bir daha uzatmayın ha’. Dur bakalım, sabırlı ol. Belki 12 ay da yetmeyecek.

Demokrasinin terazisi

Ben de, muhtarım da seçilmiş: Birileri bir şey anlamıyor. Atanmış kimdir, seçilmiş kimdir? Ben cumhurbaşkanı olarak seçilmişim ama benim muhtarım da seçilmiş. Demokrasi noktasında benim muhtarımla aramda bir fark var mı? Yok. Eğer, demokratik parlamenter sistem diyorsan burada kalkıp muhtarı alçaltamazsın, küçük göremezsin. Zira demokrasinin terazisi seçimdir.

BM’ye hitaptan nasibini alamamış: (Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın BM konuşmasına ilişkin sözleri) Bir siyasi parti genel başkanı, ‘Birleşmiş Milletler’de, dünya liderlerine mi yoksa muhtarlara mı konuşuyorsun belli değil’ diyor. Muhtarı küçümseyen, halkı küçümseyen, ülkesini küçümseyen bir siyasi parti liderinin ne kendi partisine ne de bu millete hayrının dokunması mümkün müdür? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda biz 14 yıldır hitap ediyoruz ve BM Genel Kurulu’na hitap etmekten nasibini almamış olan bir kişinin bu konudaki değerlendirmesini zaten kale almaya gerek yok.

Güvenli bölge oluşturulacak: (Fırat Kalkanı operasyonu) Suriye’de bizim ilk etapta 5 bin kilometrekare olarak öngördüğümüz güvenli ve uçuşa yasak bölge tam manası ile oluşturulabilirse en azından yeni göç dalgalarının önü kesilmiş olacaktır. İşte o gün, aynı zamanda Türkiye’nin Suriye kaynaklı tehditlerden kurtulduğu gün olacaktır. Bizim, Suriye’nin topraklarında gözümüz yok.

Moodys’e tepki

Cebine para koy istediğin notu al: (Moodys’in Türkiye kararı) Ben kredi derecelendirme kuruluşlarını çok severim. Onlar da beni çok severler. Bunlar, sipariş üzerine not verirler. Türkiye’nin gerçeği bu değil ki. İstediğiniz kadar düşürün. Bunların cebine üç beş kuruş ekstra para koy, istediğiniz notu al. Bunlar böyle. Böyle çalışıyorlar. Talimatları zaten nereden aldıklarını da biliyoruz.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK LOZAN İÇİN NE DEMİŞTİ?

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk'ta Lozan Antlaşması'nı, "Türk Milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması’yla tamamlandığı zannedilmiş bir suikastın yıkılışını ifade eden bir belgedir" sözleriyle tanımlamıştı.

İNÖNÜ: YAZIN DEDİM KAPİTÜLASYONLAR KALDIRILMIŞTIR DAHA BİLMEM NE FALAN...

İsmet İnönü ise Cumhuriyet'in 50. yıldönümünde Türk Tarih Kurumu tarafından düzenlenen seminerdeki bir konferansta, Lozan'daki tartışmaları anlatmıştı. İnönü, Lozan'daki tartışmalarda "en sonunda yine kendisinin dediğine gelindiğini" belirtip, "hukuk dilini" öğrenemediğini söylemişti.

İsmet İnönü, Lozan'daki anısını şöyle anlatmıştı:

"Promajo isminde bir Fransız hukukçusu var, hariciye hukuk müşaviri imiş. Çok anlatır bana. Kapitülasyonlar maddesini söyleriz, "yazın" der, kapitülasyonlar maddesi: "Kapitülasyonların ıslahı ve kaldırılması için zemine girmek üzere..." İşte şöyle olur, böyle olur...

"Canım, kaldırılması zeminine girmek falan yok! Kaldırılmıştır! Niye bunu demiyorsunuz?"

"Canım, hukuk dili bu, olmaz ki böyle şey... Hukuk dili..." Hulasa, dokuz ay hukuk dilini öğrenemedim... Sonra bir gün, kapitülasyonlar maddesini yazmak için Promajo bana geldi:

"Nasıl istiyorsunuz?" dedi.

"Yazın!" dedim, kapitülasyonlar kaldırılmıştır! Lağvedilmiştir!" Daha bilmem ne falan... "Bitti, yoktur böyle bir mesele!" dedim.

"Peki, böyle yazalım" dedi.

"Ne oldu, hukuk diline uydu mu?" dedim.

"Karar verdiler" dedi. Kapitülasyonları kaldırmaya karar verdiler..."


YABANCI TEMSİLCİLER: İSMET İNÖNÜ KARŞISINDAKİLERİN ZAYIF NOKTALARINI BULDU

Lozan Konferansı'nda İsmet Paşa ile karşı karşıya gelen delegeler bile onun diplomasideki başarı ve becerisini takdir etmekten geri kalmamışlardı. Lozan Konferansı'nda İsmet Paşa ile karşı karşıya gelen delegeler bile onun diplomasideki başarı ve becerisini takdir etmekten geri kalmamışlardı.

"Mükemmel bir asker olduğu kadar, mükemmel bir diplomat! Az söylüyor, fakat özlü söylüyor. Bir şeye "olmaz!" dediği zaman biliyorsunuz ki o şey "olmaz"dır. Artık onu yaptırmamaya uğraşacaktır. Onun için müzakerelerde, 'peki, kabul ediyorum' dediği zaman rahatlık duyardım. 'Hayır...' dediği zaman ise büyük bir mücadelenin başlamak üzere olduğunu anlardık."

İtalyan delegesi de İsmet Paşa'nın her bakımdan Konferansa hakim olduğunu belirttikten sonra şöyle demektedir:

"Müzakereleri daima iyi idare etti. Karşısındakilerin zayıf noktalarını buldu. Bilgi ile, izan ile, zekâ ile ve mücadeleden yılmayarak uğraştı. İsmet Paşa, büyük askeri başarılardan sonra Türk tarihinde misli olmayan bir siyasal zafer kazandı."

Bu sözlerin İsmet Paşa'nın Lozan'daki rakipleri tarafından söylenmiş olması dikkate değer bir anlam taşımaktadır.

ERDOĞAN İKİ AY ÖNCE NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lozan Antlaşması'nın 93. Yıl Dönümü nedeniyle yayınladığı mesajda antlaşmayı övmüş, "ziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer, Lozan Antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk alanına taşınarak tescil edilmiştir" demişti.

Erdoğan, "Bu düşüncelerle, Lozan Barış Antlaşması’nın 93. yıldönümünde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, anlaşmanın mimarı olan tüm devlet adamlarımızı rahmetle anıyorum" ifadelerini kullanmıştı.

 

ERDOĞAN KENDİ TOPLADIĞI MUHTARLARLA OHAL SEÇİMİ YAPTI - VİDEO

<video:607857>

HANGİ ERDOĞAN DOĞRU SÖYLÜYOR? - VİDEO

<video:607841>


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler