"Ergenekon çıkış kapısı olacaktır"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergenekon davasında ortaya çıkan hukuk ayıbından demokrasiyi hakimlerin kurtaracağını belirterek, "Ergenekon Türkiye'yi esir almak için planlanmıştır ama Ergenekon tarihte olduğu gibi bir çıkış kapısı olacaktır" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.04.2009 - 11:43

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Meclis'te partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de yaşanan gelişmeler çerçevesinde ekonomik gelişmeleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yaşanan son seçimler, Azerbaycan- Ermenistan konusu ve de Ergenekon davasının içerisine girdiği yeni süreci değerlendirdi.
 

Ergenekon

Baykal, Ergenekon soruşturmasında yeni bir noktaya gelindiğine dikkat çekerek, yaşanan gelişmeler sonucunda toplumun pek çok kesiminde yeni tepkilerin ortaya çıkmasına neden olduğunu söyledi. Baykal, toplumsal tepkileri taşımanın giderek daha zor bir hale geldiğini belirterek, "Umut ediyorum Türkiye'nin hukuk birikimi, hukukçularımızın sorumluluk duyguları, bilinci ve gerekiyorsa cesareti Türkiye'yi bir hukuk ayıbından kurtaracaktır. Demokrasimizin ferahlaması hiçbir zaman olmadığı kadar bugün hukukçulara bağlıdır. Bunu en iyi şekilde hakimlerimizin başaracağına inanıyorum. Türkiye hak ettiği tabloya mutlaka ulaşacaktır. Bu Ergenekon dönemi de bizim toplumumuzun bir büyük şerefli mücadelesi olarak gelecekte hatırlanacaktır" dedi.
Baykal, Ergenekon davası hakkında ki görüşlerini daha önce 25 Mart 2008'de CHP Grup toplantısında dile getirdiğini anımsatarak, "Bu değerlendirmelerin her cümlesinin ne kadar doğru olduğunu anladık. İddianamenin çok dayanılmaz, önü açık bir süreç olduğunu gördük. Bu davanın bir siyasi intikam olduğunu burada söyledik. Her çevreden insanın 'bu kadar da olmaz' dediğine şahit olduk. Bu kadar da olmaz değil, hiç olmaz hiç" dedi.
 

Bu bir dava olamaz

Toplumda tepkilerin arttığını kaydeden Baykal, herkesin bir uyanma noktası olduğunu, CHP'nin ise bunu en başta gördüğünü vurguladı. Baykal, Ergenekon davasının aslında bir dava olmadığını öne sürerek, "Kimisi İlhan Selçuk, kimi Kemal Alemdaroğlu tutuklanınca kimi de Türkan Saylan tutuklanınca fark ediyor. Sağcısı da solcusu da 'Böyle dava olmaz' dedi. Eskiden arkası yarın vardı, şimdi diziler var. Dizi yapar gibi iddianame yapılır mı? Arkası önü belli olacak. Hangi maddeyle kimi itham ediyorsun belli olacak. Böyle şey olur mu? Yargılama mahkemede yapılır. Kamuoyu önünde yapılıyor. Başından sonuna yanlış" diye konuştu.

"Bu kadar yanlıştan bir doğru çıkmaz" diyen Baykal, Başbakan Erdoğan'a sert çıktı ve şöyle dedi:

"Aradığımız doğrular yok mu? Elbette var. Kim darbe yapmaya çalışmışsa ortaya koy, hesabını sor. Sormazsan namertsin. Soruyor musun? Devlet görevinde yer almış, sonra mafyalaşmış kim varsa hesabını soruyor musun? Sor! Sormuyorsan namertsin. Güneydoğu'da fırtınalar estirmiş çetelere hesap soruyor musun? Sor! Ondan sonra Türkan Saylan gelsin, Mehmet Haberal gelsin, Türkiye'nin yüz akı, Atatürkçü rektörler gelsin. Yargıya yakışmayan şeyleri söylemek benim görevimdir."
 

Umut hakimlerde

Baykal, "Çok büyük hukuk ihlalleri ile karşı karşıyayız. Yargı bağımsızlığı tahrip edilmiştir. Kadrolaşma yargıya kadar taşınmıştır. 70 milyonun dinlenmesine imkan veren teknik ve hukuki düzenleme yapılmıştır. Doğrudan doğruya Başbakan'a bağlı bir dinleme ağı kurulmuştur" dedi.

Ergenekon davası ile ilgili ortaya çıkan toplumsal tepkileri taşımanın giderek daha zor bir hale geldiğine dikkat çeken Baykal, "Başbakan bu siyasi davayı ta 2006'da ortaya atmıştır. O zaman 'bu işi takip edecek savcı bulamıyoruz' demiştir. Şimdi olay savcılığa intikal etmiştir. Şimdi umut hakimlerdedir" diye konuştu. Baykal şöyle dedi:

"Umut ediyorum Türkiye'nin hukuk birikimi, hukukçularımızın sorumluluk duyguları, bilinci ve gerekiyorsa cesareti Türkiye'yi bir hukuk ayıbından kurtarmanın gerektirdiği düzeyde çıkacaktır, çıkmalıdır. Demokrasimizin ferahlaması hiçbir zaman olmadığı kadar bugün hukukçulara bağlıdır. Bunu en iyi şekilde hakimlerimizin başaracağına inanıyorum. Türkiye hak ettiği tabloya mutlaka ulaşacaktır. Bu Ergenekon dönemi de bizim toplumumuzun bir büyük şerefli mücadelesi olarak gelecekte hatırlanacaktır. Ergenekon Türkiye'yi tutsak almak için planlanmıştır. Ama tarihte olduğu gibi Türkiye Ergenekon'dan yüzakıyla çıkacaktır. Zorbalıktan çıkış kapısı olacaktır Ergenekon. Tabi bu gelişme yaşanırken Türkiye'de yaşanan acılar, ödenen büyük bedeller, hiçbir zaman unutulmayacaktır."
 

Azerbaycan'la aramız bozulursa düzelmez

Baykal, Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerine de değinerek, "Bu konu karmaşık bir konu bir işgal var. Önce Ermenistan Azerbaycan ile ilişkilerini normalleştirsin, sonra biz de normalleştirelim. Eğer önce Türkiye yapsın deniyorsa, bu büyük haksızlıktır. Eğer bunu yaparsak Azerbaycan'ın işgal edilmesini kabul etmiş, sindirmiş, meşrulaştırmış olacağız" dedi. Ortada bir Karabağ sorunu olduğuna dikkat çeken Baykal şöyle dedi:

"Bir Karabağ sorunu var bir de Azerbaycan'ın Ermenistan tarafından işgal edilmiş topraklar söz konusu. BM kararıyla Karabağ'ın Azerbaycan'a ait olduğu ortaya konuyor. BM bu toprakların işgalini kınıyor. 'Ermenistan kapısı açılacaksa siz işgal yerlerini boşaltın. Bunu Türkiye'ye söylemek büyük haksızlıktır. Orası Azeri topraklarıdır' diyor."

Azerbaycan'ın bu konuda ciddi bir küskünlük içerisine girdiğine dikkat çeken Baykal, "Türkiye'nin Azerilere müzakere konusunda bir açıklama yapması boynumuzun borcu. Bu müzakereleri Azeriler Rusya'dan öğreniyor. Ne yapıyoruz? Neye alet oluyoruz? Eğer bu şekilde gelişirse diplomasi tarihinin en büyük hatası olacaktır. Bunun altından Türkiye kalkamaz, çok ağır bir hata yapılmıştır. Azerilerin doğal zenginliklerin tümünü Rusya ile dünyaya pazarlamaya dair niyet belirtmiştir. Bizim Azerbaycan'la aramız bozulursa bir daha düzelmez" diye konuştu.
 

Gül'e çağrı

Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün zaman kaybetmeden Azerbaycan'a giderek İlham Aliyevle görüşmesi çağrısında bulundu. Baykal şöyle dedi:

"Derhal Gül Azerbaycan'a gitmeli, Aliyev'le bir araya gelmeli bu kırgınlığı ortadan kaldırmalıdır. Türkiye Somali'ye gösterdiği ilgiyi Azerbaycan'dan esirgeyemez. Bu sürecin nasıl işlediğini dünya görüyor ve bir an önce Azerbaycan'a anlatmak gerekir. Ermenistan görüşmeleri Azerbaycan'ın sırtından götürülemez. Azerbaycan ile ilişkimizi bozmaya yetecek bir iştir bu, tekrar dikkat çekiyorum. Diplomasi tarihinin en büyük hatası olur."
 

Kıbrıs seçimleri

Baykal, KKTC'de yapılan son seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. KKTC'de iktidar değişikliği ile sonuçlanan seçimleri Baykal, "Bu seçim pek çok açıdan önem taşıyor. Kıbrıs'taki demokratik rejiminin sağlıklı bir şekilde işlemesi büyük bir önem taşıyor" diyerek değerlendirdi.

Kıbrıs'ta demokratik sürecin devam ettiğini, bunun Kıbrıs'ın geleceği açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Baykal, "Orada demokrasi var. İktidar iş başına geliyor. Bu gerçekten önemli. Oradaki insanları bir azınlık konumuna sokup değerlendirmek isteyenlere verilecek dersler var" diye konuştu.
 

AKP'nin müdahalesi

Baykal, son dönemde seçimlere AKP'nin müdahale ettiğini belirterek, "Kıbrıs yeniden şekillendirilmek istenmişti. Seçimlere müdahale girişimi görüldü. Buradan giden vekil ve bakanların oradaki yarışa doğrudan müdahale edilmesi görüldü. Biz de arkadaşlarımızı gönderdik orada bu süreci eleştirmişlerdir. Kıbrıs'ta hukuku korumanın en önemli yolu siyasi iradeye saygı göstermektir" diye konuştu.
AKP'nin Batı aracılığıyla, Kıbrıs seçimlerine müdahale ettiğine yönelik sözlerini tekrarlayan Baykal şöyle dedi:

"Kıbrıs'taki seçimlere yönelik yönlendirmelerin KKTC tarafından nasıl değerlendirildiği açısından bu seçim önemli olmuştur. AKP Batı aracılığıyla KKTC siyasetine müdahale etmiştir. Rauf Denktaş ve Ulusal Birlik Partisi(UBP) devre dışı bırakılmak istenmiştir. Ama Kıbrıs'a hak ve hukuklarına sahip çıkılacağı konusunda önemli sözler verilmiştir. AB'nin KKTC'ye yönelik politikasının tecritin ortadan kalkmasını umutla beklenmiştir. Ama geçen süre içerisinde bu vaatlerin içeriği boş olduğu görülmüştür. Kıbrıslılar bir hayal kırıklığına girmiş ve bu ruh hali seçime yansımıştır. Birilerinin yönlendirmesinin nasıl sonuçlanacağı ortaya çıkmıştır."
 

Ekonomi

Ekonomik gelişmelere de değinen Baykal, Başbakan Erdoğan'ın, seçim sonrası suskunluğunu zaman zaman bozduğunu ifade etti. Baykal, Hükümetin en az üç üyesinin ekonomik daralmaya gidildiğini kabul ettiklerini belirterek, "Başbakan'ın, ekonominin iyi olduğu yönündeki açıklamaları ön planda yer alıyor. Değerli arkadaşlarım güneş balçıkla sıvanmaz. En azından hükümetin 3 üyesi Türkiye'nin büyüyen değil küçülen ekonomi olmasını kabul etmişlerdir" diye konuştu.
 

Yeni uçak

Baykal, Başbakan'a tahsis edilen uçağı da anımsatarak şöyle dedi:

"ABD Başkanı Barack Obama kriz zamanında 'Ben kendime helikopter siparişi veremem" demiştir. Ne tesadüftür ki aynı dönemde Başbakan 60 milyon dolarlık uçak siparişi vermiş ve bu uçağı denemek için de Antakya'ya uçmuştur. İşte zihniyet budur. İnsanlar işsizken bunu görmezden gelirler, "Hiçbir şey yok" derlerse, onları bu noktaya sürükler. Bu sanıyorum Başbakan'ın 4. uçağıdır. Herkese bir görev düşmüyor mu?"


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler