Ergin: 953 kişi tahliye edilecek

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle tahliye olabilecek tutuklu sayılarının tarihe göre değişebileceğini belirtti.

Ergin: 953 kişi tahliye edilecek
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.01.2011 - 09:50

Ergin, canlı yayına katılarak, tahliyelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bir davanın ağır ceza mahkemesinde ortalama bin 622 günde bitirildiğini, bu davanın ilk derece mahkemesindeki yargılama ve savcılık soruşturmasının 580 günde bitirildiğini, aynı dosyanın da bin 42 gün yüksek yargıda beklediğini anlatan Ergin, bir dava dosyasının ortalama 473 gün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda beklediğini, dosyanın ilgili ceza dairesinde de 399 gün kaldığını vurguladı.

Bakan Ergin, bu sürenin azaltılması için çalıştıklarını, Adalet Bakanlığı'nın projelerinin ve planlarının bu yönde olduğunu ifade ederek, ''Bugün itibariyle tutuklu toplam 953 kişi civarında bu düzenlemeden istifade edebilecek gibi, ilk derece mahkemelerinden bu düzenlemeden yararlanan kişi sayısı 280 civarındadır. 40 bin rakamı kesinlikle doğru değil. Radikal tedbirler alınmazsa bu rakam 2 bin olur, 3 bin olur, 2014'de daha fazla da artabilir. Burada tıkanıklık yüksek yargımızda'' diye konuştu.
 

"Vicdani kanaatlere göre hakimlerin değerlendirme yapması olmaz"

Bakan Ergin, tahliyelere ilişkin tartışmanın doğru zeminde yapılmadığını belirterek, basında 10 yıllık ve 5 yıllık tutuklu kalınabilinecek sürenin uzunluğunun tartışıldığını, bu sürelerin bile makul ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kabul edeceği sürelerin de üzerinde olduğunu anlattı. "Tartışmalar tahliye edilenlerin kimliklerine bakılmaksızın sürdürülüyor" diye konuşan Ergin, "Tahliye olan kişilerin işlemiş oldukları fiiller, bunların toplumda uyandırdığı infial, vicdanlardaki merhamet duygusu hepimizi irite ediyor. Ancak ceza hukukunda kanunilik prensibi esastır, vicdanı kanaatlere göre hakimlerin değerlendirme yapması ceza yargılamasında söz konusu değildir" diye konuştu.

Ergin, AİHM'de Türkiye aleyhine açılan davaların yaklaşık yüzde 14'ünün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesindeki "özgürlük ve güvenlik hakkına" ve bu hakkın ihlaline ilişkin davalar olduğunu kaydetti. 2004 yılında Ceza Usul Yasası'nı hazırlandığını anımsatan Bakan Ergin, limitsiz tutukluluk süresine disiplin getirmek ve AİHM'de Türkiye'nin mahkum olmasını engellemek için çalışmalar yapıldığını vurguladı.
 

"Çalışmalar sürecek"

Düzenlemenin 2008 yılına ertelendiğini, mevzuat nedeniyle bu sürenin daha sonra 2010 yılına uzatıldığını ve 2010 yılı sonunda düzenlemenin yürürlüğe girdiğini belirten Ergin, asıl tartışılması gereken konunun da Türk yargısındaki uzun yargılamalar olduğunu ve bunun nasıl kısaltılacağı konusunun çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi.

Ergin, "Yargının iş yükünün azaltılması ve sorunların çözülmesi için gelecek hafta Mecliste Tebligat Yasası görüşülecek. Ara buluculuk kanun tasarısı ve kamu denetçiliğine ilişkin düzenlemelerin tamamlanacak, yüksek mahkemelerin insan kaynakları sorununun çözülmesine dair çalışmalar da devam edecek" dedi. Bakan Ergin ayrıca, kısa vadede istinaf mahkemelerine ilişkin sorunların da çözüleceğini açıkladı. Ergin, "İstinaflar kurulacak, Yargıtayın güçlendirilmesine gerek yoktur şeklindeki görüş, 100 bin dosyanın zaman aşımına girmesine neden olur. Onun için radikal tedbirlerle mahkemeler güçlendirilmelidir" dedi.
 

"Ergenekon" ve "Balyoz" davaları

Ergin, tahliyelere ilişkin düzenlemenin Ergenekon ve Balyoz davalarındaki tutukluluk sürelerini 10 yıla kadar çıkaracağı yönünde yorumlar bulunduğunun hatırlatılması karşılık, söz konusu yasal düzenlemenin 2004 yılında yapıldığını anımsatarak, "O zaman Ergenekon ya da Balyoz soruşturması var mıydı?" diye sordu.

"2004'te yapılmış bir yasanın 2008'den sonra ortaya çıkmış soruşturmalar için yapıldığını söylemek doğru olmadığını" savunan Ergin, "Buradaki düzenleme Türkiye'de yargılamanın uzun tutukluluğu önlemek için siyaset kurumunun ortaya koyduğu bir iradedir, doğru bir düzenlemedir" dedi. Bakan Ergin, 102. maddedeki düzenlemeden önce alt sınırı 7 yıl ve daha üst olan fiiller için tutuklama sınırı olmadığını belirterek, buna limit getirildiğini, bu limitin de uzun olduğunu söyledi.

Bakan Ergin, CHP'nin fişlemelerle ilgili verdiği soru önergesinin anımsatılması üzerine, "Avukatlar staj yapıyorlar. Staj yaptıkları döneme ilişkin, değerlendirme yazılır. Falanca avukat adayı geldi staj yaptı gibi değerlendirme yazılıyor. En sonunda da mesleğe kabulü yapılıyor. Hakim ve savcı adayları için de benzer yönetmelikler var. Bunlar 1982 Anayasasından sonraki düzenlemelerde var. Geçmişten beri uygulanıyor. 1971'de tanzim edilmiş raporlar var. Dosyalarına konulmuş hakim ve savcıların. 1995'te bir hakimin aşırı alkolik olduğu gerekçesiyle meslekten men edilmiş. O dönemde Adalet Bakanı sosyal demokrat partiliydi. Bu yanlış bir uygulama değil. O hiç eleştirilmedi. Hakim ve savcı olacak kişinin kumara düşkün olmasını ya da alkolik olması kabul edilmez" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler